ALMAN EKOLÜ İÇİNDE KOMÜNİST MASAL VE NAZİLLİ BASMASI

08 Mart 2019 13:22 / 1747 kez okundu!

 

 

1974 Yazı sonunda, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Tekstil Mühendisliği Bölümü hazırlık sınıfından birinci sınıfa geçtiğimde, Tekstil Mühendisliği Bölümü'nün Türk - Alman Hükümetleri iş birliği çerçevesinde, okulun mimarisinden, öğrenim sistemine, okula alınacak öğrenci kaynaklarından, bu öğrencilerin göreceği staj yerleri ve farklılıkların giderilmesi sürecinde yapılacaklara, hatta hocalarına kadar Türk hükümetine Almanlar tarafından değişik bir sistemin adeta dayatıldığını fark ettim...

 

****

 

 ALMAN EKOLÜ İÇİNDE KOMÜNİST MASAL VE NAZİLLİ BASMASI

nazilli1.jpg

 

1974 Yazı sonunda, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Tekstil Mühendisliği Bölümü hazırlık sınıfından birinci sınıfa geçtiğimde, Tekstil Mühendisliği Bölümü'nün Türk - Alman Hükümetleri iş birliği çerçevesinde, okulun mimarisinden, öğrenim sistemine, okula alınacak öğrenci kaynaklarından, bu öğrencilerin göreceği staj yerleri ve farklılıkların giderilmesi sürecinde yapılacaklara, hatta hocalarına kadar Türk hükümetine Almanlar tarafından değişik bir sistemin adeta dayatıldığını fark ettim...

 

KAPALI YOLLAR BU DENLİ Mİ AÇILIR?

Derslerin teorik kısımları anlatılırken Almanyadan gönderilmiş genç yaştaki profesörlerin dersleri Almanca anlattığını, yanlarında derse giren Türk asistanların ise dersi Türkçeye çevirdiğini ve bize anlattığını hatırlıyorum.

O yıllardaki üniversite seçme yerleştirme puanlama sistemine göre ''Ön kayıt'' diye bir şey vardı..

Kulağımızı radyoya dayar belli saatlerde yayınlanan hangi okulun kaç puanla ön kayıt yaptığını anlar elimizdeki puanımıza göre yolumuzu belirlerdik.

Ön kayıt, kesin olmayan kayıttı. Mühendislik bölümleri çerçevesinde kaydınızı birden fazla bölüme yaptırır, en son kararınıza göre bölümünüzü belirlerdiniz.

Buca Makina Mühendisliğine ön kayıt yaptırmama rağmen, sonradan Türkiye'de çok yeni olan ve yıldız gibi parlayan Bornova’daki Ege Üniversitesi, Tekstil Mühendisliği'nde karar kıldım. (1973)

Ege Üniversitesi Kampüsü o yıllarda çok geniş, zeytin ağaçlarıyla kaplı, çok eski bir kaç fakülte dışında içinde bina olmayan toplamda on bin öğrencisi olan bir kampüstü.

Afyon Endüstri Meslek Lisesi Elektrik bölümü mezunu olarak üstelik de ilk yıl üniversiteyi kazanamamış birisi olarak Elektrik Mühendisi olmak isterken, birden kendimi Tekstil Mühendisliğinin, Alman Mimarisi ile inşa edilmiş, Alman profesörlerin ders anlattığı, sadece rüyalarımda okuduğumu görebileceğim bir okulun kapısında bulmamı, hayatımda bir - iki kez yüzüme gülen ama güldüğünde çok büyük gülen şansımın bir oyunu olarak değerlendiririm şimdilerde.

Bir de şans içinde şans var; Alman hükümetinin o yıllarda bizimkilerin uygulamaya koymayı dahi düşünemeyecekleri, alınacak öğrencilerin yarısının, yani 40 öğrenciden 20'sinin meslek lisesi mezunu olmasını istemeleridir.

İşte bu 20 öğrencinin içinde olmak gerçekten de katmerli şans denilebilecek bir durumdu benim için.

Açılması imkansız olan kapılar birer birer önümde açılıyor ve güvenle ilerliyordum.

 

TEKSTİL MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MÜ? TEKSTİL FAKÜLTESİ Mİ?

Okulumuza ait büyük arazinin yarısını kaplayan uygulamalı pilot tekstil fabrikası ise, öğrencilerin teorik dersler yanında, uygulamalı olarak görüp anlayacakları değişik bölümler için gerekli makinalar ile donatılmış, ne zaman isterlerse gidip denemeler yapabilecekleri fabrikadır. Burayı da Almanlar öğrenim binasına ek olarak kurmayı ihmal etmemiş, gerekli teknik kadroyu da Türkiye'ye göndermişlerdir. Bu teknik kadronun eğitip yetiştireceği genç teknisyen kadroları da yanlarına Türk elemanlardan alınmıştır.

Kısa bir süre bu pilot fabrikada staj yaptıktan sonra asıl bombayı patlattı Almanlar;

Tüm öğrenciler Ege bölgesi dahilindeki fabrikalarda gerçek stajlarını yapacaklar, yaz dönemini boş geçirmeyip çalışacaklar ve yeni öğrenim yılı başladığında yapılacak sınavda başarılı olanlar birinci sınıfa devam edebileceklerdir.

Sistem derhal uygulamaya konuldu.

Fabrika isimlerinin yazılı olduğu torbadan kendi ellerimizle gideceğimiz yerin ve fabrikanın adını çektik.

Benim çektiğim kağıtta, altı arkadaşımla birlikte gideceğim ve gidip gördüğümde ağzımın açık kaldığı Türkiye'nin dev Komünist Masalı, dahi Atatürk'ün vefatından önce bizzat kendisinin gidip elleriyle açtığı Sümerbank "NAZİLLİ BASMA SANAYİ MÜESSESESİ" yazıyordu.

Bu anlattıklarıma baktığınızda Almanların kurduğu ve sistem getirdiği okulu ve pilot fabrikası ile gerçek bir tesis olan, o yıllarda Mühendislik Fakültesine bağlı, kendi içinde farklı bölüm ve branşları da olan,Tekstil Mühendisliği Bölümü, sizce de başlı başına fakülte özelliği taşımıyor mu?

 

SÜMERBANK NAZİLLİ BASMA SANAYİ MÜESSESESİ

Atatürk nazilli.jpg

 

Yıl 1974, Stajyer, Ziya Ak (1978) ile birlikte, Yukarı Nazilli’den özel peronu olan ve fabrika işçileri için özel yapılmış, rayları fabrika içine kadar döşenmiş Halk arasında GIDI GIDI denilen, mini trene bindik. Aşağı Nazilli'de olan fabrikaya gitmek için trenimizin hareketini bekliyoruz. Aramızda şakalaşıp konuşurken zaman geçmiş, tren gitmiş, bindiğimiz en arka vagon trene bağlı olmadığından orada kalmıştık. Gıdı Gıdı ile yakından tanışmamız böyle oldu.

gıdı gıdı2.jpg

Stajımızı ciddiye alıyor, her gördüğümüzü yazıyor, makinaların çalışma prensipleri, kinematik şemalarını çiziyor, ustalara, işçilere sorular soruyor, revizyona açılan makinaların hangi prensiplerle revizyona alındığını dikkatlice anlamaya çalışıyorduk.

Stajyerlere verilen bir çalışma odasında ayrıca okul tarafından verilen her gün yaptıklarımızın not edildiği bir staj günlüğüne de ayrıca notlar alıyorduk. Okula staj sonunda kendi çalışmamızın son ürünü olarak da nerdeyse her bilgiyi yazıp, çizip şekillendirerek içine koyduğumuz bir klasörü de diğer yandan hazırlamanın telaşı içindeydik.

Kuruluşunun üzerinden otuz yedi yıl geçmiş, (O gün için) Türk Tekstil sektörüne damgasını vurmuş ve efsane olmuş bir müessese’nin, bizleri de gövdesine alarak nefes alışını hissediyorduk.

Sosyal tesisleri, bize tahsis edilen misafirhane’deki, birkaç arkadaşla paylaştığımız odamız, memur işçi yemekhaneleri, bahçeli, fabrika içinde ve dışında çok yakında olan müdür ve işçi lojmanları, ilişkiler, hiyerarşik tertip ve düzeni ile bizi de içine çekiyor, Bir devlet fabrikasının işleyişini deneyimletiyordu.

İşçi kıyafetlerini giyip, Harman Hallaç bölümünde bazı iş güvenliği tedbirleri alınarak, ağzımızı ve burnumuzu kapatan maskelerle makinalara pamukların nasıl beslenmesi gerektiği ile ilgili çalışmalara başladık.

Bir anda kendimizi, öğrenci sanırken fabrikanın iplik üretim kısmında makinalara pamuk atarken bulduk.

Yüzümüze, gözümüze, üstümüze pamuk lifleri yapışırken, halimize bakıp şakalaşmayı ihmal etmeden.

Zaman geldi revizyon ekibiyle İplik, dokuma makinalarının revizyonunda bulunduk, makina sökülüp parçalar temizlenip, yenilenip tekrar toplanırken izledik, onlara yardım ettik.

Biraz boş kalıp kendimizi serbest hissetiğimizde, fabrikanın sineması, spor salonu, lokali gibi yerlerde zaman geçirdik.

1974 Dünya Kupası'nın tüm maçlarını, tüm işçi ve memur ailelerinin birlikte gelip oturdukları güzel zamanlar geçirdikleri özenle ağaçlandırılıp, çiçeklendirilmiş, çay bahçesinde, onlarla birlikte izledik.

1974 Kıbrıs Barış harekatında, fabrikanın en yüksekteki camlarını karartma için koyu lacivert rengi boya ile bize boyattılar. Çok zevkliydi.

Diğer yandan bize göre o zamanlarda çok büyük gelen, marangozhane, dökümhane, torna ve diğer atelyelerde hayretler içinde neler olup bittiğiyle ilgili inanılmaz deneyimlerde bulunduk.

 

İŞTE SİZE BİR KOMÜNİST MASAL

nazilli2.jpg

 

Türk – Sovyet ortak yapımı olan fabrikanın, makina ve sistemlerinin, Sovyetlerden alındığını, kuruluş aşamasında 100’ün üzerinde mühendis ve montör’ün Sovyetlerden geldiğini, 1935'de yapımına başlandığını, 1937de açıldığını, (kendi elleriye, dahi Atatürk tarafından) bina ve makinalarının 8 milyon liraya mal olduğunu öğrediğimizde her noktasına bakışımız daha bir farklılaştı.

Böyle bir fabrikanın Sosyalist ülkeler dahil, dünyada örneğinin görülmemiş bir ‘’sosyal’’ niteliği olduğunu,

1930’lar dünyasında, bir benzerine daha rastlanmayacak kadar özgün ‘’Sosyokültürel’’ ekonomi projesi olduğunu,

Kadının ön plana çıkmasının, balo, dans, ve partilerle yüksek seviyede gerçekleşmiş olması,

Sümer halk evinde bilinçlendirilmiş fabrika işçilerinin oyunlar sergiliyor olması,

Çalışanlar arasından kurulan müzik grubunun, klasik müzik, Türk Müziği gibi dallarda seslendirmeler yapması ve Nazilli, Aydın, Denizli'de konserler vermesi,

Sümerspor Kulübünün Lacivert – Beyaz renkleriyle Futbol, Basketbol, Atletizm, Voleybol, Bisiklet, Güreş, Yüzme, Boks, branşlarında faaliyet göstermesi.

Fabrikanın 40 yataklı hastane, eczane ve laboratuar kurarak halk sağlığı ile yakından ilgilenmesi.

İşçi radyosu kurulması, işçi çocukları için 26 yatak ve 40 mevcutlu kreş kurulması.

Ar – Ge bölümünde, fabrikada kullanılacak kaliteli ham madde yetiştirilmesi için, 200 adet modern tohum ekme makinasının alınması.

Elektrik ve Su Santrallerinin kurulması, hem fabrikanın hem de Nazilli kentinin elektrik ihtiyacının bünyesindeki santral ile sağlanmış olması.

Bütün bu yazdığım alt ve üst yapı tesislerinin meydana çıkabilmesi için Sovyetler'e para değil de sadece bölgenin narenciyesi ile ödeme yapılmış olması.

Öncelikle Türk Devletinin başında gerçek bir dahi’nin bulunduğunu, sonra da ortaya çıkan eserin, gerçek bir Komünist Masal olduğunu gösterir.

1974 yılının Eylül ayı sonunda Fabrika stajımız bitip öğrenciliğimize geri döndüğümüzde bizler, derslerde anlatılan Tekstil Makinaları ile ilgili tüm kinematik çalışma mekanizma ve prensiplerini görmüş, anlamış ve biliyor seviyesinde idik.

Böyle bir fabrika stajının, tekstil ile ilgili hiçbir şey bilmeyen, hiç ders görmemiş bir genç insanın belli seviyede bir şeyler bilen ve mühendislik aşamalarında yukarı doğru hızla tırmanması açısından yararı sözle anlatılamaz.

 

Özdener GÜLERYÜZ  

07.03.2019

 

Son Güncelleme Tarihi: 08 Mart 2019 14:03

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.