ÜLKE REFAHININ ARTMASI ÝÇÝN TOPRAÐIN ALTI VE ÜSTÜNÜN UYUMU ÜZERÝNE

21 Nisan 2025 15:37 / 93 kez okundu!

 

 

"Bu yazý, doðal kaynaklarýmýzý ve temel tarýmsal faaliyetlerimizi ihracat ve ithalat bazýnda rakamlarla ifade edip, toplumsal zenginliðimizi nasýl daha yukarýlara çýkarabileceðimiz üzerine öneriler ortaya koymayý amaçlamaktadýr."

 

***

ÜLKE REFAHININ ARTMASI ÝÇÝN TOPRAÐIN ALTI VE ÜSTÜNÜN UYUMU ÜZERÝNE

 

Tarým ve madencilik, Türkiye’nin potansiyelini tam olarak deðerlendiremediði iki alan olarak

karþýmýza çýkýyor. Her iki alanýn uyum içinde olmasý, eksikliklerinin giderilmesi ve doðru

adýmlarýn atýlmasý ülke refahý için oldukça kritik bir önem taþýyor.

tarýmsal faaliyetlerin birbirine karþýt deðil, uyum içinde

Yaþamýn kendisi doðal kaynaklarýn deðerlendirilmesi ile

olmasýný zorunlu kýlýyor. Bu uyum; ülke ekonomisinin kal-

kýnmasý ve dýþa baðýmlýlýðýnýn azalmasýný, dolayýsýyla refah

seviyesini belirler. Çevremizdeki endüstrinin ihtiyacý olan gerekli

hammaddeyi çýkarmak, iþlemek, ihracatýný yapabilmek toplum

varlýðý için zorunludur. Ülkemizde sýkça madensel faaliyetlerle ilgili

çevresel olumsuzluklar ön plana çýkarýlýrken insan ve hayvan saðlý-

ðýný yakýndan ilgilendiren tarýmsal faaliyetler ikinci plana düþmek-

tedir. Aslýnda her iki kesimin uyumlu olmasý, birbirlerinin karþýsýna

konmamasý, havayý, suyu, çevreyi kirletmemesi, sürdürülebilirliði

temel almasý gerekir. Bu yazý, doðal kaynaklarýmýzý ve temel tarýmsal

faaliyetlerimizi ihracat ve ithalat bazýnda rakamlarla ifade edip, top-

lumsal zenginliðimizi nasýl daha yukarýlara çýkarabileceðimiz üzerine

öneriler ortaya koymayý amaçlamaktadýr.

Yeterince katma deðer yaratýlamýyor

Dünyada üretimi yapýlan 90 çeþit madenin 70’i Türkiye’de bulu-

nuyor ve üretilen maden çeþitliliði açýsýndan dünya genelinde 7.

sýrada yer alýyoruz. Ülkemiz dünyanýn en büyük mermer, traverten,

feldspat ve bor ihracatçýsý durumundadýr. Bunlarýn yaný sýra ülkemiz,

krom, doðal taþ, bentonit, kuvars, çinko ve kurþun gibi madenlerin

ihracatýnda dünyada ilk 10 ülke arasýnda bulunmaktadýr. Fakat sahip

olduðumuz bunca zenginliðe karþýn 2023 yýlý sonu itibari ile maden-

cilik sektörümüz 5,74 milyar dolarlýk ihracat gerçekleþtirirken 2024

yýlý sonunda bu deðer toplam 6,011 milyar dolar civarýnda olmuþtur.

Maden ithalatýmýz ise ihracatýmýzýn yaklaþýk 1,5 katýdýr. Tablo 1’de

verilen bilgiler incelendiðinde, ülkemizdeki ihracatýn yüzde 39’unu

oluþturan metalik cevherler ham olarak satýlmaktadýr. Örneðin

milyarlarca dolar harcadýðýmýz paslanmaz çelik ürünlerinin ham-

maddeleri olan ferrokromu, ferronikeli, çinko ve krom cevherlerini

ham olarak 660-890 dolar/ton karþýlýðýnda ihraç ediyoruz. Ancak

bunlara dayalý nihai ürünleri, üretimleri için gereken entegre tesisleri

kurmadýðýmýz için daha yüksek fiyatla 2500-10000 dolar/ton kar-

þýlýðýnda ithal ediyoruz. Bu da ülkemizin ihracattan elde edebileceði

geliri düþürmektedir. Ayrýca, yine ÝMÝB 2024 verilerine göre maden

ihracatýmýzýn yaklaþýk yüzde 32’sini oluþturan doðal taþlar sýnýfýna

giren iþlenmiþ mermer kadar da blok mermer (traverten) ihracatýnýn

olmasý maden ihracat gelirlerinin düþmesine sebep olmaktadýr. Ana-

dolu’daki doðal taþ zenginlikleri antik dönemden beri çeþitli sanat

eserlerinin ve mimari eserlerin ortaya çýkmasýnda kullanýldýðý ve

dünyaca bilinen antik dönemin heykeltýraþ okulu Aydýn sýnýrlarýnda

olmasýna raðmen, doðal taþlara günümüzde yeterince katma deðer

katamýyoruz. Oysaki Ýtalya ayný mermerlerin bir kýsmýný bizden

alarak ve kendi sýnýrlarýnda bizden daha az doðal taþ üretmesine

raðmen, onlarý iþleyerek ve moda yaratarak çok daha fazla gelir elde

edebiliyor.

Stratejik hammaddeler üzerinde durulmalý

Tablo 2’de sýnýflandýrýlmýþ ruhsat sayýlarýna ve maden gruplarý-

na baktýðýmýzda da ruhsatlarýn büyük bir kýsmýnda ikinci grubu

oluþturan çimento, kireç, kalsit vb. kayaçlarýn üretiminin ön planda

olduðunu görmekteyiz. Bu grup kapsamýnda olan ürünlerin katma

deðeri düþüktür ve gerek üretimlerinde gerekse kullanýmlarýnda

diðerlerine göre daha fazla çevre kirliliði ve tarým arazisi kaybý

oluþmaktadýr.

Ayrýca, madencilik sektörünün GSYH’deki payý yüzde 1,1 iken,

geliþmiþ ülkelerde bu oran yüzde 5-8 arasýndadýr. Bu da madenci-

64 I I NÝSAN 2025Tablo 1. Türkiye maden ihracatýnda ilk 10 ürün (2023 yýlý ÝMÝB verilerine göre)

Ürün adý

Ýhracat miktarý (bin ton)

Ýhracat satýþ rakamý (milyon USD)

Ýþlenmiþ mermer

1880

897,34

Blok mermer (traverten)

3440

655,62

Bakýr cevherleri

399

485,54

Krom cevherleri

1460

397,59

Çinko cevherleri

854,85

350,7

Ýþlenmiþ traverten

620,16

273,69

Feldspat

4920

242,44

Ferrokrom

81,15

236,39

Demir cevherleri

2360

216,48

Kurþun cevherleri

131,19

190,85

Toplam

16146

3956,64

Tablo 2. Maden gruplarýna göre 2024 yýlý iþletme izni olan Türkiye geneli ruhsat sayýlarý

Maden grubu

Ruhsat sayýsý

I. grup

a) Ýnþaat ve yol için kum ve çakýl.

b) Çimento ve seramik sanayinde kullanýlan diðer kayaçlar.

483

II. grup

a) Hazýr beton ve asfalt yapýmýnda kullanýlan kayaçlar.

b) Dekoratif amaçla kullanýlan doðal taþlar.

c) Entegre çimento, kireç ve kalsit öðütme tesislerinde

kullanýlan kayaçlar.

4425

III. grup

a) Tuzlar, karbondioksit gazý ve sülfür

61

IV. grup

a) Killer, bor tuzlarý, talk, kuvars, feldspat gibi.

b) Kömürler.

c) Deðerli metal madenleri (altýn, platin, gümüþ gibi)

ç) Uranyum, radyum, toryum ve benzeri

2676

V. grup

a) Elmas, safir, yakut, zümrüt ve benzeri

7

Maden ve Petrol Ýþleri Genel Müdürlüðü’nden alýnan verilere göre oluþturulmuþtur.

lik sektöründe katma deðer yaratmamýz bakýmýndan ne kadar yol

almamýz gerektiðini göstermektedir.

Günümüzde akýllý telefonlar, bilgisayarlar, savunma ve uzay tek-

nolojileri, yenilenebilir enerji sistemleri, elektrikli araçlar ve batar-

yalar üretiminde kritik öneme sahip nadir toprak elementleri (NTE)

ön plana çýkmaktadýr. Atom numaralarý 57’den 71’e kadar olan 15

elementten yaklaþýk 10 tanesi ülkemizde bulunmaktadýr. Nadir top-

rak elementlerinin (NTE) üretimi ve iþlemesi konusunda dünya lideri

Çin’dir. Çin bu metallerin tedariðini stratejik bir avantaja çevirmekle

baþarýlý bir küresel oyuncu olmuþtur. Yakýn dönemde Eskiþehir’in

Beylikova ilçesinde keþfedilen NTE yataðý Çin’den sonra 694 milyon

ton ham kapasite ile ikinci sýrada gösterilmektedir. Bu da ülkemiz

için büyük bir fýrsattýr. Burada önemli olan çýkarýlan cevheri ham

olarak satmak deðil, tam tersi hýzla NTE’nin iþlemesinde kullanýlan

entegre tesisleri kurup, bizde bulunmayan NTE cevherlerini de dýþa-

rýdan ithal ederek yüksek katma deðerli ürünler üretmektir. Gerçek

zenginlik bu þekilde oluþur. Diðer taraftan sadece bu alanla ilgili

Nadir Toprak Elementleri Araþtýrma Enstitüsü’nün (NATE) kurulmuþ

olmasý çok isabetlidir. Ancak “Stratejik Hammaddeler ve Ýleri Tek-

noloji Uygulamalarý” baþlýklý ana bilim dalý sadece Tunceli Munzur

Üniversitesi bünyesinde kalmamalý baþta Ýstanbul Teknik Üniversite-

si, Orta Doðu Teknik Üniversitesi, Boðaziçi Üniversitesi gibi en az 10

üniversitede açýlmalýdýr.

Hammadde deðil nihai ürün satýlabilmeli

Bir diðer kritik hammadde ise elektrikli araç (EV) bataryalarýnýn

olmazsa olmazý grafit. Çin, yüzde 77 ile dünyada bu alanda da

lider. Ülkemiz grafit rezervleri açýsýndan 7 milyon tonluk potansiyel

hacmiyle dünyanýn ilk 10 ülkesinin arasýnda. Ancak sadece 3 bin ton

üretiminin olmasý bizi hýzla bu alanda da yatýrým yapmaya yönlen-

dirmelidir. NTE için Ukrayna’daki kapýþma bizi hýzla bu zengin-

liklerimizi iþlememizi zorunlu kýlýyor. Bor konusunda da dünya

NÝSAN 2025 I I 65M A K A L E

Ýtalya’da bir maden ocaðýnda bir yandan rezervler alýnýrken bir yandan da yeni bahçeler kuruluyor. Ocaðýn kapanmasý beklenmiyor.

rezervlerinin çoðunluðu bizim elimizde olmasýna raðmen uç

ürünler konusunda pek de baþarýlý olduðumuz söylenemez.

Altýn, gümüþ, platin gibi kýymetli madenlerimizi çýkarmak için

yabancý firmalara izin veriyoruz. Karþýlýðýnda sadece çýkardýklarý

ürünlerin vergisini alýyoruz. Oysa onlara þartlý ihaleler vermeliyiz.

Yani, çýkartýlan ürünü iþleyecek fabrikalarý ülkemizde kurmalarý þar-

týyla madenleri vermeliyiz ki o zaman hem istihdam alanlarý yaratýlýr

hem de teknoloji yatýrýmlarýna kucak açýlmýþ olunur. Dolayýsýyla

orada çalýþacak teknik elemanlarýn ve mühendislerin daha düzgün

ve yeterli eðitimli olmasý saðlanmýþ olur. Çevre kirliliði yaratýlmama-

sý, ekosistemin bozulmamasý için de denetim sisteminin iyi çalýþmasý

gerekir. Denetimin bütün madenlerde kurallarýna göre yapýlmasý can

ve mal kayýplarýný büyük oranda önleyebilecektir. Özetle ihracata

konu olan madenlerimizi hammadde ya da yarý mamul olarak deðil,

hammaddeleri kullanýp nihai ürün ortaya çýkartarak satabilmeliyiz.

Günlük hayatýmýzda dokunduðumuz her þeyin temelinde madenler

vardýr. Bu nedenle, çýkardýðýmýz madenlerin gerçek deðerini bilmek,

onlarý en verimli þekilde iþleyerek katma deðer yaratmak ve ülke

ekonomisine katkýda bulunmak zorundayýz.

Tarým ihracatý potansiyeli karþýlamýyor

Bir önemli konu da rezervi biten maden ocaklarýnýn rehabilitasyonu-

dur. Ülkemizin 776.980 km2’lik yüz ölçümünde yer alan ve iþletme

izni olan 22.532 km2’lik maden ocaklarýnýn yalnýzca 88,3 km2’lik

kýsmý rehabilite edilmiþtir. Bu çok az bir orandýr. Ýþi biten alanlarýn

tekrardan ekonomik deðeri olacak þekilde aðaçlandýrýlmasý ya da

tarým alanlarýna dönüþtürülmesi sürdürülebilirlik açýsýndan þarttýr.

Bu þekilde ülkemiz ekosisteminin korunmasý da saðlanýr.

Tablo 3’te görüldüðü gibi tarýmsal ürün ihracatýmýz 27,6 milyar dolar,

ithalatýmýz ise 18,2 milyar dolardýr. Bu, ihracat deðeri TÝM 2024 yýlý

toplam ihracat deðeri ile oranlandýðýnda, Tablo 4’te de görülebildiði

gibi tarým sektörü toplam ihracatýn yüzde 10,8’ini saðlamaktadýr. Bu

da ülke potansiyeline göre az bir orandýr. Bariz bir örnek verirsek,

yüzölçümü Konya ili kadar olan Hollanda’nýn tarýmsal ürün ihracatý

100 milyar dolarýn üzerindedir. Ülkemizin tarýmsal üretiminin düþük

olmasýnýn nedenleri, topraklarýn parçalý oluþu, ölçek ekonomisine

uygun olmamasý ve topraktaki organik madde düþüklüðü þeklinde

sýralanabilir. Ülke topraklarýmýzýn çoðunda tek yýllýk bitkiler ekilmek-

tedir. Tahýlda dünyada ortalama 350 kg/dekar üretim yapýlýrken,

bizde ortalama 300 kg/dekar ürün alýnmaktadýr. Tarým kesiminde

nüfusun yaþlanmasý, gençlerin sanayiye kaymasý, bu kesimde

çalýþacak insan sorununu gündeme getirmiþtir. Diðer taraftan girdi

maliyetlerinin yüksekliði nedeniyle ürünlerin pazarlanamamasý ve

deðerini bulamamasý sebepleriyle ürünler tarlada kalabilmekte ve

üretici para kazanamaz duruma gelmektedir. Ýnsanlar doymayýn-

ca doyacaklarý yere göç etmektedirler. Bakanlýk tarafýndan havza

bazlý üretim planlanmalý, toprak verimliliðini artýracak münavebeli

tarým zorunlu kýlýnmalý, girdi maliyetini azaltacak üretim ve pazar-

lama kooperatifleri kurulmalý ve bu kooperatifler desteklenmelidir.

Bakanlýklar arasýndaki en organize yapýya sahip Tarým ve Orman

Bakanlýðý’nýn birimleri üretici ile iç içe olmalý, onlara yol göstermeli

ve ekim alanlarýnda bilgi aktarmalýdýr. Bakanlýða yeni giren bir ziraat

mühendisi, stajyer mühendis sayýlmalý, bir yýl boyunca dört gün

sahada bir gün dairede mesai yapmalý, yýlýn sonunda hak ediyorsa

kadroya geçebilmelidir.

Atýlmasý gereken pek çok adým bulunuyor

Tarým uygulamalarýndaki en büyük kayýplarýmýzdan biri pestisit ka-

lýntýlarýndan dolayý ihraç mallarýmýzýn bir kýsmýnýn geri iade edilmesi

ve üreticilerimizin zarara uðratýlmasýdýr. Bu hem ülkemiz için prestij

kaybý hem de maddi zarardýr. Hibe-denetim-planlama iþini Bakanlýk

yürütürken bir de iþin bitki besleme ve korumacýlar-bayiler-üreticiler

ayaðýnda da uyum olmasý beklenir. Zirai ilaç ve gübre üreticilerinin

merdiven altý olmamasý, içeriklerine uygun ürünler çýkarmalarý sýký

denetlenmelidir.

Ülkemizde bir bayi enflasyonu vardýr. Üretici firmalar zirai ilacýný

veya gübresini üretir. Bayi vadeli olarak alýr, kârýný koyar, üretici-

ye hasat da ödemek üzere vadeli olarak aktarýr. Bayi fazla riske

girmez. Bu yüzden herkes bayi açmamalýdýr. Bir ziraat mühendisinin

bayi olabilmesi için bayilik sýnavýnýn yaný sýra en az on yýl bir bayi

yanýnda çalýþmasý veya danýþmanlýk deneyiminin olmasý zorunluluðu

getirilmelidir. Üretici ve toprak yanýltýlmamalýdýr. Söz konusu olan

insan ve toprak saðlýðýdýr. Bayiler sýrf kâr etmek için stokta ne varsa

kullandýrmak yerine, uygulamada neye gerek duyuluyorsa o kadar

ürün vermelidir. Ýlçe tarým müdürlükleri her yýl giderek artan miktar-

larda kullanýlan gübrelerle ilgili ilçe sýnýrlarý içerisinde düzenli toprak

analizleri yaptýrarak gerektiði kadar gübre kullanýlmasýný saðlama-

lýdýr. Bu hem çevre kirliliðinin azalmasý açýsýndan hem de ithalata

giden döviz açýsýndan ülkemize kazanç saðlayacaktýr. Dolayýsýyla

yerli gübre üreticileri desteklenmeli ve yerli gübre kullanýmý teþvik

66 I I NÝSAN 2025Tablo 3. Sektör bazýnda Türkiye tarýmsal ürün

dýþ ticareti (ÖTS)

Kaynak: Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF )

edilmelidir. Ayrýca, pestisit kalýntýsý oluþmamasý için üreticinin ha-

sat öncesi atmýþ olduðu zirai ilaçlarýn takvimleri takip edilmelidir.

Ayný zamanda tarým ilaçlarýnýn, önceki yýlýn üretim kapasitesi göz

önünde bulundurularak belirlenmesi ve yalnýzca belgeyle temin

edilip kullanýlmasý gerektiðini savunuyorum. Bu, hem çevresel sür-

dürülebilirliði saðlamak hem de bilinçsiz kullanýmýn önüne geçmek

açýsýndan önemlidir. Ýhraç tarým ürünleri için analiz zorunluluðu

getirilmeli, Bakanlýðýmýz analiz bedellerinin yarýsýný hibe progra-

mýna almalý, sonraki yýla býrakmadan ihracatýn yapýldýðý dönem

içinde ödemelerini yapmalýdýr. Bu ödeme durumu gübre ve mazot

destekleri için de geçerlidir.

Bakliyat grubu önemli bir konuma gelebilir

Diðer taraftan, madencilik sektöründe yapmamýz gerektiði gibi ta-

rýmsal ürünlerde de ülke olarak katma deðerli üretime yönelmeliyiz.

Nasýl ki ithal ettiðimiz buðdayýn bir kýsmýný un ve unlu mamullere

çevirip ihracat yapýyorsak yaþ meyveleri ve sebzeleri de gerekti-

ðinde kurutarak da gönderebilmeliyiz. Özellikle gerek insan gerek

toprak saðlýðý açýsýndan hayati önem taþýyan, mineral ve lif yönün-

den oldukça zengin olan ve Türk mutfaðýnýn vazgeçilmezleri ara-

sýnda olan bakliyat grubunda nohutun dýþýnda ithalatçýyýz. Bakliyat

grubunun 1990’dan bu yana maalesef ekim alaný yüzde 56, genel

üretimi ise yüzde 33 düþmüþtür. Gerekli teþvikler verilerek bunun bir

an önce sonlandýrýlmasý gerekmektedir. Bakliyat grubu önümüzdeki

dönemin bitkisel protein kaynaðý olarak toplum saðlýðý açýsýndan

da çok önemli bir konuma gelecektir. Saðlýklý cipsler, atýþtýrmalýklar,

fit ve form ürünler, vegan ve vejetaryen ürünler endüstrimizin hýzla

oluþturulmasý gerekmektedir. Bu alanda Mersin’de bir fabrikamýzýn

üretime geçmesi sevindiricidir ama bunun hýzla onlarca fabrikaya

çýkmasý gerekir.

Kaynaklar doðru kullanýlmalý

Topraklarýmýzýn verimliliðinin artmasýnýn yaný sýra toplulaþtýrmalarýn

bir an önce bitirilerek tarýmda ölçek ekonomisine geçilmelidir. Bu

verimlilik için þarttýr. Verimliliði etkileyen bir diðer nokta da tarýmda

akýllý tarým uygulamalarýna geçilmesidir. Ülkemiz Akdeniz havza-

sýnda bulunmasýndan dolayý kuraklýk tehlikesiyle karþý karþýyadýr.

Ülkemizdeki tatlý su kaynaklarýnýn yüzde 76’sý tarýmda kullanýlmakta-

dýr. Bir an önce damlama sulama sistemleri baþta olmak üzere akýllý

sulama sistemlerine geçilmelidir. Vahþi sulama yasaklanmalýdýr.

Tablo 4. Türkiye’nin 2024 yýlýndaki ihracatýnýn

sektörlere göre daðýlýmý

Kaynak: Türkiye Ýhracatçýlar Meclisi

Her ürünün her bölgede yetiþmesinden ziyade sulu tarýmda su

kaynaklarýna göre tarýmsal üretim planlanmalýdýr. Örneðin, kuraklýk-

tan etkilenme riski en yüksek olan Konya ovasýnda yýl boyunca en

fazla suya ihtiyaç duyan mýsýr, þeker pancarý, ayçiçeði, yonca gibi

ürünlerin üretimini sürdürmek için uzak yerlerden su taþýma yatýrým-

larý yapýp kaynak israfý yapýlmamalý, yaðmur rejimine göre kuraklýða

dayanýklý ürün ekimi yaptýrýlmalýdýr. Ayrýca, ülkemiz çeltik üretiminin

yüzde 51’ini karþýlayan Edirne bölgesinde kuraklýktan dolayý bazý

kesimlerde farklý ürün desenine geçilebilmelidir. Tarýma uygun

olmayan yerlere de güneþ panelleri ya da organize sanayi bölgeleri

kurularak arazi deðerlendirilebilir. Buralarda üreticilere istihdam

saðlanabilir. Yaðýþlý bölgelerde ise tarým arazilerinden feragat

ederek bölgenin yaðýþ rejimini bozacak “bacalý” sanayi kurulmama-

lýdýr. Örneðin Ýstanbul Sanayisinin Kýrklareli’ne taþýnmasý Trakya’nýn,

dolayýsýyla Ýstanbul’un yaðmur akýþýný olumsuz etkileme riski vardýr.

Yerin altý ve üstü uyumlu olmalý

TGDF verilerine göre 5,7 milyar dolarlýk hayvan yemi ithalatý içerisin-

deki soya fasulyesinin ekimi arttýrýlmalý, buðday üretiminden sonra

tarlalarýn bir kýsmý nadas yerine yem bezelyesi, tritikale, fið gibi

topraða azot baðlayýcý münavebe ürünlerle desteklenmelidir. Bu

þekilde hem toprak beslenir hem de hayvanlarýmýz beslenir, paramýz

da cebimize kalýr. Fýndýk, incir, üzüm, kayýsý gibi endüstriyel ürün-

lerde de nihai ürünlere aðýrlýk verilerek ihracat geliri arttýrýlmalýdýr.

Pamuk, tekstil sektörümüzün vazgeçilmezidir. Özellikle Güneydoðu

Anadolu Projesi bölgesinin bitki ekim düzenini daha iyi planlayarak

hem tuzlanma önlenmeli hem üretim artýrýlmalýdýr.

Tarýmda sera gazý emisyonlarýný da azaltmanýn yolu toprak iþle-

me anlayýþlarýný deðiþtirmekten geçmektedir. Anýza dikme yaygýn-

laþtýrýlmalý, anýz yakma yasaðýnda cezai müeyyideleri uygulayarak

toprak saðlýðýný korumak amaçlanmalýdýr.

Baþka bir önemli husus ise maden ve ziraat fakültelerimizin sa-

yýlarýnýn arttýrýlmasýndan ziyade niteliklerinin artýrýlmasýna önem

verilmesidir. Öðrencilerin branþlarý ile ilgili sahalarda yetiþmeleri

saðlanmalýdýr. Maden ve ziraat mühendisliði dallarýnda yerin altýnýn

ve üstünün bir uyum içerisinde olmasý gerektiði konusunda öðrenci-

ler bilinçlendirilmelidir. Ekosisteme zarar vermeden, sürdürülebilirlik

ve zenginliðin yaratýlmasý konusunda mühendislere yol ve yöntem-

ler gösterilmelidir.

NÝSAN 2025

Orgatek Gübre Yönetim Kurulu Baþkaný

Mehmet KOÇ

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.