ForumYeni kitaplar  Yeni Konu 

Ethem Baran'dan: 'Evlerimiz Poyraza Bakar' - yeni

01 Kasım 2009

hurkus

Evlerimiz Poyraza Bakar, Ethem Baran, Doğan Kitap 

Pakiza Barışta

Edebiyat, hangi tür içinde otursa olsun, önünde sonunda bir hikâye anlatır. Sözlü ve yazılı edebiyatın tümü için geçerlidir bu.

Anlatılan hikâye hayatın içinden akıp gelir; onun her hücresinde evrensel, doğasal, toplumsal, bireysel yaratıcı birikimler vardır.

Hikaye anlatılsa da, yazılsa da, büyüleyici bir şeydir.

Özgürdür çünkü.

Hiçbir formata uymak zorunda değildir.

Plastiktir… çok boyutlu, çok açılımlı ve esnektir. Ama aynı zamanda odaklayandır.

Ethem Baran'ın kalemi, hikayeye bakıyor.

Hem de içinden bakıyor:

"Başkalarının hikayeleriyle çevrili yaşayan bir insanın aynı zamanda kendi hikayesini yaşadığını biliyordum elbet. Mahir Usta da, kendi yaşadıklarını, başkalarının hikayelerinin içinden geçen hayat parçalarıymış gibi görüyordu ve onları anlatırken aslında kendi hayatını anlatıyordu. Bir hikayenin nasıl anlatılacağını biliyordu tabii, ama bir hikayenin ne olduğunu nereden bilecekti ki… Bense bir hikayenin asıl anlatıcısının hikayenin kendisi olduğunu bile bilmiyordum henüz. Ve her hikaye zamanını bekliyordu."

Evlerimiz Poyraza Bakar, Ethem Baran'ın yeni yayımlanan hikaye kitabı.

Kitapta yer alan hikayelerde; hayatlardan hikayeler, hikayelerden hayatlar geçip gidiyor.

Yazar, hikayenin her nefesine, her birimine, hatta her hücresine olağanüstü saygı duyuyor. Kitabım: "Okuduklarından bir harfi bana verebilir misin diyen babama, okuyup yazamadıklarının hepsini susarak yeniden yaratan anneme ve sahip olduğum her harfte hakları olan kardeşlerime" ithafıyla başlatan Ethem Baran, harf hakkı diye muazzam bir kavram katıyor bence edebiyatımıza.

Evlerimiz Poyraza Bakar'da yer alan on iki kısa hikayenin her biri hangi manada olursa olsun sıradanlığın yerleşmiş ve yerleştirilmiş ezberini bozan has hikayeler. Toplamından ise şu kavram-mesaj çıkıyor: Hayat bozulmayan bir yazıdır!

Ethem Baran'ın yazısı, meseli, edebi anlatımın (sözlü ya da yazılı) bu coğrafyada ortaya çıkmış kaynaklarına da işaret ediyor-ki, Batı entelijansiyasının bir bölümünün, üzerinde çok kafa yorduğu, örneğin Bertolt Brecht'in epik yöntem olarak ortaya sürdüğü düşüncelere de kaynaklık edebilecek işaretler bunlar-.

"Mahir Usta gibi, asıl hikayeyi anlatırken sözü en heyecanlı yerinde kesip başka bir hikayeye atlayarak insanları şaşırtmayı; olanlar ya da olacaklar hakkında onları uyanık olmaya çağırarak hayat dersleri vermeyi; sonra tam da herkes asıl hikayeyi unutmaya başlamışken kaldığım yere dönmeyi, yani hikayenin yapısını bozmadan anlatabilmeyi çok, ama çok isterdim.

"Ethem Baran'ın hikaye olarak biçimlenen yazısı, bana binlerce yıllık bir Anadolu ezoterik kültür geleneğinin dışa taşması gibi geliyor. Ve bu kültür içinde yer alan zaman, Ethem Baran'ın tartmasıyla şu ifadeye ulaşıyor:

"Zaman, insandan daha yaşlıydı, yaşlı olduğu İçin daha zalimdi ve elinde oyuncak ettiği insanı yaşı ne olursa olsun kederlendirmeyi biliyordu. Elinden geleni de ardına koymuyordu elbet."

Evlerimiz Poyraza Bakar, savrulan duygularla okurun içinde adeta fırtınalar yaratarak bu âlemden esip geçiyor:

"Öyle sessiz oturuyordu ki, bütün anlatılacakları o anlatmış gibi kaynağı ve nedeni belirsiz bir saygının ağırlığı sinmişti üzerine. Sanki bütün söylenecekleri söylemişti; bundan sonra söylenmesi gereken ne varsa, onları da söyleyecekti adeta. Öyle sessizdi yani…"

Bu ifadedeki saygı, bir bilgelik kozasıyla korunan bir saygı bence; yazar, sessizliğin erdemini dillendiriyor adeta. Evlerimiz Poyraza Bakar'da, aynalar aynalara bakıyor. Ve edebileşmiş kelimeler, heceler; vicdani dokunuşlar ve idrakle ilgili meseller, adeta bir duman gibi, bir nefes gibi süzülüp geçiyor aralarından.

Ethem Baran konuşuyor mu, yazıyor mu belli değil; kalemi, kulaklarımıza ve gözlerimize fısıldıyor sanki; dili, su gibi akıyor; yarattığı karakterler yanı başımızda soluk alıp veriyor. Yazısının bir ucunda acımasız gerçeklik, bir ucunda bilinç akışı, bir diğer ucunda ise muhabbetvari diyaloglar var.

Ethem Baran, hikayenin hikayesini yazıyor aynı zamanda; bizi hikaye olgusuna yönlendiriyor sakince. Ve aynı zamanda bizi doğanın olağanüstülüğüyle buluşturuyor.

Ethem Baran, hepimizin hikayesini yazıyor.

Ben çok etkilendim.

Hepimiz, hikayemizi bir de ondan okumalıyız bence. 


Taraf

------

Editörün notu:

Ethem Baran hakkında

1962 yılında Yozgat’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Yozgat’ta yaptı. 1983 yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Yönetimi ve Planlaması Bölümü'nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Güzel Sanatlar Eğitimi alanında mastır programına devam etti. Bir süre Gazi Üniversitesi'nde ders verdi. Halen Millî Eğitim Bakanlığı Yayımlar Dairesi Başkanlığı'nca yayımlanan “Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim” dergisinde görev yapmaktadır.
 
İlk desen, resim ve öyküleri 1978 yılında “Hisar” dergisinde çıkmıştır. Daha sonra çeşitli dergilerde öykü, deneme, eleştiri ve desenleri yayımlanmıştır. Öyküleriyle en son “Adam Öykü”de görünmüştür.
 
İlk öykü kitabı “Sonrası Ayrılık” 1991 yılında yayımlanmıştır. İkinci öykü kitabı “Kurutulmuş Gül Mevsimi” ile Türkiye Yazarlar Birliği 1994 Hikâye Ödülü'nü kazanmıştır. 

Yazarın ayrıca Osman Çeviksoy’la birlikte hazırladığı liseler için “Türk Dili ve Edebiyatı” (3 cilt), “Türk Dili ve Edebiyatı Kompozisyon” (3 cilt), “Güzel Konuşma ve Yazma”, “Edebî Metinler” (2 cilt) adlı ders kitapları vardır.

2005 Yunus Nadi Öykü Ödülü (Dönüşsüz Yolculuklar Kitabı)
1994 Türkiye Yazarlar Birliği Hikâye Ödülü (Kurutulmuş Gül Mevsimi)

Eserleri:
Evlerimiz Poyraza Bakar / Ekim 2009
Yarım / Şubat 2008
Bozkırın Uzak Bahçeleri / Mart 2006
Unuttuğum Bütün Akşamlar / Eylül 2005
Dönüşsüz Yolculuklar Kitabı / Ocak 2005
Kurutulmuş Gül Mevsimi / 1994
Sonrası Ayrılık / 1991
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0