Şu masadakiler...
İşleri ne kadar da zor değil mi?
Doğal olsalar, kaçınılmaz dargınlıklar, kırgınlıklar hatta kavgalar onları bekler.
Hoş doğal olmamak onların adeta mesleği...

 

***

TABİİ OLMAK

Şu masadakiler...
İşleri ne kadar da zor değil mi?
Doğal olsalar, kaçınılmaz dargınlıklar, kırgınlıklar hatta kavgalar onları bekler.
Hoş doğal olmamak onların adeta mesleği...
 

Öyle ya, şu Davutoğlu...
Bu zat Ak Parti içindeyken doğal, yani kendisi olsaydı çıkabilir miydi o basamakları?

Ya Babacan?
Kendisi olmama uzmanı adeta...

Saadet Başkanı Karamollaoğlu zaten geçmişini, kimliğini unutmuş, başkası olmuş...

CHP'nin, Kılıçdaroğlu'na nasıl maruz bırakılıp, sözkonusu zat marifetiyle nasıl kimlik değiştirdiğini bilmeyen var mı? Çok matahmış gibi, Türkiye'de zaten hakiki olamayan -ki hakiki olanlar da tarihi yenilgi yaşadılar- sol'un yerini aldı. Sol'un içinden biri olarak bu acıyı tecrübe etmiş biriyim.

İYİ Parti ve onun Genel Başkanını hiç mi ele almasam... MHP içindeki tabii olmama halini.. "Zamanı gelince" uyuyan hücre misali nasıl da agresf bir şekilde kavgaya girişmişti MHP içinde. Olmayınca "bağımsız aktör"müş gibi çıkıverdi ortaya. Kimin nasıl ne hesapla canhıraş desteklediğini gayet iyi gözlemledik. Zaten aldığı pozisyondan da yeterli ipucu vermekteydi...

Velhasıl tabii olmamak bunların huyu olmuş.

Mekanikte her materyalin doğal frekansı olduğu bilimsel bir gerçektir ve ölçülebilir bir büyüklüktür.
O doğal frekans bilinir ki, kullanıldıkları herhangibir yerde meydana gelen bir titreşim, sözkonusu malzemenin doğal frekansına eşdeğer bir frekans üretmesin ve rezonansa geçip yıkıma yol açmasın... Mesela elektrik dağıtım hatlarında küresel biçimde titreşim sönümleyiciler gözlenebilir.

Bunlarda öyle bir durum var mı? Asla, tam tersine...
Olmadığı, yani farklı frekansalara sahip oldukları için, tabii haline bıakıldığı taktirde biribirlerine bozucu, engelleyici etkide bulunmaları kaçınılmaz...
Yani bu "altı artı bir"in tabii davranmaya ne imkanları ne de karakterleri izin veriyor...

Madem tabii değiller yani sahteler, seçmenler neden güvensinler, neden onlara itibar etsinler...
Bunun da mümkün olmadığını gayet iyi bildikleri için, kötü yollara düşüyorlar...
Yalan, yanlış, dezenformatik yaygaralarla halkı gerçeklikten koparmaya çalışıyorlar. 
Kanımca kendilerine verilen rollerini oynamaktalar.
Ne de olsa kısmen başarı getirdiğini görmüşlerdir...

Hadi bir örnek verelim...
Brezilya, Jair Bolsonaro!!!

Ama artık pek sökmediği de görülüyor..
Örnek mi?
Venezuela, Juan Guaido!!

En yeni örnekse,
Macaristan, Viktor Orban...

Velhasıl metod aynı...
Hadi hayırlısı...

Necmi DEMİRCİ

 

Yorumlar
Uyarı
Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız. Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz. Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.