Þeffaflaþma - Ahmet Altan

13 Mart 2011 10:50  

 

Þeffaflaþma - Ahmet Altan

Uzun yýllar bir karanlýkta yaþadýk.

Devletin, siyasetin, medyanýn içinde olup bitenlerden haberdar olmadýk.

O karanlýðýn içinde devlet de, siyaset de, medya da çürüdü.

“Derin” yapýlar, çeteler, karmaþýk iliþkiler pýtraklaþtý.

Þimdi bir þeffaflaþma döneminden geçiyoruz.

Böyle uzun karanlýklardan sonra siz o karanlýk bölgelere ýþýk tutup aydýnlattýðýnýzda elbette gördükleriniz ürkütücü olacaktýr, o denetimsiz karanlýðýn içinde boy veren bütün tümörleri, bozulmalarý, çürümüþ organlarý görmek sizi dehþete düþürecektir.

Ama bunu göze almadan da hiçbir þeyi düzeltemezsiniz.

Þimdi biz kalýn duvarlar arkasýna saklanan devletin, askerin, siyasetin, medyanýn içyüzünü fark ediyoruz.

Gerçekleri öðreniyoruz.

Mesela CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu’nun arka arkaya iki konuþmasýný dinledim.

Bence harika vaatlerde bulunuyordu.


“Asker kýþlasýna dönecek, terör mücadelesinden çekilecek” diyordu, “Askerlik altý aya inecek” diyordu, “Aile sigortasý kurup fakir ailelere yardým edeceðiz” diyordu, “Gerekirse bunun için Savunma Bütçesi’nden de keserim” diyordu.

Bu vaatleri gerçekleþtirecek partiye oyumu veririm.

Eðer, Kýlýçdaroðlu’nun OdaTv ile iliþkilerini bilmeseydim, “Ergenekon’a üye olurum” dediðinden haberdar olmasaydým, bir politikacýya kurulacak tuzaða yeþil ýþýk yaktýðýný öðrenmeseydim CHP’nin mutlaka desteklenmesi gerektiðine inanýrdým.

Ama siyaset þeffaflaþýnca gerçek bütün çýplaklýðýyla ortaya çýkýyor.

Topluma harika vaatlerde bulunan bu liderin, iktidara gelmesi halinde Ergenekon soruþturmasýný durduracaðýný, gizli iliþkiler sürdüreceðini biliyorum.

Þeffaflaþma garip bir çeliþki yaratýyor o zaman.

Kýlýçdaroðlu’nun bu önerilerini bütün yüreðimle destekliyor, onun söylediklerinin gerçekleþmesini istiyor ama onun iktidara gelmesinin “karanlýðý yeniden yaratmak isteyen” Ergenekon’u canlandýracaðýnda ürküyorum.

Bu “aydýnlanma” döneminde söylemini deðiþtirmeye uðraþan CHP’nin, bir süre sonra, gerçekleri gören halkýn “Ergenekon yandaþlýðýna” oy vermeyeceðini de kavrayýp, o “karanlýktan” uzaklaþacaðýný umuyorum.

Kýlýçdaroðlu’nun bir daha kendisine bir “tuzak kurmayý” öneren birine “Git yap” demeyeceðinden, gizli iliþkilerden uzak durmaya çalýþacaðýndan, herþeyin çarçabuk ortaya çýktýðýný bilip ona göre davranacaðýný sanýyorum.

Þeffaflaþma, bir zaman alsa da, sonunda Kýlýçdaroðlu da dâhil bütün politikacýlarý “dürüst” olmaya mecbur býrakacak.

Etkileyici vaatlerle kirli iliþkiler birarada var olamayacak.

Siyaset temizlenecek.

Ayný durum askeriye için de geçerli.

Onlarýn da “gizli” iþler yapmayý akýllarýndan geçirdiklerinde, bunun hemen duyulacaðýndan korkarak, o düþüncelerden vazgeçeceðini, kendi asýl mesleklerine döneceðini tahmin ediyorum.

Devletin içinde de kolay kolay “cinayet” emirleri verilemeyeceðini, gizli örgütler kurulamayacaðýný düþünüyorum.

Biz, geçmiþteki gerçekleri görüp, nasýl bir ülkede yaþadýðýmýzý fark ettiðimizde korkuyoruz ama onlar da artýk hiçbir þeyin gizli kalamayacaðýný anlayýp korkuyorlar.

Bunlar herkes için faydalý korkular.

Þimdi þeffaflaþma kervanýna medya da katýlýyor.

Fatih Altaylý, dün bir yazý yazarak, Baþbakan Erdoðan’ýn basýn danýþmaný Akif Beki’nin kendisine telefon ederek bir manþeti deðiþtirmesini istediðini, kendisinin reddettiðini ama Hürriyet gazetesinin bu talimata aynen uyduðunu açýkladý.

Gazetelere talimat gönderen Baþbakan ve onun talimatlarýna uyan gazeteler, üstelik bu gazetelerin bir kýsmý da “muhalif” numarasý yapýyorlar.

Bir gazeteciye Baþbakan’ýn talimatlar göndermesi de, bir gazetecinin Baþbakan’a böyle bir þeye tevessül etme cesareti vermesi de hepsi için utandýrýcý.

Bu þeffaflýk döneminin açýlmasýnda büyük rolü olduðunu bilmememe raðmen ben Kýlýçdaroðlu’na oy vermeyeceðim gibi Erdoðan’a da oy vermem.

Rakiplerine tuzak kurulmasýna “Evet” diyen, Ergenekon’la iliþki kuran siyasetçi istemediðim gibi kendini güçlü hissettiðinde, hangi nedenle olursa olsun, gazetelere talimatlar gönderen siyasetçi de istemiyorum.

Altaylý’ya cevap veren Akif Beki ise, Altaylý’nýn her iþten çýkarýldýðýnda kendisinden yardým istediðini açýkladý.

Eðer doðruysa, bu da baþka bir rezalet tabii.

Karanlýðýn içinde herkes utanýlacak bir þeyler yapmýþ gibi gözüküyor.

Gene de büyük bir tesellimiz var, Cumhuriyet tarihi boyunca bir zýrh gibi saðlam duran karanlýk nihayet yýrtýlýyor.

Ortaya çýkanlar can sýkýcý olsa da…

Yeni bir dönemin baþlamasý çok ümit verici.


ahmetaltan111@gmail.com

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0