BİLİCİ KADINLAR ÜLKESİNDE KENDİNİ 'ÖZEL' HİSSETMEK - M. Cengiz Bilir
01 Eylül 2008 06:51 / 2139 kez okundu!
Yeni bir yurt bulmak amacıyla yola çıkıp, yol boyunca salgın hastalık, saldırı ve ölümlerle mücadele ederek at üstünde binlerce kilometre yol alan Amazonlar, günümüzden dörtbin yıl önce, orta Ege kıyılarına ulaştılar. Kol kola girmiş iki koy arasında deni
İşte o günden sonra uzun yıllar boyunca, bu iki koyun etrafında uzanan topraklar, Amazonların ya da bilici kadınların ülkesi; Pythane adıyla anıldı...
Bu topraklar, Amazonlardan sonra; asırlar boyunca, birçok Anadolu uygarlığına daha evsahipliği yaptı. İki koy arasında bulunan yarımadanın üzerinde bulunan ve bugün bile ayakta kalabilmeyi başarmış olan kale, onüçüncü yüzyılda Cenevizliler tarafından yapıldı. Daha sonra birkaç kez de Osmanlılar tarafından onarılan kalenin son onarımı ise 1955 yılında gerçekleştirildi.
Bilici kadınların ülkesi Pythane, Osmanlı egemenliği döneminde, bu topraklarda Osmanlıya hizmet etmiş olan Çandarlı Kara Halil Paşanın aile adıyla, yani “Çandarlı” adıyla anılmaya başlanmıştır. Bugün de aynı adla anılmaktadır...
Çandarlı, İzmirin 100 kilometre kuzeyinde, Dikili ilçesine 18 kilometre uzaklıkta, Ege kıyılarının gizli bahçelerinden biridir... Kışın dört bini aşan nüfusu, yaz aylarında biraz daha artmaktadır...
Püfür püfür esen ve birbirleriyle danseden rüzgarları sayesinde burada, yazın boğucu sıcağını ve üzerinize yapışan nemi asla hissetmezsiniz...
Üstelik ne turizm korsanları ne de haydi eller havaya tatilcileri, henüz Çandarlıya girememişlerdir. Bu bakımdan huzurlu ve sakin bir tatil geçirmek isteyenler için Çandarlı; kirlenmemiş denizi, temiz kumsalları, hesaplı, sakız gibi restaurant, bar ve kafeteryaları ile konuksever insanları sayesinde sayısız yıldızı haketmektedir...
Kalenin önünden yürüyüp, tatlı meyilli bir yokuşu takip ederek sahil yoluna indiğinizde, sağa dönüp yürüyün. Yol boyunca, kumsalın hemen kıyısında, cephesi denize bakan, genellikle tek katlı, geniş veya dar cepheli eski Çandarlı evlerinde hizmet veren, aile sıcaklığında pek çok işletme ile karşılaşabilirsiniz... Bu işletmelerin çalışanları güler yüzlü ve konuksever oldukları gibi, sizi boğmayacak kadar mesafeli, ancak isteklerinizi gecikmeden karşılayacak kadar da yakın ve ilgililer...
Hemen hemen tamamından, sabahın ilk saatlerinden itibaren, gecenin geç saatlerine kadar hizmet alabileceğiniz bu işletmeler, ayrıca evlere, işyerlerine ve kumsala da servis sunabiliyorlar. Başta balık, ızgara et ve tencere yemekleri ile börek, ev yapımı zeytinyağlı yaprak sarma ve mantı gibi spesiyalleri, köfte, patates kızartması, omlet, sandviç, tost, kahvaltı ve salata çeşitleriyle farklı lezzetler sunan işletmeler, makul fiyatları, özgün dekorları ve temizlikleri ile de birbirleriyle yarışıyorlar...
Bu işletmelerden bazılarında, gün batımında, bir yandan buzdolabında soğutulmuş bardağınızdan buz gibi biranızı ya da seçenekleriniz arasında yer alan buzlu rakı, şarap, votka ya da cin gibi değişik içkilerden birisini yudumlarken, diğer yandan da, kablosuz internet erişimi sayesinde, yanınızda getireceğiniz dizüstü bilgisayarınızı kullanabilirsiniz...
“Günün bu vaktinde de içilmez ki” diyenlerdenseniz bu kez, başta çay, Türk kahvesi, neskafe ve bitki çayları olmak üzere, çeşitli sıcak içeceklerden herhangi birisini keyifle yudumlarken, bir yandan günlük gazetelere göz atabilir, diğer yandan da ruhunuzu titretecek müziklere kulak verebilirsiniz...
Ben, geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğim, bu işletmelerden birisinin, yerden tavana kadar yükselen ve denize cepheden bakan geniş pencerelerinin önünde neredeyse yirmidört saatimi geçirip, doyumsuz iki gün yaşadım... İnanılmaz lezzetlerin tadına baktım... Başımı döndüren müzikler dinledim... Şımartıldım.. Kendimi çok özel hissettim...
Siz de sakin ve huzurlu bir ortamda zaman geçirmek ve kendinizi özel hissetmek isterseniz, kalenin önünden sahil yoluna inin. Ardından sağa dönüp, sahil boyunca yürüyün...
01.09.2008
