PORTAKAL ÇİÇEKLERİNİN KOKUSU DÜNYAYA YAYILDI

10 Nisan 2019 00:33 / 1138 kez okundu!

 

 

Adana’da 7.cisi yapılan Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı Türkiye’nin ilk sokak karnavalı olma özelliğini koruyor.

Neredeyse yüz binlerin sokaklara taştığı, kültür sanatı, otel lobilerinden kapalı salonlardan açık havaya taşıyan, yalnızca protokol değil, halkın katıldığı bir etkinlik olarak Portal Çiçeği Karnavalı bir anlamda Çukurova’ya bereketi de taşıyor.

Yalnızda Türkiye’den değil, dünyanın dört bir köşesinden yalnızca bu karnaval için Adana’ya gelenler, kentin sosyal ve kültürel yaşamına olduğu kadar ekonomik yaşamına da çok önemli katkı yapıyorlar.

 

****

 

PORTAKAL ÇİÇEKLERİNİN KOKUSU DÜNYAYA YAYILDI

 

Adana’da 7.cisi yapılan Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı Türkiye’nin ilk sokak karnavalı olma özelliğini koruyor.

Neredeyse yüz binlerin sokaklara taştığı, kültür sanatı, otel lobilerinden kapalı salonlardan açık havaya taşıyan, yalnızca protokol değil, halkın katıldığı bir etkinlik olarak Portal Çiçeği Karnavalı bir anlamda Çukurova’ya bereketi de taşıyor.

Yalnızda Türkiye’den değil, dünyanın dört bir köşesinden yalnızca bu karnaval için Adana’ya gelenler, kentin sosyal ve kültürel yaşamına olduğu kadar ekonomik yaşamına da çok önemli katkı yapıyorlar.

Bu yıl yapılan etkinliğin, yerel seçimlerin hemen ardından olması ayrı bir anlam kattı. İnanıyorum ki, yeni Büyükşehir Başkanı Zeydan Karalar ve sanata olan düşkünlüğünü bildiğimiz Seyhan yeni Belediye Başkanı Akif Akay’ın destekleriyle Portakal Çiçeği Karnavalı çok daha renkli ve kalitesi yüksek bir organizasyona dönüşecektir.

Bu tür sosyal etkinliklerde asıl olan halkın katılımıdır.

Altınkoza ya da yeni adıyla Uluslararası Adana Film festivali, açılış ve kapanış törenleri dışında ilgi çekmediği gibi bu törenlere de yalnızca protokol, bürokratlar, iş insanlarından oluşan elit bir grupla artık hiçbir şey üretmeyen, festivalci eski oyuncular katılıyor.

Buram buram tarih kokan, kültür ve sanatın harmanlandığı Çukurova’ya, adıyla simgeleşmiş kozanın isminden çıkarıldığı bir festival, doğrusu yakışmıyor.

Dünyadaki örneklerine uyduracağız diye 40 yıllık Altınkoza adını kullanmaktan vazgeçmek ne kadar doğruydu bilemem ama en azından afişlerinde mutlaka kullanılması gerekir diye düşünüyorum.

Her biri halk adamı olarak bildiğim belediye başkanları umarım bu konuda gerekli duyarlılığı gösterirler. Adana da yapılan bir film festivalinde son kapanış günü adına ödül vermenin dışında Yılmaz Güney’in adını ne afişlerde, ne kitapçıkta geçirmeyen eski yönetimin hatasını telafi ederler.

Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Muzaffer İzgü, Demirtaş Ceyhun olmadan edebiyattan söz edemiyorsak Yılmaz Güney gibi efsane bir sanatçı olmadan sinemadan söz edemezsiniz.

Kaldı ki burada isimlerini sayamayacağım kadar çok sanatçı yetiştiren Çukurova’nın bereketli topraklarının simgesel ürünü koza olmadan da bir festival eksik kalır.

Anadolu’nun barış, hoşgörü kenti olan Adana ve çok değişik uygarlıklara sahne olmuş Çukurova’nın diğer kentlerinde yerel yöneticilerin de değişmesi bu yıl yapılan Portakal Çiçeği Karnavalına ayrı bir renk ve anlam kazandırdı.

Çukurova’nın tarihi ve kültürel değerlerini tüm dünyaya tanıtmak için çok iyi bir fırsat doğuran Portakal Çiçeği Karnavalı ve benzeri etkinlikler, aynı zamanda müthiş bir sanatçı potansiyeline sahip Adana’yı bir sanat kenti haline getirmek için de uygun bir zemin hazırlamaktadır.

Bu karnaval nedeniyle Adana’ya gelen insanlar, yeni haliyle modern bir kent görüyorlar, eskiden “büyük köy” denilen Adana’nın yerinde.

Bu yüzden bu kentin çağdaşlaşmasında, demokrasiye sahip çıkan insanlardan oluşan aydınlık bir kent olmasında emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.

Ocakbaşında yenen kebabın, acılı şalgamın, gavurdağı salatasının tadı damağındayken, üzeri kaymaklı künefe yemeden olmaz.

Gece eve dönüşte kuru köprüde paça içilir, üzerine halka tatlı yenir, daha olmadı rastlarsa yol üzerinde bir yerlerde şırdanın tadına bakılır.

Bizim çocukluğumuzda karsambaç dediğimiz şimdiki adıyla bici bici yenmeden Adana'dan ayrılmak olmaz.

Adana insanı, temmuzda Çukurova’yı kavuran Yaşar Kemal’in sarı sıcakları gibi sıcaktır, samimidir, cömerttir.

Haksızlığa tahammül edemez, asidir, muhaliftir Çukurova insanı.

Belki de bu özellikleri onları sanata yakınlaştırır.

Barış dilinden vazgeçmez ama kavgada yamandır.

Sevdi mi, fena sever, ayırması zordur.

Dost canlısı, yardımseverdir, paylaşımcıdır.

Bu özellikler Anadolu insanlarının çoğunda vardır kuşkusuz ama gerek iklimi, gerekse coğrafi koşulları ve doğal yapısı Çukurova’yı bir başka yaşanır ve güzel kılıyor.

Bodrum da yaşamını sürdüren bir Adana’lı olarak Ege’nin bu şirin kentinden, Torosların öte yakasına, Çukurova’nı bereketli topraklarında yaşayan hemşerilerime, dostlarıma sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.

Kültür ve sanata verdiği önemi bildiğim yeni Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’tan Portakal Çiçeğine kardeş olacak bir Mandalina festivalini Adana örneğinde olduğu gibi sokaklarda yaşanacak bir karnavala dönüştürmesini bekliyorum.

Begonviller kenti Bodrum’a böyle bir karnaval yakışır.

 

Ayhan ONGUN

Gazeteci-Yazar

9 Nisan 2019/BODRUM

 

Son Güncelleme Tarihi: 10 Nisan 2019 00:48

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.