Gücün hukuku hakimse... Ýnci HEKÝMOÐLU

15 Þubat 2010 01:09  

 

Gücün hukuku hakimse... Ýnci HEKÝMOÐLU

Bir ülkenin geliþkinliðini, ülkedeki hakim zihniyeti, yönetim biçimini tanýmlamanýn en kestirme ama en doðru yolu hukuk sistemine bakmaktýr ya, buyurun Türkiye'ye bakýn...

1- Mýsýr Çarþýsý'ndaki patlama, tam 11 yýldýr Pýnar Selek'in hayatýný kabusa çevirdi. 1998 yýlýndan beri bitemeyen davada Selek beraat etti. Ama Yargýtay 9. Dairesi kararý bozdu. Bu kez Baþsavcýlýk itiraz etti. Dosyayý görüþen Yargýtay Ceza Genel Kurulu, Pýnar Selek'in ömür boyu hapis ile cezalandýrýlmasýný istedi. Dava yerel mahkemede yeniden görülecek. Dosyadaki birbirini yalanlayan ifadeler, raporlar ve 'kanýtlar' ise 'Babam Ýçin' filminin senaristini bile hayrete düþürecek cinsten...

2- Binlerce çocuðun geleceði karartýldý. Onlarca yýl hapisle yargýlanýyorlar. Bazýlarýnýn hapiste geçirdiði süre birkaç yýl oldu bile. Çoðu hakkýndaki kanýt; asker ya da polisin 'Taþ atarken gördüm' demesiyle sýnýrlý. Sözleri senet yani. Hatta görmeleri bile gerekmiyor. Sadece 'vücut hareketinden' bile 'tanýmalarý' yeterli. Evlerinden, okullarýndan toplanýp cezaevlerine týkýlýyorlar. Onlar Dink sanýklarý gibi, sýnavlara götürülmüyor, Cem Gariboðlu gibi terapi görmüyorlar. Dövülüyorlar, çýrýlçýplak soyuluyorlar, hakaret görüyorlar, aþaðýlanýyorlar. Önlerine yeterli yemek konmuyor, temiz bir çarþafta uyumuyorlar. Benliklerinde açýlan yara asla kapanmayacak. Týpký, kendilerinden önceki kuþaklarda yaratýlan derin zedelenme gibi.

Bir toplumun çocuklarýna gösterdiði bu acýmasýzlýk, bu duyarsýzlýk yalnýz gücün hukukunu teþhir etmiyor. Ayný zamanda, 'aile', 'çocuk', 'tüyü bitmemiþ yetim' laflarýný pek sýk kullanan bu toplumun hemen her kesimine yayýlmýþ ikiyüzlülüðü de sergiliyor.

3- Gazeteci Yalçýn Ergündoðan 105 gün hapis cezasýna çarptýrýldý. Ceza daha sonra 2 bin 100 lira para cezasýna çevrilerek 5 yýl süreyle askýya alýndý. Yani bundan böyle yazacaðý her kelimeyi tam 2 bin 100 kere düþünmek zorunda! Ergündoðan bu cezayý niye hak etti?

Çünkü; arkasýnda koca medya kuruluþlarýnýn olduðu gazetecilerin bile uzak durduðu Haydar Baþ'a bulaþtý. Ergündoðan 26 Nisan 2005'te Birgün gazetesinde 'Müritleri Haydar Baþ'a baþ kaldýrdý' baþlýðýyla bir haber yaptý. Üstelik haber konusu olmasý; hem bir soru önergesiyle Meclis gündemine gelmesi hem de müritlerin açýklamalarýnýn bir internet sitesinde yayýnlanmasý nedeniyle olmuþtu.

Sesonline.net haber portalý Genel Yayýn Yönetmeni Ergündoðan'ýn 'Asla hakaret kastý yoktur. Kamuoyunun gözü önünde bulunan, bir siyasi partinin baþkanlýðýný sürdüren þahsýn davranýþlarýna dikkat etmesi, eleþtiriye de tahammüllü olmasý gerekir. Hem bir siyasi partinin baþý ve bir tarikatýn þeyhi olacaksýnýz, müritleriniz bile tutum ve davranýþlarýnýza tahammül edemeyip baþkaldýracak. Üstelik de bu baþkaldýrýlarýný bir internet sitesi aracýlýðýyla kamuoyuna duyuracak. Siz gazeteci olarak, bunu görüp de haber yapmayacaksýnýz?! Böyle þey olur mu hiç?..' diyor. Bu sorunun yanýtý herhalde þu: Bazýlarý hakkýnda yazamazsýnýz.

Bu arada mahkemenin cezayý 'takdiren' artýrdýðýný da ekleyelim.

4- Sanatçý Pýnar Sað ile ozan Mehmet Özcan hakkýnda 'suçu ve suçluyu övmek'ten dava açýldý. TKP-ML/TÝKKO'nun lideri, iþkencede öldürülen Ýbrahim Kaypakkaya hakkýnda 'Faþist iktidara karþý her zaman dik durdu' sözleri nedeniyle açýlan davada Tunceli Cumhuriyet Baþsavcýlýðý, Sað ve Özcan hakkýnda iki yýl hapis istiyor. Ama kimse, Evren'i ya da 12 Eylül'ü övmekten yargýlanmadý bu güne kadar.

5- Gazeteci Mehmet Yeþiltepe 10 aydýr tutuklu. Devrimci Karargah örgütünden olduðu iddia ediliyor. Ýddianýn 'dayanaklarý' þunlar: -Orhan Yýlmazkaya ile çay içmiþ, muhabbet etmiþ.

Yýlmazkaya ile yaptýðý telefon görüþmelerinin kayýtlarý varmýþ. Meðerse yokmuþ!

Yalçýn Küçük'le çekilmiþ fotoðrafý varmýþ. Meðer Küçük'ün yanýndaki Mehmet deðilmiþ!

Yasadýþý dokümanlar bulunmuþ. Meðer Temel Demirer, Sibel Özbudun, Bülent Forta gibi isimlerin yazýlarý ile dükkanlarda satýlan kitaplarmýþ!

Bu davalar ve daha sayamadýklarýmýn hemen hepsi Terörle Mücadele Yasasý'nýn ürünü. Ama en vahim iþlevi; sansürü ve oto sansürü dayatarak, ifade özgürlüðünü, dolayýsýyla da halkýn haber alma hakkýný ortadan kaldýrmaya yönelik oluþu.

Muhalefetiyle iktidarýyla bu yasayý kaldýrmaya yönelik hiçbir çaba göstermeyen bir Meclis'e en uygun tanýmý size býrakýyorum.

Hak verirsiniz ki; 35 gazetecinin tutuklu bulunduðu cezaevindeki 36'ncý gazeteci olmayý hiç istemem.


Ýnci Hekimoðlu
(Günlük Gazetesi, 13 Þubat 2010)

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0