Siyasi partiler neler vaat ediyor

06 Mayıs 2015 14:16 / 1046 kez okundu!

 

 

7 Haziran seçimlerine bir ay kala siyasi partiler seçim beyannamelerini açıkladılar.

Gerçi toplum olarak bizim böylesine derinlemesine araştırmalar, analizler yaparak tercih yapma gibi bir alışkanlığımız olmasa da algı yaratma konusunda yine de seçim bildirgelerindeki vaatler etkili olabilir.

Seçimlerde yarışacak dört belirleyici partinin açıkladığı seçim bildirgelerine baktığımızda aslında çok büyük farklılıklar, yeni ve dikkat çekecek projeler görmek pek mümkün değil.

Yeni anayasa ve başkanlık sistemini öne çıkaran AK Parti, "özgürlük için güvenlik” kavramına vurgu yaparak, toplumda çok fazla tepki alan İç Güvenlik yasasının olumsuz izlerini silmeye çalışıyor. AB hedefini sürdüren, dış politikada “kazan-kazan"“ politikasını öne çıkaran AK Parti, ekonomide uzun vadeli projeksiyonlarla “güçlü toplum" amacını öne çıkarmaya çalışıyor.

CHP'nin bildirgesinde en çok dikkat çeken konu, “vesayet kurumlarıyla olan ilişkisinden kurtulma çabalar". Kendi içinde daha tutarlı söylemler yer alsa da “anayasanın başlangıç ilkelerinin korunması" endişesini korumaya devam ediyor.

“Sürdürülebilir kalkınma-sosyal devlet" anlayışını özellikle öne çıkarmaya çalışan CHP de Kılıçdaroğlu’nun her konuşmasında dile getirdiği “4 yıl için yetki istiyorum” söylemi, programın kısa vadeli yapıldığı izlenimi veriyor.

“Sivil toplumun demokratik yaşama aktif katılımını" önemsediğini söyleyen CHP, parlamenter sistem konusundaki ısrarını da sürdürüyor. Kamu müdaheleciliği, beyannamenin dikkat çeken konularından birisi.

Dış politikadaki çelişkiler CHP için yine önemli bir handikap.

“Suriyeli sığınmacıları ülkelerine göndererek huzur içinde yaşamalarını sağlayacağız” türünden talihsiz ifade, iktidar partisine verilmiş önemli bir koz ve hatta gaf olarak kullanılabilir.

Sanki çok aceleye getirilmiş bu tür söylemler, seçim kampanyaları öncesi CHP'yi sıkıntıya sokabilir.

“Ses ver Türkiye" sloganıyla yola çıkan MHP'nin bildirgesinde doğrusu ben pek yeni bir şey bulamadım. Kürt sorununu kabul etmeyen, başörtüsü konusuna hizmet görenler açısından temkinli yaklaşan, işsizliği baş sorun olarak öne çıkaran; biraz popülist, biraz da özensiz bir program.

Her şeye rağmen mevcut siyasi konjektürden kaynaklı olarak gerek AK Parti, gerekse CHP'den kayabilecek oylarla seçimde oylarını artıracak gibi görünüyor.

HDP, daha doğru bir deyimle BDP ağırlıklı emek ve özgürlük bloğu; önemli ve yaşamsal bir risk alarak ilk kez seçimlere parti olarak giriyor.

Eşbaşkan Selahattin Demirtaş’ın kişisel sempatisi ve samimi söylemlerinden azami faydayı sağlamaya çalışan HDP'den doğrusu daha ayrıntılı ve zengin bir seçim bildirgesi bekliyorduk.

Gerçi, bildirgeyi iki bölümde kamuoyuna sundular ve bir bölümünü yalnızca kadınlar, kadın hak ve sorunlarına ayırarak bir farkındalık yarattılar.

Türkiye partisi olma ve ülkenin tüm bölgelerine yönelik çözüm önerileri de bildirgenin dikkat çeken bir yanı.

“Merkezi Kalkınma Fonu” ve "katılımcı toplum ekonomisi” gibi halkımızın pek alışık olmadığı kavramlara bildirgede yer veren HDP, "çok ortaklı modern, demokratik işletmeler ve kooperatifler" projesini de ilgi çekecek bir konu olarak bildirgesine koydu.

Bu genel değerlendirmeden sonra, seçim beyannamelerinin ortak yanı nedir desek, ilk akla gelen konu ekonomik tedbirler diyebiliriz.

Bütün siyasi partiler, özellikle de ekonomik vaatlerinde adeta AK Parti taklitçiliğine yönelmişler.

AK Parti'nin ekonomik politikaları yanlış demek yerine, "biz ondan daha fazla vereceğiz" teması işlenmiş.

Yokluk ve yoksullukla mücadele, işsizliğin azaltılması, istihdam yaratılması, üretimin artırılması, adil gelir dağılımı, vergi adaletsizliğine çözüm konularında somut ve halkta karşılık bulacak projeler ne yazık ki yok.

Sorunların tespitini sıralamayı çözüm olarak göstererek bir bakıma çaresizlikte ortaklaşmışlar.

Devlet olanaklarıyla vatandaşı ayakta tutmak yerine, onlara iş ve yatırım imkanı sağlamak gerekir diye iktidarı eleştiren muhalefet partileri de popülist sosyal projelerle toplumun gazını almayı hedeflemişler.

Sonuç olarak kamuoyuna açıklanan seçim beyannamelerinde demokratikleşme, yeni anayasa ve ekonomik tedbirler konusunda kimi ortak politikalar yer alsa da, görünen o ki, seçimler sonrası yeni dönemde Türkiye'yi ve halkımızı önemli sorunlar bekliyor.

Bu sorunların çözümüne yönelik çok özel, özgün, ülke koşullarına ve halkın beklentilerine yönelik yeni politikalar, umut veren projeler yok.

Yine de umarız; barış, demokrasi ve haklar, özgürlük alanlarının genişletilmesi, eşit yurttaşlık gibi kavramların yer bulacağı, siyasi partiler, seçim yasalarının yeniden düzenleneceği, barajın kaldırılacağı, vatandaşlık kavramının evrensel kriterlere uygun şekilde yer alacağı yeni, sivil, çağdaş bir anayasa yapılması konusunda oluşan toplumsal uzlaşıdan vazgeçilmez.

 

Ayhan ONGUN

Gazeteci-Yazar

05.05.2015/BODRUM

 

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.