NE MODERNLER NE DE DEMOKRAT

19 Kasým 2020 15:00 / 4321 kez okundu!

 

 

Kemalist bir teyzenin þu twiti binlerce beðeni alýyor. “Bir doktor kalp krizi geçiren kadýna namahrem diye müdahale etmediði için öldü” Sadece bir kiþi kaynak soruyor. Cevap; Facebook paylaþýmý oluyor. Zaten gerçek olduðundan þüphe duymak ne mümkün!

 

****

 

NE MODERNLER NE DE DEMOKRAT

 

Kemalist bir teyzenin þu twiti binlerce beðeni alýyor. “Bir doktor kalp krizi geçiren kadýna namahrem diye müdahale etmediði için öldü” Sadece bir kiþi kaynak soruyor. Cevap; Facebook paylaþýmý oluyor. Zaten gerçek olduðundan þüphe duymak ne mümkün!

 

Böyle þeylere hâlâ inanan bu kitle, þeriat korkusu ile öfke krizleri geçiriyor. Bu tutumlarýný besleyecek bir haber, yazý veya sözü, mantýk süzgecinden geçirmeden, doðru olup olmadýðýna bakmadan paylaþýyor ve yayýyorlar. 

 

Gazetecileri, aydýnlarý, emekli askerleri ve sanatçýlarý da onlarýn kaygýlarýný besliyor hatta daha da kýþkýrtýcý ifadeler kullanýyorlar. Maalesef marjinal bir grup denilmeyecek kadar da büyük bir oraný oluþturuyorlar.

 

En ufak bir eleþtiriye tahammülleri olmadýðý gibi araþtýrmaya ve öðrenmeye de oldukça kapalýlar. Kendileri gibi düþünmeyen herkesi hakir görüyor, cahil ve kültürsüz olmakla suçluyorlar.

 

Sayýn Erdoðan 1994 yýlýnda Ýstanbul Belediye Baþkaný seçildiðinde, görsel ve yazýlý medyada, þeriatýn adým adým geldiðine dair korku yaratacak manipülatif haberler yapýlýyordu.

 

Tartýþma programlarýna katýlan konuklar ve çeþitli köþe yazýlarý sürekli Erdoðan’ýn takiyye yaptýðýný, asýl iktidarý ele geçirdikten sonra þeriatý getireceklerini dile getiriyordu. Yýllar geçti ve bütün korkularý yersiz çýktýðý halde ayný söylemler hala da devam ediyor. 

 

Bu kitlenin davranýþlarýnýn tarihten gelen bir arka planý var. Muhafazakâr ve dindar insanlarýn “modern” olmadýðý konusunda katý bir inanca sahipler. Zira Kemalizm bir “modernleþme” projesiydi ve eskiye/geçmiþe karþý konumlanarak kendisini kabul ettirecekti. 

 

Bu amaca hizmet eden tüm araçlar etkili biçimde kullanýlarak böyle bir kitle yaratýldý. Resmi tarih, edebiyat, kültür-sanat, sinema ve tabii ki ideolojik bir eðitim sistemi ile önemli bir baþarýya ulaþýldý.

 

Bu ideolojinin yukarýdan aþaðýya doðru toplum mühendisliðine uygun olarak taþýyýcýsý/koruyucusu olan bir “elit” sýnýf yaratýldý. Bunlar asker ve bürokratlardan oluþuyordu. Öðretmenler, hukukçular ve akademik kadrolar da büyük oranda onlardandý. Neticede “modernleþme” hayýr denilecek bir þey olabilir miydi? Kaldý ki modernleþme Osmanlý’nýn son yüzyýlýnda da önemli bir konuydu.

 

Bu zihniyeti sorgulamak, modernliðe karþý çýkmak gibi bir þey olacaðýndan biat etmeyi tercih ettiler. Bu onlarýn bir yaþam tarzý oldu. Yani onlarý hipnoz eden sihirli sözcüktü “modernlik”. 

 

Ve aslýnda “yaþam tarzý kaygýsý” tam da buydu. Kendileri, modern; karþýtý ise gericiydi.  Modern olduðunu sandýklarý/düþündükleri yaþam tarzlarýnda hiçbir deðiþiklik olmamasýna raðmen ayný korkuyu taþýmalarýnýn bir izahý olmalý.

 

Aslýnda ne modernler ne de demokrat. Sadece doðru tanýmýný bile bilmek istemedikleri bu kavramlarý kullanarak gerçekte imtiyazlý sýnýf olarak kalma arzularýný gizliyorlar.

 

Hücrelerine kadar iþlemiþ olan din/Ýslâm karþýtlýðý yüzünden, bu kimlikteki insanlar tarafýndan yönetiliyor olmak zorlarýna gidiyor. Siyasi kutuplaþmanýn temelinde bu hastalýklý tutumlarý var. Üstelik bunun modernlikten ne kadar uzak olduðunun farkýnda bile deðiller.

 

Maalesef enerjimizi tüketiyorlar.

 

Güldalý COÞKUN

31.10.2020

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.