Gazlamayalım da coplayalım mı?

05 Eylül 2011 16:32  

 

Gazlamayalım da coplayalım mı?

İçişleri Bakanlığı, toplumsal olaylarda kullanılan ve özellikle son dönemlerde ölümlere bile yol açan biber gazı ve gaz bombası gibi kimyasal silahların coplara oranla çok daha az zarar verdiğini belirtti

İzmir Barosu’nun toplumsal olaylarda biber gazı ve gaz bombası gibi kimyasal silahların yasaklanması talebine İçişleri Bakanlığı’ndan ilginç bir yanıt geldi: Biber gazı ve gaz bombaları coplara oranlara çok daha az zararlı.

İzmir Barosu kısa süre sonra kamuoyuna açıklayacağı bir rapor için İçişleri Bakanlığı’na bir yazı gönderdi. Yazıda biber gazı ve benzeri kimyasal silahların toplumsal olaylarda güvenlik güçleri tarafından kullanılmasının sakıncaları belirtilerek yasaklanması istendi. 14 temmuzda baro tarafından gönderilen bu yazıya Bakanlık 15 ağustosta yanıt verdi.

Bakanlığın yanıtında şöyle denildi:

“Türkiye 1997 yılında kimyasal silahlar sözleşmesi taraflarına girmiştir. Bu ABD, Meksika, Arjantin, Şili, İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya ve Güney Kore gibi ülkelerde olduğu üzere toplulukları dağıtmak, belirli istikametlere yönlendirmek, güvenlik güçlerine saldıranları engellemek amacıyla kullanılmaktadır. Bu kimyasal silahlar çevik personel tarafından belirli talimatlarla kullanılmıştır. Amirlerin gözetimi altında kullanılmaktadır. Gaz bombaları insan sağlığında geçici etki bırakıyor. Toplumsal olaylarda yasal çerçeve içinde kullanılan bu mühimmatlar kanunsuz olaylara karışan gruplara karşı copların kullanılmasından daha az fiziki zarar vermektedir. Gaz bombası mühimmatının kullanılmasının insan hayatlarına etki etmiş bir intikali bulunmamaktadır.”

Baro dava açacak

Bu yanıt üzerine baronun bu tip kimyasal silahların kullanılmasının yasaklanması için dava açmaya hazırlandığı ve bir protesto gösterisi sırasında gaz bombasıyla yaralanan BDP Milletvekili Ayla Akat’ı da tanık olarak göstermeyi planladığı öğrenildi.

‘Zararsız’ denen gazlar öldürdü

İçişleri Bakanlığı’nın coptan bile zararsız dediği gaz bombalarının neden olduğu öne sürülen ölümlerden bazıları ise şöyle:

» İstanbul: 29 Mart 2006 tarihinde Ümraniye İlçesi’ne bağlı 1 Mayıs Mahallesi’nde PKK sempatizanlarının eyleme polis gaz bombalarıyla müdahale etti. Olayda 28 yaşındaki Vahdettin Toprak yaşamını yitirdi.

» İstanbul: 1 Mayıs 2007 tarihinde Taksim ve çevresindeki gösterilere polis yine gaz bombalarıyla müdahale etti. Olayda evinin önünde oturan 75 yaşındaki İbrahim Sevindik öldü.

» İstanbul: 6 Ekim 2009 tarihinde İstanbul’daki IMF protestoları sırasında Taksim’de polis yoğun gaz bombası kullandı. Kalp krizi geçirerek ölen 55 yaşındaki İshak Kalvo’nun gaz bombaları nedeniyle kriz geçirdiği belirtildi.

» Şırnak: 9 Ekim 2009 tarihinde Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde askerler gösterilere gaz bombalarıyla müdahale ettiler. 18 aylık Mehmet Uytun adlı bebek annesinin kucağında süt emerken evlerine atılan gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu yaşamını yitirdi.

» Şırnak: 24 Temmuz 2011 tarihinde polisin müdahale ettiği gösteride başına isabet eden gaz bombasıyla yaralanan 13 yaşındaki Doğan Tayboğa yaşamını yitirdi.

» Artvin/Hopa: 31 Mayıs 2011’de Hopa ilçesinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ı protesto etmek isteyen gruba müdahale eden polisin attığı gaz bombalarından etkilenen 54 yaşındaki emekli öğretmen Metin Lokumcu kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.

» Çukurca: Canlı kalkanlara destek vermek için bir hafta önce Hakkari’nin Çukurca ilçesine giden BDP Van İl Genel Meclisi Yıldırım Ayhan atılan gaz bombası nedeniyle yaşamını yitirdi.

Taraf

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0