'Bilinmeyen Dil'in Anadili Günü

24 Þubat 2019 14:27 / 1071 kez okundu!

 

 

Anadilleri, yani analarýnýn ve babalarýnýn birbirleriyle dahi artýk konuþ(a)madýklarý dil, yani Kürtçe öte yakada kalmýþtýr.

 

****

 

“Bilinmeyen Dil”in Anadili Günü

 

Kentin en eski yerleþkesi Ýçkale’de konumlanan Arkeoloji Müzesi’nde 2800 yýllýk kilden bir Asur tabletinde “bilinmeyen dil” olarak yazýlýydý yerin altýndan çýkarýlmýþ bir yazýlý taþýn yanýbaþýndaki plakette.

Görmüþ ve yorum yapmamýþtým. Hikâye yeni deðildi anlaþýlan. Hayat binlerce yýldýr böyle süredurmuþtu demek ki! “Bilinmeyen dil” zaman ve mekân içinde hep muktedirlerin dilinde bilinmezliðini korumuþ, bilenlerin bilinenlerin bildikleri dil dýþýnda…

1999 yýlýndan bu yana, 20 yýldýr Birleþmiþ Milletler Eðitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafýndan alýnan karar gereði 21 Þubat tarihi “Uluslararasý Anadili Günü” olarak kutlanýyor. Uluslararasý Ana Dili Günü'nün asýl adý Ana Dili Hareketi Günü'dür. Bu gün “Bengali Dili Hareketi” için Bangladeþ polisi ile çatýþan Bangladeþli üniversite öðrencilerinin öldürülmesinin yýl dönümü olarak kutlanmaktaydý.

Dünyada her yýl “kimi dillerin“ tedavülden kalktýðýný, artýk konuþulmadýðýný bir tarafa býrakýn, konuþanýnýn da kalmadýðýný neredeyse bilmeyen yok.

Bir baþka artýk bilinmeyen de mevzuu da þu; “Benim sayýsal olarak çokluðum epeycedir, bu tehlike benim dilim için geçerli deðildir” savý, artýk geçerli deðil.

Baský altýndaysa bir dil, kendini geliþtirme þansý yoksa dilin, asimilasyon ve inkâr, sürekliliðini koruyarak egemen politika þeklinde ilânihaye tezahür ediyorsa, hangi dil olursa olsun bu acýmasýz son, yani dilin ebediyen yok oluþu o dili de bir gün bulacak, buluyor da!

Mesela Kürtler neredeyse koca bir asýrdýr bütün baskýlara ve asimilasyon politikalarýna raðmen; kimi kez “anayasal vatandaþlýk”, kimi kez “azýnlýk” tartýþmalarý içine taþýnýp sayýsal olarak çokluklarýný korudular. Peki, korudular da ne oldu?

Mesela dilleri, Kürtçe ne oldu? Giderek yok oluyor, evet sanýlanýn aksine giderek yok oluyor Kürt dili. Çocuklara Kürtçe isimler konuldu. Diyarbakýr’daki ya da bölgenin kimi okullarýndaki herhangi bir sýnýf listesindeki öðrenci isimlerine baktýðýnýzda kimilerinize adeta “kod adý” gibi gelecek on binlerce Dara, Rumet, Farqîn, Azad, Baran, Rojda, Berçem, Berfin, Dengin ve daha niceleri ile karþýlaþýrsýnýz.

Bu Kürtçe çocuk adlarý evet bir tepkidir. Ama ötesi koca bir boþluktur, koca bir yabancýlaþmadýr, koca bir kendine “yalandýr” sanki!

Günün hemen her saatinde herhangi bir Azad’ýn ya da Rûken’in elinden tutmuþ bir anne ya da babýnýn çocuðuyla gayet düzgün Türkçe konuþmasýna tanýk olmanýz her zaman mümkündür. Çoðu kez bu çocuklar kendilerine konulan isimlerinin anlamýný dahi bilmemektedir. Çocuklarýn elbette “düzgün Türkçe konuþmasý”nda þaþýlacak ya da karþý durulacak bir durum yok tabii ki! Asýl mesele kendi köklerine yabancýlaþma meselesi!

Çünkü anadilleri, yani analarýnýn ve babalarýnýn birbirleriyle dahi artýk konuþ(a)madýklarý dil, yani Kürtçe öte yakada kalmýþtýr. Ýþte anadilinin sonraki kuþaklar açýsýndan sürdürücüsü olabilecek çocuklara taþýnmasýnýn ötelenmesi, ertelenmesi ya da yok varsayýlmasý böyle bir yabancýlaþmayý beraberinde getiriyor.

Kürtler istediði kadar siyaset manasýnda üst politikalar yapsýnlar. Ýstedikleri kadar siyasal talepkârlýk manasýnda iktidarlarý zorlayan siyasal önermelerle istedikleri her bir þeyi isteyedursunlar. Eðer bugün Kürt ana babalar, Kürt çocuklarýnýn kendi anadillerini konuþmalarýný öteliyorsa, konuþamýyorsa, hatta konuþmuyorsa bu vahamettir. Bu bir dilin, yani Kürtçenin ebedi istirahatgahýna ölesiye yolculuktur.

Sayýsal manada çok olmak, aslýnda dilin de ayný oranda gündelik hayatta ve bilcümle alanlarda dolaþýmýyla ilintilidir. Dil yoksa, halk da yoktur. Belki halk o an için vardýr. Ama dilin kullanýmdan düþürülmesi bir süre sonra kimlik manasýnda “halk” olmanýn da manasýzlaþacaðýnýn adeta göstergesidir.

Ýþte, bu vesileyle 20 yýldýr UNESCO tarafýndan dünyanýn her yerinde 21 Þubatlarda kutlanagelen “Anadili Günü”nü önemsemek gerek!

Mesela mümkün olduðunca medyayý da görsel manada kullanarak o günü, anadilde ýsrarýn göstergesi haline dönüþtürmek gerek diye düþünüyorum. Sonraki günlere de altyapý oluþturmasýna vesile olmasý istenciyle tabii ki... 

 

Þeyhmus DÝKEN

23.02.2019, Diyarbekir

 

Son Güncelleme Tarihi: 24 Þubat 2019 16:43

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.