ÇABALADIÐIMIZ, ANLATAMADIÐIMIZ HAYALLERÝMÝZÝN RENGÝ, ERGUVAN
03 Nisan 2019 14:22 / 1532 kez okundu!
Nasýl tanýmlýyorsunuz adý Erguvan olan rengi? Adý geçtiðinde aklýnýza neler geliyor? Manasý, hüzün, utanç, güç ve kibir hatta naz, niyaz, aþk, iþve neþ'e, zerafetle tarumar..
Hikayesi yüz yýllar boyu sürmüþ, mevsimi Bahar, kýsacýk ömründe ancak Nisan, bilemedin Mayýs'ta rastlarsýnýz ona.
Bazen lütfedip martýn sonunda gelir, az durur, çok görünmez, acelesi vardýr, çok nazlýdýr.
Onun ardýndan konuþulur, Ýstanbullu olduðu düþünülür. Orayý çok sever evet, ama yurdu deðildir.
****
ÇABALADIÐIMIZ, ANLATAMADIÐIMIZ HAYALLERÝMÝZÝN RENGÝ, ERGUVAN
Güzellikle beraber çirkinlik de vardýr, güzellik görmek güzel yüreklerin iþidir. Görmek isteyenler için yeterince ýþýk, istemeyenler için yeterince karanlýk vardýr. (Blaise Pascal)
Ýstemem artýk ýþýk, rayiha, renk alemini,
koklamam yosma karanfille, güzel yasemini.
Beni bir lahza müsait bulamaz idlale,
Ne beyaz bakire zambak, ne ateþten lale.
Beklemem fecrini leylaklar açan Nisan’ýn
Özlemem vaktini dað dað kýzaran Erguvanýn.
Her sabah baþka bahar olsa da ben uslandým,
Uðramam bahçelerin semtine gülden yandým. (Yahya Kemal Beyatlý)
Nasýl tanýmlýyorsunuz adý Erguvan olan rengi? Adý geçtiðinde aklýnýza neler geliyor? Manasý, hüzün, utanç, güç ve kibir hatta naz, niyaz, aþk, iþve neþ'e, zerafetle tarumar..
Hikayesi yüz yýllar boyu sürmüþ, mevsimi Bahar, kýsacýk ömründe ancak Nisan, bilemedin Mayýsta rastlarsýnýz ona.
Bazen lütfedip martýn sonunda gelir, az durur, çok görünmez, acelesi vardýr, çok nazlýdýr.
Onun ardýndan konuþulur, Ýstanbullu olduðu düþünülür. Orayý çok sever evet, ama yurdu deðildir.
Size tavsiyem, Yeþiller arasýnda onu da görmek istiyorsanýz, Mutlaka iþinin ehli, konunun uzmaný, Dünyaca ünlü Türk Seyahat rehberimiz Saffet Emre Tonguç’un Nisan ve Mayýs aylarý boyunca düzenlediði boðaz turlarýna katýlmanýz ve o yamaçlardan seyrine doyum olmayan Erguvanlarý doya doya içinize, boðaz rüzgarýyla birleþtirerek çekmenizdir.
Efsaneler köklerini Kenan illerinde bulmuþtur Erguvanýn. Daha bilimsel kayýtlar ise Akdeniz, Balkanlar ya da Güney Avrupa ve Batý Asya diye söylerler anavatanýný.
Ülkemizde Ege, Güney Anadolu, Marmara bölgesinde yayýldýðýný, en bol en güzel haline eskilerin Nehr – i Aziz dedikleri boðazýn iki yanýnda rastlandýðýný herkes kabul eder.
Pembe mi dediniz? Ben buna, “neredeyse!” diye cevap veririm. Deðildir pembe.
Hafifçe, belki biraz gizlice Mavi, herhangi bir Mavi de deðil ama;
Çivit gibi Mavi.
Bununla da yetinemeyiz tam tanýmlama için. Üç – beþ rengin daha nüansýna ihtiyacýmýz var.
Þarap kýrmýzýsý, pek az Çivit Mavi, Bolca Beyaz ama Beyazý beyaz kadar açýk deðil, Siyah kadar koyu deðil.
Orta açýk tondaki Gri kadar aðarmýþ, ýþýltýlý bir renk.
Acemler en doðrusunu yapmýþ, Erguvan demiþler.
Erken Bizans’ta kýymetini muhafaza etmiþ. Sonra geç Bizans’ta.
Bizans’ta imparator ve soylular kendilerini Erguvan kanlý olarak ifade ederlermiþ.
Devlet ortadan kalkmýþ ama onlar bu rengin sahibi olma iddialarýndan vazgeçmemiþler.
Araplar ‘’Arguvan’’, Farisiler ‘’Ergavan’’ demiþler. Türkçe’de ise ‘’Erguvan’’ olmuþ.
ERGUVAN’IN TARÝHÇESÝ
Mor, Erguvan kelime dizisi o kadar yerleþmiþtir ki zihinlere, hatta bu mor rengi ile ilgili efsaneler, destanlar vardýr.
Bazý Hýristiyan inanýþlarýna göre meþhur ‘’Son Akþam Yemeði’nden sonra Hz Ýsa’yý otuz gümüþ karþýlýðýnda meclise bildirerek ona ihanet eden ve piþman olan havarisi Yahuda’nýn kendisini bu aðaca astýðý bilinir. Efsaneye göre bu olaydan sonra, önceleri beyaz olan Erguvan çiçekleri utançtan ya da kandan kýrmýzýya dönüþür.
Bu nedenle Erguvan aðacýnýn Ýngilizcedeki adý Judas Tree (Yahuda’nýn Aðacý)dir.
Erguvan çiçeklerinin Hz. Ýsa’nýn gözyaþlarýný temsil ettiði de dillendirilen Erguvan, böylece utancýn ve Hicran’ýn rengi ve sembolüdür.
Roma Ýmparatorluðu döneminde Erguvan rengi, kararlýlýðýn, gücün ve imparatorluðun rengiymiþ. Erguvan rengi doðal yollarla üretilebilecek en zor renk olduðu için sadece asiller giyermiþ.
Ýmparator dýþýnda kimsenin mor pelerini yokmuþ. Osmanlý’da ise Erguvan mor’u Hürrem Sultan’ýn sevdiði renk olarak bilinir. O dönemde sarayda bu renkteki keselerin, açamayacaðý kapý yokmuþ diye söylenir.
Geriye dönüp baktýðýmýzda altý asýrdýr Bursa’da Erguvan bayramý kutlanýrmýþ. 14. Yüz yýlda Bursa’da yaþayan ve Osmanlý Sultaný Yýldýrým Bayazýt’ýn damadý Emir Sultan barýþýn ve hoþgörü’nün simgesi Erguvanlarýn açýldýðý dönem, bir hafta Erguvan Faslý adýnda þenlikler düzenlermiþ. Ülkenin pek çok yerinden katýlan olur ve þehrin ekonomik ve sosyal hayatý canlanýrmýþ. O zamanlar Marmara Denizi etrafýnda öylesine bol Erguvan aðaçlarý bulunurmuþ ki; Bursa denilince akla Erguvan gelirmiþ.
Iþýk aðacý diye de anýlýr. Latince ismi Cercis Siliquastrum, ailesi Leguminosae ya da Fabacea sülalesi ise bizde baklagillere tekabül eden Fabales’tir. Manolya aðacýyla akraba olduðu söylenir.
Kabuklarý koyu yeþil, alt düzeyi mavimsi yeþil ve pürüzlüdür. Dondan etkilenir. Ona göre de baharda çiçeklerini ne kadar süre sergileyeceðine karar verir. Nazik bilin siz onu. Soðuk rüzgarlardan haz etmez. Üþür, zarar görür, sonra mutlaka bol güneþ görmek ister.
Boþ versene sen, niye beklemeli?
Sýktý artýk bu kent beni.
Çekip gitmeliyim, hiç düþünmeden
Bulmalýyým aradýðým o yeri.
Þiirmiþ, bilgelikmiþ her neyse.
Ne varsa benden, kalsýn geride.
Kalsýn o yalanlar, o yalan iliþkiler de,
Ve ölümler ki sevdanýn ikiz doðurduðu,
Yetsin, taþýmak istemiyorum hiçbirini yedeðimde.
Nerdesin ey benim her gün yeniden doðan oðlum?
Sevginin çoðul oðlu.
Senin ülkende yalnýz bütün özlemler,
Bilirim yalnýz orda, içtenlik, erinç, coþku,
Bayraðýndaki bir tek çiçekli dalla,
Orada uçsuz bucaksýz,
Olanca görkemiyle bir Erguvan imparatorluðu. (Edip Cansever)
Düþün onun peþine, siz onu ararken o çoktan gitmiþ de olabilir. Son faslýna yetiþin bu þehrayin’in (þenliðin) kalmasýn vuslat bir baþka bahara.
Özdener GÜLERYÜZ
03.04.2019