2020'de antibiyotik üretilmeyecek!

16 Ekim 2011 21:13  

 

2020'de antibiyotik üretilmeyecek!

Uzmanlar antibiyotiğin aşırı kullanımı konusunda uyarıyor. Antibiyotiğin etkileri üzerine uzmanlar ayrıca probiyotik kullanımını da öneriyor

Dünyada pek çok hastalık var. Hükümetler, sürekli gereksiz antibiyotik kullanımına karşı uyarı veriyor. Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Dairesi ya da kısa adıyla CDC, hastaları, anne babaları ve doktorları antibiyotik kullanımının yanlış kullanımı konusunda eğiten bir kampanya başlatmıştı. Halen de bu uygulama orada devam ediyor.

Antibiyotiğin aşırı kullanımı sonucunda kişiler bu ilaçlara karşı direnç kazanıyor, hastalıklar önlenemiyor. antibiyotiklerin aşırı kullanımı ilaca dayanıklı bakterilerin üremesine yol açabiliyor. Dayanıklı bakterilerin tedavisi için daha kuvvetli ve maliyeti yüksek ilaç hazırlamak gerekiyor. Bazen etkili ilaç bulunmayınca insan hayatı da tehlikeye girebiliyor.
Amerika’daki kampanyanın benzerleri Avrupa ve Kanada’da da başlatıldı.

Ülkemizde de uzmanlar antibiyotiğin aşırı kullanımı konusunda uyarıyor. Antibiyotiğin etkileri üzerine uzmanlar ayrıca probiyotik kullanımını da öneriyor. Ancak sezaryen doğumların artması bebeklerin probiyotikten yoksun doğmasına neden oluyor. Çünkü normal doğumda bebekler, annelerinden bu probiyotiği yutarak dünyaya geliyor. Probiyotik nedir? Neden antibiyotiğin zararlı etkilerine karşı kullanılır?

Rusya Bilim Merkezi Yardımcı Direktörü ve Koruyucu Çocuk Hekimliği ve Rehabilitasyon Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Leyla Namazova Baranova ve Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pediatrik Enfeksiyon Bölüm Başkanı Doç. Dr. Metehan Özen'i Antalya'da 55. Milli Pediatri Kongresi'nde yakaladık. İki bilim insanıyla antibiyotiğin zararları, probiyotik kullanımı ve çocuk sağlığı üzerine konuştuk.

Gereksiz antibiyotik kullanımı büyük bir sorun değil mi?
Prof. Dr. Leyla Namazova Baranova: Yalnızca antibiyotik kullanımı değil, çocuklara fazla ilaç verilmesi de problem. Rusya’da doktorlar çocuğun evde kalmasını ve evde ziyaret edilmesini tercih ediyorlar. Genellikle de tanı için gerekli işlemleri evde gerçekleştiriyorlar. Türkiye’de yaşandığını öğrendiğim benzer reaksiyonlar ailelerden geliyor. Doktor antibiyotik vermeyince, “Bu nasıl doktor? Neden antibiyotik yazmadı” diyerek antibiyotik aldıkları oluyor. 30 yıldır bu konuda çalışıyoruz. Önemli ölçüde bir azalma sağladık. Ancak, hala dediğim gibi reaksiyon gösteren aileler mevcut. Bir çocuğa Antibiyotik verilmesi gerekiyorsa çok duyarlı testler yapılması gerekir. Bizde bu sistemi deniyoruz.

Doç. Dr. Metehan Özen: Antibiyotik için bizde de testler var ama burada yapılan testler çok pahalı.

2020'DE ANTİBİYOTİK ÜRETİMİ OLMAYACAK

Prof. Dr. Leyla Namazova Baranova: Antibiyotik kullanımı çok fazla. Bu önemli bir sorun. İlk problem, tabiî ki direnç problemi. 20 yıldır yeni antibiyotikler çıkmadı. İlaç firmaları artık çok daha farklı alanlara yöneliyorlar. Herhangi bir ilaç üretmek için milyonlarca dolar harcanıyor. Antibiyotik ise en fazla on gün kullanılabiliyor. Bir süre sonra da direnç gelişince ilaç kullanımı duruyor. Firmalar artık yeni tür antibiyotik üretimini bıraktı. 2020’de tahminen antibiyotik üretimi olmayacak. Direncin nedeni de sık ve erken yaşta kullanmak olarak gözlemleniyor. Daha ileri yaşlarda antibiyotik ihtiyacı hissedilen rahatsızlıklarda, hasta antibiyotik kullanamaz hale geliyor.

Antibiyotik neden zararlı?
Enfeksiyon tedavisi için de bağışıklık sistemini azalttığını görüyoruz. Ayrıca farklı organ ve sistemler de etkileniyor. Antibiyotik uygulamasının ardından işitsel, karaciğer başta olmak üzere daha farklı rahatsızlıklar ortaya çıkabiliyor. Burada dengenin sağlanması çok önemli. Bir diğer etken de alerji. Belli bir antibiyotik tipine insanların nasıl bir tepki vereceğini de bilmiyoruz.

PROBİYOTİK BAĞIŞIKLIĞI KORUYOR VE DENGELİYOR

Probiyotik antibiyotik üzerinde etkili mi?
Prof. Dr. Leyla S. Namazova: Son yıllarda doğumlarda sezeryan kullanımının artması bebekleri doğum esnasında anneden alınan probiyotikten yoksun bırakıyor. Bununla beraber daha çok endüstriyel besinlerle besleniliyor olması ve antibiyotik kullanımının fazlalaşması da bu durumu pekiştiriyor. Hastalıklara karşı güçlü durmak ve bağışıklık sistemini dengelemek için probiyotik takviyesinin önemi artık tüm dünyada kabul ediliyor.

SOLUNUM YOLU HASTALIKLARININ ÖNÜNE GEÇMEK MÜMKÜN

Doç. Dr. Metehan Özen: Antibiyotik bizim için yararlı bakterileri de yokediyor. Bu yüzden bağışıklık sistemimiz bozuluyor. Bağırsaklarımızdaki doğal flora bozulduğu için savunma sistemimiz çöküyor. Savunma sistemimiz 4- 6 hafta arasında açık kalıyor. İyi bakteriler ölünce, dışarıdan gelen kötü bakteriler bağırsaklarımıza yapışıyor ve rahatlıkla kana karışıp hasta ediyor. İşte probiyotiğin önemi burada ortaya çıkıyor. Çocuklarda görülen hastalıkları bağışıklık sistemini güçlü kılarak azaltmak mümkün. Bunun için probiyotik takviyesi çok önemli. Araştırmalara bakıldığında çocuk hastalıklarının büyük çoğunluğu solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı. Aslen düzenli probiyotik kullanımıyla bunu büyük ölçüde azaltmak mümkün. Ancak biz hasta olup antibiyotik kullanımına geçiyoruz. Antibiyotik ilişkili ishallere karşı da probiyotik kullanımını özellikle öneriyoruz. Antibiyotikler kötü mikroplarla savaşırken vücuttaki tüm mikropları öldürdüğü için yararlı bakterileri desteklemek gerekmekte ve bunun için probiyotik takviyesi yapılmalı. Özellikle çocuklarda sık görülen antibiyotik ilişkili ishal tedavisinde probiyotik takviyesi gerekmektedir.

DİŞ ÇÜRÜKLERİNİ DE ENGELLİYOR

Piyasadaki bebek ürünleri için neler söyleyebilirsiniz?
Doç. Dr. Metehan Özen: Bebek dünyaya geldiği andan itibaren anne sütü kullanmaya başlayacak. Anne sütünün verilemediği durumlarda ise ise destekleyici ürünler var. Bu mamaların içerisine de artık Probiyotikler konulmaya başladı. Ekstradan bağışıklık sistemi için ürünler de var. Bunların da faydalı oldukları görülüyor. Probiyotikler sütlerde yok ama yoğurtlar da var. Araştırmacılar marketlerde satılan ürünlerin içerisinde yeteri kadar gerekli bakterilerin ve probiyotiklerin bulunmadığı tespit etti. Probiyotiklerin kansere neden olan bakterilerin engellenmesinde yararlı oldukları biliniyor. Ayrıca alerjik hastalıklarda probiyotikler sayesinde alerji semptomları daha kolay kontrol altına alınabiliyor. Bunun yanı sıra probiyotik kullanımında diş çürüklerinin önlendiğine dair çalışmalar da var. Her anlamda probiyotik önemlidir. Probiyotik kullanılarak yapılan çalışmaların artması ve sonuçlandırılmasıyla beraber, insan sağlığının korunması, hastalıkların tedavi edilmesi veya önlenmesi artık hayal olmayacak.

Rusya'da probiyotik kullanımı ne durumda?
Prof. Dr. Leyla Namazova Baranova: Rusya’da da 25 senedir Probiyotik kullanımı sürüyor. Turist ishaline karşı farklı ülkelere gittikleri zaman eczanelerde Probiyotikler alırlar.

TÜRK- RUS İŞBİRLİĞİ

Doç. Dr. Metehan Özen: Türkiye’nin en fazla probiyotik satışı Antalya eczanelerinde gerçekleşir. Özellikle artık, Rus – Türk işbirliği ile antibiyotiğe karşı çalışma yapmalıyız. Probiyotik, antibiyotikten daha fazla ön planda olmalı.

PROBİYOTİK NEDİR?

Probiyotikler, sindirim sisteminde vücudumuzu hastalıklara karşı koruyan, sağlıklı yaşayabilmemiz için bize yardımcı olan, bağırsaklarımızda doğal olarak bulunan canlı bakterilerdir. Probiyotikler, zararlı mikropların bağırsak duvarlarına tutunmasını engelleyerek sağlığımız üzerinde faydalar sağlarlar. Probiyotik içeren besinlerin tüketimi, sindirim sistemimizde yaşayan zararlı mikroplara destek kuvvet sağlayarak sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur ve çeşitli yönlerle sağlığımızın korunmasına katkıda bulunur.

Probiyotikler bebeklerde neden yetersiz olabiliyor?
Sezaryen ile doğan veya anne sütü ile beslenemeyen bebekler, sindirim sistemini düzenleyen dost bakterilerden uzak kalıyor.

Normal doğumda bebekler annelerin doğum kanalından geçerken probiyotikleri (dost bakterileri) vücutlarına alarak dünyaya gelirler. Daha sonra anne sütü ile beslenen bebeklerde probiyotikler anne sütünde bulunan maddeler sayesinde çoğalır ve bebeği bebeği çeşitli sindirim problemlerinden korurken, bağışıklık sistemini güçlendirir.

Oysa sezaryen ile doğan veya anne sütü ile beslenemeyen bebekler dost bakterilerden uzak kalır ve kolik, gaz, ishal, kabızlık gibi sindirim sisteminin sağlığı için bebeklere probiyotik dost bakteri desteği önemlidir.

Yenidoğan bebeklerde mide-bağırsak mikroflorasının gelişiminin yetersiz olması, gerekli probiyotiklerin eksik bulunması, ilerleyen zamanda bağırsak rahatsızlıkları, sindirim problemlerine sebep oluyor.

Habertürk

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0