Dink cinayeti davası, cinayetin arkasındakilere dokunmadan sona yaklaşıyor

15 Kasım 2011 12:36  

 

Dink cinayeti davası, cinayetin arkasındakilere dokunmadan sona yaklaşıyor

Darbe planlarında 'operasyon' olarak geçen Hrant Dink suikastiyle ilgili dava, cinayetin arkasındaki isimlere ve katilleri koruyan devlet görevlilerine dokunulmadan bitirilmeye çalışılıyor. Davanın savcısı Hikmet Usta, devletin hasım ilan edilemeyeceğini belirterek, "Devletimize güvenin" şeklinde açıklama yaptı. Savcıya göre, "katil varsa, azmettirici varsa, bu ancak gerçek kişi olabilir..."

Hrant Dink davasının 21. duruşması öncesinde, Hrant'ın Arkadaşları her zaman olduğu gibi davayı takip etmek üzere Beşiktaş Meydanı'nda 10:00'da buluşarak Adliye'ye yürüdü.

Bir önceki duruşmada verdiği mütalaada
"cinayetin Ergenekon örgütünün Trabzon hücresiyle bağlantılı olduğunu" belirten, ancak bunun için yeterli delil toplayamadıklarını ileri süren Savcı Hikmet Usta, bugün yaptığı mütalaa savunmasında şunları söyledi:

"Mütalaayla hiçbir davanın bitirilmesi gibi bir durum ortaya çıkarılamaz. Mütalaayla davanın son durumu ile ilgili yeni bir değerlendirme sunmuş olduk. Kimsenin umutsuzluğa kapılmasını istemiyoruz. Devletimize güvenmek zorundayız. Devletimiz hasım olarak ilan edilemez. Katil varsa, azmettirici varsa ancak bu gerçek kişi olabilir. Masumiyet karinesi nedeniyle hakkında delil olmayan bir kişiyi sanık koltuğunda oturtamayız. Hakkımızı yasal olarak aramalıyız. Sanırım bu davanın maktulü de böyle düşünürdü. Karanlık noktalar aydınlatılacaktır. Hakikat asla gizlenemeyecek bir gerçektir."

"YURTTAŞLARININ HAKLARINI KORUYAMAYAN DEVLETİN MEŞRUİYETİ YOKTUR"

Dink ailesinin avukatşarından Bahri Belen ise, cevap olarak "Devlet gökten zembille inen soyut bir varlık değildir. Devlet yurttaşlarının adil yargılama hakkı, düşünce hakkı gibi haklarını güvence altına aldığında hukuk devletidir. Devlet bunları koruyamadığı için meşrutiyeti yoktur" dedi.

Savcının "Hakikat asla gizlenemez" sözlerini hatırlatan Avukat Fethiye Çetin ise, "Hakikatleri bir bir ortaya çıkaracak yargıdır, mahkemedir. Soruşturmayı başlatacak da savcılıktır. Hâlâ 'Bekleyin, hakikat bir gün ortaya çıkacak' denmesi elbette üzücüdür" şeklinde konuştu.

Ardından söz alan Avukat Şiyar İşvanoğlu da, savcının açıklamasını titreyerek dinlediğini ifade ederek şöyle dedi:

"Belli ki savcının vicdanı sızlamış. Biz kimseden adalet dilenmiyoruz. Sizden merhamet beklemiyoruz. Sizden görevinizi yapmanızı bekliyoruz. Hakikatler mutlaka ortaya çıkar. Ancak hakikatleri geciktirmek de kamunun vicdanını yaralamaktır."

Mahkeme heyeti, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan istenen bilgilerin içeriği doğrultusunda, verilerin saklanması için tedbir kararı alınması talebine ise TİB'den gelecek cevabın ardından değerlendirilmesine karar verdi.

Duruşma 5 Aralık 2011 tarihine ertelendi.

Sesoonline.net

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0