Çınar, dere, bir de Aliş'in resmi

12 Şubat 2007 10:21  

 

Çınar, dere, bir de Aliş'in resmi

Ulu çınarın hemen dallarının altından küçücük şirin bir dere kıvrıla kıvrıla akıyormuş. Sanırsın ki çınar, dallarıyla dereyi okşuyor. Çok uzaklardan dağların tepelerınden kıvrıla kıvrıla gelen derecik, çınarın altında dinlenir daha sonra denize doğru akar gidermis. Kimse bilmezmiş derecik denize varır mı varmaz mı diye. Bir ulu çınar bilirmiş de kimseye demezmiş.


Çınarla dere bir gün dertli dertli söyleşiyorlarmış. Ulu çınar çocukları şikayet ediyormuş nazlı dereye.


Ah dere, ah dere, şu minik yaramazlar yok mu? Her gün dallarıma çıkıp hoyrat hoyrat oynuyorlar. Yapraklarımı elleriyle yolarak dallarımı kırıyorlar. Yetmezmiş gibi sivri şeylerle gövdeme yazılar yazıp resimler yaparak canımı acıtıyorlar. Dallarıma çıkıp oynamaları yok mu, çok korkuyorum düşüverecekler diye. Her şeye rağmen onları çok seviyorum. Hani yorulunca uzanıveriyorlar ya yere gölgemde dinleniyorlar ya öyle mutlu oluyorum ki o zaman.

Nazlı dere birden kükremiş.
Çınar çınar, ulu çınar. Onlar senin gölgende dinlenirlerken beni kirletiyorler bilmiyor musun?
demiş. Yedikleri, içtiklerinin artıklarını bana atıyorlar kirletiyorlar beni. O zaman cok üzülüyorum. Yoksa bende onları çok seviyorum.


Çınarla dere böyle dertleşirlerken Aliş de elinde resim kağıtları, boyalar ve fırçalarla ulu çınarla dereye doğru yaklaşıyormuş.


Aliş birden çınarla dereyi farketmiş.
Hey şunlara bak. Ne güzel iki arkadaş tamam ben bunların resmini yapmalıyım.
diye bağırmış.


Çınarla dere şaşkın şaşkın Aliş´e doğru bakmışlar. Hiç görmedikleri tanımadıkları Aliş´in elinde ne olduklarını bilmedikleri bir şeylerle üzerlerine gelmesinden ürkmüşlerdi doğrusu.


Aliş hemen hazırlıklarını tamamlayarak fırçasını bir boyaya bir suya batırarak başlamış çınarla derenin resmini yapmaya.


Dere kirlenen suyu görünce, bak şimdi işi bitince bu pis suyu üzerime dökecek diye edişelenirken, çınar da fırçalara bakarak off yine canımı acıtacak diye sızlanıyormuş.


Bu çocuk ne yapıyor nazlı dere hele ben bir bakayım. demiş ulu çınar.


Alişin resim kağının üzerine eğilmiş, bakmış bir de ne görsün. Kağıdın üzerinde minnacık bir çınar ve nazlı dere. Şaşkın şaşkın Aliş´e sormuş ulu çınar; çocuk çocuk sen ne yapıyorsun o kağıt üstüne?
Aliş dereyle senin resmini yapıyorum ulu çınar demiş. Bak ne güzel oldunuz degil mi?. Şimdi bütün arkadaşlarıma seni anlatacağım. Öğretmenime söyleyeceğim bir daha ki sefere çevremizi ve doğayi tanıyalım gezimizde sınıfla buraya gelelim.


Aliş resmi bitirip şarkı söyleyerek uzaklaşmış çınarla derenin yanından.


Sonra ne olmuş biliyor musunuz çocuklar?


Aliş'in dediği gibi günlerden bir gün sınıfıyla beraber gelmis Aliş.Elinde de çınarla derenin resmi varmış. Öğretmeni: - Aferin Aliş resmi sanki aynısı gibi yapmışsın, tebrik ederim demiş. Hemen eklemiş.

Hadi bakalım herkes işinin başına. Çınarla dere yine şaşkın şaşkın olanlara bakıyorlarmış.


Çocuklar hep birlikte etrafı temizlerlerken deredeki pislikleri de dışarı alıyorlarmış. Çınarla dere hem şaşkın hem sevinçli mola veren sınıfın hep beraber söylediği şarkıya eşlik etmeye baslamislar.
Yaramaz cocuklar mi?
onlar Alis´in sinifindaymislar.siniftan ayri geldiklerinde de ne cinara ne de nazli dereye
kötü davranmislar.
Gidin bakin cinar dere ve cocuklar simdi ne kadar mutlular.

Ali Riza Ülec Erzurum/dumlu
Asker babadan ogula masallar
12.ekim .1985
düzeltme
12.subat.2007

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0