|
habibtaskin
|
Saray yavrusu ile yeni Türkiye olunmaz.
Sokağın nabzını tuttuğumuzda kimsenin yaşamından memnun olmadığını görüyoruz. Herkes ortak olan sorunları dile getiriyor ancak birçoğu nedenlerini, niçinlerini sorgulamıyor. Sorgulanmayan sorunlar hepimizi sarsar.
Yaşamımız zikzaklar içinde devam ediyor ve ekonomik sorunlarımızla boğuşuruz. Birçoğumuz asgari ücretli köleyiz. İşsizler ise çoğunluğun çoğunluğunu oluşturuyor. Mevsimlik işçilerimiz de küçümsenmeyecek kadar çok. TC'de işsizlik her meslek dalında var. Buna rağmen AKP iktidarı halkın sorunlarını çözmek yerine sermayenin sorunlarını çözmekle uğraşıyor.
Sorunlarımıza ekonomik olarak bakıldığında aldığımız asgari ücret, arka arkaya yapılan zamlarla eriyip gidiyor. Halk dilinde biliyorsunuz buna “Kazık” diyorlar. Yiyecek, giyecek, akaryakıt, elektrik, su, doğalgaz ve benzeri tüketim maddeleri üzerindeki zamlar, vücudumuzun dengesi sarsarak, ruh halimizi bozuyor bu da psikolojimize yansıyor. Bozulan psikoloji insanlar arasındaki diyaloğun çöküşüne, bitişine neden oluyor.
Ekonomik çalkantı ülkenin kültür yapısına da zarar veriyor. Psikolojisi bozulan toplumda, kültür de bozulmaya yüz tuttuğu gibi sevgi ve saygı ortamı da ortadan kalkıyor gidiyor.
Hepimiz bu toplumun birer ferdiyiz. Sosyal yaşantımızda insan ilişkilerinin nasıl kokuşarak, parçalara ayrılarak bitirildiğini görebiliriz. Sizlere yaşadığım ve birçok kez otobüslerde tanık olduğum gözlemlerimi aktarmak istiyorum: Yıllar boyunca bir kadının, bir erkekle tartışmasına, hakarete varacak sözlerin söylenmesine tanıklık etmedim. 2010'lu yıllara geldiğimizde artık otobüslerde erkeklerle kadınların sözlü tartışmalarını duymaya başladım. İlerleyen günler içinde dangalak, manyak, geri zekâlı ve benzeri cümleleri duymaya daha da çok başladım. Yıllar içinde bu tartışmalar arttı, sokaklarda, iş yerlerinde, trafikte, çarşıda, pazarda sık sık karşımıza çıkar oldu.
2014 yılında medeni bir toplum olduğumuzu iddia edenler, halkın içinde olmadıklarından, halka kuş bakışı baktıklarından aşağıda olan bizlerin sorunlarını ve her türlü bozulmalarını görmezlikten geliyorlar. Yozlaşmanın yükselmesi, halkın temel sorunlarla değil ıvır zıvır meselelerden birbiriyle uğraşması onların işine geliyor.
Yıllar içinde aşağıda ve yukarıdakiler arasındaki makas durmadan açılırken, gündemimize Erdoğan'ın Atatürk Orman Çiftliği alanında yaptığı bin odalı saray oturuyor. Bu Ak Saray'ın maliyetinin 1 milyar 370 milyon lira olduğu basına yansıdı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yaptığı bir açıklamada Erdoğan için alınan uçağının maliyetinin de 410 milyon lira olduğunu söyledi.
Bana şunu hatırlattı: Osmanlı İmparatorluğu döneminde ülke felaketler içinde sarsılırken “kaymak tabaka”nın büyük bir refah içinde yaşamalarını.
Erdoğan ve AKP, Ehli Müslüman olduklarını her fırsatta dile getiriyorlar. Müslümanlıkta ‘israf haramdır' diye söylenir. Acaba israf, onun ve onlar için işin havası mıdır?
Halkın kullandığı bir deyim vardır: “Biri yer diğerleri bakar kıyamet ondan kopar.”
İlk önce halkın ve halkların her türlü sorunları çözülmelidir. Her devlet başkanı kendi kafasına göre savurganlık yapamaz.
Saray yavrusunun yapılması ile yeni Türkiye olunmaz.
Hüseyin Habip Taşkın
İzmir Yazarevi Topluluğu Gönüllüsü
|
Sitemizde yayınlanan yazılar, yazarlarını bağlar.
