Aziz Kocaoğlu ne diyor? - Ünal Ersözlü

09 Aralık 2011 10:43  

 

Aziz Kocaoğlu ne diyor? - Ünal Ersözlü

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 15 yolcu gemisi alımı için çıktığı ihaleyle ilgili tartışma sürerken, biz de aynı konuya değinen yazılarımızla kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyoruz. Amacımız, uzman olmadığımız konuda 'yorum yapmaktan çok', konuda haklı görünen itirazların yansıtılmasıyla, İzmir için çok önemli ihalede, 'ortak aklın' sağlanmasına katkı vermekti. Dünkü yazımız üzerine, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu arayarak, görüşlerini daha detaylı dile getirdi. Kocaoğlu, "Vatan haini miyim?" sözleriyle ilgili, bazı kişilerin bugüne dek 'kişisel menfaata' yönelik bir kuruşa tenezzül etmemiş biri olarak, kendisinin 'vatan sevgisi'ni sorgulamalarına tepki gösterdiğini belirtti. Zaten süreçle ilgili hiç böyle bir yaklaşımımız olmadığı için, bu konuyu geçiyorum. Önemli olan 'tartışılan ihale'de, akılcı yaklaşımlar geliştirilerek, İzmir'in içine sinecek noktaya taşınması. Kocaoğlu, ihaleyle ilgili karşı görüş bildiren herkesi dinledikten, yurtdışından birçok noktaya ve üniversitelere danıştıktan, uzun bir hazırlıktan sonra; sorumluluk alarak tercihte bulunulduğunu vurguluyor.

ENGEL YOK
Kocaoğlu, gemilerde kullanılacak karbon-elyaf kompozit malzemenin, Japonya ile birlikte sadece Türkiye'de üretildiğini, ayrıca 'gemi alımını' uzun vadeli kullanım mantığı ile planladıkları için, tercihlerinin bu yönde olduğunu belirtiyor. Yerli firmaların ihale şartnamesi aldığını, aynı firmaların tek başlarına ya da bir konsorsiyum çatısı altında ihaleye katılmalarının önünde hiçbir engel olmadığı görüşünde. Aziz Kocaoğlu, yerli gemi sektörünün canlanması için bu ihalenin araç olabileceği görüşünde. 'Yerli firmalar bunu rahatlıkla alabilir' diyor. Ama serbest rekabet ortamında verdiği örneklerden biri, İstanbul üzerine. İstanbul'daki İDO'nun 52 gemiye sahip olduğunu belirtirken, bunun 35'inin katamaran olduğunu ve yurtdışından satın alındığını vurguluyor.

PAHALI OLABİLİR
Bu nedenle yaptıkları ihalenin ve itirazların, soru işaretleri doğuracak kampanyaya dönüşmesini ve lobi faaliyetlerinin öne çıkmasını, çok anlamsız buluyor. Karbon kompozit maddenin, 'alüminyuma göre üç kat pahalı olacağı' yönündeki itirazlara ise Aziz Kocaoğlu'nun yanıtı, "Evet uzun vadeli bir işte özel tercih edilen malzeme, alüminyuma göre biraz pahalı olabilir ama bu oran kesinlikle üç katı değil" şeklinde. Kocaoğlu'na göre maliyetteki artış yüzde 5 oranını geçmeyecek. Ama bu artışa oranla; daha sağlam, hafif, uzun vade kullanımlı, dünyadaki en son teknolojiyi içeren, en verimli tercihin yapıldığını belirtiyor ve Gemi Adamları Sendikası'nın da, gemilerin Türkiye'de yapılabileceğini belirten raporunun olduğunu vurguluyor. Biz gazetecilik sorumluluğumuz gereği, farklı görüşlerin yansıtıldığı zemini yaratmak, sürecin doğru şekillenmesine katkı verebilmek amacındayız. Ama hala aynı konu üzerinde, İzmir Gemi Mühendisleri Odası, Gemi İnşa Sanayicileri Birliği, Tekne Yat İmalatçıları Federasyonu, Denizcilik Müsteşarlığı Gemi İnşa ve Tersaneler Genel Müdürlüğü'nün itirazlarını sürdürmesi, uzlaşma zemini yaratılmaması, soru işaretlerini hep gündemde bırakacak gibi. İhale açısından talihsizlik. Kocaoğlu'nun 'pahalılık iddiasına' verdiği yanıt dışında; "İç Körfez'de hatların uzunluğu 1.3 deniz mili ile 3 deniz mili arasında değişiyor. Bu kadar kısa mesafe için seçilecek gemide 'gemi hızı'nı parametre almak doğru değil" yaklaşımları, tartışmanın sürmesine neden olacak diğer faktör. Yine seçilen malzemenin kırılganlığı dikkate alınarak, Körfez trafiğinde ortaya çıkabilecek 'güvenlik sorunu' iddiası, gündemdeki yerini koruyacak. Yeni gemiler alındığında mevcut iskelelerin zorunlu yenilenmesi, ek maliyet doğuracağı öne sürülürken; Türk Loydu'nun denetimde devre dışı bırakılarak engellendiği görüşü de, tartışmayı körükleyen nedenlerden. Aziz Kocaoğlu, ihalenin kesinlikle gerçekleşeceğini belirtiyor. Keşke bu konu üzerinde mutabakat sağlanarak, ihale 'tartışma gölgesinden' kurtarılabilseydi. Çünkü ihale sonucuyla, süreç hukuki 'haksız rekabet' boyutundan tartışılmaya başlanırsa, bu gemilerin alım işi uzadıkça uzayabilir. Yani demem o ki hep birlikte; "Gemilerde talim var/ Bahriyeli yarim var/ O da gitti sefere/ Ne talihsiz başım var" türküsünü söylemeyelim.


Sabah

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0