Kürt halký tarihteki yerini alýrken

29 Temmuz 2013 13:36 / 1151 kez okundu!

 


Þimdi Ortadoðu yeniden dizayn edilirken Kürt Halký, yabancýlaþmaya inat; kendi rýzasý hilafýna çizilmiþ sýnýrlara çok haklý olarak kendi “Milli Misaký” üzerinden itiraz hakkýný kullanýyor.


“Stranên me belav dibin çar alî
Çarmedor
Li jêr
Li jor
Li ser berayiyê fereh
Li ser bilindayiyê kûr
Û gurr
Li ser gerûya jînê.”


Rojen Barnas / Kadiz-Nûbihar*

Cengiz Çandar “Mezopotamya Expresi-Bir Tarih Yolculuðu”** kitabýnýn 435. sayfasýnda Baðdat yakýnlarýndaki bir villada Güney Kürdistan Goran Hareketinin lideri Nuþîrevan Mistefa ile bir sohbetinden söz eder.

“Kaldýðýmýz villanýn kendisi ‘tarihi’ anlam taþýyordu. Daha ilk gün, Nuþîrevan Mistefa; bu bulunduðumuz oda çok tarihi bir yerdir demiþti. Burasý Saddam döneminde Muhabberat’ýn Konukevi olarak kullanýlýyordu. 1984’te Saddam ile Kürdistan Yurteseverler Birliði (KYB) olarak Kürt sorununa çözüm müzakerelerimizi burada yürütmüþtük. Senin oturduðun þu koltukta (Cengiz Çandar’ý kastederek) Saddam oturuyordu. O görüþmeler sizin yüzünüzden kesildi. Kenan Evren kestirdi. Bir gün Saddam geldi ve o koltuða oturdu, ‘görüþmeleri kesmek zorundayýz’ dedi. ‘Türkiye karþý çýkýyor, eðer bir uzlaþmaya varýrsak, Kerkük Yumurtalýk Boru Hattýný kapatacaklarýný söylediler. Türkiye’yi karþýma alamam. Kusura bakmayýn’. Görüþmeden sonra bizi güvenliðimizi saðlayarak eskortla kuzeye (Irak Kürdistaný’na) gönderdi. Daðlara geri döndük ve savaþa devam ettik”

Nitekim bunun doðrulamasýnýn da söz konusu olduðunu ve Saddam’ýn tezgahý olmadýðý da bir baþka kaynakla pekiþtirilir. David McDowall’in Türkçeye “Modern Kürt Tarihi”*** olarak çevrilen kitabýnda 1984 yýlýnýn anýlan günlerinde Türk Genelkurmayý ve Dýþiþleri Bakanlýðýnýn Baðdat’a bir ziyaret yaptýðýný o ziyaretin ardýndan bizzat Saddam’ýn katýlýmýyla yürütülen Irak’taki Kürt Barýþ görüþmelerinin kesildiði uzun uzadýya anlatýlýr.

Ýþin açýkçasý bugünlerde, 19 Temmuz 2013 itibariyle Güneybatý Kürdistan’da Rojava’da oluþan Kürdistani yapýnýn birinci yýldönümünde; bütün hayatlarýný Kürde ve Kürdistani deðerlere düþmanlýk üzerine kurgulamýþ olan siyasetçi, bürokrat ve medyatik aktörleri dinleyip okuyunca tarihin asla yanýlmadýðýný ve farklý þekillerle yeniden yaþandýðýný / yaþatýldýðýný bir kez daha fark etmiþ oldum. Nerede Kürtlerle ilgili olumlu bir geliþme yaþanýyorsa / yaþanacaksa hemen Türk resmi tezlerinin olanca kýrmýzý çizgileri hayata geçirilmeye çalýþýlýyor.

Bugün artýk dünya da biliyor ki; Kürtler Ortadoðu’da kendi iradeleri dýþýnda renkli kalemle sýnýrlarý çizilerek bölünmüþ, parçalanmýþ bir ulustur. Öylesine bölünmüþ parçalanmýþ ki, hangi ülke, Kürdün kendisine düþen vatan topraðýný kendine katarak yine kendine ait saymýþsa; ona kendi dilini, kültürünü de çeþitli yöntemlerle dayatarak diðer parçadaki Kürdü kendi soydaþýna yabancýlaþtýrmýþ. Bu sebeple Ýran Kürdü, dil ve kültürle bir miktar Farslaþmýþ, Irak ve Suriye Kürdü birazcýk Araplaþmýþ, Türkiye Kürdü de asýrlýk cumhuriyetin ret ve inkâr politikalarýyla “hayli” Türkleþtirilmiþ, en azýndan dil ve kültürde. Bu durum Kürt halkýnýn adlarýna Rojava, Rojhelat, Baþur ve Bakur dediði dört Kürdistan parçasýnda yaþayan Kürtlerin birbirlerine de yabancýlaþmalarýnýn diðer adýdýr aslýnda.

Þimdi Ortadoðu yeniden dizayn edilirken Kürt Halký, yabancýlaþmaya inat; kendi rýzasý hilafýna çizilmiþ sýnýrlara çok haklý olarak kendi “Milli Misaký” üzerinden itiraz hakkýný kullanýyor. Irak Kürdistaný’nda Mela Mýstefa Berzanî’nin oðlu Mesud’un Sayýn Öcalan’ýn Özgürlüðüne de referans vererek Öcalan’ýn çaðrýsýyla sonbaharda Güney Kürdistan’da Kürt Konferansýnýn toplanmasý için çabasý budur. Rojava’da PYD lideri Salih Müslim’in Suriye Kürdistan’ýnda bir Kürt siyasal birlikteliði oluþumu çabasý bu vesileyledir. Ýran, ha keza!

Türkiye Kürdistan’ýnda ise “Demokratik Barýþ, Birlikte Yaþama ve Çözüm Süreci” için bunca iyi niyet gösterisi ve eforun ortak bir tek adý vardýr artýk: Sayýn Abdullah Öcalan’ýn yýllar evvel altýný bold kalemle çizdiði Demokratik Konfederalizm Meselesi. Bir siyasal hareket ve lideri için herhalde en kýymete deðer olan; tarih yazýlýrken öngörüsünün ve tarzý siyasetinin zamanýn imbiðinden geçerek kendini doðrulamasýdýr.

Bu sebeple ister Irak Kürdistaný’ndaki Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimi, isterse Suriye Kürdistaný’ndaki PYD’nin Halk Savunma Birlikleri örgütlenmeleri hangi parçada, ya da dünyanýn neresinde yaþýyor olursa olsun her bir Kürdü heyecanlandýrmaya yetiyor. Bunun anlaþýlmasý gerekir. Bu durum modernite çaðýnda anlaþýlmaz milliyetçilik olarak okunmamalý, aksine anlaþýlýr bir mantýkla gecikmiþ Kürt uluslaþma sürecinin yapý taþlarý olarak kabullenilmeli.

Bu vesileyle bugünlerde Türkiye Barýþ Meclisinin ve Sonbaharda da Ýsveç’teki Nobel akademisinin Dünya Barýþýna birey kimlikleriyle kattýklarý nedeniyle önerilmesini bekledikleri Barýþ Ödülüne adaylýk için; ben fazlasýyla hak ettiðine inandýðým Sayýn Abdullah Öcalan’ý Barýþ Ödülüne aday olarak gösteriyorum.

* Barnas, Rojen, Kadiz, Nûbihar, 2013.
** Çandar, Cengiz, Mezopotamya Exspresi, Ýletiþim, 2012
*** McDowall, David, Modern Kürt Tarihi, Doruk, 2004


Þeyhmus DÝKEN

27.07.2013

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.