MUHALEFET ANLAYIÞINI DEÐÝÞTÝRMEK GEREK!
17 Temmuz 2018 16:25 / 1434 kez okundu!
Dünyadaki tüm demokratik ülkelerde, genel seçimler sonrasý baþarýsýz olan liderler görevi býrakýr ve partilerinde bir yenileþme ve deðiþimin yolunu açarlar. Ancak bizde her baþarýsýzlýðýn içerisinden bir baþarý öyküsü çýkarmayý seven siyasiler her koþulda ya kendilerini baþarýlý sayacak algý yaratýr, ya da rakipleri üzerinden matematik hesaplarý yaparak, daha az baþarýsýz olmayý baþarý olarak sunma çabasý içerisine girerler. Sonuç olarak da yeniden ülke yönetiminde iktidar olma hedefini bir kenara koyarak parti içinde iktidar olmanýn hesaplarý yapýlýr.
****
MUHALEFET ANLAYIÞINI DEÐÝÞTÝRMEK GEREK!
24 Haziran seçimleri sonrasýnda Türkiye yeni bir döneme girdi. Adýna Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sistemi dense de aslýnda resmen baþkanlýk sistemine geçildi ve Cumhurbaþkaný Sayýn Erdoðan da kendisine "baþkaným" denmesinden çok mutlu görünüyor.
Dünyadaki tüm demokratik ülkelerde, genel seçimler sonrasý baþarýsýz olan liderler görevi býrakýr ve partilerinde bir yenileþme ve deðiþimin yolunu açarlar.
Ancak bizde her baþarýsýzlýðýn içerisinden bir baþarý öyküsü çýkarmayý seven siyasiler her koþulda ya kendilerini baþarýlý sayacak algý yaratýr, ya da rakipleri üzerinden matematik hesaplarý yaparak, daha az baþarýsýz olmayý baþarý olarak sunma çabasý içerisine girerler.
Sonuç olarak da yeniden ülke yönetiminde iktidar olma hedefini bir kenara koyarak parti içinde iktidar olmanýn hesaplarý yapýlýr.
Bu durum bir anlamda siyasi partiler içerisinde bir samimiyet testine de dönüþür.
Seçimler öncesi, ileriye dönük beklentiler uðruna yapýlan sonsuz sayýda jest ve iyi niyet gösterileri, birdenbire yerini; karþýlýklý suçlamalara, suçlu yaratma giriþimlerine býrakýr.
Aksi halde ne kadar baþarýlý olursa olsun bir siyasi partinin, bu kadar uzun süre iktidarda kalmasý ne mümkün!
Uzun süreli AK Parti iktidarý, AK Parti'nin baþarýsýndan çok, muhalefetin baþarýsýzlýðýndan kaynaklanmakta ama hiçbir muhalefet partisi ya da lideri geriye dönüp bir özeleþtiri yapmadýðý gibi, yanlýþlarýyla yüzleþme cesaretini gösteremiyor.
Kaldý ki, bir siyasi partide deðiþim dendiði an, ilk akla gelen genel baþkan deðiþimi oluyor.
Oysa siyasi partilerin, sorumlu olduklarý milyonlarca kitleyi yönetmek için baðlý olduklarý parti programlarý, tüzük ve yönetmelikleri vardýr. Sorunu önce burada arayýp, yapýlan tespite uygun köklü deðiþimler yapýlabilmesi için parti tabanýndan baþlayan radikal kararlar alýnmasý gerekir.
Ne yazýk bizde sorunun kaynaðý olan kiþilerden sorunu çözmelerini bekliyoruz ve onlarda kendi kiþisel hýrs ve ikbal beklentileri uðruna býrakýn çözümü, daha çok sorun yumaðý haline getiriyorlar.
Üstelik de kendi parti içi iktidarlarýný kaybetmemek, sahip olduklarý statüyü yitirmemek adýna her türlü anti-demokratik uygulamalara göz yumuyorlar.
Geçmiþte MHP içerisinde yaþanan, muhalefeti yok etme senaryolarý öyle sanýyorum CHP de de uygulanmaya baþlanacak.
Öyle bir tüzük hazýrlanýyor ki, parti içi iktidarý eline geçiren, kendi istemeden oradan indirilemiyor.
Düþünebiliyor musunuz; þu an CHP'de yeni bir deðiþimin önünü açabilmek adýna seçimli bir olaðanüstü kurultay yapýlmak istense, mevcut kurultay delegelerinin yarýdan bir fazlasýnýn noter tasdikli imzasý gerekiyor.
Bu sayýyý elde eden bir grup zaten yapýlacak seçimi de alýr.
Ama parti içi iktidarý elinde bulunduranlarýn dizayn ettiði bir delegasyon yapýsý içerisinde, kendini açýk ederek muhalefetten yana tavýr alacak o kadar kiþiyi bulmanýn zorluðu ortada.
Ýl Baþkanlarýný, ilçe baþkanlarýný ve hatta kurultay delegelerini siz belirleyecekseniz, sonra da “haydi! Hodri meydan” diyeceksiniz.
Ben inanýyorum bu seçim barajý olmadan yapýlacak bir olaðanüstü kurultayda mevcut yönetim kesinlikle gizli oyla yapýlacak bir seçimi kaybeder.
Onlar da bunu bildikleri için, bir yandan muhalefete” bulun yeterli sayýyý, yapýn kurultayý” diyorlar.
Öte yandan da kurultayda oy kullanacak delegelere parmak sallýyorlar
“Yarýn yerel yönetimler seçimi olacak, senin belediye baþkaný ya da meclis üyeliðine atanmaný, il ya da ilçe baþkaný seçilmeni ancak ben saðlayabilirim!”
Böyle bir beklenti içinde olan kurultay delegelerinin açýktan genel merkeze karþý tavýr geliþtirebilmelerinin ne kadar zor olduðunu tahmin edersiniz.
O zaman sorun, parti içi demokrasinin yerleþtirilememesi, içselleþtirilememesi olarak karþýmýza çýkýyor.
Doðal olarak aklý baþýnda her insan, “kendi partisinde demokrasiyi iþletemeyenler nasýl ülkede demokrasiyi savunabilirler?” sorusunu soruyor.
Yalnýzca CHP deðil, tüm siyasi partilerde bu sorun var.
Topluma deðil, kendine demokrasi isteyenlerin iktidarýndan kurtulmadan, ülkemizde demokrasinin tüm kurul ve kurallarýyla iþletilemeyeceði gerçeðini kabul etmek zorundayýz.
Ýktidarýn pervasýzlýðýndan kurtulmanýn, kendine çeki düzen vererek toplumu kucaklayabilmesinin yolu da güçlü ve kararlý, demokratik bir muhalefetten geçiyor.
Ayhan ONGUN
(Gazeteci-Yazar)
17.07.2018/BODRUM
