AVATAR: SES VE RENKTEN SONRA YENÝ BÝR DÖNEM

23 Aralýk 2009 13:22 / 2906 kez okundu!

 


Iþýklarýn yanmasýyla birlikte bir rüyadan uyanýyor seyirci. Pandora gezegeninin cenneti andýran güzelliklerinden bir Na’vi yerlisi olarak geri geliyor. Dahi yönetmen James Cameron, Avatar ile seyirciyi kendinden geçercesine etkilemeyi baþarýyor...


YÖNETMEN ve SENARYO: JAMES CAMERON
OYUNCULAR: SAM WORTHINGTON, ZOE SALDANA, STEPHEN LANG,
SIGOURNEY WEAVER, GIOVANNI RIBISI

Gözün alabildiðine uzanan ormanlar, havada uçuþan pamukçuðu andýran bitkiler, bulutlarýn arasýnda asýlý duran daðlar, gökyüzünü delercesine yükselen aðaçlar ve her þeyden önemlisi doðada yaþayan her canlý ile organik bað kurabilen Na’vi kabilesi. Yaklaþýk üç metre boyunda, sarý gözlü, mavi renkte son derece atletik yaratýklar. Kulaða hoþ gelen yerel bir dili konuþuyorlar. Film aktýkça güzellikleri daha iyi anlaþýlýyor. Uzun saç örgülerinin içindeki sinir uçlarýnýn yardýmýyla çevrelerindeki hayvanlar ve bitkiler ile iletiþim kurabiliyorlar.


Deðiþmez kural tekrarlanýyor, bu güzelliði ve barýþý dýþarýdan gelebilecek kötülükler bozabilir. Sömürgecilik geninin deðiþmez taþýyýcýsý insanoðlu buradaki barýþý da bozmaya geliyor. Bu kez petrolün deðil son derece deðerli bir madenin peþinde Amerikalýlar. Topuyla, tüfeðiyle ateþ kusaraktan alt etmek için sabýrsýzlanýyorlar. Na’vi leri yaþadýklarý topraklardan göç etmeye zorlamak ve yer altýndaki madeni çýkarmak tek hedefleri.

Hint Mitolojisinde Tanrý’nýn dünyadaki sureti anlamýna gelen Avatar kelimesi öyküde bir programýn adý olarak kullanýlýyor. Programda insan beyni ile iletiþim kurarak Pandora gezegenine gönderilen laboratuarda karma, DNA-ürünü Na’vi ler kullanýlýyor. Yerli halkýn güvenini kazanarak onlarý göç etmeye ikna etmek yanýnda gezegenin sýrlarýný araþtýrmak gibi bilimsel hedefleri olan bir program. Bu iþle adýný kimsenin artýk anýmsamadýðý bir savaþtan yarý felçli olarak dönmüþ, eski asker Jack Sully görevlendirilir. Sanal yaþama baðlanarak gezegene gider, gelir. Zaman ilerledikçe kendisini bu kabilenin bir bireyi gibi hissetmeye baþlar. Mutluluðu orada bulur. Kendisini eðiten Na’vi prensesi Neytiri’ye aþýk olmasý, Pandora’da gördüðü güzellikler onun gerçek yaþamýnda tatmadýðý mutluluklar olur. Pandora halkýný ok ve mýzrak ile gökten ileri teknoloji silahlar gelen kendi ýrkýna karþý örgütlemek kiþisel hedefi olur.

Sinema tarihinde yeni bir çýðýr olan Real-3D teknolojisinin yarattýðý olaðanüstü güzellikteki görselliðin katkýsý kadar Cameron’un dehasýndan çýkan dünya ve karakterler dayanýlmaz bir büyü yayýyor salona. Real 3D olarak adlandýrýlan Reality Camera System sinema teknolojisinde bugün varýlan son nokta. Yüksek çözünürlüklü iki kamera ile arttýrýlan derinlik algýsý IMAX teknolojisi ile de birleþtirilerek saniyede gösterilen resim sayýsý iki kat arttýrýlýyor. Ayrýca geliþtirilen performans yakalama tekniði ile oyuncunun canlý performansý ve bilgisayar ortamýndaki görüntüsü ayný anda izlenip yönetilmiþ. Tüm bu teknolojik artýlarýn yarattýðý olaðanüstü görüntü kalitesi ancak film en az 3-D salonlarda seyredilince ortaya çýkýyor. Imax seyredebilmek ise ülkemizde tek bir salonda mümkün.

Cameron, Amerika’nýn sýnýrsýz sömürgecilik hýrsýný eleþtirirken Na’vi ýrký ile Kýzýlderilileri veya Iraklýlarý özdeþleþtiriyor olabilir. Ellerindeki son teknolojik silahlara karþý ok, mýzrak ve doðayý yanýna alan halklarýn savaþý. Amerika için bilinen bir resim. Tanýdýk bir temayý yeni bir görsellik içinde son derece ikna edici bir þekilde sunuyor Cameron. Ana temanýn ‘Uzayda Kurtlarla Dans’ þeklinde nitelenmesine kulak asmayýn, kurduðu büyülü dünyaya girdikten sonra her þeyi ilk kez yaþýyor, görüyor gibi oluyor seyirci.

Sam Worthington, yarý felçli Jack Sully karakterini içine kapanýk ve mutsuz dünyalý ruhuyla yansýtýyor. Onun sanal dünyada yakaladýðý dinamik Na’vi kimliðinin tam karþýtý. Saldýrgan ve ýrkçý Albay Quaritch rolünde Stephan Lang, Robert Duvall’ýn ‘Kýyamet-Apocalypse Now’ filminin ‘sabah uyandýðýmda Nepalm kokusunu severim’ deyiþiyle ünlü çavuþu Bill Kilgore’unu anýmsatan, savaþ taraftarý bir performansý baþarýlý bir þekilde sunuyor. Perde arkasýndaki kötü adam Parker Selfridge’i oynayan Giovanni Ribisi, yýllardýr yüzüne hasret kaldýðýmýz Alien filmlerinin Ripley’i Sigourney Waever bilim kadýný Grace Augustine rolünde filme yakýþan oyuncular. Þahsen en fazla Prenses Neytiri’yi oynayan ve film boyu eti, kemiðiyle hiç gözükmeyen Zoe Saldana’yý merak ettim.

Ses ve renk sinemanýn teknolojik dönüm noktalarý oldu. Bunlara þimdi de Imax-3D eklendi. Bunun getireceði yenilikleri ve ne kadar kullanýlacaðýný zaman gösterecek. Avatar bütünüyle 2009’un açýk ara en iyi filmi. Oscar adaylýklarýnda ön sýralarda yer almasý sürpriz olmayacak.


Emin Yeðinboy
20.12.2009


 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
27 Aralýk 2009 14:09

hurkus

Bu yorumu filmi izledikten sonra tekrar okudum, gerçekten çok güzel yorumlamýþsýnýz, tebrik ederim.

Bu film mutlaka görülmeli!.. Sinemada teknolojide gelinen son noktanýn yaný sýra Hollwood'un Iraklýlardan bir nevi özür dilemesi olarak da yorumlanan bu filmde, ülkemizde yaþadýðýmýz gerçeklerle de pek çok paralellikler kuracaksýnýz. Lütfen izleyin!

Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.