AK Parti Sözcüsü Çelik: Avrupa'nýn DEAÞ'ý aþýrý saðdýr

02 Ekim 2018 23:06  

 

AK Parti Sözcüsü Çelik: Avrupa'nýn DEAÞ'ý aþýrý saðdýr

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Avrupa'nýn DEAÞ'ý aþýrý saðdýr. Ortadoðu için DEAÞ ne ifade ediyorsa, Avrupa için de aþýrý sað onu ifade etmektedir." dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, -Cumhurbaþkaný ve AK Parti Genel Baþkaný Recep Tayyip Erdoðan baþkanlýðýnda, parti genel merkezinde gerçekleþtirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantýsý devam ederken düzenlediði basýn toplantýsýnda açýklama yaptý, sorularý yanýtladý.

Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn BM toplantýsý dolayýsýyla geçen hafta ABD'ye gittiðini daha sonra da Almanya'ya bir "devlet ziyareti" gerçekleþtirdiðini hatýrlatan Çelik, BM toplantýsýnda verilen mesajlarýn dünyadaki konjonktür açýsýndan özel bir önemi olduðunu söyledi.

ABD Baþkaný Donald Trump ve yönetiminin iþbaþýna geldiðinden beri daha önce görülmeyen bir tablo ile karþý karþýya gelindiðini belirten Çelik, "Ýlk defa belki de 2. Dünya Savaþý'ndan sonra transatlantik iliþkilerde bu derece tartýþmanýn yaþandýðý bir dönemden geçiyoruz." diye konuþtu.

Çelik, bir bakýma 2. Dünya Savaþý'ndan sonra kurulan düzenin aynen devam etmediði konusunda herkesin mutabýk olduðunu ancak bu durumun neye evrileceði konusunda ise kimsenin bir kestirimde bulunmadýðýný belirtti.

Geleneksel olarak ABD baþkanlarýnýn Avrupa entegrasyonunu desteklediklerini ancak ilk defa Baþkan Trump'ýn Ýngiltere'nin Brexit sürecini desteklediðini anýmsatan Çelik, bunun çok þaþýrtýcý olduðunu ifade etti.

“Köprüler kurma konusunda diyaloða en açýk lider Sayýn Merkel”

Trump'ýn Almanya Þansölyesi Angela Merkel'i göç konusunda eleþtirdiðine dikkati çeken Çelik, "Halbuki göç konusunda belkide duvarlar örmek yerine köprüler kurma konusunda diyaloða en açýk lider þu anda Avrupa'da Sayýn Merkel." dedi. 

Paris Ýklim Anlaþmasýyla ilgili bir tartýþmanýn da ortaya çýktýðýný ancak en önemli tartýþmanýn NATO meselesi ile ilgili ortaya çýktýðýný dile getiren Çelik, Baþkan Trump'ýn Avrupa ülkelerinin NATO'ya daha çok yardým etmesi gerektiðini, kendilerinin Avrupa'nýn güvenliðini tek baþýna mevcut bütçelerle karþýlamayacaklarýný söylediðini aktardý.

Çelik, "Bu tabii hakikaten 2. Dünya Savaþý sonrasý kurulan liberal düzendeki en büyük çatlaklardan bir tanesi. Çünkü esas olarak Amerika ve Avrupa arasýndaki bu güvenlik konsensüsü bu düzenin omurgasýný oluþturuyor, bu düzenin omurgasýna dönük açýk bir ifadeydi bu." diye konuþtu.

Tartýþmalar üzerine Merkel'in "Artýk güvenliðimiz açýsýndan eski dostlarýmýza güvenemeyeceðimizi Avrupa'nýn kendi baþýnýn çaresine bakmasý gerektiðini düþünüyorum" demek zorunda kaldýðýný vurgulayan Çelik, "Bu ifadeler 2. Dünya Savaþý sonrasýnda çýkarýlan dersler, kurulan düzen, ortaya çýkan liberal konsensüs, bu çerçevede oluþan NATO güvenlik konsepti ve benzeri konularda ciddi bir sarsýntý olarak önümüze geldi." ifadelerini kullandý.  

"BM'nin büyük bir reforma ihtiyacý var"

Trump'ýn son olarak, Ýran'la ilgili P5+1'in gerçekleþtirdiði nükleer anlaþmadan çekileceðini anlatan Çelik, Avrupa ülkelerinin ise bu anlaþmanýn arkasýnda olduklarýný ve anlaþmanýn devam etmesi gerektiðini söylediklerini belirtti.

Ömer Çelik, "Bütün bu tablo þunu ortaya koyuyor, dünyadaki bildiðimiz kurallarýn, usullerin, bildiðimiz paktlarýn ciddi bir þekilde sarsýntý geçirdiði ya da bunlarýn ciddi bir eleþtiriye tabi tutulduðunu hem de sistemin içinden eleþtiriye tabi tutulduðunu ve sarsýcý bir þekilde çeþitli zeminlerde ele alýndýðýný gösteriyor." dedi.

“Kimse Cumhurbaþkanýmýz kadar berrak bir þekilde ifade edemiyor”

Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn BM toplantýsýnda "Dünya 5'ten büyüktür" ifadesi altýnda deðerlendirilebilecek mesajlarýn büyük bir ilgiye sahip olduðunu açýk bir þekilde gördüklerinin altýný çizen Çelik, þunlarý söyledi:

"14'e yakýn baþ baþa görüþmeleri oldu Sayýn Cumhurbaþkanýmýzýn, bütün bu görüþmelerde aslýnda Birleþmiþ Milletlerin büyük bir reforma ihtiyacý olduðu, bu reformun gerçekleþtirilmesi konusunda herkeste bir arayýþ var fakat kimse Cumhurbaþkanýmýz kadar berrak bir þekilde ifade edemiyor.

Hatta þunu ifade edebiliriz ki ikili görüþmelerde bu görüþe katýldýklarýný söyleyenler, bununla ilgili analizlerini, hazýrlýklarýný paylaþanlar maalesef dýþarýda bazen bunu açýkladýklarý þekilde net bir þekilde ortaya koyamýyorlar.

Dolayýsýyla bir bakýma Türkiye Cumhurbaþkanýmýzýn Birleþmiþ Milletler Genel Kurulundaki konuþmasýyla da hem dünyanýn vicdaný olma konusundaki liderliðini sürdürüyor hem de bu bahsettiðim düzenin deðiþimi, 2. Dünya Savaþý sonrasý kurulan liberal düzendeki sarsýntýlar yeni arayýþlar paktlarýn yer deðiþtirmesi gibi bir takým denklemler içerisinde, bu yeni arayýþlar içerisinde model ortaya koyabilen, Birleþmiþ Milletlerin yapýlanmasýndan tutun da diðer iliþkilere kadar model ortaya koyabilen bir ülke olarak ortaya çýkýyor."    

“Cumhurbaþkanýmýzýn ortaya koyduðu tablo BMGK’da büyük ilgi gördü”

Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn önerdiði modelleri görüþtüðü liderlerle de paylaþtýðýný dile getiren Çelik, "Cumhurbaþkanýmýzýn ortaya koyduðu bu tablonun Birleþmiþ Milletler Genel Kurulu'nda çok büyük bir ilgi gördüðünü görüyoruz." ifadesini kullandý.

Ömer Çelik, bütün bu tartýþmalarýn ortasýnda her tarafla konuþabilen, her tarafla iliþkisini sürdürebilen, her tarafla köprüler kurabilen merkezi ülke olarak Türkiye'nin konumunu sürdürmeye devam ettiðine dikkati çekti.

Erdoðan'ýn daha sonra Almanya'ya "devlet ziyareti" gerçekleþtirdiðini anýmsatan Çelik, bu ziyaretin iyi planlandýðýný, Almanya tarafýndan iyi bir þekilde hazýrlanýldýðýný aktardý.

"Almanya'nýn ev sahipliði en üst düzeyde"

Almanya Cumhurbaþkaný Frank Walter Steinmeier ve Þansölye Merkel'in ev sahipliklerinin en üst düzeyde olduðunu vurgulayan Çelik, Türkiye ile Almanya arasýnda uzun zamandýr sorunlar yaþandýðýný, sorunlarý aþmak için diplomasinin kanallarýnýn açýk olduðuna iþaret etti.

Çeþitli zeminlerde çeþitli formüller bulmaya ve beraberce çözüm üretmeye çalýþtýklarýný anlatan Çelik, þöyle devam etti:

"Cumhurbaþkanýmýzýn her zaman ifade ettiði gibi masadan kalkmak gibi bir anlayýþýmýz yok. Haklý olduðumuz konularý sonuna kadar gür bir sesle ifade ederiz ama her zaman da çeliþki olan, çatýþma olan alanlarda masada diplomasinin bütün yollarýný, stratejinin bütün imkanlarýný kullanarak çözüm bulma irademizi kullanýrýz.

Nitekim bu bakýmdan baktýðýmýzda Almanya ile aramýzdaki sorunlarýn çözülmesi, yeni bir sayfa açýlmasý bakýmýndan bu ziyaretin arzulanan amacýna ulaþtýðýný ifade edebiliriz."

Alman basýnýnda gördüðü bazý ifadeler üzerine bu haberlerin kendi seyahatleriyle ilgili olup olmadýðýný merak ettiðine deðinen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Bu seyahatin gerçek dinamiklerini ve gerçek gündemini yansýtmaktan çok uzak kendi itibarlarýný bile sýkýntýya sokacak kadar bu ziyareti baþarýsýz göstermek için bu ziyaretin sonuçlarýný olumsuz bir þekilde resmetmek için çok gayret edilmiþ birtakým makaleler, haberler gördük. Ta baþtan güdümlü bir þekilde ortaya koyulmuþ." deðerlendirmesinde bulundu. 

Ziyarete iliþkin objektif haberlerin de bulunduðunu anýmsatan Çelik, þunlarý kaydetti:

"Halbuki bu ziyaret özellikle de bu bahsettiðim Amerika Birleþik Devletleri ile Avrupa arasýndaki tartýþmalar ortaya çýkarken Uzak Doðu'daki gerilim ortadayken, Suriye ve Irak'ta bu süreçler devam ederken, ayný þekilde ABD'nin Ýran'a dönük tutumuyla Avrupa'nýn tutumu arasýndaki bu farklýlýk ortadayken ve Arap Baharý'nýn gerçekleþtirildiði ülkelerin pek çoðunda bu istikrarsýzlýk sürerken esasýnda Avrupa ile Türkiye arasýndaki yakýnlaþmanýn ne kadar önemli, ne kadar gerekli ve ne kadar stratejik olduðunu bir kere daha ortaya koyuyor.

Dolayýsýyla bunu sabote etmek, bunu sabote etmeye çalýþmak esasýnda Avrupa'nýn çýkarlarýna da aykýrýdýr, Almanya'nýn da çýkarlarýna aykýrýdýr. Biz yaptýðýmýz resmi görüþmeler itibarýyla gezinin gerçek gündeminin bu iliþkilerin yakýnlaþmasýna dönük güçlü bir iradeyi ortaya koyduðunu ve bu sonuçlarý ürettiðini net bir þekilde görüyoruz."

Milliyetçi Hareket Partisi’nin af teklifi

MHP'nin TBMM'ye sunduðu af teklifine iliþkin çalýþmalarýn ne aþamada olduðunun sorulmasý üzerine Ömer Çelik, Adalet Bakanlýðýnýn bu konuda bir çalýþma yaptýðý gibi AK Parti'de Siyasi Hukuk Ýþleri Baþkanlýðýnýn da bir çalýþma yürüttüðünü belirterek, "Bu konuyla ilgili çeþitli isimler konuldu. Önce af olarak gündeme geldi daha sonra ceza indirimi olarak gündeme geldi. Artýk içeriðe bakmak gerekiyor. Nihayetinde, Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmiþ bir tasarýdýr. Tabii ki bununla ilgili bir görüþ olgunlaþtýrýlacaktýr." ifadesini kullandý.

“Henüz partideki çalýþma, deðerlendirme tamamlanmamýþtýr”

Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn, ABD ve Almanya ziyaretleri öncesinde ve seyahati sýrasýnda da "Kiþilere karþý suçlarýn affedilmesine karþý olduklarýný ancak devlete karþý suçlar konusunda konuyu gündeme alýnabileceði" þeklinde açýklamalarýný anýmsatan Çelik, þöyle konuþtu:

"Henüz partideki çalýþma, deðerlendirme tamamlanmamýþtýr. Son aþamasýndayýz ama tam bir nokta koyulmamýþtýr. Bu konuda kararýmýz, olgunlaþtýðý zaman... Arkadaþlarýmýz bütünüyle gözden geçiriyorlar. Genel Baþkanýmýza, Cumhurbaþkanýmýza arz edilecek. Tabii ki kamuoyu ile paylaþýlacaktýr. Bu çalýþma nihayetlendiði zaman Genel Baþkanýmýza sunulduktan sonra paylaþýlacaktýr."

AP'nin Türkiye'ye yapýlan yardýmlarla ilgili kararý

Ömer Çelik, Avrupa Parlementosunun (AP) Türkiye'ye yapýlan AB yardýmlarýnda 70 milyon avro tutarýnda kesinti yapan karar tasarýsýný oy çokluðu ile onaylamasýnýn hatýrlatýlmasý üzerine, daha önce de Türkiye'ye yönelik katýlým öncesi yardým aracý olarak gösterilen IPA fonlarýnýn kesilmesi þeklinde bir yaklaþýmýn ortaya konduðunu vurguladý.

Çelik, Türkiye'nin geçirdiði darbe giriþimi sonrasýnda Avrupa Parlamentosunun trajik ve travmatik kararlara imza attýðýna iþaret ederek, "Avrupa Parlamentosunu bir demokrasi okulu olarak düþünürsek, Türkiye'nin demokrasisi saldýrýya uðradýktan sonra o zaman ki Avrupa Parlamentosu Baþkaný, Türkiye'ye gelmek için haftalarý, aylarý tüketti." diye konuþtu.

FETÖ'nün darbe giriþiminde, Türk Parlamentosunun bombalandýðýný ve o gece kahraman milletvekillerinin parlamentoyu terk etmediklerini anlatan Çelik, 2 kez bombalanan Türkiye Büyük Millet Meclisinin "gazi" unvaný aldýðýný söyledi.

Ömer Çelik, Fransa'nýn Baþkenti Paris'te meydana gelen Charlie Hebdo saldýrýsýnda birçok ülke baþbakaný ve cumhurbaþkanýnýn teröre karþý güçlü bir duruþ ortaya koyduðunu hatýrlatarak, "Türkiye'de gerçekleþtiren hain darbe giriþimi bundan yüzlerce binlerce kat daha tehlikeli, demokrasiyi tehdit eden bir giriþimdir. Avrupalý liderler benzer bir dayanýþmayý göstermek için Ankara'ya ya da Ýstanbul'a niçin gelmemiþtir. Avrupa'daki cumhurbaþkanlarý ya da baþbakanlar Ankara'ya gelselerdi, Cumhurbaþkanýmýzla görüþseler, o dayanýþmayý gösterselerdi. Halkýmýzýn þehit edildiði mekanlara çiçek býrakýp, yüce Meclisi ziyaret etselerdi, demokrasi mesajý verilirdi. Bugün hepimizin mücadele etmek zorunda kaldýðý DEAÞ gibi terör örgütlerine karþý ve Avrupa'daki aþýrý sað örgütlere karþý ne kadar güçlü bir mesaj verilerek onlar ideolojik olarak geriletilmiþ olurlardý. Bu vizyondan yoksun davrandýlar. Aylarca buraya gelmediler." þeklinde konuþtu.

"Avrupa Parlamentosunu aþýrý ýrkçý ve saðcýlar dolduracak"

Avrupa Parlamentosunun demokrasi konusunda geçerli ve etkili bir tarafýnýn olmadýðýnýn altýný çizen Çelik, þöyle devam etti:

"Eski demokratik gücünü ve etkinliðini kaybeden bir parlamento ile karþý karþýyayýz. Bunu çok üzülerek söylüyorum. Önümüzdeki seçimlerden sonra tabloya baktýðýnýz zaman Avrupa'nýn siyasi haritasýnda gördüðümüz þey, Avrupa Parlamentosunu çeþitli ülkelerden gelen aþýrý saðcýlar ve ýrkçýlar dolduracaktýr. Avrupa Parlamentosu bu kararlarý alarak, kendi varoluþ anlamýný oluþturan demokratik zihniyete karþý zehirleyici bir fonksiyon üretiyor.

Þimdi ne yapýyorlar, IPA fonlarýný kesiyorlar. Ne iþe yarýyor katýlým öncesi mali yardýmlar. Avrupa Birliði üyeliðini saðlamadan önce onun demokratik standartlarýný yükseltmesi için verilen yardýmlardýr. Bir yandan müzakere etmiyorsun, eleþtiriyorsun, bir yandan diyorsun ki bu standartlarda gerileme var. O standartlarý ilerletmek üzere yapýlan projeleri finansa eden fonlarý niye kesiyorsun? Son derece çeliþkili bir karardýr. En çok eleþtirdikleri kavramlar yargý, hukuk gibi alanlardý. En önce oradaki fonlarý kestiler. Bir alanda gerileme olduðunu tespit ediyorsan, senin görüþün buysa, o zaman o alanla ilgil proje yaparsýn. Tam tersini yapýyor, eleþtirdiði alaný daha da fazla zaafa uðratmak için fon kesintisine gidiyor.

Buradaki yaklaþým, demokratik bir yaklaþým deðildir. Buradaki yaklaþým, dayanýþma içinde bir yaklaþým deðil, tamamen ideolojik bir yaklaþýmdýr. Avrupa Parlamentosunu bu ideolojik fanatizm giderek kýskaç altýna almaktadýr."

"Ýnsanda biraz utanma olur"

Avrupa Birliði (AB) Komisyonunun Geniþlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn'ýn en büyük korkusunun "Türkiye ile Avrupa Birliði arasýnda bir ilerleme olacaðý"ný ifade eden Ömer Çelik, þunlarý kaydetti:

"Türkiye ve Avrupa Birliði ile arasýnda ilerleme olmasý, bu þahýs için kabus anlamýna geliyor. Geçen günlerde bir açýklama yapýyor. Türkiye'de ekonomik krizi Türkler kendisi üretti. Avrupa'nýn herhangi bir þeklinde yardýmýný beklemesinler. Bu þahsýn üzerine vazife deðildir. Avrupa Komisyonu içerisindeki tartýþmalarý da biliyoruz. Avrupa'da da itibarlý bir þahýs deðil.

Kafasý, Avusturya Macaristan dönemindeki Osmanlý imajýnda kalmýþ, hala o korkularla yaþayan bir þahýs. Geniþleme Komiseri, geniþlemenin tam tersi þeklinde bir iþgal üretiyor. Ýnsanda biraz utanma olur. Avrupa Parlamentosunun verdiði bu kararlar için de geçerli. Bu kararlar, Avrupa Parlamentosuyla konsey tarafýndan Avrupa Komisyonuna gönderiliyor.

Suriyeliler için verecekleri fonu yerine getirememiþler bir de IPA fonlarýndan kesinti yapýyorlar. Avrupa'da bazýlarý Avrupa Komisyonunu aþýrý sað bir yazýlýmla ele geçiriyorlar. Suriyeliler için gönderilmiþ mali yardýmlarýn karþýlýðýnda sanki bu fonlardan kesinti yapmak gibi zihinlerde bir denklem kurmuþlardýr. Bu son derece tehlikeli bir denklemdir. IPA fonlarýnýn misyonu farklýdýr, Suriyeliler için yapýlan yardým farklýdýr."

“Tamamen ideolojik fanatizm çerçevesinde hareket ediyorlar”

Çelik, IPA fonlarýnýn katýlým ülkesinin standartlarýný yükseltmek için çeþitli projelere verildiðini dile getirerek, Türkiye'de bulunan 3,5 milyon Suriyeli'nin, Avrupa'daki ülkelerin bazýlarýnýn nüfusunun yarýsý kadar olduðuna deðindi.

"Bugün Suriyeliler içerisinde 800 bin çocuk eðitim görüyor. Bu da Avrupa'daki bazý ülkelerdeki toplam öðrenci sayýsýnýn 2 katýdýr." diyen Ömer Çelik, "Türkiye bu kadar yüksek bir fedakarlýk gösterirken ellerinden gelen yardýmlarý yapmalarý gerekirken, kurumsallaþmýþ bir iki yüzlülük üretiyorlar. Bu iki yüzlülüðü üretenler de bellidir. Tutuyorlar IPA fonlarýndan kesintiye gidiyorlar. Ýnsanda biraz yüz kýzarmasý olur. Önce Suriyelilerle ilgili yardýmlarý yerine getirelim de demokrasi konusundaki dayanýþmadan da vazgeçtik. O zaman maddi meselelere bakalým derler. Tamamen ideolojik fanatizm çerçevesinde hareket ediyorlar. Bahsedilen kesinti toplam bütçede hiçbir þey ifade etmez. Projelerin yürümesine bir engele yol açmaz. Türkiye'nin burada yürüttüðü faaliyetler açýsýndan maddi bir noksanlýk oluþturmaz. Avrupa Parlamentosunun, AB Konseyinin ve AB Komisyonunun demokratik itibarý açýsýndan son derece yanlýþ izlenimler doðmasýna yol açýyor." ifadelerini kullandý.

Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn Almanya ziyaretini olumsuz resmetmek için ellerinden gelen çabayý gösteren bir takým çevreler olduðunu üzülerek gördüklerini dile getiren Çelik, bunun analiz edilemediðini ve "Niye aþýrý sað yükseliyor" sorusunun gündeme geldiðini ifade etti.

Çelik, "Aþýrý saðýn kullandýðý bir matruþka var, onlar Cumhurbaþkanýmýza düþmanlýk ederek ayný o matruþka bebeklerde kaldýrdýðýnýzda altýndan baþka bir þey çýkar, bunun altýna Türkiye düþmanlýðýný saklýyorlar, onu kaldýrdýðýnýzda altýnda Ýslam düþmanlýðý saklý, onu kaldýrdýðýnýzda esasýnda altýnda antisemitizm saklý. Avrupa'da herkesin görmesi gereken þey þu, hala antisemitist duygular bu aþýrý sað tarafýndan þimdi Ýslam düþmanlýðý öne çýkarýlarak örtülüyor. Dolayýsýyla Ýslam düþmanlýðýna kim prim veriyorsa, kim buna sessiz kalýyorsa ayný zamanda antisemitizmin de yükselmesine de çanak tutmuþ oluyor." deðerlendirmesinde bulundu.

“Avrupa'daki aþýrý sað da ayný insanlýk karþýtý amaçlara sahiptir”

Son matruþkanýn kaldýrýlmasý durumunda altýndan 'eurofobia' yani Avrupa deðerlerine düþmanlýðýn çýktýðýný vurgulayan Çelik, þöyle devam etti:

"Dolayýsýyla bunlara sessiz kalan, 'biz bunlarý idare edersek bunlarýn oyunu alýrýz' diyen, 'aþýrý saðýn politikalarýný benimsersek aþýrý saðýn oy almasýný engelleriz' düþüncesine kapýlan siyasetçiler farkýnda olmadan Avrupa'nýn temel deðerlerini ve Avrupa entegrasyonunu sarsan, buna düþmanlýk eden siyasi hareketlerin yükselmesine imkan vermiþ oluyorlar.

Daha önce de söyledim, Avrupa'nýn DEAÞ'ý aþýrý saðdýr. Ortadoðu için DEAÞ ne ifade ediyorsa, Avrupa için de aþýrý sað onu ifade etmektedir. Ortadoðu'da DEAÞ hangi amaçlara ve hangi emellere sahipse, insanlýk karþýtý amaçlara ve insanlýk karþýtý emellere sahipse, Avrupa'daki aþýrý sað da ayný insanlýk karþýtý amaçlara ve emellere sahiptir."

"DEAÞ'ý yükselten ideolojik zemin"

Aþýrý saðcý politikacýlarýn Avrupa'da yürürlüðe koyduðu bir takým politikalarýn DEAÞ'ý yükselten bir ideolojik zemin oluþturduðunu anlatan Çelik, DEAÞ'ýn ortaya koyduðu eylemler, tutumlar ve söylemlerin de Avrupa'da aþýrý saðý besleyen bir yapý oluþturduðuna iþaret etti.

Avrupa'daki aþýrý saðý ve DEAÞ'ý tahterevallinin iki ucu, birbirini besleyen iki ideolojik besleyici akým olarak görmek gerektiðine dikkati çeken Çelik, Köln'deki Diyanet Ýþleri Türk Ýslam Birliði (DÝTÝB) Merkez Camisi'nin açýlýþýnýn bu duruma karþý mücadele etmek için önemli bir adým olduðunu dile getirdi.

Alman basýnýnda caminin yapýmýna katký veren politikacýlarýn, belediye baþkanlarýnýn dýþlandýðý haberleriyle DÝTÝB'e saldýrýldýðýný anýmsatan Çelik, açýlýþta projeye destek veren yetkililere teþekkür edildiðini aktardý.

Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn Köln'e geldiðinde havaalanýnda uzun ve verimli bir görüþme yaptýðý Eyalet Baþkanýný bizzat davet ettiðini aktaran Çelik, "Büyük bir iyi niyet burada söz konusudur." dedi.

Erdoðan'ýn açýlýþta verdiði mesajlarýn, Avrupa'nýn ortasýndan, Köln'den verilmesinin de önemli olduðunu ifade eden Çelik, "Belki de dünyadaki Müslüman liderler içerisinde en güçlü þekilde DEAÞ'a karþý sesini yükselten Sayýn Cumhurbaþkanýmýzdýr ve burada bir kere daha DEAÞ'ýn Ýslam'la ilgili olmadýðýný, Müslümanlarý temsil etmediðini, Türkiye'de sýk sýk söylediði gibi Avrupa'nýn ortasýndan da bütün dünyaya ilan etmiþtir." diye konuþtu.

Çelik, Erdoðan'ýn caminin kapýlarýnýn herkese açýk olduðunu güçlü mesajlarla dile getirdiðini söyledi.

Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn, kadýnlarýn camilerden uzaklaþtýrýlmasýna karþý da çok güçlü mesajlar verdiðine deðinen Ömer Çelik, Avrupa'daki Müslümanlarýn kurduklarý bütün iliþkilerde ve Avrupa'daki varlýklarýný sürdürme biçimlerinde þeffaf olduklarýna dair güçlü mesajý vermek için de cami mimarisinin þeffaf olarak seçildiðinin altýný çizdi.

MYK toplantýsýnda Erdoðan'ýn kapsamlý bir deðerlendirme yaptýðýný ve kanaatlerini belirttiðini aktaran Çelik, Erdoðan'ýn bundan sonra yapýlacak çalýþmalarla ilgili de talimatlarýný verdiðini belirtti.

AK Parti Çevre Þehir ve Kültür'den Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý Çiðdem Karaaslan'ýn kapsamlý bir sunum gerçekleþtirdiðini anlatan Çelik, bunun þehirlerden gelen taleplere yönelik verileri kapsayan bir sunum olduðuna deðindi.

Þehir siyaseti kavramýnýn her bir þehir için ayrý ayrý olgunlaþtýrýlmasýnýn AK Parti'nin özel gündemlerinden biri olduðunu dile getiren Çelik, Çevre Þehir ve Kültür Baþkanlýðýnýn bu konuda güçlü bir çalýþma yaptýðýný ifade etti.  

Seçim Ýþleri Baþkanlýðýnýn da bir sunumu olduðunu belirten Çelik, TBMM'nin açýldýðýný anýmsatarak baþarýlar diledi.

Ömer Çelik, MYK'de, TBMM Grubu çalýþmalarý hakkýnda da bilgi verildiðini kaydetti.

Cumhurbaþkaný Erdoðan-Bahçeli görüþmesi

"Yerel seçimlerde ittifak çerçevesinde Türkiye Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan ile MHP Genel Baþkaný Devlet Bahçeli ne zaman görüþecek? AK Parti nasýl bir ittifak öngörüyor?" sorusuna Çelik, þu yanýtý verdi:

"Bununla ilgili takvim kendi tabii seyri içinde devam ediyor. Heyetlerarasý görüþmeler gerçekleþecek Sayýn Genel Baþkanýmýz ile Sayýn Bahçeli bir araya gelecekler. Bu heyetlerarasý görüþmelerde ortaya çýkan tabloyla ilgili politik çerçeveyi çizecekler."

Daha önce heyetler arasý görüþmelerin ardýndan genel baþkanlarýn bir araya geleceðini söylediðini anýmsatan Çelik, þöyle devam etti:

"Bizim açýmýzdan baktýðýnýzda bu bahsettiðiniz sorularýn herhangi bir cevabý þu anda yok. Neden yok? Birincisi, heyetler arasý görüþmeler yeni baþlýyor. Onlarýn ve bizim heyetimizin kimler olduðu açýklandý. Bu arkadaþlarýmýz bir araya geldikten sonra çeþitli maddeleri tartýþacaklar, tartýþacaklarýnýn içinde bu bahsettiðiniz konular vardýr, yoktur.

O kendi gündemi içerisinde deðerlendirilecektir. Ondan sonra belli sonuçlara ulaþtýklarý zaman Genel Baþkanlarýna herkes arz edecektir, 'þu tartýþmalarý yaptýk ve þu sonuçlara vardýk' diye. Daha sonra programlarýnýn müsaitliðine göre her iki genel baþkan bir araya gelecektir ve bir politik çerçeve ortaya çýkacaktýr.

Genel Baþkanýmýzýn talimatlarý doðrultusunda AK Parti yetkili kurullarýnýn buradaki görüþlerini açýklýyoruz. AK Parti her seçim bölgesinde seçime girecek þekilde hazýrlýklarýný sürdürüyor."

"Doðal bir þekilde akýyor"

Ýttifak konusunda bahsedilen takvim çerçevesinde bir görüþme yapýldýðýný, þimdi heyetlerin bir araya geleceðini vurgulayan Çelik, bu bahsedilen gündemle ilgili görüþleri olgunlaþtýracaklarýný kaydetti.

Bu konuda görüþler olgunlaþtýktan sonra genel baþkanlara arz edileceðini ve daha sonra bir araya geleceklerini yineleyen Çelik, "Takvim bu þekilde iþliyor. Bizim açýmýzdan olaðanüstü bir durum yok. Her þey doðal seyrinde, doðal bir þekilde akmaya devam ediyor." dedi.

"Heyetlerin görüþmesi için takvim belirlendi mi?" sorusunu Çelik, "Ona kendi aralarýnda karar veriyorlar. Bir sýkýntý yok, doðal bir þekilde akýyor." þeklinde cevapladý.

"Onur duyduðumuz bir tablodur bu"

Ömer Çelik, Suriyelilerle ilgili bir soru üzerine, bunun, millet olarak onur duyulmasý gereken meselelerden biri olduðuna dikkati çekerek, þöyle devam etti:

"Neredeyse 3,5 milyonun üzerinde mülteci barýndýrýyoruz. Fakat ülkemizde bu mültecilere karþý sistematik ve örgütlü, ýrkçý bir tepki yoktur. Avrupa'da maalesef ýrkçý ve sistematik tepkiler yüzünden Avrupa'nýn siyasi haritasý deðiþmektedir. Pek çok yerde aþýrý sað hatta bazý yerlerde nazi örgütleri baðlantýlý bazý kiþilerin de içinde olduðu siyasi oluþumlar meclislere girmektedir.

Dolayýsýyla Türkiye bununla gurur duymalýdýr. Geçmiþte de, bizden öncekiler de eminim rahat koþullarda yapmamýþlardýr, çeþitli ülkelerden gelenleri burada misafir ettikleri, canlarýna, mallarýna sahip çýktýklarý zaman. Ama biz bugün dönüp baktýðýmýzda bununla gurur duyuyoruz. Onur duyduðumuz bir tablodur bu.

Bu çerçevede deðerlendiriyoruz. Bizden sonraki nesillerde bu yaptýðýmýz iþle gurur duyacaklar. Özellikle de Avrupa'da sýnýrlarla, tel örgülerle askeri birliklerle bu insanlarýn ölüme terkedildiði çeþitli yerlere bakýnca yaptýðýmýz iþin ne kadar önemli olduðu görülecek.

Bire bir anlaþmasýndan önce 2015 Martý'nda bir günde Akdeniz'e 7 bin kiþi açýlýyordu. Bu anlaþma sonrasý þu anda sayý 20'lere, 30'lara düþmüþtür. Akdeniz'deki ölümlerin önlenmesi, insanlýk dýþý bu tablolara son verilmesi Türkiye'nin iradesi ve kapasitesi sayesinde ortaya çýkmýþtýr. Gelinen nokta budur."

“Güvenli ortam oluþturulmadan milletimiz ev sahipliði yapmaya devam edecektir”

Geçenlerde Türkiye Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn eve giderken aralarýnda Suriyeli ve Filistinli çocuklarýn da bulunduðu sahilde piknik yapan vatandaþlarla bir araya geldiðini hatýrlatan Çelik, þunlarý söyledi:

"Ýçlerinde Türkçe bilmeyenler var. Bunlar geliyorlar, Cumhurbaþkanýmýza sarýlýyorlar. Bir iki tane kýz çocuðu sarýldý ve aðladý. Þunu biliyorlar ölümden kaçtýlar. Ya anneleri ya babalarý orada kalmýþ. Herhangi bir mekanlarý olmasa da Türkiye'nin ve Türk insanýnýn onlara yuva olduðunu, onlarý ölümden kurtaran bir þemsiye olduðunu biliyorlar.

Dolayýsýyla bu þekilde 'Suriyeliler dönsün' demek bir politika deðil, bir siyaset deðil. Tam tersi bizde olmayan bir takým yanlýþ tepkileri tetikleyecek bir þey. Tabii ki þunu istiyoruz, Suriye'de istikrar saðlansýn, bu insanlarýn döneceði yerlerde herhangi bir terör faaliyeti olmasýn ya da rejimin saldýrýsý olmasýn.

Bunlar yerlerine dönecek. Nitekim Fýrat Kalkaný ve Zeytin Dalý harekatlarýndan sonra dönüþ oldu. Arzu ederiz ki tam güvenli bir þekilde bu 3,5 milyon insanýn da kendi yurtlarýna döneceði güvenli ortam oluþturulsun. Ama bu güvenli ortam oluþturulmadan milletimiz ev sahipliði yapmaya devam edecektir, ekmeðini, çorbasýný bunlarla bölüþmeye devam edecektir. Çünkü bir insanlýk sýnavýdýr. Ýnsanlýk sýnavý karþýsýnda pek çok millet sýnavda kalýrken yüce milletimiz bu sýnavdan büyük bir baþarýyla geçmektedir. Tek baþýna Türkiye insanlýðýn vicdanýný oluþturmaktadýr."

"Türkiye elinden geleni yapýyor"

Özellikle siyasilerin "Suriyeliler gitsinler buradan" þeklinde bir üslup kullanmamasýnýn çok önemli olduðunu, siyasilerin söylediði sözlerin alttaki kitleye yayýldýðýný dile getiren Ömer Çelik, buna dikkat edilmesi gerektiðinin altýný çizdi.

Toplumun gösterdiði bu olgunluk karþýsýnda bir takým marjinal tepkileri meþrulaþtýracak þeylere yol açmamak gerektiðine iþaret eden Çelik, "Arzumuz þudur, terörün olmadýðý, bu insanlarýn hayatlarýnýn tehdit altýnda olmadýðý bölgeler oluþsun da bunlar tabi ki ülkelerine dönsünler. Ama o oluþana kadar misafirimizdirler. Türkiye o bölgelerin ve bu insanlarýn evlerine dönecekleri koþullarýn oluþmasý için de elinden geleni yapýyor. En son Ýdlib konusundaki anlaþmada bu çerçevede deðerlendirilebilir." þeklinde konuþtu.

“Görüþ almak baþka bir þeydir”

CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu'nun grup toplantýsýndaki konuþmasýnda, Uluslararasý yönetim þirketi McKinsey konusundaki eleþtirilerinin hatýrlatýlmasý üzerine Çelik, en temel konularda bile yanlýþ bilgi üreten ve bilgilendirme faaliyeti yürüten bir genel baþkan ile karþý karþýya olunduðunu söyledi.

Devletin kurumlarýnýn yerli ve yabancý, Türkiye içinden ve dýþýndan çeþitli politikalarla ilgili görüþ aldýðýný ifade eden Çelik, "Görüþ almak baþka bir þeydir. Turizm konusundan tutun, hukuki konulara, baþka konulara kadar yerli ve yabancý pek çok kurumdan görüþ alýnmaktadýr. Görüþ almak baþka þeydir, bu kurumlara icrai bir yetki vermek baþka þeydir. Bunlarýn icrai bir yetkisi yoktur, bunlara sadece görüþ soruyorsunuz. Hatta ayný anda belli bir politikada belli bir dönüþüm konusunda pek çok kuruma görüþ soruyorsunuz. Yerli danýþmanlýk firmalarý da olabiliyor, yabancý danýþmanlýk firmalarý da olabiliyor. Sonuçta bütün bu görüþleri aldýktan sonra politikayý siyasi irade yazýyor, kim uyguluyor siyasi irade uyguluyor." þeklinde konuþtu.

Ömer Çelik, en önemli hassasiyetlerinden birisinin siyasi iradenin yerine herhangi bir iradenin ikame edilmemesi olduðunu vurgulayarak, þöyle devam etti:

"Siyasi iradenin, topluma hesap vereceði için kendi politikalarýný kendisinin oluþturmasýdýr. Bu mesele ile ilgili olarak da 2002'den bugüne kadar sivil siyasetin devlet alanýna tam hakimiyetini saðlamak için çok güçlü bir mücadele verdik. Herkes biliyor ki bu mücadeleyi verirken de karþýmýzda siyasi irade hakim olmasýn. Siyaset politikayý yazarken, baþkalarý bu iþin içerisinde iþin ortaðý olsun diye uðraþan kesim Cumhuriyet Halk Partisi kesimiydi."

“Dünyanýn bütün ülkeleri, kendi ülkesine yatýrým çekmeye çalýþýyor”

CHP Genel Baþkaný Kýlýçdaroðlu'nun "Ezanýmýza, bayraðýmýza saldýrýyorlar. Böyle yapanlardan para istemeyi bu millete nasýl anlatacaksýnýz" sözlerini anýmsatan Çelik, þunlarý kaydetti:

"Sayýn Kýlýçdaroðlu'nun ezanýmýza, bayraðýmýza saldýranlar konusunda bir hassasiyet gösterme durumuna gelmesi sevindiricidir. Ne kadar zamanda genel baþkan oldu bilmiyoruz ama böyle bir cümle kurmasý, ezanýmýza ve bayraðýmýza saldýranlar konusunda bir hassasiyet göstermesinin sevindirici olduðunu ifade ediyorum. Bunu hatýrlamasý da iyidir.

Bu dediklerinden para istemeyi ne zaman millete anlatacaksýnýz? Kim kimden para istiyor? Bu nerede duyulmuþ? Türkiye yerli yatýrýmcýya da küresel yatýrýmcýya da kapýsýnýn açýk olduðunu ifade ediyor. Dünyanýn bütün ülkeleri, kendi ülkesine yatýrým çekmeye çalýþýyor. Birleþmiþ Milletler'e gidin. Ýsim vermeyeceðim.

Bazý ülkelerin baþbakanlarý ve cumhurbaþkanlarý ile görüþtüðünüzde, New York'taki en önemli temaslarýnýn kendi ülkesine yatýrým çekecek toplantýlara katýlmak olduðunu söylüyor. Türkiye de bunu yapýyor. Onun dýþýnda herhangi bir yerden istenmiþ para var mýdýr? Bu cümlenin herhangi bir mantýki ve ahlaki bir gerekçesi var mýdýr? Bunun altýný dolduran bir siyasi gerekçe var mýdýr?"

"Böyle bir þey yok"

"Birilerinden bir þey istemek söz konusu ise Sayýn Kýlýçdaroðlu'na, herhangi bir danýþmaný görev versin. Gazeteci arkadaþlar yapabilir, bir akademisyen yapabilir" ifadesini kullanan Çelik, "CHP iktidarlarý döneminde ne kadar yabancý yardým alýnmýþtýr. Bunun çetelesini çýkarsýnlar. Sayýn Kýlýçdaroðlu, bunlarýn mantýðýný bize izah etsin." diye konuþtu.

Devletin mali bilgilerinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin ajandasýnda, kasasýnda olduðuna iþaret eden Çelik, "Sanki bir yabancý kuruma devletin maliye ya da hazinesinin teslim edilmesi gibi bir çerçeveden bahsediyor. Böyle bir þey yok. Devletin mali bilgilerini kim kime emanet ediyor. Devletin mali bilgileri Türkiye Cumhuriyeti'nin ajandasýndadýr." dedi.

“Bu soruyu soran kiþinin dünyadan haberi yok mu?”

Sýradan bir danýþmanlýk iþinden sahte bir emperyalizm teorisi çýkarmanýn da Kýlýçdaroðlu'na nasip olduðunu söyleyen Çelik, konuþmasýný þöyle sürdürdü:

"Burada ortaya koyduðu hassasiyetle kurduðu cümlelerin herhangi bir temeli yok. Pek çok kurum hem içerideki hem dýþarýdaki kurumlardan danýþmanlýk alýr. 'Erdoðan'a soruyorum, yaþadýðýmýz krizin sorumlusu dýþ güçler midir?' diyor. Hiç gazete okumuyor mu, hiç televizyon seyretmiyor mu? ABD Baþkaný'nýn Türkiye'ye dönük açýklamalarýný görmüyor mu?

ABD Baþkan Yardýmcýsýnýn Twitter hesabýnda sabitlediði, günlerce tuttuðu Türkiye'ye karþý açýklamalarýný görmüyor mu? Bu açýklamalar, bu ekonomik saldýrý çerçevesinde ortaya çýkan ekonomimizdeki dalgalanlamalarla ilgili onlarca, yüzlerce haber çýkýyor.

Yüzlerce televizyon kanalýnda yerli ve yabancý uzun uzun tartýþmalar yapýlýyor. Türkiye'nin bu ekonomik saldýrýya karþý nasýl bir direnç gerçekleþtirdiði tartýþýlýyor. Almanya'dan Avrupa'daki pek çok ülkeye kadar, 'Türkiye'de bir kriz istemiyoruz, Türkiye'nin yanýndayýz.' Türkiye'ye yapýlan ekonomik saldýrýdan sonra Çin'den, Rusya'dan, dünyanýn baþka ülkelerinden yükselen sesleri duymuyor mu? Bu soruyu soran kiþinin dünyadan haberi yok mu hala bu soruyu soruyor."

"Kendi kendisiyle hesaplaþma olduðunun herkes farkýnda"

Kemal Kýlýçdaroðlu'nun çok titizlikle kullanýlmasý gereken namus ve haysiyet gibi kelimeleri çok ucuz ve sýradan bir þekilde kullandýðýný söyleyen Çelik, þöyle devam etti:

"Uçak meselesini gündeme getirip onur ve haysiyetten bahsederek, 'istifa edin' diyor. Bir kiþi bu kadar sýk ve sýradan bir þekilde 'onur' ve 'haysiyet' kelimesini kullanýyorsa kendi zihninde ve kalbinde onur ve haysiyet kavramlarýyla ilgili çok ciddi bir cari açýk vardýr. Kendisinin bu cari açýðý kapatmasý lazým. Bu cari açýkla Genel Baþkanlýk yapýlmaz.

Artýk bir baþkasýna bu kelimeleri bu kadar alelusul kullanarak yaptýðý saldýrýlarýn aslýnda kendi kendisiyle hesaplaþma olduðunun, bir baþkasýna söylenmiþ sözlerden çok kendi kendisiyle ilgili bir hesaplaþma olduðunun herkes farkýnda. Dolayýsýyla kendisini bu onur ve haysiyet kavramlarýyla yüzleþmeye çaðýrýyoruz.

'Yüzünüz kýzarmýyor mu?' diyor. Herkesin sormasý gereken soru þu, genel baþkan olduðundan beri girdiði her seçimi kaybeden, yaptýðý her iþte baþarýsýz olan birisinin yüz kýzarma kavramýyla nasýl bir iliþki kurmasý gerektiðini kendisine býrakýyoruz."

Bunlarý söylemek mecburiyetinde kaldýklarýna dikkati çeken Çelik, "Çünkü önemli, titizlikle kullanýlmasý, insanýn aðzýndan çýkarken bin kere düþünülmesi gereken kavramlarý o kadar alelusul ve ucuz kullanýyor ki bu dersin maalesef hatýrlatýlmasý gerekiyor." ifadesini kullandý.

"Söz veriyorum eleþtirmeyeceðim"

Kýlýçdaroðlu'nun "Seçim nasýl kazanýlýr ve siyaset nasýl yapýlýr?" konusunda ciddi bir danýþmanlýk firmasý bulmasý gerektiðini vurgulayan Çelik, "(Sosyal demokratýz) diyorlar. Sosyal demokrat siyasetten bahsediyorlar. Fakat yaptýklarý þey Avrupa aþýrý saðýnýn bir siyasi fotokopisi olmaktan öteye gitmiyor. Bir sosyal demokrat parti nasýl olur, Avrupalý anlamda bir sosyal demokrat parti neye benzemektedir? Bu konuda da ciddi bir danýþmanlýk firmasýndan yardým almalarýnda fayda vardýr. Eðer seçim nasýl kazanýlýr, sosyal demokrat bir parti nasýl olur konusunda bir danýþmanlýk firmalarýndan yardým alýrlarsa söz veriyorum onlarý eleþtirmeyeceðim. Bu projeyi destekleyeceðiz yeter ki gerçek bir sosyal demokrat parti olsunlar, gerçek bir siyasi parti hüviyetine kavuþsunlar. Ýyi siyaset yapmayý öðrensinler." ifadesini kullandý.

"Þu ana kadar varýlan mutabakat odur"

Çelik, "Sayýn Cumhurbaþkaný ve Sayýn Bahçeli'nin yapacaðý görüþmeden sonra mý ittifakta resmi görüþmeler baþlayacak?" sorusuna ise þu yanýtý verdi:

"Sayýn Bahçeli, Sayýn Cumhurbaþkanýmýzýn daha önce de  söylediðim gibi bu gündemle ya da programlarý müsait olduðu zaman her an bir araya gelmeleri mümkündür ama bu meselenin olgunlaþtýrýlmasýyla ilgili takvim, heyetler bir araya gelecek, sonuçlarý Sayýn Cumhurbaþkanýmýza ve Sayýn Bahçeli'ye sunacaklar. Ondan sonra da o karar, tekrar bir araya gelerek þekillenecek.

Bu çalýþma devam ederken baþka bir vesileyle veya bu meseleyi de konuþmak üzere bir araya da gelebilirler. Bunda bir þey yoktur. Sayýn Cumhurbaþkanýmýz ile Sayýn Bahçeli'nin bir araya gelmesinde herhangi bir engel yoktur. Programlarý müsait olduðu zaman gelebilirler ama daha önce bahsettiðim takvimin o þekilde iþlemesi gerektiðini düþünüyoruz. Þu ana kadar varýlan mutabakat odur."

"Türkiye kökenli camilerden terörizm çýkmamýþtýr"

Ömer Çelik, Türkiye Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn Almanya ziyareti anýmsatýlarak, Diyanet Ýþleri Türk Ýslam Birliðinin (DÝTÝB) iç istihbarat birimleri tarafýndan izlendiði iddialarýna iliþkin bir soru üzerine, orada DÝTÝB ile ilgili yanlýþ tartýþmalar yapýldýðýný söyledi.

Çelik, "Biz her zaman söylüyoruz Anadolu, Türkiye kökenli camilerden hiçbir zaman radikalizm ve terörizm çýkmamýþtýr. Avrupa'da herkes biliyor ki bütün Avrupa'daki bu bir tür radikal terör haritasýna baktýðýnýzda Türkiye kökenli camilerin hiçbirinden böyle bir oluþum ortaya çýkmamýþtýr. Bu da bu camilerde ortaya konulan anlayýþýn, Ýslam'ýn anlatýlmasýnýn evrensel barýþ mesajýna, Ýslam'ýn gerçek anlamýna uygun olduðunu gösteriyor." dedi.

Daha çok Kuzey Afrika kökenli bazý camilerde bu radikal hareketlerin görüldüðüne, bunu da Avrupa'daki herkesin bildiðine deðinen Çelik, konuþmasýný þöyle tamamladý:

"DÝTÝB hiçbir zaman herhangi bir þekilde bir tehdit deðildir. Tam tersine bu radikal terör hareketlerine karþý Ýslam'ýn doðru anlatýlmasý için oradaki hükümetlere dönük en uygun ve en uygun iþbirliði mekanizmasýdýr. Fakat bazý yerlerde ufak tefek mesele olduðu zaman orada da bazý siyasiler hemen 'DÝTÝB uygun bir partner deðildir, birtakým tedbirler alýnmasý gerekir.' gibi yaklaþýmlar sergiliyorlar. Ýçiþleri Bakanýmýz Almanya seyahatinde vardý ve muhatabýyla görüþtü. DÝTÝB'in takip edilmesi, izlenmesi ya da  tehdit olarak görülmesi gibi bir þey yok. Esasýnda saðduyulu insanlar DÝTÝB'in kýymetini biliyorlar. Bir tehdit olarak algýlanmasý gibi bir þey yok. Zaman zaman iletiþim kazalarý oluyor, onlar da açýk bir istiþare, açýk bir diyalogla çözülüyor."

Kaynak: AA

trthaber.com

Son Güncelleme Tarihi: 02 Ekim 2018 23:32

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0