Mezopotamya Üniversitesi kurulurken!

22 Haziran 2013 01:51 / 978 kez okundu!

 


Kürtçe dili üzerinden bir üniversal eðitim modeli oluþturmaya gayret edenler, Kürt ve Kürdistan Medreselerinin bin yýllýk entelektüel harcýný, sadece din eðitimi üzerinden ötelemek hakkýna sahip olmamalý.


Hazýrlýklarý uzunca bir süredir devam eden ve yakýn günlerde Diyarbakýr’da Mezopotamya üniversitesini kurma amacýyla örgütlenen Mezopotamya Vakfýnýn hukuki anlamda kuruluþ senedi onaylandýktan ve 23 Haziran’da da mütevelli heyetinin belirlenmesi amacýyla Kurucular Kurulu toplanýyorken daha iþin baþýnda birkaç kelam etmenin yararlý olacaðýna inanýyorum.

Bir yandan Devlet Üniversiteleri özerk yapýsý YÖK tarafýndan iyiden iyiye budanmýþ hatta yok edilmiþken, öte yandan da neredeyse para tuzaðý haline dönüþen özel üniversiteler ortalýðý kuþatmýþken sýnýrlý sayýda da olsa kuruluþ gayesi halkýn deðerlerini esas almaya aday kimi özel üniversitelerin kurulmaya çalýþýlmasý önemli. Bu sebeple kuruluþ gerekçeleri arasýnda “Kürtçenin eðitim dili olarak mevzi alacaðý” ve diðer dilleri de ötelemeyeceði bir vakýf üniversitesini Diyarbakýr’da hayata geçirmek sahiden döneme, sürece uygun düþen bir iþ olarak görülmeli.

Yeni bin yýlda modern eðitim altyapýlarýnýn bu denli yaygýn ve yoðun olarak kullanýldýðý çaðda elbette eðitim ve öðretimde kullanýlabilecek araçlar ve insan kaynaklarý hayli bol seçenekli. Peki, böylesine çok seçenekten yararlanýrken ve hedef kitle olarak da aðýrlýklý olarak Kürt gençlerinin üniversite eðitimine odaklanýrken geçmiþin eðitim politikalarý hakkýnda birkaç ipucuna ihtiyaç yok mu? Kanýmca var. Bugüne dek bu konuya yeterince ilgi duyulmamýþ olmasý bir eksiklik.

Sanýrým geçmiþi bin yýl evveline yani onuncu, onbirinci yüzyýllara kadar uzayýp giden Kürdistan Medreselerine bir model eðitim kurumlarý olarak baþvurmak hayli yararlý ipuçlarý verecek. Kürdistan’da Kürt Medreseleri eðitim verirken henüz Osmanlýnýn tarih sahnesine çýkmadýðýný da gözardý etmemek gerek. Ýlk Osmanlý Medreselerinin Kürtlerden yaklaþýk üçyüzyýl sonra Orhan Bey döneminde 1330 yýlýnda kurulduðu hatýrlanýlmalý. Ayrýca Kürt Medreseleri ile Arap Medreseleri arasýndaki farký da göz ardý etmemek gerek. Mesela “Nekhet-ul Efkâr” felsefe kitabý Yunancadan Arapçaya çevrilmiþti, Arap medreselerinde yasaktý ama Kürdistan medreselerinde okutuluyordu. Kürt Medreselerinde 19 ve 20. yüzyýllarda psikoloji, hukuk, uluslararasý iliþkiler dersleri ile birlikte birçok ilmi ders veriliyordu.

Medreselerde eðitim yýllara göre deðil, kitaplara göreydi. Hadis, Tefsir, Fýkýh, Siyer, Akaid derslerinin yaný sýra Hukuk, Felsefe, Kelam, Mantýk, Edebiyat, Tarih, Coðrafya, Astronomi, Ýstiare, Gramer, Yabancý Dil dersleri de veriliyordu. Yabancý dillerden en çok Arap dili edebiyatýna önem verilmekle beraber, Farsça ve Osmanlýca da öðretiliyordu. Ýþin en önemli tarafý bütün bu derslerin Kürtçe olarak verilmesi idi. Kiþinin kapasitesine göre medreselerden adýna Ýcaze denen diplomalarý almak 15 ile 25 yýl arasýnda deðiþebiliyordu. Ki ilkokuldan üniversiteye kadar geçen bir eðitim performansý açýsýndan düþünüldüðünde bu sürenin hiç de az olmadýðý dikkatlerden kaçmamalý.

Medrese kelimesinin “ders verilen yer, dershane”, Seyda kelimesinin de “ders veren, hoca” olduðunu unutmadan ünlü Kürt Medreselerine bir bakalým. Cizre'de, Botan beylerinin medresesi (Medresa Sor), Müks'teki Hesenê Weli Bey'in medresesi, Van'daki Þikal, Bitlis Hizan'daki Xeyda Medresesi, Beyazýt, Çolemerik, yine Van'daki Bediüzzaman Said Kurdî, Bitlis, Norþin, Muþ, Oxin, Silvan, Diyarbekir, Tillo, Musul ve Zaxo medreseleri bunlardan bir kaçý.

Bu medreselerde Melayê Batê'nin Kürtçe Mevlüdü, Ahmedê Xanê'nin Nûbýhar, "Arapça-Kürtçe Sözlük" ve ayrýca çok sayýda Arapça ve Kürtçe kitaplar okutuluyordu. Siirtli Mela Xelil'in Kürtçe "Mehcül Enam"ý ve Ahmedê Xanê'nin "Eqîda Ýmanê" kitaplarý bunlardandý. Kürt medreselerden yetiþen birçok ünlü Kürt þairi Kürt edebiyatýnda önemli yere sahiptiler. Öyle ki, son asýrdaki modernite öncesi þairlerin hemen hemen tümü medrese kökenlidir. Ahmedê Xanê, Melayê Cizîrî, Feqiyê Teyran, Eli Heriri, Bediuzzaman Saidê Kurdi (Nursi), Siirtli Mela Xelil, Ýsmailê Beyazýdi, Mahmudê Beyazýdi, Zazaca Mevlüt'ün yazarý Liceli Ehmedê Xasê ve Cigerxwin. Kürt medreseleri Kürt toplumunun sosyal yapýsýný da etkilediler. Kürt edebiyatýnda, musikide, tiyatroda, düðünlerde, efsane ve tarihi olaylarýn anlatýmýnda, hatta dengbêjlik geleneðinde Kürt Medreselerinin önemi yadsýnamaz.

Kürt ve Kürdistan toplumunda adeta bir model eðitim kurumu olarak hayat bulan Kürdistan Medreselerinin sonunu hazýrlayan ilk tarih Mart 1924’tür. Adýna Türkçede “eðitimin birliði” denilen Tevhidi Tedrisat Kanun, Türk toplumu açýsýndan eðitim ve öðretimin tektipleþtirilmesi olarak kabullenilse de, Kürtler arasýnda “Fermana Mellan Ra bû” (Kürt Seyda ve mellelerinin sonu getirildi) olarak dile getirilir. Ve ne acýdýr ki 1925 Þêx Seîd Kýyamýndan sonra çýkarýlan Takrir-i Sükûn Kanunu ve akabindeki (Mecburi) Ýskân Kanunlarýyla bu eðitim kurumlarýnda yetiþenler ve kurumlarýn bizzat kurumsal yapýsý tahrip edilip þahsiyetler sürgüne gönderildi. Çarpýcý bir örnektir: Sêîdê Kurdî,’nin iki Said dönemini irdelediðimizde 1925 yýlýna kadar Kürdistan’da Med Zehra adýný verdiði üç dilli Üniversitesinin kuruluþu için çaba gösteren Bediuzzaman Sêîdê Kurdî, sürgünden sonra artýk Isparta, Barla sürgünü Said Nursi’dir. Çünkü Cumhuriyet Kürt Medreselerini adeta “Yeraltýna” itmiþtir.

Zaten cumhuriyetle birlikte Kürt dilinde ve Kürtçe eðitim öðretiminde yasaklý da olsa ýsrar eden medreselerin pek seçenekleri de kalmamýþtýr. Sistemle entegre olmayý kabullenen medrese mezunu aydýnlar Demokrat Parti, Adalet Partisi, daha sonra da Anavatan Partisi ve Refah, AKP gibi partilerin Kürt cenahýndan gelen savunucularý olmayý tercih etmiþler. Siyasal, sosyal, kültürel ve toplumsal talepleri olanlar ise Kürt kimliðini tercih eden siyasal örgütlenmelerde yer almayý uygun bulmuþlardýr. 1960’lý yýllarda Kürdistan Demokrat Partisinin entelektüel altyapýsý bu tercihten gelenlerdir. Þimdilerde de Kürt coðrafyasýnda varlýk gösteren ve kendilerini yurtsever din âlimleri olarak dillendiren ve Kürt Siyasal Hareketinin savunucusu þahsiyetler yine bu tercihten gelenlerdir.

Bütün bu mantýk içinde Kemalist eðitim modelinin 1940’lý yýllardaki Köy Enstitüleri Türk Milliyetçiliði açýsýndan fikri temelde nasýl bir prototip ise, kanýmca modern çaðda Kürdi manada Kürtçe dili üzerinden bir üniversal eðitim modeli oluþturmaya gayret edenler Kürt ve Kürdistan Medreselerinin bin yýllýk entelektüel harcýný kimi reddiyecilerin imlediði sýðlýkla sadece din eðitimi üzerinden ötelemek hakkýna sahip olmamalý ve kurucular kurulu arasýnda yer aldýðým Mezopotamya Üniversitesine doðru yol alýrken dikkate almalý diye düþünüyorum.

Þeyhmus DÝKEN

22.06.2013

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.