Ölüm kuryeyle geldi

03 Mayıs 2011 12:56  

 

Ölüm kuryeyle geldi

Dünyanın bir numaralı teröristi Usame bin Ladin, mimarı olduğu 11 Eylül saldırılarından ve ABD’nin onu yakalamak için savaş ilan etmesinden on yıl sonra Pakistan’da öldürüldü

Herhalde kimse böyle hayal etmemişti... Herkes Usame bin Ladin ele geçirilirse, bunun sarp dağların ortasındaki bir inde olmasını beklerken, uluslararası terörizmin ele başının yüksek gelirli sakin bir kentte, bir milyon dolar değerindeki lüks bir villada yakalanması belki de El Kaide örgütü hakkında popüler bir inancı da beraberinde götürdü. Bin Ladin’in sığınağı, ABD ordusunun 11 Eylül saldırılarından beri iz sürdüğü Afganistan-Pakistan sınırındaki ücra Tora Bora dağlarında değil, Pakistan’ın başkenti İslamabad’ın yalnızca 50 kilometre kuzeyinde ve Pakistan ordusunun en önemli Harp Akademisi’nin sadece 700 metre, hatta bazı bilgilere göre 200 metre yakınındaydı.

Amerikan istihbaratı, kendilerini, bin Ladin’in saklandığı kameralarla donatılmış, 3.5 metre ila 5.5 metre kalınlığındaki beton duvarlar ve tel örgülerle çevrili üç katlı malikaneneye sürükleyen ilk ipucuya, dört yıl önce El Kaide liderinin kuryesinin gerçek ismini öğrenerek ulaştı. Lakabını zorla itiraf ettirdikleri Guntanamo’daki mahkûmlar, kuryenin zamanında, 11 Eylül saldırılarının beyni Halid Şeyh Muhammed’in zamanında sağ kolu olduğunu söylemiş. El Kaide’nin şefinin dış dünyayla tüm irtibatları için en güvendiği kişi konumuna gelen kuryenin hangi bölgelerde çalıştığını öğrenmek ise ABD yönetiminin iki yılını almış. Kuryenin etrafındaki çemberi giderek daraltan ABD’li istihbaratçılar, İslamabad- Peşavar güzergâhında bulunan yaklaşık 100 bin nüfuslu Abbottabad’daki evi yaklaşık sekiz ay önce keşfetti.

Pakistan ordusuna komşu
Bu bilgiye ulaştıktan sonra CIA, haftalarca uydu fotoğrafları ve istihbarat raporlarıyla malikanede yaşayanların kimler olduğunu tesbit etmeye çalıştı. Üst düzey bir ABD yetkilisi, CIA’in geçen eylülde bizzat bin Ladin’in burada yaşadığının “kuvvetli bir ihtimal” olduğu kanısına vardığını söyledi. Bu birçok anlamda şaşırtıcıydı. Zira Türkiye’nin Kara Harp Okulu veya Amerika’nın ünlü West Point Akademisi’nin muadili Pakistan’ın elit kuvvetlerinin eğitim gördüğü Harp Okulu, buradan en fazla 200 metre uzaklıktaydı. 2005’te inşa edilen malikânede ne televizyon, ne telefon, ne internet ne de herhangi bir uydu bağlantısı bulunuyor, çöpler bile evin dışında yakılıyordu. Çok gizli görüşmelerle sürdürülen çalışmalarda CIA’in bin Ladin’in ailesiyle beraber Abbottabad’daki malikânede sığındığı bilgisini teyit etmesinin ardından, operasyonun planlanma faslı başladı. ABD’li yetkililer, bin Ladin’in saklandığı yerin bilgisini hiçbir yabancı istihbarat servisiyle paylaşmadıklarını vurguluyor. Bizzat Obama’nın, ulusal güvenlik toplantıları sırasında Pakistan’ı haberdar etmeme talimatını verdiği de gelen bilgiler arasında. Ancak Pakistanlı yetkililer operasyona Pakistan İstihbaratı ISI’ın destek verdiğini söyledi. CIA’in operasyonu planlarken yoğun bir yerleşim bölgesinde yer alması nedeniyle malikânenin bulunduğu konumun maketini hazırladığı ifade ediliyor.

Bir ABD helikopteri düştü
Yıllar süren istihbarat çalışması sonucu yapılan ve sadece 40 dakika süren operasyon, 20 ila 25 helikopterle gece yarısı başladı. Malikânenin duvarlarını delmeye hazırlanan helikopterlerden biri mekanik bir arıza sonucu yere çakıldı. Operasyonda bin Ladin’in kafasından vurulduğu belirtilirken, ölenler arasında bin Ladin’in büyük oğullarından birinin ve bin Ladin’in izinin bulunmasını sağlayan kuryenin de olduğu belirtiliyor.

‘Yılanın başı kesildi’
Beyaz Ev terörle mücadele danışmanı John Brennan, bin Ladin’in öldürülmesinin, “El Kaide yılanının başının kesilmesi” anlamına geldiğini söyledi. Brennan ayrıca bin Ladin’in direndiğini belirterek, “Canlı ele geçirilebilirdi ama karşılık verdiği için öldürüldü” dedi. Pentagon yetkilileri, Bin Ladin’in cesedinin denize bırakılmasına ilişkin görüntülerin yakında kamuoyuna sunulabileceğini duyururken, Brennan, operasyonda ölen kadının, bin Ladin’in eşlerinden biri olduğunun sanıldığını kaydetti.

“Arap devrimlerinde zaten ölmüştü. Bu ikinci ölümü”
Bin Ladin’in ölümüyle ilgili en dikkat çekici yorum Fransız Le Monde gazetesinden geldi. Gazetenin başyazısında “Kaderin bir cilvesi, uluslararası cihadı temsil eden kişi tam da bu totaliter hayale büyük bir darbe vuran Arap Baharı sırasında hayatını yitirdi. Arap halkları İslamcılık veya El Kaide’nin istediği halifeliğe geri dönüş yerine demokrasi için isyan ettiği andan itibaren Usame Bin Ladin zaten siyasi sahnede can çekişiyordu” yorumu yapıldı. Gazeteye göre Arap dünyasında savaşı kaybettiği vurgulanan Bin Ladin “neredeyse ikinci kez öldü” ve “şiddete tapınma” gibi miraslarının Müslüman ülkelerde artık alıcısı yok. Britanyalı Ortadoğu uzmanı gazeteci Robert Fisk’in yorumu da Le Monde ile aynı. Fisk, bin Ladin’in şiddetle başaramadığını Arap halkının barışçıl yollarla yaptığını söyledi. “Bin Ladin; Mübarek, Bin Ali ve Kaddafi gibi liderlerden ABD için çalışan ‘kafirler’ oldukları için hep kurtulmak istiyordu ama bunu başaran o değil, milyonlarca sıradan insan oldu” diyen Fisk’e göre halk ayaklanmaları orta yaşlı bir adamın Pakistan’da öldürülmesinden çok daha önemli.

Fotoğraf photoshop çıktı. Cesedini denize attılar
ABD’li yetkililer, bin Ladin’in cesedi üzerinde DNA testi uyguladıktan ve yüz tanıma tekniği kullandıktan sonra bedeninin denize atıldığını belirtti. “Dünyanın en çok aranan teröristinin cenazesini kabul etmek isteyecek bir ülkenin bulunması zor olacaktı” diyen Bin Ladin’in denize atılma töreni Kuzey Umman Denizi’nde bir uçakgemisinde yapılmış. Naaş, İslami geleneklere uygun şekilde yıkandıktan ve beyaz çarşafa sarıldıktan sonra, askerî bir görevlinin okuduğu dinî metin ana dili Arapça olan bir çevirmen tarafından Arapçaya tercüme edildi. ABD’li askerler bu kısa konuşmanın ardından naaşı bir tahta parçası üzerinde denize bıraktı. Bu arada Pakistan televizyonlarının bin Ladin’in cesedi diye yayınladığı fotoğrafın sahte olduğu ortaya çıktı. 2009’dan beri internette dolandığı tesbit edilen arşiv fotoğrafının çene ve sakal kısmının kopyalanarak fotomontajla ceset fotoğrafına yapıştırıldığına dikkat çekildi.

Taraf

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0