KANUNLAR BÝRER ZULÜM ARACINA DÖNÜÞMESÝN

11 Haziran 2020 11:59 / 3872 kez okundu!

 

 

Hakim ve savcýlarla ilgili bir törene video konferansla katýlan Cumhurbaþkaný Tayip Erdoðana’a ait aþaðýdaki sözler.

Cumhurbaþkaný Erdoðan konuþmasýnda “Vasat bir kanunla hakim ve savcýlar adaleti tesis edebilir. Ama vicdaný olmayan hakim ve savcýlarýn elinde kanunlar birer zulüm aracýna dönüþebilir.” diyor.

 

****

 

KANUNLAR BÝRER ZULÜM ARACINA DÖNÜÞMESÝN

 

Hakim ve savcýlarla ilgili bir törene video konferansla katýlan Cumhurbaþkaný Tayip Erdoðana’a ait aþaðýdaki sözler.

Cumhurbaþkaný Erdoðan konuþmasýnda “Vasat bir kanunla hakim ve savcýlar adaleti tesis edebilir. Ama vicdaný olmayan hakim ve savcýlarýn elinde kanunlar birer zulüm aracýna dönüþebilir.” diyor.

Kime sorsanýz herkesin kabul edeceði, beðeneceði bir sözdür.

Þu son günlerde yaþanan kimi olaylar, alýnan kararlarý gördüðümüzde doðal olarak herkes gibi benim de aklýma hep bu sözler geldi.

Türkiye de giderek toplumda güvenilmeyen kurumlar arasýnda gösterilen yargý mensuplarýnýn vicdanýný sorgulamak bize düþmez ancak hakim ve savcýlarýn uymak zorunda olduklarý yasalarý yapan, bunlarýn doðru uygulanýp, uygulanmadýðýný denetleme görevi de olmasý gereken yasama meclisinin aldýðý son kararý sorgulama hakkýmýz olduðunu düþünüyorum.

Þeklen de olsa halkýn iradesiyle seçilip meclise gönderilen milletvekillerinin dokunulmazlýklarýnýn kaldýrýlmasý nasýl siyasi bir kararsa, en son üç vekilin milletvekillerinin düþürülmesi de siyasi bir karardýr.

Dikkat ederseniz, iþin hukuksal yanýný sorgulamýyorum.

Hangi yasalar gereði, hangi suçlamalar ya da iddialarla bu cezalar verilmiþtir, yargýnýn görev alanýna girer.

Ancak meclise gelen fezlekelerin ne zaman, hangi koþullarda görüþüleceði, karara baðlanacaðý meclisin görevi dahilindedir.

Yasalar, teammüller, hukuksal yorumlar bir yana, kimi zaman vicdan devreye girmelidir.

Meclisin yargý tarafýndan cezalandýrýlmýþ milletvekillerinin kesinleþmiþ cezalarýný affetme hakký da yetkisi de yoktur.

Ama iki yýldýr bekletilen dosyalarý aniden raftan indirip, gündeme getiriyorsanýz burada bir siyasi uygulama söz konusudur.

Böyle olduðu Cumhur ittifaký partilerin yöneticilerinin açýklamalarýndan da anlaþýlýyor.

Dikkat ederseniz iktidar ne zaman açmaza girse, sorunlar karþýsýnda çözümsüzlüðe düþse ardýndan mutlaka dikkatleri baþka yöne çekmek için suni gündemler yaratýyor.

Þu günlerde Ayasofya üzerinden baþlatýlan polemikler de, vekillerin cezaevine gönderilmesi de, Libya’da yaþanan olaylar da bu çerçevede deðerlendirilebilir.

Daha yeni iki gazetecinin casusluk iddiasýyla gözaltýna alýnmalarý da kamu vicdanýný rahatsýz eden hamleler.

Týpký, Selahattin Demirtaþ ve Osman Kavala’nýn zorlama karar ve uygulamalarla cezaevinde tutulmalarý, gazeteciler Barýþ Terkoðlu, Barýþ Pehlivan, Murat Aðýrel, Hülya Kýlýnç ve diðerlerinin inandýrýcý hiçbir gerekçe olmadan cezaevinde bulunmalarý gibi.

Ýþte tam bu noktada vicdanýn devreye girmesi gerekmez mi?

Tahmin ediyorum, bu yazýyý okuyan bir dolu iktidar yanlýsý, kolaycý bir yaklaþým ve yorumla “ama onlar gazetecilik yaptýklarý için tutuklu deðiller” diyeceklerdir.

Peki buna kim karar verecek.?

Cumhurbaþkaný Sayýn Erdoðan’ýn deyimiyle “vasat bir kanunla adaleti tesis etmesi beklenen hakim ve savcýlar”

Vicdanlarýyla gelecekte bekledikleri makam ve statü arasýnda zorlanan hakim ve savcýlara siyasetin müdahalesi devam ettiði sürece ne yazýk ki, vicdan hep geride kalmak durumunda.

O zamanda yine Sayýn Cumhurbaþkanýnýn söylediði gibi “Vicdaný olmayan hakim ve savcýlarýn elinde kanunlar birer zulüm aracýna dönüþebilir.”

Vicdaný olmayan hakim ve savcýlarýn tecelli ettirdiði adaleti uygulamakla görevli olanlar da durumdan vazife çýkararak tüm toplumun vicdanýný rahatsýz edecek uygulamalarý yapmaya cesaret bulabiliyorlar.

Týpký, kamuoyu önünde” gidip teslim olup, cezamý çekeceðim” diyen ya da çaðrýldýklarýnda savcýlýða gidip teslim olacak vekillerin gece yarýsý apar topar evlerinden alýnmalarý gibi.

Aslýnda bu durum, vekillerin daha cezaevine girmeden cezalandýrýlmasýdýr.

Kendi gibi olmayaný itibarsýzlaþtýrmak, aþaðýlamak; vicdan sahibi insanlarýn iþi olamaz.

Vicdan sorunu yalnýzca hakim ve savcýlarla sýnýrlý deðil ki!

Bürokratlarýn da, siyasilerin, ülkeyi yönetenlerin de güvenlik güçlerinin de her uygulamada, alacaklarý her kararda vicdaný önde tutmalarý, vicdanlý davranmalarý gerekmez mi?

Ancak özellikle son zamanlarda vicdan kavramý toplum olarak neredeyse unuttuðumuz, unutturduðumuz bir kavram haline geldi.

Umarým bu küresel salgýn döneminde yaþadýðýmýz sýkýntýlar hepimize birer ders olur.

Dilerim yenidünya düzeninde hak ve özgürlüklerin; insanlarýn vicdanýna býrakýlmayacak denli önemli, yaþamsal olduðunun kavrandýðý bir Türkiye umudumuzu sürdürebiliriz.

 

Ayhan ONGUN

Gazeteci-Yazar 

09.06.2020/BODRUM

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.