Hücredeki Adalý

17 Þubat 2015 00:18 / 972 kez okundu!

 

 

Saçlarýn rüzgârda uçuþurken, dönüp geleceksin birgün, özlemini çektiðin yurduna Adalý. Ne zaman mý? Sorma, Adalý. Belki bugün. Ya da bir gün.

ada sakinine adanmýþ …

“çýlgýn adam,
3–5 kiþi ile koskoca karanlýklar imparatorluðuna,
kafa tutan adalýlar”

Epeycedir garip haleti ruhiye içindeyim.

“Ada” üzerine yazýlmýþ edebi metinler ilgimi çekiyor.

“Ada” üzerine söylenmiþ þarkýlar dilime pelesenk oluyor.

“Ada” ilgi odaðým…

“Ada Çayý” içiyorum.

Ahmed Kaya’nýn yorumu kendi sesinden “Ada Sahillerinde Bekliyorum” þarkýsýný mýrýldanýyorum.

Kýrmýzý þarap yerine sýrf Ada’yý çaðrýþtýrdýðý için Ada Çayýnýn damakta oluþturduðu, olanca kekremsi tat ile olur olmaz yerde Ada Þarkýlarý dillendiriyorum.

Dillendirilmiþ ada þarkýlarýnýn izinde “Yelkovan kuþlarýnýn peþi sýra, o ada senin, bu ada benim” arayýþýný biraz daha zorlayarak þarkýnýn naðmelerini girsem de, olmuyor.

Ada algýmda en gerçekçi duruþu “Hücredeki Adalý’nýn Dünyasý” þiiri bellek tazeletiyor.

“duvarlar sanki soðuk dalgalarý imal ediyor.

istediðiniz kadar üzerinize kalýn þeyler giyinin,

oligarþinin hücresinde soðuðu yenmek imkansýz.

ranzanýn karþýsýnda kafesli demir kapý,

günde beþ kez büyük baþlar bakar içeriye;

yüzlerinde tecessüs.

’çýlgýn adam, 3–5 kiþi ile koskoca karanlýklar imparatorluðuna kafa tutan adalýlar’

ama yine de ‘çýlgýn adamýn’ karþýsýnda bir eziklik duyuyorlar, o baþka,” (*)

Oysa!

Ada dediðin, böyle mi, olmalý?

Orhan Veli misali gün daha yeni ýþýmýþken, düþmelisin Ada’nýn en mahrem patikalarýna.

Sabah alacasýndaki ürperti getirmeli kendine seni, Adalý.

Martýlar, sahil yolundaki kayalýklarda, haykýrýþlarýyla arkadaþlýk etmeli sana.

Ada’nýn en uç noktasýnda salmalýsýn oltaný, bahri ummana.

Pul pul balýklar sallanmalý oltanýn ucunda.

Ve sen,

balýklar ürküp, kaçmasýn diye,

taþ plaklardan,

olmadýysa eðer,

dillere destan apartýlmýþ Ada Þarkýlarýný seçmeli,

sadece, ama sadece kendine söylemelisin þarkýlarýný Adalý.

Söyler,

Ve yine de

Duyurursun, bilirim…

Bütün bunlarý düþülkende yaþayarak;

Ada’ndan bakmalýsýn dünyaya, Adalý.

Ellerinde tuz,

Avuçlarýnda sedef yükü olmalý…

Ve ellerin, avuçlarýn, yükünle doluymuþ gibi,

Ellerinle avuçladýklarýný dünyaya savurarak;

“Dünyayý güzellik kurtaracak ve insaný sevmekle baþlayacak her þey”

demelisin Adalý…

Ve þimdi Ada’nda;

sararýp, solmak üzereyken yapraklar,

ve sana mesken oldukça Ada’n;

þairin sözünü dinleyeceksin Adalý:

Ayrýlýrken Ada’ndan,

Ada’ný karanlýða çevirenlere ait üzerinde ne varsa!

Evet ne varsa,

fýrlatýp atacaksýn Adalý.

Elinde kalan son lokmaný,

paylaþacaksýn seni bekleyen balýklarla,

martýlarla,

Adalý.

“Ve denize bir damla kan katarken

Býçaðýný, dalgalara saplayacaksýn” (**)

Adalý.

Saçlarýn rüzgârda uçuþurken,

Dönüp geleceksin birgün

özlemini çektiðin yurduna Adalý.

Ne zaman mý?

Sorma,  Adalý.

Belki bugün,

Ya da yakýnda…

Ya da bir gün,

Birgün,

Arþivden, yayýnlanmýþ bu metni 2008 Kasým baþýnda yazmýþ paylaþmýþtým. Ýçimden geldi Adalý’ya, Ada Sakinine reva görülen Komplonun 16 Yýlýnda bir kez daha paylaþmak istedim…

* Mahir Çayan, Hücredeki Adalýnýn Dünyasý.

 

Þeyhmus DÝKEN

15.02.2015, Diyarbekir

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.