Terörden beslenenler, halkı kışkırtmaya çalışıyor

16 Mart 2016 21:29 / 1123 kez okundu!

 

 

Dünden bu yana hep düşündüm, terörün yerine ne yazabilirim diye.

Son üç Ankara saldırısında iki yüze yakın yurttaşın yaşamını yitirdiği gerçeği bir yana, bu terör olaylarından siyasi rant elde etmeye çalışanları görünce yine terörü, terörden beslenenleri ve en tehlikelisi, bunu fırsat bilip halkı kışkırtmaya çalışanları yazmak şart oldu.

Önce bu olayda olumlu tavır sergileyenlerin hakkını vermek gerekiyor.

Bunlardan biri ve en önemlisi, bence ünlü futbolcu Arda Turan’dı.

Medeniyetin gereğini yapın” diyerek Avrupalılara seslenen genç futbolcu, devamında da Batılı ülkelerin ikiyüzlü tavırlarını deşifre edercesine “şimdi bizim acılarımızı paylaşma zamanı” demiş.

Bu yürekli çıkışından dolayı Arda’yı ne kadar kutlasak yeridir.

Paris’te 12 kişinin öldüğü terör saldırısı sonrası Fransa’ya destek olmak için Paris’te toplanıp, protesto yürüyüşü yapan devlet başkanları, başbakanlar; konu Türkiye olunca, kuru birer taziye mesajıyla yetiniyorlar.

Oysa terör, kim ya da kimler tarafından, hangi amaçla, hangi yöntemle ve de kime yapılırsa yapılsın, bir insanlık suçudur.

Terörün dili, dini, mezhebi, rengi olmaz.

Gözlerimizin rengi farklı olsa da, gözyaşlarımızın rengi aynıdır ve hepimizin yüreğini acıtır.

Dünyada değişen ve gelişen ekonomik ilişkiler ve buna bağlı olarak çatışan çıkarlar, acımasız rekabet koşullarını da beraber getirdi.

Haksız rekabetle dünyanın tüm zenginliklerine el koymak isteyen emperyal güçler, doğal olarak bu rekabet ortamına terörü de soktular.

Terörün varlığından beslenen kan emiciler, bir yandan var olan terörü desteklerken, diğer yandan suni gerginlikler, çatışmalar ve daha ileri giderek bölgesel savaşlar çıkartmak için terörü beslediler.

Doğaldır ki; terörü destekleyenler, terörden beslenenlerdir.

Doğrudan terörün kaynağı olan güçler bir yana, bunu görmezden gelip, siyasi rakiplerini alt etmek uğruna terörü hoş görenler ve hatta” beter olsunlar, hak ettiler” biçiminde bir iktidar karşıtlığıyla muhalefet yapanlar da, en az terör yapanlar kadar suçlu ve sorumludurlar.

Unutmayalım ki, terörün ideolojisi de yoktur.

Hizmet ettiği karanlık güçlerin çıkarları için her kalıba girer, herkesin kapısını çalabilir.

O yüzdendir ki, barışa karşı savaştan yana olanları, terörden medet umanları da gün gelir, terör vurabilir.

Terörün ve teröristin dostluğu olmaz.

Her türden terör, insana düşmandır, emeğe düşmandır, insanlığa düşmandır.

Ama derseniz ki; “düşmanımın düşmanı dostumdur” , gün gelir o dost, seni de en ummadığın zamanda, en ummadığın yerinden vurur.

Kuşkusuz şu an bizi yöneten iktidarın terörle mücadele yöntemleri tartışılabilir.

Terörü azdıracak söylemler, günü kurtarmaya yönelik anlamsız çıkışlar, devleti yönetenlerin başvurmaması gereken rövanşist, kindar tavır ve uygulamaları elbette sorgulamalıyız.

Son üç ayda üç önemli saldırının yaşandığı Başkent Ankara’ya son olaya kadar niye bir emniyet müdürü atanmadığı sorusuna yanıt aramak, istihbarat zaafları varsa, sorumlularını araştırmak ve gerektiğinde hesap sormak, elbette yapılmalıdır.

Ancak, nedeni ne olursa olsun, bölgemiz bir ateş çemberine dönmüş, bir savaş tehlikesi kapımızda dururken; “vurun abalıya” misali teröre karşı ortak tavır geliştirmek yerine, her fırsatta iktidara yüklenmek pek de akılcı bir yöntem olmasa gerek.

AK Parti iktidarına sorulacak sorularımız, hesabını isteyeceğimiz bir dolu konu var.Ancak böylesine sıcak gelişmelerin yaşandığı bir zamanda mı?

Terör uluslar arası boyutta bir tehlikedir ve yalnızca ulusal çapta alınacak önlemlerin yeterli olmadığı da dünyadaki örnekleriyle görülmüştür.

Kaldı ki, ölümü göze alan teröristlerin kullanıldığı intihar saldırılarını önlemek çok da kolay olmuyor.

Terörün uluslararası ilişkilerini ve desteklerini çözmeden, kaynaklarını kurutmadan yok edilmesinin mümkün olmadığı bir ortamda, “devletin görevi, vatandaşını korumaktır.” Ya da “ABD büyükelçiliği bile böyle bir tehlikeden haberliyken, bizim istihbarat niye habersiz?” gibi algı yanılsamalarına kapılmak; tam da halkı korku ve paniğe sürüklemek isteyen terörün işine yarar.

Terörden beslenenlerin yapmaya çalıştığı kışkırtmalara kapılmamak, tüm risk ve tehlikelere karşın ısrarla ve inatla barış umudunun peşine takılmak zorundayız.

Terörün ilacı demokrasidir, özgürlüktür, barıştır.

 

Ayhan ONGUN

Gazeteci-Yazar

15.03.2016/BODRUM

 

 

Son Güncelleme Tarihi: 16 Mart 2016 21:58

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.