Abant Platformu: 'Farklı dillerde eğitim hakkı tanınsın'

12 Mart 2012 21:20  

 

Abant Platformu: 'Farklı dillerde eğitim hakkı tanınsın'

26. gerçekleştirilen Abant Platformu'nun bu hafta sonu yapılan "Yeni Anayasanın Çerçevesi" konulu toplantısının sonuç bildirgesinde 'farklı dillerde eğitim yapılma hakkı' tanınması gerektiği maddesi de yer aldı. Anayasa tartışmasında ‘Türk vatandaşlığı’ yerine ‘TC vatandaşlığı’ tanımı öne çıktı.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın bir oluşumu olan ve farklı siyasi eğilimlere sahip aydınların katıldığı Abant Platformu'nun Bolu Abant Tabiat Parkı'nda bulunan Abant Palace Otel'de düzenlediği "Yeni Anayasanın Çerçevesi" konulu toplantısı sona erdi. Sabah yapılan son oturumun ardından toplantıya katılan gazeteci, yazar ve akademisyenlerin görüşleri alınarak sonuç bildirgesi hazırlandı. Yazar Ümit Fırat ile yazar ve siyasetçi Kemal Burkay, anayasada yer alacak vatandaşlık tanımına ilişkin maddelerle ilgili görüşlerini bildirdiği toplantının 'Müzakereler' bölümünde söz alan Agos Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş, içini acıtan bir örnek verdiği konuşmasında şunları söyledi:

"İttihatçılar ve Taşnaklar sorunların çözümü için seçim ittifakı yaptı. Ancak İttihatçılar, vaat ettiklerini yerine getirmedi. Bunun üzerine Taşnaklar, sorunu uluslararası arenaya taşıdı. İttihatçılar sorunu çözemeyeceğini anlayınca Anadolu Ermenilerini ortadan kaldırdı. Bir arada yaşamak istiyorsak bu örneğin unutulmaması gerekiyor."

Bazı katılımcıların Irak Kürdistanı'nı hatırlatması üzerine ise; Koptaş, 'O bölgesel yönetimin hangi şartlarda kurulduğunu biliyoruz. İşgalin ve oluk oluk akan kanın sonrasında kuruldu. Dolayısıyla böyle bir yolla kurulacak yönetim yeryüzünde bir cennet olsa bile kendi adıma böyle bir cenneti reddediyorum. Eğer gerçekten bir arada yaşamak istiyorsak, 82 anayasasını unutarak konuşmak lazım. Çünkü yeni bir Türkiye'yi inşa etmeye çalışıyoruz. Bunu yapmamızın temel motivasyonu da barış içerisinde bir arada yaşamak olmalı. Barışı bir kez daha kaçırma, ıskalama şansımız yok. Çünkü aksi çocukların, gençlerin ölmesi demek. ' karşılığını verdi.

'BARIŞ İÇİN TÜRKLER KÜRTLERİ, KÜRTLERİN TÜRKLERİ İKNA ETMESİ LAZIM'

Kalıcı bir barış için Türklerin Kürtleri, Kürtlerin de Türkleri de ikna etmesi ve birbirlerine ikna olmaları gerektiğini belirten Koptaş, bunun da hazır formüller ve taviz verilmeyecek mantıkla mümkün olamayacağını ifade etti. 'Konuşacaksak yerel yönetimlerin güçlenmesi ve bunun nasıl olacağını konuşalım. ' diyen Koptaş, şunları söyledi: 'Bunu sadece anayasa ile çözmemiz mümkün değil. Kopuş hissi sadece Kürtlerde yok Türklerin de Kürtlerden bir kopuşu söz konusu. Biz bu ayrımı nasıl ortadan
kaldıracağız, bunun siyasi yollarını, metotlarını bulmak zorundayız. Masa üstüne ben bunu istiyorum, yoksa ben yokum demek olmaz. Siyaset oyunu böyle oynanmaz. Çünkü siyaset dertlerimize derman bulmak içindir. Onun için siz de taviz vermeyi kabul eder bir şekilde masaya oturmalısınız ki dövüş, kavga, ayrışma son bulsun. '

CEMİL ÇİÇEK: "ANAYASA YAPMA İŞİNİ OLUMLU SONUÇLANDIRMAK ZORUNDAYIZ"

TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

"Bu kez bu işi olumlu sonuçlandırmak mecburiyetindeyiz. Yapsak da olur yapmasak da olur anlayışı yok. Siyaset kurumu olarak mecburiyet olduğunu düşünüyorum.... Yeni anayasayı yapmak mecburiyetindeyiz, başka seçeneğimiz yok. Herkesin şikayet ettiği, en başta Mecliste bulunan partilerimizin, sizlerin, sivil toplumun, meslek örgütlerinin şikayet ettiği bu anayasaya bir 30 yıl daha hayat hakkı tanımış oluruz. Evvela buna herkes, kendi vicdanıyla bir cevap vermek mecburiyetindedir. Halkın yüzde 95’i Meclis’te temsil ediliyor. 4 siyasi parti ‘ben bu işte varım’ dedi. Taşın altına elini değil, elini koymak mesele değil, kafasını koyması lazım 4 siyasi partinin. Elini koyması yetmez. Aksi takdirde bundan sonraki 30 yılda ‘Sen engel oldun, ben engel oldum’ tartışmasıyla 30 yılı heba ederiz.

Gazeteci Tarhan Erdem ise konuşmasında Kürt sorununa değinerek, "Anayasa meselesi korkulardan sıyrılarak çözülebilir. Bu meseleyi çözmenin adımı Kürtlerin varlığını kabul etmekle başlar. Onun varlığını, kültürünü, dilini ve isteklerini var sayıp kabul edeceksiniz. Bundan sonra bazı şeyler yapılabilir" dedi.

SONUÇ BİLDİRGESİ:

Üç gün süren toplantının ardından, yayınlanan sonuç bildirgesinde şu maddelere yer verildi:

» ANAYASANIN BAŞLANGIÇ KISMI

Dibace : İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan onuruna saygı dışında, Anayasa'nın dibacesinde herhangi bir ifade olmamalıdır.

» VATANDAŞLIK VE KİMLİKLER

Birinci öneri: Anayasa'da vatandaşlığı tanımlamaya gerek yoktur.
İkinci öneri: Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümran olduğu mahallerde doğan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümran olmadığı mahallerde vatandaş anne ya da babadan olanların vatandaşlığı kanunla düzenlenir.
Üçüncü öneri: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı anne ya da babadan olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır.

» ANADİLDE EĞİTİM

Birinci öneri: Anadilde eğitim temel bir insan hakkıdır. Anayasa'da anadilde eğitimle ilgili herhangi bir kısıtlayıcı hüküm olmamalıdır.
İkinci öneri: Anayasada farklı anadillerde eğitim yapılma hakkı tanınmalıdır.
Üçüncü öneri: Resmi dilin öğrenilmesi ve öğretilmesi şartı ile herkes eğitimde anadilini kullanma hakkına sahiptir.

» TÜRKİYE'NİN İDARİ YAPISI

Birinci öneri: Türkiye'nin idari yapısı yerinden yönetim (adem-i merkeziyet) esasına dayanır. Yerel yönetimler üzerindeki her türlü idari vesayet kaldırılmalıdır. Resmi dil mecburi olmak kaydı ile kamusal iletişimde farklı dillerin kullanılması serbesttir.
İkinci öneri: Kamu hizmetlerinin belirlenmesi ve örgütlenmesi yerinde ifa edilir.
Üçüncü öneri: Merkezden yönetim istisna, yerinden yönetim esastır. Merkezde üretilecek kamu hizmetleri açıkca sayılır. Geri kalan tüm kamu hizmetleri yerinde ifa edilir. Bu yetkiler arasında yerel yönetimin yerel hizmetlerle ilgili vergi salma yetkisi saklıdır.

» YENİ ANAYAD'DA CUMHURBAŞKANI'NIN KONUMU

Birinci öneri: Yeni anayasada parlamenter sistem korunmalı, Cumhurbaşkanı'nın yetkileri daraltılarak devletin temsili görevleri ve demokratik klasik parlamenter sistemlerdeki konumuna kavuşturulmalıdır. Cumhurbaşkanı halk oyu ile bir dönem için yedi yıllığına seçilmelidir.
İkinci öneri: Yeni anayasada parlamenter sistem korunmalı, Cumhurbaşkanı'nın yetkileri daraltılarak devletin temsili görevleri ve demokratik klasik parlamenter sistemlerdeki konumuna kavuşturulmalıdır. Cumhurbaşkanı'nı bir kereliğine yedi yıllığına Meclis nitelikli çoğunluğu ile seçer.

» İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ VE DİYANETİN KONUMU

Birinci öneri: Hiç kimse dini inançlarından ve ifadesinden dolayı eğitimde, çalışma hayatında ve kamusal alanda ayrımcılığa uğratılmaz.
İkinci öneri: Diyanet tamamen bağımsız vakıf statüsünde olmalı, diğer inanç grupları da devlet katkısı ile da aynı şekilde vakıflar kurmalıdır.
Üçüncü öneri: Diyanet isteğe bağlı inanç vergisi ile finanse edilmelidir. Farklı inanç grupları için de benzer kurumlar kurulmalıdır.
Dördüncü öneri: Diyanetin mevcut durumu devam etmeli, diğer inanç gruplarına da hizmet verilmelidir.

» DİN DERSLERİ

Birinci öneri: Anayasada bu konuda hiç bir madde olmamalıdır.
İkinci öneri: Nesnel ve çoğulcu din kültürü ve ahlak dersleri zorunlu olmalıdır. Din eğitimi dersleri seçmeli olmalıdır.
Üçüncü öneri: Farklı içeriklerde eleştirel düşünceyi ve çoğulculuğu geliştiren seçmeli din kültürü ve ahlak bilgisi ders alternatifleri olmalıdır."

Sesonline.net

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0