CHP'nin kalesi, AK Parti'nin hayali
27 Mart 2014 20:35
İzmir'de CHP dışında bir sürpriz beklenmiyor. Ama bir gerçek var ki, AK Parti'nin 11 yıldır hep hayali bu kenti 'fethetmek.' Bu seçimde oldukça güçlü bir isim olarak Binali Yıldırım'ı gösterdi. Yıldırım'ın kazanma ihtimali çok düşük ama oyu arttırma potansiyeli yüksek.
İzmir, AK Parti’nin ‘fetih’ arzusunu en fazla kamçılayan kent. Bütün yerel seçimlerde hedefe konsa da bir türlü zaptedilemeyen bir kale. Geçmişte her ne kadar merkez sağın oy deposu olsa da DP, AP, DYP, ANAP’lı belediye başkanları yönetse de şehrin son 20 yıldır tercihi merkez soldan yana. Son seçimlerden sonra oluşan tablo bize çok şey anlatıyor: İzmir’in 30 ilçesi var ve bunun 29’u CHP’li. Sadece Bayındır ilçesi, AK Parti’nin elinde. Durum böyle olunca iktidarın işi kolay değil.
2011 seçim sonuçlarına bakınca oy farkı kapanıyor. Büyükşehir yasası gereği taşradan gelecek oylar da AK Parti’nin lehine. Bütün bunlara karşın favori yine CHP gösteriliyor. Bunun birçok sebebi var kuşkusuz. En başta İzmir muhalif bir kent. Muktedirleri fazla sevmiyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile kimyaları bir türlü uyuşmadı. Kentin laik ve ulusalcı bir dokusu var. Yaşam tarzı kaygısı dinmemiş. ‘Rakı-balık-roka’ üçlemesi her daim geçerli.
AK Parti, İzmir’e hiç olmadığı kadar asılıyor. Takımın en güçlü oyuncusunu sahaya sürdü. İzmir’in en çok nelere ihtiyacı var ise onları karşılayacak isim olarak görülen adayla yarışa giriyor. Binali Yıldırım, profesyonel bir ekiple çalışıyor. Belki de şu ana kadar yapılan en güçlü lansmanla işe başladı. İzmir’e 1414 proje vaat ediyor. ‘Mega proje’lerinin bir bölümü kentte ilgi uyandırmış. Yıldırım’ın dezavantajı sadece aradaki oy farkı değil.
Erdoğan’sız kampanya
17 Aralık operasyonu Anadolu kentlerinden daha fazla İzmir’de iz bıraktı. Sadece projelerle gündeme gelmek o yüzden kolay olmayabiliyor. Genel siyaset havasında geçen seçim Yıldırım’ın aleyhine işliyor. Başbakan Erdoğan için yerel seçimi kendisinin oylandığı bir referanduma dönüştürmeyi başardı denebilir. Bu durumun belki de tek istisnası İzmir. Burada tabiri caizse, Erdoğan’sız kampanya yürütülüyor. Erdoğan’ın resmi, ismi, posterini çok fazla göremezsiniz. Dombranın sesi de fazla çıkmıyor İzmir’de. Varsa yoksa Yıldırım’ın söz verdiği projeler. Yıldırım, Atatürk, laiklik, hatta ‘rakı-balık’ konusunda rahat mesajlar veriyor. ”Ben ne diye milletin yaşam tarzına,yediğine-içtiğine karışayım. Bunlara bakacak ne vaktim ne gücüm var. Nişantaşı’nda da AK Parti iktidarda. Oraların ne farkı var?” diye soruyor. Yıldırım, İzmirlilerin ‘ideoloji’ yerine ‘icraat’a oy vereceğini ve ipi göğüsleyeceğini söylüyor.
CHP İzmir’i sıfırladı!
CHP seçime fırtınalı başladı. Parti yönetimi, İstanbul’u nasıl Mustafa Sarıgül’e göre dizayn ettiyse, aynısını İzmir’de de yaptı. Listeyi Aziz Kocaoğlu’na teslim etti. Başkanların yarısı, yani 15 isim aday gösterilmedi. Yani bir nevi başkanları ‘sıfırladı.’ Bunlar arasında Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan gibi popüler isimler de var. Tartan da eski partisi DSP’den aday oldu. Bu değişimin bir faturası olur mu? Aziz Kocaoğlu’na göre hiçbir etkisi olmaz. Kocaoğlu, ”Oylarım yüzde 60’ın üzerinde, Binali Bey yüzde 30’u bulamaz” diyecek kadar kendinden emin. İzmir’in ‘CHP’nin kalesi’ olduğu sözlerine ise tepkili. İzmirli’nin yaptığı hizmetlere oy verdiğini söylerken, aldığı uluslararası ödülleri hatırlatıyor. AK Parti , “Ne istediler de vermedik” modunda ama Aziz Kocaoğlu, “Laf ebeliği yapıyorlar. İzmir için ne yaptılar? İstanbul ve Ankara kadar dev let yardımı alamadık, imzalarımız geciktirildi” diyor.
İzmir merkezde CHP’nin belirgin ağırlığı var. Belediyenin yine CHP’de kalacağı görüşü yaygın. Konak’ta DSP adayı Tartan yarışa ortak olabilir. AK Parti, Buca’da Cemil Şeboy faktörüne güveniyor. Rakibi, İzmir’in efsane başkanı Ahmet Piriştina’nın oğlu Levent Piriştina olacak. AK Partililere sorsanız Karabağ, Bayındır, Kiraz ve Bayraklı’da yarış başabaş. CHP’ye göre, hiçbir şansları yok. Kentte büyük projelere özlem ve istihdam arayışı gözleniyor. Beyaz yakalıların göç ettiği, yeterince yatırımcının gelmediği bir kent İzmir. Bunlar Yıldırım’a bir şans kapısı aralayabilirdi.
“Binali Yıldırım’la Çok Kolay” sloganını benimseyen Yıldırım’ın işi hiç de kolay olmayacak. Kentte farklı bir hava var. Örneğin; taksici, kuaför ve otel görevlisi 2’si CHP’li 1’i MHP’li 3 ayrı seçmen Yıldırım’a oy vermek istediklerini söyledi. Ama aynı isimler Başbakan Erdoğan’a korkunç öfkeliydi. Sadece ‘yolsuzluk-rüşvet’ tartışmaları değil, ağızlardan çıkan sert sözler İzmir’i AK Parti’den uzaklaştırıyor. Yarışa MHP ve HDP ortak görünmüyor. İP, diğer illere göre daha aktif İzmir’de.
Binali Yıldırım boyoza alıştı, simite gevrek diyor. İzmirli olmuş. Temizlediği Körfez’de yüzme hayali kuruyor. Gerçekleşmesi çok kolay değil ama görünen o ki seçimi kaybetse de performansıyla adını ‘kazanan’lar hanesine yazdıracak. CHP’li Aziz Kocaoğlu ise tur atlamayı garantilemiş teknik direktör rahatlığında.
Çukurova’da rüzgâr MHP’den yana
30 Mart’a doğru Çukurova’da rüzgâr MHP’den yana esiyor. MHP’ye peş peşe destek açıklamaları geldi. Dengeleri değiştiren gelişmeler bir haftada yaşandı: BBP’li aday MHP lehine çekildi. Aytaç Durak gibi güçlü bir isim de yine MHP’ye destek verdi. Durak, nereden aday olsa kazanmış bir isim. Yolsuzluk iddialarından dolayı 4 yıl önce görevi bırakmıştı. Desteği MHP’ye avantaj kazandırıyor çünkü en azından yüzde 5 kişisel oyu olduğuna inanılıyor. Durak’ın ardından 4 yıldır Adana’yı başkanvekili olarak yöneten Zihni Aldırmaz’ın da MHP’ye destek verdiğini bir kenara yazalım. Bu arada CHP’nin 1994’te adayı olan ve bağımsız girdiği seçimde 10 bini aşkın oy alan Bülent Özülkü’nün de desteği MHP’ye yönelişin örnekleri arasında anlatılıyor.
Diyarbakırlı handikapı
AK Parti’nin adayı eski milletvekili Abdullah Torun. Diyarbakırlı olmasından dolayı negatif propagandaya maruz kalıyor. En büyük destekçesi bir süredir sessizliği dikkat çeken Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik. Bakan Çelik, adeta kamp kurmuş, Torun için yoğun mesai harcıyor. BDP ise Adana’dan 100 bin oy almayı hedefliyordu. AK Parti’nin büyükşehirde kendilerine oy vermeleri için BDP ile ‘anlaşacağı’ kulaktan kulağa yayılıyor. BDP adayının afiş ve fotoğraflarına da rastlanmıyor. BDP’nin kamuoyunun yakından tanıdığı Ayhan Bilgen’i büyükşehir yerine Seyhan’a kaydırmasını anlaşma işareti olarak görenler var. BDP, yüzde 20’ye yakın oy potansiyeline sahip olduğu Seyhan’a yüklenmiş durumda.
MHP büyükşehire Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’yü aday gösterdi. Köylerine kadar Adana’yı turlamış. Vali ile yaşadığı sorun popülaritesini arttırmış. MHP’nin Seyhan adayı Abdullah Çalışkan, eski bir AK Parti vekili. MHP, Adana’da ‘vatan’ mitingi yapmıştı. Bahçeli’nin ziyareti de morallerini yükseltti. MHP’nin, Karadeniz müziğinin usta ismi Volkan Konak’a 100 binin üzerinde insanın katıldığı bir konser verdirmesi de seçmenin hoşuna gitmiş görünüyor. MHP’nin önemli bir kozu da Fethullah Gülen grubu.
Cemaat, Adana ve ilçelerinde MHP’ye çalışıyor.
CHP’den oy kayabilir
CHP’nin Adana’da en güçlü olduğu ilçe Çukurova. Ankara’nın Çankaya’sı gibi. Büyükşehir adayı olarak da Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan’ı gösterdiler. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun mitingiyle şanslarının artacağına inanıyorlar ama MHP’deki yükseliş eğiliminden olumsuz etkilendikleri çok açık. Birçok yerde olduğu gibi Adana’da da seçmenlerin ‘ikinci tercih’leri öne çıkıyor.
Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, kendisini şöhretin zirvesine taşıyan o meşhur “g…t” sözünden sonra kısmi sessizliğe büründü. Son zamanlarda bir ‘vukuat’ ile anılmıyor. Vali Bey, bir daha protosto olayı yaşamamak için tedbirini almış.
Resmi törenlerin valilik bahçesinde yapılabilmesi için oraya Atatürk heykeli dikilmiş. Vali’nin ‘sessiz’liğinin seçim sürecinde AK Parti’nin özel gayretiyle olduğu da söyleniyor. Nitekim AKP adayı Abdullah Torun, “Ben geldikten sonra Valinin adını duydunuz mu?” diyerek kendi payına vurgu yapmış.
Radikal
Son Güncelleme Tarihi: 27 Mart 2014 21:41

