Portakal çiçeği kokusu Adana'dan tüm yurda yayıldı

14 Nisan 2015 20:27 / 1311 kez okundu!

 

 

Portakal bahçelerinin içerisindeki o güzelim Adana evlerinin yerini şimdilerde yüksek beton yığınları alsa da, portakal çiçeklerinin insana huzur veren kokusunun Adana dan başlayarak tüm yurda yayılmasını sağlayan, Türkiye’nin ilk sokak karnavalı gerçekleştirenlere, emeği geçenlere, Bodrum'da yaşayan bir Adana’lı olarak sonsuz teşekkürler.

Nisan ayının ilk günlerinde yapılan ve geleneksel hale gelen Portakal Çiçeği Karnavalını izlemek ve bu arada ikinci kitabım Barışa Dair’in imza gününe katılmak için gittiğim Adana’dan yepyeni heyecanlar, yaşam sevincim ve umutlarım yenilenmiş olarak döndüm.

Çukurova’nın bereketli topraklarında yetişmiş değerlere yöre insanının nasıl sahiplendiğini, tarihi ve kültürel değerleri gelecek kuşaklara aktarmak için gönüllü insanların özverili çabalarını gördükçe, bu ülkenin geleceğine ilişkin fikirlerim ve umutlarım da değişmeye başladı.

Siyasi partiler seçimlere hangi adaylarla giriyormuş, seçim beyannamelerinde yeterince sosyal ve ekonomik projeler yokmuş, inanın hiç umurumda değil.

Bir kez daha gördüm ki, bu güzel ülkenin geleceğini siyasi partiler ve kirlenmiş siyasetçiler değil, hiçbir çıkar kaygısı olmadan, en küçük bir hırs ve beklentiye kapılmadan, yüreğiyle, emeğiyle, gönüllü çalışmalar içerisinde yer alan sivil aktivistler, sivil toplum kuruluşları ve onların fedakar temsilcileri kuracak.

Bu ülkenin kaderini gönüllü insanların iyi niyetli çabaları ve karşılıksız katkıları belirleyecek.

Aksi halde, milletvekili pazarları kurulmuş, etnik ve bölgesel farklılıklar öne çıkarılmış, siyaset yapmayı meslek olarak görenlerin orta yerde boy gösterdiği siyaset arenasının bu ülkeye verebileceği hiçbir şey kalmamış.

Böylesine kirletilmiş, nefes almamızı bile güçleştiren bu toplumsal iklimde portakal çiçeklerinin kokusu ancak, yaşamımıza renk katabilir.

Çukurova'da portakal çiçeği, Bodrum'da mandalina, Malatya'da kayısı, Ege'de üzüm bağları.

Her bir köşesi cennet gibi bu güzel ülkede; doğal ve tarihi değerlerimizi, kültürel varlıklarımızı yok eden, kıyılarımızı, koylarımızı talan edenlere inat; nerede bir gönüllü etkinlik, sivil proje varsa, destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Altın Portakal, Altın Koza türü festivaller de kuşkusuz bölgenin tanıtımı ve kültüre, sanat katkısı anlamında önemsenmesi gereken, sürdürülmesinde yarar olan projelerdir.

Ancak daha çok kent elitlerinin, sanat çevresinin etkili olduğu, kent burjuvazisinin yönlendirdiği etkinlikler olmaktan kurtulamadılar.

Oysa Portakal Çiçeği Karnavalı; doğrudan halkın katılımıyla, gönüllü insanların yönetimi ve çabasıyla gerçekleşen, tam anlamıyla halk karnavalına dönüşmüş.

Bence bu karnavalı daha anlamlı kılan da bu özelliğidir.

Hiçbir yönlendirme, kurgulama olmadan, kendi özgür iradeleriyle sivil yurttaşların katılımı, sahiplenmesi, toplumun her kesiminden kurum ve kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin varlığı; karnavalı zenginleştiren, farklılaştıran, öne çıkaran yanıdır.

Umarım, Portakal Çiçeği Karnavalını, diğer etkinliklerden farklı kılan bu özellikleri bundan sonra da korunur.

Adana'da bulunan tüm belediyelerin, kamu kurum ve kuruluşlarının ayrımsız verdiği destek, gerçekten takdire değer.

Milliyetçi bir Büyükşehir başkanının devrimci bir sanatçıya, Yılmaz Güney’e sahip çıkması, Yaşar Kemal, Orhan Kemal gibi solcu yazarlardan övgüyle söz etmesi, bu ülkede yıllardır hasret kaldığımız davranışlardı.

Kentin her yerinde karşılaştığımız "Adana’yı Seviyoruz" afişlerindeki o duygusal mesaj, Haluk Uygur hocanın "Adana’daki Yabancı Gelinler" projesi ve karnaval sürecinde yapılan tüm toplantı, panel, sergi, konserlerle Adana gerçek anlamda bir karnaval yaşadı.

Bu tür karnaval ve benzeri etkinlikler inanıyorum ki ülkemizde toplumun en çok ihtiyacı olan sosyal barışın gelişip, güçlenmesine, bir kültür olarak yerleşmesine de büyük katkı sağlayacaktır.

Bu güzellikleri yaşayıp döndükten sonra artık bizlerin de mutlaka bir şeyler yapması gerektiğine olan inancımızla Bodrum'da yaşayan hemşerilerimizin katkı ve çabalarıyla bir etkinlik yapmaya karar verdik.

"Çukurova Günleri" adıyla haziran ayı içerisinde yapmayı planladığımız bu festival için kolları sıvadık ve çalışmalara başladık.

Çukurova kültürünün, tarihi ve turistik değerlerinin tanıtılacağı, Bodrum kent kültürüne katkı koymayı amaçlayan bu etkinliğe Çukurova yerel yönetimlerinin desteklerinin çok önemli olduğunu ve onların da gerekli desteği vereceklerine inanıyorum.

Bodrum'da Anadolu Kültür Platformunun oluşumuna da öncülük yapacağına inandığımız bu projeye Bodrum Belediyesi, Bodrum Ticaret Odası ve diğer kuruluşların da katkı vermelerini bekliyoruz.

Umarız Çukurova’dan yayılmaya başlayan portakal çiçeği kokusu, Bodrum'da mandalina kokularına karışır.

 

Ayhan ONGUN

Gazeteci-Yazar

07.04.2015/BODRUM

 

Son Güncelleme Tarihi: 18 Nisan 2015 17:05

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.