Selanik, tarih ve Türkiye - Ergun Babahan

13 Temmuz 2008 00:33 / 1520 kez okundu!

 

Atatürk'ün de doğum yeri olan Selanik 1430'tan 1912'ye kadar Osmanlı yönetiminde kalmıştı. Müslüman nüfusu, İspanya'dan kaçan Yahudilere ev sahipliği yapması, Sabetay Sevi olayındaki rolüyle tarihimize damgasını vurmuş bir kent. İttihat ve Terakki'nin

İspanyol Yahudileri, Ortodoks Rumları, Sufi dervişleri ve Mısırlı tüccarları bir arada yaşatmış asırlar boyu.

Hoşgörünün, birbirine saygının örneği olmuş nefes kesen bir şehir.

Mazower kitabında Abdülhamid yönetiminde ilk gençlik yıllarını yaşamış Leon Sciaky'nin "Selanik'e Veda" kitabının şafak vakti müezzinin ezan sesiyle başlamasına atıf yapıyor.

Bu şehirde Arnavut ev sahipleri, Bulgar manavlarını Osmanlı jandarmasının zulmünden korurken, iyi durumdaki Müslüman aileler çocuklarına süt anneliği yapması için Hıristiyan dadılar tutuyor, bahçelerinin yetiştirilmesi işini Rumlara emanet ediyor.

Yıllar sonra Naziler bu kenti işgal ettiğinde Yunanlı genç bir erkek Yahudi komşusunun kızına aşık olabiliyor ve ailesi toplama kampına giderken kızlarını bu aileye emanet edebiliyor.

Ama sonra tarihin iyi niyetli dönemi sona eriyor.

Yüz binlerce insan, yerinden yurdundan olmak zorunda kalırken kentin ruhu haline gelmiş Yahudiler Nazi toplama kamplarında binler halinde can veriyor.

Tarihe bu açıdan farklı bakmaya çabalıyor Mazower.

Basit etnik sempatilerin veya ulusalcı tercihlerin gerçeği görmesini engellemesine izin vermiyor.

Selanik'in bugün Müslüman geçmişinin tamamen silinmiş olmasından duyduğu rahatsızlığı açıkça dile getiriyor.

Tarih bize huzur içinde bir arada yaşayan insanların tarihin belirli bir noktasında nasıl birbirine düşman hale geldiğini öğretiyor.

Bu sadece farklı etnik kökenden olan insanlar için geçerli değil elbette.

İspanya, Yunanistan iç savaşlarında, Nazi dönemi Almanyası'nda, komünist Sovyetler Birliği'nde sadece farklı inançlar nedeniyle de insanlar birbirini boğazlar hale geldi, milyonlarca masum insan canından oldu.

O yüzden hiçbir şey sonsuz, kesin ve değişmez değildir.

Bugün çok güvende ve sağlam görünen ilişkiler bir anda karanlık bir başlangıcın ilk adımı haline dönüşebilir.

Bunu önlemenin yolu, tarihten gerekli dersi almak ve demokrasi ile hukukun üstünlüğüne sıkı sıkıya bağlanmaktan geçiyor.

Bu gerçeği akıldan çıkarmamak bugün içinde bulunduğumuz atmosferde daha da önem taşıyor.



Ergun Babahan

Sabah Gazetesi

13.07.2008

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.