Bu çapulcuları dinleyeceksin Başbakan

06 Haziran 2013 21:39  

 

Bu çapulcuları dinleyeceksin Başbakan

Merhaba Başbakan,

Ben senin 11 yıldır coşkuyla yönettiğin ülkenin çapulcusuyum. Hiçbir seçimde partine oy vermedim. Tanısan hiç sevmezsin. Ama senin benden nefret ettiğin kadar hırslandım. Zorla evlendirilen kadın gibi dayandım. Sabrettim. Koca dayağına boyun eğer gibi sustum. Eşime dostuma ağladım ama dizimi kırdım evimde, ülkemde oturdum. 12 yıl. Bütün gençliğim, 20’li yaşlarım, en güneşli günlerim senin neşesini kıskandığın İstanbul’da geçti.

Sen bu çapulcu dediğin binlerce, yüzbinlerce insanı asık suratlı bir hayata mahkum ettin. Çocukluğumun geçtiği sokakları hırpaladın. Kürtaj yaptırdım diye bana katil dedin. İçki içiyorum diye gözünde sefil bir alkolik oldum. Her sözümü ağzıma tıktın. Gazeteci arkadaşlarımı hapse tıktın. Korkuttun. Azarladın. Çapsız dedin, ananı al git dedin, marjinal dedin. Sen beni habire patakladın başbakan.

Sen diye hitap ediyorum çünkü ben seninle eşitim Recep Tayyip Erdoğan. Ben de senin gibi bu ülkenin vatandaşıyım. Senin de çocukluğunda top oynadığın güzel bir köşe var istanbul’da. Gidip huzur bulduğun bir bahçe var. İki laf etmek istediğin dostların var. Çocukların var. Benden tiksinsen de, senin de sevdiğin, şefkat duyduğun birileri var bu hayatta. Sen de biliyorsun kendi ülkende yalnız kalmak ne demek. Biz aynı ülkenin dertleriyle büyüdük. Sen ‘onlar’ diyerek, Türkiye’nin yarısını kara listeye alsan da, şimdi başbakanımız olduğuna göre senin halkınız ve gidecek başka bir yerimiz yok.

Ben oruç tutmuyor diye adam döven seçmenine ‘onlar’ demedim. Türbanlı kızlar Nişantaşı’nda alışveriş yaparken ‘safra’ diyen laik teyzeleri de sevmedim. Köşkte türbanlı first lady var diye atak da geçirmedim. Açlık grevinde insanlar ölürken şov bunlar dedin, ağzıma yapıştırdın, sesimi çıkarmadım. Kentsel dönüşüm ayağına, şehrin ağzından girdin burnundan çıktın, bağırsaklarını deştin, insanları yabani ot gibi toprağından söktün, mal gibi izledim. Ama bir çapulcu olarak söylüyorum, burama geldi be başbakan.

Bugün yüzünü dönüp iki saniye bakmaya tenezzül etmediğin insanları tanısan sevmezdin. Ama senin dediğin gibi seçmenin içince eyvallah, biz içince alkolik olmuyor. Sen sadece ülkenin yarısının poster başkanı olamazsın. Bu insanlar başının belası değil. ‘İnsan sevgisi’ öyle işlemiyor. Polis senin paralı askerin değil. ‘Dağıtın, gebertin’ diyemezsin.

2004’te belediye başkanlarına demiştin ya, “Bol bol yeşil alan yapın. Vatandaş oralarda uzun uzun yuvarlansın ki, elektriğini atsın. Halkı psikolojik olarak rahatlatın” diye. Yuvarlanamıyoruz. Elektriğimizi 11 yıldır atamıyoruz. Taksim’de, Alsancak’ta, Kuğulu Park’ta, Eskişehir’de yuvarlanmak isteyenler var. ‘Sizden mi öğrenecem’ diyeceğine bırak yuvarlansınlar.

Bu ülkenin yarısı çapulcu başbakan. Sevgili Rasim’inin dediği gibi ‘spastik bir park’ değil sorun. Benim gibi ezikler, yetmez ama evetçiler, alkolikler, müptezeller, marjinaller, eşçinseller, orospular, dinsizler, ateistler, o hiç ruhunu sallamadığın Aleviler, ‘Kürt sorunu’ diye diye düşman ettiğin Kürtler, tutuklayıp tutuklayıp götürdüğün masumlar, dümdüz ettiğin çılgın şehrin esas sahipleri sıkıldı. Bir haftadır beynine beynine gaz yiyip yine o ‘spastik park’ için yerlerde yatıyorlarsa burda bir sıkıntı var.

Bunun adı en basitinden isyan Recep Tayyip Erdoğan. Bu hükümeti devirme, dış güçler, yok efendim Suriye, yok muhalefetin oyunları diye osuruktan teyyare bir iş değil.

Akif’in Beki’n demiş, ‘sandıkta verin cevabı az sabredin’ diye de, bizim de elimiz kolumuz bağlı kahretsin.

İki düzgün lafı bir araya getiremeyen, hala Atam Atam sen kalk ben yatam diyen Kılıçdaroğlu da bizi kurtrarmaz.

O yüzden, biz muhalefetin filan değil, gına gelen, daralan ruhumuzun sesiyle ‘Bi dur artık!’ diyoruz.

Sen Türkiye’nin başbakanısın. Belki başkanı da olursun. O yüzden biz senin çapulcularınız. Bizi sevmek, sigaramızdan, içkimizden, aşifteliğimizden korumak zorunda değilsin ama dinlemek zorundasın.

‘Bi sus lan’ diye ağzımıza vuramazsın.

Bu ateş söner belki ama bir gün yenisi yanar diye umdumuz var şimdi.

Gezi’ye hangi çirkin AVM’yi yapacaksan, hangi aşırı camiyi Taksim’e dikeceksen dikersin ama bir kıvılcım çaktı. Bu çapsız gençler, senin dışında başbakan bilmeyen ergenler uyandı.

Ne uyumuşuz be 11 yıl. Bundan sonrası da biraz uyanık geçsin.

Direnişçilere börek veren teyze, yolu kapayan tır şoförü, yaralılara pansuman yapan eczacı abla, odasını açan otel müdürü, ‘baş belası’ Twitter’ın gözünü seviyim.

Hadi biraz daha diren gezi parkı.

muhimseyler.com

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0