|
habibtaskin
|
TEK ÝSTEÐÝMÝZ HERKES ÝÇÝN ÝNSANCA YAÞAM
Seçimden önce milletvekili adaylarý; “sizin haklarýnýzý ben savunacaðým, gözünüz, kulaðýnýz olacaðým” diye kapý kapý dolaþarak önünüzde eðilirler, takla atarlar, oy isterler. Seçildikten sonra o sözler unutulur gider. Ýktidar partisi milletvekiliyse, rüzgârýn esintisine göre söylemleri deðiþir, baþka biri olur, kendi çýkarlarý doðrultusunda giderler.
Yaþadýðým süre içinde bunca iktidar, koalisyon hükümeti, askeri faþist darbeler gelip geçti. Hiçbiri halkýn, halklarýn sorunlarýný çözmedi. Bir avuç para babasýnýn, sermayenin sorunlarýný çözdü. Bu sorunlarý çözerken de, vatandaþlarýna karþý hep ayrýmcýlýk yaptýlar.
Sorunlar çözülmediði için emekçiler, yoksullar, ezilenler haklarýný aramak için seslerini alanlarda duyurmaya çalýþtý. Karþýlarýna da hep devletin güvenlik güçleri çýktý. Ýktidar sahipleri böyle hak aramalarý istemezler, sevmezler.
Halklarýn inek gibi olmalarýný ve saðýlmalarýný isterler. Ekonomik ve sosyal haklarýný aradýklarý için baþlarýna gelmeyen þey kalmayan insanlar devletin polisi, copu, panzeriyle, silahý, gaz bombasýyla, kimyasal suyuyla ve diðer baský araçlarýyla saldýrýya uðrarken, diðer yandan savcý ve hâkimi de o günkü iktidar partisine göre þekillenerek polisin attýðý adýmýn son halkasýný oluþtururlar. Adaletin adalet olmadýðýný gözler önüne serilir. Vicdanlar körelir.
Dünyada en büyük yatýrým saðlýða, eðitime, sosyal yaþama deðildir! Peki, yatýrým nereyedir? Silahadýr. Devleti yönetenlerden çok duymuþuzdur: “Dýþ mihraklara, gâvura karþý silahlanýyoruz.” diye.
Biri gerçek, diðeri sahtekâr yüzü olmak üzere yaþamýn iki yüzü vardýr. Sahtekâr yüzünde silahlar halka karþý zaman zaman kullanýlmaktadýr. Bu kullanýlma ise bir devlet politikasýdýr. Ýnsanlarýn istemlerini bastýrma politikasýdýr. Bu da þiddeti içerir. AKP iktidarý Ýslam'ý kendilerine kalkan olarak kullansa da özünde geçmiþ iktidarlarýn halka ve halklara karþý olduðu gibi kendileri de karþýdýr.
TC. politikalarýnda geçmiþten günümüze kadar iktidar partileri konumlarýný korumalarý için MÝT‘e, Emniyet teþkilatýna, Adalet Bakanlýðý‘na, Yargýtay‘a, Sayýþtay‘a, TSK‘ya kendi adamlarýný yerleþtirmeye özen gösterdiler. AKP iktidarý da aynýsýný uygulamaktadýr. AKP'nin bir özelliði de buralara Ýslamcý kadrolarý, tarikat gruplarýný yerleþtirmek oldu.
CHP dönemlerinde Kemalistler, Ulusalcýlar. Adalet Partisi iktidarýnda, 1. ve 2. Milliyetçi Cephe iktidar koalisyonunda, MHP'li kadrolar aðýrlýklý olarak yerleþtirildi. Hepsinin ortak beslendikleri yer Türkçülük ve Türk-Ýslam sentezi ile oluþan, harmanlanan bir mantýktý.
AKP iktidarý da halkýn ve halklarýn örgütlü muhalif gücünden korkmaktadýr. Her barýþçýl protestoyu polis gücü þiddetiyle bastýrma ve savcýlarý, hâkimleri göreve çaðýrmakla ün salmýþlardýr.
Gezi Direniþi AKP iktidarýnýn uykularýný kaçýrmaktadýr. Gezi, insanýn insanca, eþitçe, paylaþarak yaþamak, yolsuzluða, pahalýlýða karþý çýkmak ve bir hak alma mücadelesi için alanlara çýkmasýdýr.
Bu barýþçýl gösteriye tahammül edemeyen AKP iktidarý polislere þiddet yoluyla bastýrmalarý için emirler verirken, genç bedenler topraða ardý ardýna düþtü. Gezi Direniþi özünde bitmedi. Bitmediðini bilen AKP 1990 yýllarýnda Tansu Çiller ve koalisyon hükümetlerini aratmayacak yasa tekliflerini hazýrlama ve uygulama aþamasýna geçmek için hazýrlýklarýný sürdürmektedir.
1990 iktidarýnýn baþlangýcýyla 1998 yýlýna kadar devrimciler, Kürt aydýnlarý, siyasetçileri ve insanlarý direk hedef alýnarak öldürüldüler. Ýþkenceden geçirildiler, gözaltýnda kaybedildiler. Bunun adýna yargýsýz infaz denilir. Kürt sorununu ve devrimcilerin varlýðýný Çiller koalisyon hükümeti bitiremedi.
AKP iktidarý da ýlýmlý Ýslam adý altýnda dindar nesil ile kindar nesil yetiþtirmeyi pratik yaþamda uygulayarak, devletin üst kademelerini eline geçirerek yoluna emin adýmlarla gitmeyi hedeflemektedir.
Bir aileyi düþünün ve bu ailenin beþ yetiþkin çocuðu olsun. Ailenin büyükleri bu beþ çocuktan birisine parasal, ekonomik yönden desteðini sunsun. Diðer yetiþkin çocuklar bu iþi hoþ karþýlamaz. Karþýlamadýklarý gibi ev ortamýnda huzur olmaz. Devlet yapýsý da bunun gibidir.
Bu ülkede sömürü ve talan düzeninin rahatça sürdürülmesi için polise, askere yetki verebilirsiniz. Yasalarý istediðiniz biçimde hazýrlayabilirsiniz. Ýç huzur denilen olayda dalgalanmalar alýr baþýný gider önüne hangi devlet aygýtýný çýkartýrsanýz çýkartýn, dalgalar önüne kattýðýný süpürür gider.
Yakýn zamana bir bakalým; Saddam Hüseyin'in, Kaddafi'nin devleti vardý. Polisi, askeri, savcýsý, hakimi vardý. Sonuca bakacak olursak, Emperyalist ülkelerin ‘sömürücülerin' emriyle oyun içinde oyunla öldürüldüler.
Tarihe ve Osmanlý Ýmparatorluðuna'da bir bakýn halk tarafýndan öldürülen padiþahlar var. Üst düzeyin birbirini öldürmesi var. Ne demek istediðimi þimdi daha iyi anlamýþsýnýzdýr.
Bir tarafta sihirli elle köþeyi dönenler, rahat yaþayanlar ile yoksulluk, sefalet içinde sürünerek yaþayanlar oldukça, bunun adýna eþitsizlik denir. Ýstediðiniz kadar anayasa maddesi hazýrlayýn! Sizin dilinizden söyleyeyim! Kýyamet kopar, insanlarýn kýyameti.
Hüseyin Habip Taþkýn
27.10.2014
Ýzmir, Yazarevi Topluluðu Gönüllüsü
|
Sitemizde yayýnlanan yazýlar, yazarlarýný baðlar.
