|
hurkus
|
"... hayvan sevmek sadece kapı önündeki kedi köpeği beslemekten çok daha ötedir..."
 Türkiye‘de hayvan haklarında farklı dernek ve platformların yıllardır birbirinden bağımsız, işbirliğine gitmediği uzun süre boyunca, sivil toplum örgütü hareketinde maalesef yerinde saymasında, devletin olduğu kadar “en iyi ben bilirimci” hayvanseverlerin de suçu olduğu genel olarak kabul edilir. Çünkü yıllardır aynı hedef için mücadele eden farklı grup ve kişiler, asli görevlerini zaman zaman unutup birbirleri ile didişmeyi gelenek haline getimiş, bir türlü güçlü bir ses altında toplanamamışlardır. Bakmayın, şu anda Türkiye çapında 13 derneği ve 70 civarında temsilciyi tek bir çatı altında toplayan federasyonumuz bile daha 2008 yılında kurulması bu ülke için ayıptır. Daha bir yaşında olması çok geç kalmış bir harekettir. Oysa, tüm bu çalışmaların ve birlikteliğin yıllar, yıllar önce yapılması gerekmekteydi.
Tüm bu süreç içinde gerek Adana’da kurulmuş Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği (DOHAYKO)‘nun önde gelen isimlerinden biri var ki, Türkiye’nin neresinde olursa olsun adını duymamış kişi kalmamıştır. Özellikle Adana gibi zorlu bir bölgede gerek başarılı sivil toplum örgütü çalışması, gerekse devletin yapması gereken asli görevleri dernek olarak üstlenmeyip devlete yaptırtması, gerekse sadece yerel bazda Adana ile ilgilenmeyip tüm Türkiye ile birebir gerek telefonda, gerekse internet ortamında insanları eğitmesi, örgütlemesi, çalıştırması hepimize örnek olan bir isimdir o: NESRİN ÇITIRIK
Tüm bu çalışmaları ile federasyonun kurulmasına da örgütlenmesine öncülük ettiği gibi, onun misyonu onlarca yüzlerce değil belki onbinlerce hayvanın itlafta kurtulmasını sağlamış, faillerin ceza almasına neden olmuş, Adana’dan Trabzon’a, Istanbul’a, Erzurum’a kadar yetişmiş ve bir çok başarılı çalışma yaptırtmıştır. Bugün tek başına Adana’yı bile görseniz, kısa sürede ne kadar büyük bir aşama kaydettiğini, hayvan ambulansından , bakımevi ünitelerine kadar, çalışanlarına kadar ne kadar büyük bir mesafe katettiğini görebilirsiniz. Bu mücadeleye girip de onun ismini duymayan hatta yardımını almayan da olmamıştır. O’nun sayesinde binlerce hayvancağız açlık ve sefillikten kurtulmuş, yüzlercesinin barınaklarda yaşadığı gözlerden ırak işkence sona ermiş, çalışmayan memurlar çalışır hale gelmiştir. Kısaca mevcut yasaların uygulanmasında icra makamı olduğu ve devleti tetiklediğini herkesin kabul etmesi gerekir. Yani, bu hareketin yerel çapta değil ulusal çapta bir stk içinde olmasına en büyük destek verenlerden biri olduğunu kabul etmemiz gerekir. Çünkü hayvan sevmek sadece kapı önündeki kedi köpeği beslemekten çok daha ötedir.
Burada hayvanlar adına bir kere daha önünde saygıyla eğiliyor, bir efsane ismin hakkını daha yaşarken kendisine duyurmayı bir borç biliyorum. O olmasaydı, belki geç bile kurulan havyan haklarındaki bu ulusal örgütlenme hareketi de daha çok zaman bekleyecekti.
İyi ki varsınız!..
Ahmet Kemal Şenpolat
HABERTURK GAZETESİ
17/10/2009
|
Sitemizde yayınlanan yazılar, yazarlarını bağlar.
