Tarantino Kabaresine Hoþ Geldiniz!

29 Aðustos 2009 15:14 / 1493 kez okundu!

 


Tarantino yine yapacaðýný yapmýþ. Pop kültürün zeki çocuðu içindeki sonsuz sinema sevgisini bu kez Ýkinci Dünya Savaþý'ndan gelen bir Nazi öyküsü ile harmanlayarak kendisine özgün hiperaktif üslubu içinde sunuyor.


SOYSUZLAR ÇETESÝ-INGLERIOUS BASTERDS
YÖNETMEN:
QUENTIN TARANTINO
OYUNCULAR: BRAD PITT, DIANA KRUGER, CHRISTOPH WALTZ, MELANIE LAURENT, DANIEL BRUHL

Nazilerin kafa derilerini yüzen ve soysuzlar çetesi olarak anýlan bir asker grubu Hitler, Propaganda Bakaný Goebels gibi önemli adamlarý ortadan kaldýracak bir suikast planý içinde yer alýr. Öykü içinde yer alan abartýlý karakterler adeta bir kabare tiyatrosunun rengarenk sahnesinden fýrlamýþ gibi duruyorlar. Otuzlu, kýrklý yýllarýn gözleri rimelli, yüksek perdeden þarký söyleyen karikatür tiplerini andýrýyorlar. Fikir uçuþmasý þeklinde olabilecek onca aþýrýlýðý beyninde teker teker karaktere dönüþtürmüþ Tarantino. Birbirinden ilginç, teatral oyunculuðun biçimsel abartýlarýný taþýyan bu karakterler onun abartýlý öyküsüyle mükemmel bir uyum gösteriyor. Mükemmel oyuncu performanslarý 150 dakikalýk filmi sýkýlmadan (uzayan konuþmalara raðmen)izlenen bir þölene dönüþtürüyor. 

Tarantino’nun en severek yaptýðý iþlerden birisi olan uzun diyaloglar ve grafik þiddet bolca serpiþtirilmiþ. Öykünün ilerlemesine fazla katkýsý olmayan geyikler zaman zaman uzasa da katlanmak lazým zira usta bu iþleri seviyor diyoruz. Savaþýn ruhunu inceleyen, þiddetini yansýtmayý veya tarihsel doðrularý peþinde koþmaya çalýþan bir senaryo yok ortada. Sadece Tarantinovari olarak adlandýrýlan kendisine özgün sinema anlatýmýna, insanlýðýn bu büyük savaþýný adapte ederek eðlenmek ve eðlendirmek istiyor o kadar. Filmin baþarýsýnda en önemli nokta yerinde yapýlmýþ oyuncu seçimleri. Bu konuda hep doðru kararlar veren Tarantino çoðunlukla Avrupalý oyunculardan seçilmiþ bir kadro ile çalýþmýþ. Ve sonuç mükemmel. Fransýzlarýn, Almanlarýn ve Amerikalýlarýn kendi dillerinde konuþmalarý yine Tarantino’nun bir sürprizi olmuþ. Nazi avcýsý Hans Landa rolünde Avusturyalý Christoph Waltz (Cannes'da en iyi erkek oyuncu seçildi), Ýngilizler hesabýna casusluk yapan sarýþýn diva Bridget Von Hammersmart rolünde Diana Krüger, sinema iþletecisi intikamcý Shosanne Dreyfuss rolünde Melanie Laurent gibi farklý ülkelerden oyuncularýn performanslarý esas oðlan Brad Pitt’in canlandýrdýðý Aldo Raine karakterini ekibin sade oyuncusu konumuna itiyor. Film bütünüyle bir fars, bir vodvil türünde akýyor. Quentin kafasýna estiði gibi Naziler ile dalgasýný geçerken çoðunlukla mantýðý bir kenara koyuyor. Mantýksal baðlantýlar aramak öyküden alýnacak tadý azaltabilir. 

Film mükemmel bir western göndermesi ile açýlýyor. Kýrsalda, ahþap evinin önünde elinde balta odun kesen bir adam karþýdan bir Nazi araç konvoyunun geldiðini görür. Western türünün ünlü yönetmenlerinden her hangi birisi, özellikle Sergio Leone böylesine klasik bir görselliði çiftliðe doðru at koþturan kötü adamlar ile bir çok kez kullanmýþlardýr. Adam elinden baltasýný býrakýr ve olabildiðince sakin görünmeye çalýþarak ailesini yaklaþan tehlikeye karþý uyarýr. Yahudi avcýsý olarak anýlan Hans Landa (Waltz) ve Fransýz köylüsü Perrier LaPadite (Denise Menochet) arasýnda tansiyonu gittikçe artan uzun bir diyalog Tarantinovari bir þiddet ile sonlanýr. Film diðer Tarantino filmlerinde olduðu gibi bölüm bölüm toplam beþ bölüm üzerinden ilerler. Bu bölünmeler onun bir çok karakteri birbirinden baðýmsýz ve istediði özgürlükte tanýtma fýrsatý veriyor. Karakterlerini çok seven, onlarý en küçük ayrýntýsýna kadar þekillendiren yönetmen çenebazlýk yüzünden ara sýra sözü uzatýyor ve tempo düþüyor. Fakat çýlgýn ve þiddetin zirve yaptýðý finale giden yolda olaylar ve karakterler birbirine eksiksiz baðlanýyor. Eski filmlere ve sinemaya olan sonsuz sevgisini bu kez eski bir sinema salonuna yansýtýyor. Suikast planýný eski bir sinema salonunda , film rulolarýný yakarak gerçekleþtiriyor. Duvarlarda otuzlu yýllarýn yönetmenlerinden Clouzot, Rifenstahl’ýn filmlerinden afiþler, perdede Nazi propagandasýnýn siyah beyaz filmleri ile sinemaya olan göbek baðýný sürdürüyor. Tüm bunlar olaylarýn geçtiði dönemin bir parçasý olarak yer alýyor.

Ýlk kez tarihsel bir gerçeðin Tarantino sinemasýnýn yozlaþtýrýcý yaklaþýmý içinde izliyoruz. Ve bundan keyif alýyoruz. O da zaten daha fazlasýný istemiyor. 

Emin Yeðinboy
29.08.2009










 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
29 Aðustos 2009 22:29

sultan

Siz de hoþgeldiniz Emin yeðinboy. Amerika yaramýþ size. Taptaze filmlerle gelmiþsiniz.
Teþekkürler.
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.