Adalet, önce çocuklar için - Nabi Yağcı

19 Ekim 2009 08:45  

 

Adalet, önce çocuklar için - Nabi Yağcı


Bugün pazar, hepimiz yarını bekliyoruz, bugün içinde yarını yaşıyoruz sanki, siz yarın, yani pazartesi günü bu yazıyı okumuş olacaksınız. Yarın/bugün önemli bir gün olacak. Bu yazıda bile "bugün ile yarının" böylesine iç içe geçmesi bir bakıma yaşadığımız günleri de karakterize ediyor. Her şey o denli hızlı akıyor ki, bugün yarınla iç içe geçiyor. Geleceğin nabız atışlarını bugünden duyuyoruz. Yarın/bugün, Öcalan'ın çağrısına uyarak ilk PKK grubu dönecek, dönmüş olacak. Yeni bir adım, yeni bir fiil ve yeni bir sayfa…Kürt sorununa bakışı ne olursa olsun tarihten ders çıkarabilenler "1999 artık tekrar edilmesin" diyorlar. Tarih tekerrür etmesin. Adil olalım.

"Hak, adalet ve vicdan" son günlerde çok kullanılır sözler oldu. Eğer hak, adalet, vicdan sözleri çok kullanılıyorsa orada sahici sivil tepkiler uyanıyor demektir. Ceylan'ın ölümüne gösterilen tepkiler gibi.

Bugün yarını bütün heyecanımla beklerken can yakan bir soruna dikkat çekeceğim.

Yavru Ceylan için uyanan hassasiyetimizi şimdi bütün çocuklarımız için göstermemizi gerektiren çok önemli bir sorunumuz ve bu sorunu dert edinen çok önemli bir sivil girişim var. Siyaset gündeminin yoğunluğu nedeniyle bu girişim medyada hak ettiği dikkati bulamadı maalesef.



Sorun: Terörle Mücadele Kanunu (TMK) Mağduru Çocuklar

Sivil girişim: Çocuklar için Adalet Çağrıcıları.


Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları geçtiğimiz günlerde konuyu ilgililere anlatabilmek için TBMM'de yoğun bir mesai harcadılar. Bakanlar, milletvekilleri ve muhalefet partileriyle görüştüler. Çünkü, önümüzdeki günlerde bu sorunun Meclis gündemine geleceği söyleniyor. Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları ise kaygılılar, eğer söylenildiği gibi sınırlı bir değişikliğe gidilirse bu yürek sızlatan sorunun çözülemeyeceğini düşünüyorlar ki, haklılar.

Çağrıcılar, açıklamalarında öncelikle medyadaki bir yanlış sunuşa dikkat çekiyorlar: Sorun "Taş Atan Çocuklar Sorunu" değildir, "TMK Mağduru Çocuklar" sorunudur diyorlar; Zira şu anda tutuklu ya da tutuksuz yargılanan üç bin civarında çocuğun tümü kolluk kuvvetlerine mukavemet sırasında sanki "suçüstü" yakalanmışlar gibi yansımış durumda; "Oysa," deniyor "gerçekte TMK mağduru çocukların yandan çoğu gece vakti evlerinden alınmışlardır. Zaten "taş atarken yakalandığı" Öne sürülen çocukların dosyalarında da dişe dokunur pek bir kanıt yer almamakta, çocuklar hakkındaki davalar kolluk kuvvetlerinin ifadelerine dayanmaktadır. Çocukları tutuklayan polis ya da askerler çocuğun vücut hareketlerinden, elindeki tozdan ya da kalbinin hızlı atmasından yola çıkarak çocukların yasadışı eylemlere katıldıkları tümevarımını gerçekleştirmiştir." Gaziantep'te yedi çocuğun evlerine baskın yapılarak alınmasını örnekliyorlar.

Hukuk mevzuatımızın çocuk suçları ile ilgili yetersizlikleri bilinmeyen bir şey değil, son zamanlarda düzeltmek için çabalar da harcandı ama öte yandan terörle mücadele gerekçesi ile geriye gidişler oldu. Esas olarak 1991 yılında ve sonra 2006'da TMK'da yapılan değişikliklerle. Çağrıcılar, yapılacak yeni değişikliklerle ilgili olarak ise, mağdur çocuklar sorununu, yakın ilişkisi olsa da Kürt sorununun çözümüyle sınırlı da görmemek, daha genel olarak "suça itilmiş çocuklar" sorunu olarak görmek gerektiğine ve ayrıca "affın" önemli olmakla birlikte yetmeyeceğine de dikkat çekerek şöyle diyorlar: "Burada dikkat edilmesi gereken konu, sorunun TMK mağduru çocukların sadece yetişkinler gibi işleme maruz kalmalarından değil, terör suçlarına özgü olarak ve yetişkinler için geliştirilmiş olan özel soruşturma, yargılama, cezalandırma ve infaz rejimlerine çocukların da maruz bırakılmalarından doğmasıdır. Yani TMK mağduru çocuklar hem genel olarak hem de özel olarak aynı süreçte iki kez çocuk hakları ihlal edilerek mağdur ediliyor. " Yani hem büyükler gibi cezalandırılıyorlar, hem de terörist muamelesi görüyorlar.

"Doğu ve Güneydoğu Anadolu da olmak üzere Türkiye'nin her yerinde ve yine özellikle Kürt çocuklarını hedef alacak şekilde sayısal ve sosyal çapı giderek büyüyen bir sorun olarak yaşanıyor", fakat bu sorun gelecekte yalnızca Kürt çocuklarıyla sınırlı kalmayacak biçimde yayılabilecek, başka mağduriyetler yaratabilecek bir sorun.

"Çocuklar için Adalet Çağrıcıları"na imzalarıyla destek verenlerin sayısı altı bini geçmiş durumda. Bu sivil girişim yalnızca tepki yansıtmakla sınırlı geçici bir girişim değil, mağdur çocukların sorunları çözülene kadar sorunun takipçisi olacak bir sivil platform. Katılmak ve imza vermek isterseniz "cocukhaklari2@gmail.com" a isminiz, soy isminiz, mesleğiniz ve oturduğunuz şehri belirten bir e-mail atabilirsiniz.

"Ebeveynlerinin ırkları, dinleri, milliyetleri, sınıf bağları, ideolojileri ne olursa olsun ve çocukların cinsiyetleri ne olursa olsun, çocuklar sadece ÇOCUK'tur!" 

Taraf

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0