Dikilmesi mümkün "İzmirli ırkçılar" heykel tasarımı - Posted by Hakan Akçura
(Olay aşağıda anlatılıyor. Ama yayınlanan bir tek fotograf bile daha iyi göstermiyor mu olan her şeyi aslında...)
BASINA VE KAMUOYUNA
İzmir’de bugün, 22 Kasım 2009 günü, Demokratik Toplum Partisi konvoyuna ve parti yöneticilerine taş ve sopalarla vahim bir saldırı düzenlendi. Olayı yaşayanların anlatımlarına göre Hatay Caddesi boyunca "evlerin balkonlarında taşlar biriktirildiği ve bu taşların konvoya atıldığı, trafik polislerinin konvoyun önünü kesmesi ile zaten cadde kenarında konvoyun geçişini beklemekte olan insanların, duran araçlara linç etmek üzere taş ve sopalarla saldırıda bulunmasıyla olaylar başladı.
Yine olayı yaşayanların ve tanık olanların anlatımlarına göre; saldırganların çoğunluğu ‘kurt işareti’ yapmakta ve konvoydakilere yönelik olarak hakaret içeren sloganlar atmaktaydılar. Olay sırasında çok sayıda insan yaralandı ve araçlar zarar gördü.
Olay yerinde bulunan güvenlik güçlerinin saldırgan gruba etkili biçimde müdahale etmemesini, konvoyun güvenliğini almamasını, bu faşist saldırının ulusal basının büyük bir kısmında “vatandaş protestosu, DTP konvoyunda kavga, öfkeli kalabalık…” gibi sözlerle aktarılmasını endişe verici buluyoruz. Yaşananlar, bu saldırının bir anda ve kendiliğinden ortaya çıkan bir ‘öfke patlaması’ değil; günler öncesinden organize edilen, bilinçli ve programlı bir provokasyon olduğunun göstergesidir.
Planlı olduğu, yetkililerin haberdar olduğu ve yönlendirdiği yönündeki pek çok görgüye dayanan iddialarla gündeme gelen bu faşist saldırı Kürt ve Türk halklarının kardeşliğine gölge düşürmeye yöneliktir.
Geçtiğimiz yıllarda “duyarlı vatandaş tepkisi” diye başlatılan linç kampanyasının yeniden hayata geçirildiğinin göstergesi olan bu saldırı önümüzdeki günlerde Demokratik Toplum Partisi’nin yapacağı yurt gezileri açısından da kaygılanmamıza sebep olmuştur. Yaşanan ve yaşanacak muhtemel saldırılardan yetkililerin sorumlu olduğunu hatırlatıyor ve sürecin yasal olarak da takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.
23.11.2009 Pazartesi günü saat 12.30’da Konak Eski Sümerbank önünde pek çok parti ve demokratik kitle örgütü yaşanan saldırıya ilişkin basın açıklaması yapacaktır. Saldırıyı kınamak ve kamuoyu ile paylaşmak için biz de orada olacağız.
Tüm duyarlı kamuoyuna duyururuz.
Saygılarımızla.
İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi
Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi
Bu fotograf haberle ilgili albüm sayfasından ve "En son haber" sitesinden alındı ama onlar nereden aşırdı, aslında onu bulmak lazım.
Yeni rastladım:
Kürtlerden korkan İzmir olamaz
Ergun BABAHAN
Başlıktaki söz bana değil, Dinç Bilgin’e ait. Yıllarca Yeni Asır’da birlikte çalıştığımız Gönül Soyoglu, ‘’Ege’de Son Söz’’ isimli internet sitesi için aralarında benim de olduğum bir grup İzmir kökenli gazeteci ile konuştu.
Yeni Asır’la bir dönem sadece İzmir’e değil, tüm Ege’ye damgasını vuran Dinç Bilgin’le benim teşhisim aynı, değişime ayak uyduramayan İzmir, şimdi değişimden korkuyor.
Çoğunluğunu göçmenlerin oluşturduğu kent, yeni gelenlerden korkuyor.
Gelenlerin Kürt kökenli olması veya başörtüsü takmasından rahatsız oluyor.
Bu yapısıyla da faşizan bir renge bürünüyor.
Cem Uzan’ın Genç Partisi’nin İzmir’de oy patlaması yapması tesadüf değildi.
Tıpkı Ergenekon mitinglerine katılımın en yüksek oranda İzmir’de olması gibi.
Bu hava sadece İzmir’e has değil, Ege’nin göç alan tüm merkezlerinde de hakim.
3-5 yıl önce gittiğim Cunda’da Kürtlerle ilgili bir duvar yazısı görmüştüm.
Beni şaşırttığı kadar utandıran da bir yazıydı, hani 1960’ların Amerikası’nda siyahlar için kullanılan cinsten.
Sanayiye dayalı tarımın giderek önemini yitirmesi sonucu önemini kaybeden İzmir, bunun yerine bir şey koyamadı.
Kendini hala önemli biri sanan yaşlı aristokratlar gibi, farklı olanlara öfke duymaya başladı.
Bugün CHP ve MHP demokratik açılım konusundaki tavırlarıyla mevcut öfkeyi nefrete dönüştürüyorlar.
Bu üslup ve siyasetin kesin sonucu, Türkiye’nin Doğusu ile Batısı’nın bir daha birleşmeyecek şekilde kopması olur.
Birlikte yaşama karşı çıkanlar şaşırtıcı bir şekilde Doğu’dan değil ama Batı’dan çıkabilir.
İzmir kaybettiklerinin acısını Kürtler’den ve muhafazakarlardan çıkarmaya çalışıyor.
Bu haliyle misafir işçi olarak Almanya’ya giden Türkler’den rahatsız olan Almanlar’dan farkı yok.
Yıllarca demokrasinin kalesi olarak bilinen İzmir, şimdi hızla faşizan bir anlayışın kalesi haline geliyor.
Korkarım ki bugün İzmir’de Onur Öymen’in Dersim modeli mücadele örneğini destekleyecek çok sayıda insan vardır.
O açıdan Baykal’ın Öymen’in arkasında durması partisi için doğru bir tercih, Türkiye’nin demokratik gelişimi açısından çok tehlikeli bir durumdur.
Çünkü modern giyimli, kibar insanların farklı etnik kökenden insanlara nefretini kışkırtan bir siyaset çizgisi Türkiye’de onarılmaz yaralara neden olabilir.
Demokratlığıyla övünen, bir dönem Demokrat İzmir adlı bir gazeteye sahiplik yapmış bir kentin bu hale gelmesi üzücü.
İzmir büyükler liginden düşmesinin sancısını yaşıyor.
Ama bu sancının tüm Türkiye için ağır bedelleri olabilir.
CHP’nin gittikçe şoven hale gelen bu anlayışına, Genç Parti oylarına talip MHP’nin çizgisi de eklenince İzmir’in nasıl bir savrulma yaşadığı anlaşılır.
Modernlikten sadece Kordon’da rakı ve genç kızların mini etek giymesini anlayan İzmir aslında hızla gerici bir çizgiye kayıyor ve bunun farkında değil.
Asıl dram da burada yatıyor.
Posted by Hakan Akçura
OPEN FLUX
http://open-flux.blogspot.com/
http://hakanakcura.com/