Güç, korku ve rant

09 Aralýk 2013 15:33 / 1204 kez okundu!

 

 

Ýnsanlýk tarihinin üç temel argümaný, Osmanlý da dahil büyük imparatorluklara bakýnýz, hepsinin temel ilkesi güç, korku ve rant. Bu üç temel argümana toplumlar karþý gelip imparatorluklar zayýflatýldýðýnda güç korku ve rantýn üzeri tatlandýrýlarak biraz da yumuþatýlarak yüzyýllardýr iktidarlar ve muktedirler yine de iktidarlarýný sürdürüyorlar.

Ýktidarlar tarafýndan bu üç argüman çok uyumlu þekilde uygulandýðýnda toplumlar ikiyüzlü, korkak oluyor ve hastalýklý bir toplum yapýsý ortaya çýkýyor. Dünyada birçok ülke verdikleri müthiþ mücadelelerle tamamen özgürleþmeseler de nispi olarak özgürleþen, zenginleþen toplumlar da yok deðil.           

Gelelim bize, bizde hepsi var. Sað sol ayýrýmýný doðru bulmuyorum ama anlatým kolaylýðý olmasý açýsýndan burada kullanýyorum. Güç var, korku var, rant var hatta daha fazla olarak arada bir de darbeler var. Saðcýsýnda da solcusunda da bu durum var. Çok ilginçtir her dönem demokrasi, özgürlük nutuklarý atýlsa da kim iktidarý ele geçirirse iktidar gücünü iyi kullanýyor ve de deðiþiyor. Ne ideoloji kalýyor ne inanç kalýyor.

Ülkemizdeki güç korku ve ranta karþý mücadele içine giren hatta büyük kayýplar verdiðimiz küçük burjuva aydýnlarýmýz, gençlik, cýlýz olsa da iþçiler ve köylüler oldu.  Ama bu mücadeleye giren bizler, hep ayný þeyleri tekrarlayýp çok genel sorularý çok genel cevaplar vererek dýþýmýzda geliþen, deðiþen ekonomik, politik durumlarý göremedik. Üretici güçlerle üretim iliþkilerine taktýk. 1980’lerde bizler iþçi sýnýfýnýn önderliðinde devrim yapmaya kalkarken meðer Sovyetlerde iþçi sýnýfýnýn iktidarý yok olma sürecine girmiþ bile.  Biz devrimcilik oynayýp yerinde sayarken, dünyada nitelik ve teknoloji almýþ baþýný gidiyormuþ. En önemlisi de dikiz aynasýnda açýyý iyi ayarlamadýðýnýzda oluþan bir kör nokta vardýr ya onun gibi kör noktalarýn gizlediði gerçekleri de göremedik.  Alevi, din, asker, Kürt sorunlarý son yýllarda çýkan sorunlar mý? Alýn, þimdi köprüye Yavuz Sultan Selim adý konuyor ortalýk karýþýyor. Demek istediðim, her sorunun tarihsel kökenleri var, sorun Fatihten, Yavuz Sultan Selimden beri duruyor. Bu sorunlarý hepimiz kör noktalara ite, ite bu gün bu duruma geldik.

Ben 1968-1978 kuþaklarýndan saðcýsýnýn da solcusunun da bu kýsýr döngüden kurtulup da sorunlara gerçekçi çözümler bulacaðýna inanmýyorum. Çünkü ayný þeyleri tekrarlayýp duruyor. Eðer bu dönemde þu veya bu biçimde harekete katýlmýþ destek vermiþ, inanmýþ kesimlerde politik bir dürüstlük var ise ve de bu ülkenin demokrasi özgürlük mücadelesine bir þeyler katmak istiyorlarsa, tüm bu ve bundan önceki olanlarý, bitenleri, darbecilerle olan iliþkileri açýk yüreklilikle açýklarlar, kendileriyle ve toplumla yüzleþirler ve de gezi ruhundaki bireysel ama bireyci olmayan, eþitlikçi, çoðulcu, demokratik gençlere bu yanlýþlarýn bir kere daha yapýlmamasýný önerirler.

Ýttihatçýlýk geleneðinden gelen bizim küçük burjuva aydýnlarýmýzda bugünlerde çok büyük korku sardý. Korkunun ecele faydasý yok beyler, su mecrasýný bulur ve yol alýr. Tarihte öyle. Hiçbir sorun ilelebet ortada kalmaz elbet bir gün çözülecektir. Buda ancak bireyin ve toplumun özgürleþmesi ve zenginleþme ile olacaktýr. Bu açýklama belki yüreðinize biraz su serpmiþtir umarým.

 

Sabahattin ÝZCÝOÐLU

06.12.2013

 

Son Güncelleme Tarihi: 10 Aralýk 2013 14:18

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.