YİNE YOLLARDA

26 Nisan 2010 21:36 / 3962 kez okundu!

 


Çıktığımız son geziden dönmemizin üzerinden çok uzun bir zaman geçmemiş olmasına karşın, bilmediğimiz coğrafyaların gizemli dünyalarını keşfetme merakı, bizi yeniden yollara düşürdü...

Konuyu görüşmek üzere, geçtiğimiz ocak ayı içerisinde, bir öğle yemeğinde arkadaşımla buluştuk. Masaya otururken, gitmeyi düşündüğümüz ülke Mısır’dı. Ancak, yemeğin sonunda, aklımıza uzak doğu düşüverdi... “Olur mu, olmaz mı” derken; ana rota Malezya/Kamboçya/Vietnam olarak belirlenmişti bile.

Sonraki görüşmelerimizde gezinin süresini, geçiş rotalarını, ara parkurlarını ve diğer ayrıntılarını harita üzerinde netleştirdik. Bu kez, eskisinden daha gelişmiş, uydu üzerinden aldığı bilgileri anında bize ileten bir yön bulma cihazına sahibiz. Bu nedenle, değil yerleşim bölgelerinde, arazide bile kaybolma olasılığımız yok artık.

Aslında, herhangi bir tur şirketinin düzenlediği paket turlardan birine dahil olarak bu tür bir geziyi gerçekleştirmek her zaman mümkün. Ancak biz kendi turumuzu kendimiz düzenlemeyi ve seçeneklerimiz açısından bağımsız hareket etmeyi tercih ediyoruz.

Ekonomik sınıfta uçmak, üç veya dört yıldızlı otellerde konaklamak, gittiğiniz kentlerde sürücülü ya da sürücüsüz araba veya motosiklet kiralamak koşuluyla; ulaşım ve konaklama giderleriniz çoğu kez, gezi için ayırdığınız olası bütçenin üçte ikisinin harcanmasını zorunlu kılar. Geriye kalan üçte bir bütçeyle de yemek, meşrubat, içki, sigara, müze paraları, eğlence ve benzeri gereksinimlerinizi karşılayabilirsiniz. Konaklamak için bir pansiyon ya da hoteli tercih etmeniz durumunda, bu konudaki harcamalarınızı biraz daha aşağıya çekebilmeniz mümkün.

Biz kendi tercihlerimize uygun bir maliyet çıkardık ve buna göre bir bütçe yaptık. On beş gün olarak belirlediğimiz gezi süresince; Kamboçya’da Siem Reap’e üç, Phnom Penh’e iki, Vietnam’da Ho Chi Minh ve Malezya’da Kuala Lumpur’a beşer gün ayırdık.

Yaptığımız plana göre; Türkiye’den önce Kuala Lumpur’a uçup, oradan aynı gün Siem Reap’e yine uçakla devam edecek, Siem Reap’ten Phnom Penh’e otobüsle, Phnom Penh’den Ho Chi Minh’e ise kara ve nehir yolunu kullanarak geçecektik. Ho Chi Minh Kuala Lumpur arasındaki mesafeyi de yine hava yoluyla katedecektik.

Aslında Laos ile Vietnam’ın Ha Noi ve Hue gibi kentlerini de gezmeyi çok istememize karşın, kısıtlı süremiz nedeniyle oraların keşfini, bir başka zamana ertelemek zorunda kaldık.

Daha sonra, bildik seyahat şirketlerinden uçak bileti arayışına başladık. İzmir çıkışlı ve yine İzmir dönüşlü, sadece İstanbul’da bir aktarma yapacağımız ekonomik bir Kuala Lumpur bileti bulunca, hiç düşünmeden satın aldık. Ardından Kuala Lumpur/Siem Reap ve Ho Chi Minh/Kuala Lumpur uçak biletlerimizin alım işlemlerini de internet üzerinden gerçekleştirdik. Son olarak, ilk konaklama noktamız olan Siem Reap’te kalacağımız oteldeki yerimizi, daha önce çalıştığımız ve güvenilirliğini sınadığımız bir siteden ayırttık.

İşin zor yanını bitirmiştik. Şimdi sıra gideceğimiz ülkelerdeki iklim, gündelik yerel yaşam, kültürel, sosyolojik ve siyasal durum nedir, nasıldır, gezilecek yerler, tadılacak yerel lezzetler nelerdir, güvenlik sorunu yaşar mıyız, nelere dikkat etmeliyiz, gezi boyunca üç ülkede hangi ara parkurları kullanacağız, bu ara parkurlara geçiş noktalarında hangi ulaşım araçlarını tercih edeceğiz, gezebileceğimiz varoş, getto, kırsal alan, müze ve tapınaklar nerededir, gidebileceğimiz tiyatro, gösteri merkezi, restaurant, bar ve benzeri yerler hangileridir, hangi günlük turları satın alabiliriz gibi konularda internette sıkı bir araştırma yapmaya gelmişti. Bu araştırmayı da tamamlayıp, bizden önce o ülkelere gitmiş olan gezginlerin bloglarındaki yazıları okuduk. Notlar aldık, çektikleri fotoğrafları inceledik. Ayrıca, yön bulma cihazımıza enlem ve boylam hesaplamalarıyla kerterizler attık...

Gideceğiniz bölgede uzun bir süre kalacaksanız ya da bulaşıcı hastalıklar konusunda kaygılarınız varsa ve bağışıklık sisteminiz güçsüzse, yola çıkmadan önce yaptırmanız gereken aşıları araştırıp, bu konuda uzman bir doktora danışmakta yarar var. Bizim kalış süremiz on beş günü geçmeyeceği için buna gerek duymadık.

Daha önce hazırladığımız “kişisel gereksinim listesi”nde yazılı vitaminler, ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar, yara bantları, sivrisinek ve böcek kovucu sprey ve tabletler, ıslak mendil, plastik çatal, kaşık ve bardak, diş fırçası ve macunu, çok amaçlı çakı, iğne/iplik, fotoğraf makineleri, telefonlar, piller, bataryalar, şarj aletleri, güneş gözlüğü, şapka, mevsimine göre giysi, ayakkabı ve terlik, çalınma ve kaybetme olasılığına karşı pasaport fotokopisi, birkaç tane vesikalık fotoğraf gibi en zorunlu gereksinimlerimizi çantalarımıza yerleştirmeye başladık.

Çıktığım gezilerde yanımda fazla yük taşımayı sevmememe karşın, tıka basa doldurduğum 85 litrelik bir valiz yanımda götüreceklerimi almayınca, içine kalan eşyalarımı koyduğum küçük bir sırt çantasını da yanımda götürmeye karar verdim. Bütün bu görüşme ve hazırlıklar yaklaşık iki ay sürdü.

Bu arada hemen belirtmeliyim ki; gideceğiniz ülke sınırında herhangi bir sorun yaşamamanız için, yola çıkmadan önce, o ülkeler tarafından istenen vizelerle ilgili olarak mutlaka araştırma yapmalısınız. Bizim gideceğimiz ülkelerden Malezya T.C. pasaportu taşıyanlardan vize istemiyor. Kamboçya vizesi, ülkeye giriş yapacağınız herhangi bir Kamboçya gümrüğünden 20 Amerikan Doları karşılığında alınabiliyor. Ancak, yanınızda bir tane vesikalık fotoğrafınızı bulundurmanız gerekli. Vietnam vizesini ise, Vietnam’ınTürkiye’deki konsolosluklarından almanızda yarar var...

Bizim Malezya ve Vietnam ile ilgili olarak vize sorunumuz yok. Ancak, Kamboçya vizesini Siem Reap Havaalanı’nda alacağız.

Bütün hazırlıklarımızı bitirdik. Heyecan dorukta... Artık yola çıkmaya hazırız... Umarım iyi bir gezi olur... Gittiğim yerlerden güzel anılar ve bir sonraki yazılarımda anlatmayı düşündüğüm sıra dışı yol öyküleriyle dönerim.


M. Cengiz Bilir
Mart 2010/İzmir

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
23 Nisan 2010 04:57

Bu arada şiirlerini de bir kez daha dikkatle okudum...

Sevgili Hürriyet onları yazılarının altında toplamakla ne iyi etmiş...

Geçenlerde "bir şiir otoritesi" ile konuştum da, ona göre "bizim şiirlerin modası geçmiş".

"Şimdi şiirde çok iyiler varmış", "yer edinmek zormuş".

Yer edinmekle, şiiri yan yana koydular ya helal olsun bu kırpıntılara...

Ben bunlara kulak asmıyorum, sen de.

Bir kaç gönüle ulaşalım yeter...Şiirin yeri orası, şairin de.

Yeni şiirlerini de paylaş bizimle dostum.

Sevgilerimle

Timur Ugan
23 Nisan 2010 04:34

Değerli dost,

Sınırlı olanakları zorlayarak, Dünyanın malum durumunda başına gelebilecek hoş olmayan şeyleri göze alarak yollara düşmek, ancak gönül insanlarının işi olsa gerek.

İzlenimlerinin devamını merakla bekliyoruz.

Dilerim yeni seyahat olanakları da çıkar...

Sevgilerimle.

Timur Ugan
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.