ÇOK EÞLÝLÝK – CAHÝLÝN SOFUSU, ÞEYTANIN MASKARASI

25 Mayýs 2011 19:13 / 3077 kez okundu!

 


Çok eþlilik zaten var. Yasalaþmalý diyen Sibel Üresin hanýmý televizyonda izlerken, yýllar evvelki düþüncelerimin sesli ve görüntülü hali gözümde canlandý. Kalbim sýkýþsa da, vücut kimyam bozulsa da içeriðini bilmediðim, Kur’an’a ve Ýslam’a karþý gelmemek adýna insan fýtratýna uymayan, insaný bunalýma sokan bu Kur’an dýþý söylemleri savunuyordum.

Mahallemizde baþý yazmalý, ayaðý þalvarlý, hiç okumamýþ Ayþe abla bana; “cahilin sofusu, þeytanýn maskarasý olur” derdi. Ben de ona “Ayeti inkar ediyorsun, þirke giriyorsun” derdim. Üstelik o ayetin ne anlama geldiðini bilmeden. Kadýn kýsýrsa ya da hastaysa, yahut cinsel gücü yoksa erkeðin hakkýdýr, evlenebilir derdim. Ya erkek kýsýr olursa, ya erkek hasta olursa, ya erkeðin cinsel gücü yoksa kadýnýn caný, duygusu, hazzý yok mu? Erkeðe tanýnan haklar, kadýn için söz konusu deðil mi? Kadýnlar erkekleri tatmin etmek için mi yaratýlmýþlardý diye düþünmeden…

Þimdi sadede gelelelim…

Ýlk önce þu çok iyi bilinmelidir ki, Ýslam’da ve Kur’an’da bir erkek ferdi olarak ikinci bir kadýn asla alamaz. Ýkinci kadýn almak isterse ilk karýsýndan boþandýktan sonra baþka bir kadýnla evlenebilir.

Þimdi de Kur’an’daki çok eþliliðe gelelim…

Doðal afetler sonucu eðer toplumda kadýnlar yetimlerle kalmýþ ve bu sayý çoksa, devletin otoritesi yetimlerin kadýnlarýný bir kampanya düzenleyerek toplumdaki bütün erkekleri sorumluluða çaðýrýr ve evlendirir. Buradaki amaç; yetim çocuklarýn sahiplendirilmeleri ve huzurlu bir aile ortamýnda yetiþmelerini saðlamaktýr. Yani Kur’an toplumdaki erkeði ve kadýný sorumlu davranmaya çaðýrýr.

Nisâ Suresi-ayet 125’te Cenâb-ý Allah þöyle buyurur: Ve erkekten veya kadýndan kim mümin olarak düzeltmeye yönelik iþler yaparsa artýk iþte onlar cennete girerler. Hurma çekirdeðinin sýrtýndaki çukur kadar haksýzlýða uðramazlar.

Durum normale döndüðünde tek eþlilik esastýr.

Ve yine Nisâ Suresi’nin 3. ayetinde; eðer ki yetimleriniz konusunda hakkaniyetsizlikten korkarsanýz, o takdirde sizin için hoþ olan o kadýnlardan (yetimlerin kadýnlarýndan) ikiþer, üçer, dörder nikahlayýn. Þayet o takdirde de adaleti gözetemeyeceðinizden korkarsanýz, bir tanesini alýn. Ya da yeminlerinizin sahip olduðunu nikahlayýn.

Ayrýca Nisâ 127’de; senden o kadýnlar (yetimlerin kadýnlarý) hakkýnda fetva istiyorlar. De ki; onlar hakkýnda fetvayý Allah ve kendilerine farz kýlýnmýþ olaný vermediðiniz ve kendilerini nikahlamaya raðbet etmediðiniz kadýnlarýn yetimleri hakkýnda ve ezilmek istenen çocuklar hakkýndaki ve yetimler için hakkaniyeti ayakta tutmanýz hakkýndaki kitapta size okunanlar verir. Ve hayýrdan ne iþlerseniz Allah bilir.

Sibel hanýmýn da söylediði ve bilindiði gibi, erkekler süslü, güzel, cilveli kadýnlarý tercih ediyor. Ýnsanlar, yetimlerin annelerini nikahlamak istemiyor. Oysa Kur’an-ý Kerim’de Allah sitemde bulunuyor.

Nisâ 3’teki en-Nisâ; “o kadýnlar” ifadesi yetimlerin kadýnlarý demektir. Yani yetimlerin anneleri, teyzeleri, nineleri gibi yetimlere bakmakla yükümlü olan ve tabii ki nikahlanmaya uygun olan kadýnlardýr.

Dikkat edilmesi gereken önemli husus; Nisâ 127’deki ayetteki-yetemen Nisâ, “o kadýnlarýn yetimleri” tamlamasý Nisâ 3’teki en-Nisâ, “o kadýnlar” sözcüðünün hangi anlamla özelleþmesi gerektiðinin ipucudur.

Bu konunun daha iyi anlaþýlabilmesi için Nisâ Suresi’ni 1’den 10’a kadar, yine Nisâ Suresi 127. ayetin iyice düþünerek okunmasý gereklidir.

Nisâ 1. ayette, Eyyühen nas denilerek, toplumdaki tüm erkekler sorumluluða çaðrýlýr, kadýnlara da gururlarýný Allah için askýya almalarý istenir.

Yani bu ayetler ýþýðýnda, ey erkekler, hiçbir zaman yaþlanmýþ, yýpranmýþ emektar kadýnlarýnýzý aðlatarak, bunalýma sokarak, kendinizden 15-20 yaþ küçük kadýnlarla evlenemezsiniz. Doðal felaketler sonucu evsiz barksýz kalmýþ, kendinizden 15-20 yaþ büyük kadýnlarý, yetim kalan yeðenlerine, torunlarýna, kardeþlerine bakmalarý zaruri olan bu kadýnlarla devletin otoritesi de izin veriyorsa ve böyle bir ortam varsa, onlarý sahiplenmek adýna evlenebilirsiniz. Karþý çýkan olursa, hiç olmazsa doðru olana karþý çýksýn. Kim insan, kim deðil bilinsin.


Serpil ÖZKASAP

25.05.2011


Kadýnlara da çok eþlilik öneriyor musun Sibel’ciðim? - Rahþan Gülþan/Habertürk








 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
28 Mayýs 2011 17:46

BERA

BÖYLESÝNE ARAÞTIRMAYA VE AYETLERE DAYANAN BÝR YAZININ ALTINA RAHÞAN GÜLÞAN IN SÝBEL ÜRESÝN Ý MUHATAP ALAN O BASÝT SORUSUNUN EKLENMESÝ BÜYÜK BÝR TALÝHSÝZLÝK OLMUÞ... SERPÝL HANIM EMEÐÝNÝZE SAÐLIK...

26 Mayýs 2011 23:15

Asya Arslantaþ

Serpil hanýmýn yazýsý son günlerin en popüler ve fikir sahibi olmadan zikir sahibi olmaya çalýþan herkesin kaleme aldýðý konulardan birini içeriyor. öncelikle yorum yapmadan geçemedim çünkü eksikliklerin ve fazlalýðýn olduðunu düþünüyorum. serpil özkasap'ý az çok biliyoruz.. bazý kadýnlar bu konuda populer refkleksler vermeyenleri eksik ya da sessiz görüyorlar sanýrým. müslüman kadýnlar konuþmadýðý sürece müslüman kadýnlar adýna konuþmamasý gerekenler gazetelerde, tvde fetva vermeye baþlýyorlar.

Kuran'da kitap verilmiþ tüm dinler gibi sosyolojik, ekonomik, hukuki mevzulara deðinir ve toplumsal refahý ve saðlýðý gözetecek emirler ve yasaklar buyrulur. erkeklerin çok eþliliðine cevaz verilmesini ne o tarihe býrakýp sýðdýrabiliriz -çünkü Kuran'ý Kerim genel geçer deðildir, hükümleri hala geçerlidir ve geçerli olacaktýr- ne de sadece günümüz muhafazakar erkeklerin istekleri ile tefsir edebiliriz ! Kur'an ayetlerinin hayatýmýza yansýmasý adýna müçtehidler icmaa etmiþler ve ayeti tartýþmak deðil þer'i hükümler üzerine ittifak etmiþlerdir. ayeti tartýþmak fiili bile düþünemeyeceðimiz tahayyül edemeyeceðimiz bir saygýsýzlýktýr ! ayný þekilde bakýyoruz ki herkes ayetleri bu konuda kendince yorumluyor ve Kuran'da vardýr yoktur diyerek fikirleri bulandýrýyorlar.

Kuran ile müjdelenmeden önce insanoðlu cahiliyye döneminde kadýnlarýna ikinci sýnýf insan muamelesi gösteriyor ve birçok geçersiz nikah ile bedeninden ve kimliðinden faydalanýyordu. hýdn nikahý, þigar nikahý, bedel nikahý, istibda nikahý, makt nikahý, mut'a nikahý, mahtufat nikahý ve biða cahilliyye döneminde kadýnlarýn erkeklerin beden hizmetcisi olmasýna sebep oluyor ve toplumsal olarak kabul görüyordu. ta ki tahrif edilmemiþ dini tamamlayan Kur'an ve Hz.Muhammad (s.a.v) ile nikahýn usulü ve þekli belli olana kadar. günüzümüzün muhafazakar erkekleri aslýný usulunu bilmeden Hz.Muhammed'i örnek gösteremeyeceði gibi günümüz muhafazakar kadýnlarý da çok eþlilik yok diyemez. örnek vermek gerekirse Hz.Muhammed ebu sufyan'ýn kýzý olan Ümmü Habibe r.a ile kendisi Mekke'de iken Ümmü Habibe r.a Habeþiþtan'da iken evlenmiþtir. yüzyüze bile gerçekleþmeyen bu evlilikte amaç Ümmü Habibe r.a nýn güvenli yaþayabilmesidir. çünkü o zamanýn þartlarýnda bir kadýn tek baþýna ve dul ise her an tehlike altýnda demektir. yani bu misalden de anlaþýlacaðý üzere bu nikahlar nefsi kaygýlar sonucu olmamýþtýr. kimileri zihinleri bunlarla bulandýrmaya kalkmadan önce az çok siyer okusun.. ayný amaçlarla yapýlan bir diðer evlilik Hz.Muhammed'in diðer eþleri Meymune Haris r.a, Zeynep Huzeyme r.a için de geçerlidir. yani tüm bu nikahlar Hz. Muhammed'e hizmet etmek amacýyla olmadýðý gibi Hz.Muhammed'in yükümlülüðü arttýran ve ne geçmiþte ne de günümüzde birçok erkeðin altýndan kalkamayacaðý adaletli muameleyi gerektiren nikahlardýr. bunlarý düþünüp taþýnmadan bir eþini henüz mennun etmeden diðerini isteyen erkekler için zaten faziletli olanýn bu olmadýðý bildiriliyor. ama çok eþilik yok demek ayetleri inkar etmek kesinlikle kabul edilecek bir davranýþ olmadýðý gibi yetim annelerinin nikahlanmasý Serpil hanýmýn belirttiði gibi 'zorlanmýyor'. sanýrým zorlamak fiilini yanlýs yerde kullandýðýnýn farkýnda deðil. zorlama deðil gereklilik vardýr. herhangi bir davranýþ gerekli olduðu zaman kiþinin zorlanmadan bunu yapmasý faziletli bir davranýþtýr. her gereklikik zorunluluk deðildir arada kavram farký vardýr.

velhasýlý kelam ilk önce verdiðimiz tepkilerin altýný doldurmak ve kendimizle tezat düþmemek gerekiyor. bu konuda ihtisas etmiþ insanlardan konunun tarihi ve sosyolojik açýlýmýný dinlemeden magazin yazarlarýndan bunlarý öðrenmeye çalýþmak cahiliyye döneminin zihniyetine hizmet etmektir.

saygýlarýmla.
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.