Halk ne yaparsa, doğru yapar!

13 Haziran 2015 15:55 / 1327 kez okundu!

 

 

7 Haziran seçimleri ardından yapılabilecek en doğru tespit budur diye düşünüyorum.

Kimi okuyucular” halk popülizmi “olarak da değerlendirebilirler ama siyasetin normalleşmesi açısından bu sonuçlardan tüm siyasi partilerin ve siyasetle ilgilenen herkesin alacağı bir ders vardır.

Özellikle de, kendisini bu ülkenin sahibi, kendisi gibi olmayanları da yok sayan kibirli modernistlerin alacağı çok daha fazla ders olacaktır.

Kendi istedikleri sonuçların çıkmadığı tüm seçimlerin sonucunda sandık hilelerinden söz eden, daha da önemlisi “bu halk cahil, ne istediğini, kime oy vereceğini bilmez” diyerek sürekli halkı küçümseyen, öteleyen endişeli modernler; halkın bu sağduyulu yaklaşımı karşısında bakalım hangi anlamsız bahanelerin ardına saklanacaklar.

Her geçen gün biraz daha kirlenen, çok kaygan bir zeminde yapılan siyasetin normal seyrine ulaşması, demokratik yol ve yöntemlerin benimsenmesi ve kalıcı hale gelmesi için siyaset kurumunun önüne çok önemli bir fırsat çıkmıştır.

Öncelikle bu seçim yarışının mutlak ve tartışmasız galibi HDP nin hakkını teslim etmek gerekir. Seçimlere parti olarak girerek, çok önemli bir risk almalarına karşın seçim sürecini çok iyi yöneterek, kadrolarını en verimli şekilde kullanarak ve de en önemlisi, kendi blok oylarının dışındaki kitleleri yanına almasını başararak bu seçimlerde herkesin takdir edeceği bir zafer kazanmışlardır.

Türkiye partisi olma iddiasındaki HDP’ye halk, çok önemli bir kredi tanımış, bir anlamda Erdoğan’ın şahsında giderek pervasız bir yönetim şekli uygulamaya başlayan AK parti’ye “biraz dur, soluklan, kendine gel!” demiştir.

Kuşkusuz AK Parti yetkilileri bu sonuçların” stratejik derinliğini” çok boyutlu değerlendireceklerdir. Öte yandan halkın önemli bir bölümü yine tercihini AK Partiden yana kullanarak, bir süre daha desteğini sürdüreceği mesajını vermiştir.

Milletvekili sayısında önemli bir artış sağlayan MHP’nin bu sonuçları nasıl algılayacağını, nasıl bir yol izleyeceğini doğrusu merak ediyorum.

Seçim sürecinde en iyi kampanyayı yapan ana muhalefet partisi CHP, öyle sanıyorum bu sonuçlardan da, geçmişte yaptığı gibi bir başarı öyküsü çıkarmaya kalkmaz.

Gerçi muhalefetteki ana amacı AK Partiyi iktidardan düşürme hedefini gerçekleştirmiş olmasını bir başarı olarak görenler mutlaka vardır.

Ancak önemli olan, bundan sonra nasıl bir politika izleyeceği!

Eğer seçim sonrası süreci iyi yönetemezse, "reklamcı Ali Taran olmasaydı, CHP ne yapardı?” diyenler haklı çıkar.

Profesyonel bir ajansa parayı verdiğinizde size en verimli kampanyayı örgütler ancak bu kampanya süresince verilmek istenen mesajları halka indirecek iletişim kanallarını, örgütü iyi yönetemezseniz bugün aldığınız sonuca sevinmek durumunda kalırsınız.

CHP aldığı bu oyları bile bence Ali Taran ve kadın örgütlerine borçludur. Bu arada çok iyi bir performans gösteren Kılıçdaroğlu’nun da hakkını inkar edemeyiz.

Öte yandan, her dönem çok iddialı söylemlerle slogan siyaseti yapanlara prim vermeyerek, toplum; böyle bir lüksü olmadığı mesajını da ilgili yerlere ulaştırmıştır.

Peki, gelinen bu noktada asıl yapmamız gereken; "Siyaset nasıl evrilecek, nasıl normalleşecek?" sorusuna cevap aramaktır.

Tek parti iktidarından, koalisyonlar dönemine geçildiği gerçeğinden hareketle; şimdi tüm siyasi partilerin yeniden politikalarını gözden geçirmeleri zorunluluğu doğmuştur.

Artık kırmızı ya da başka renk çizgiler, değiştirilmesi teklif bile edilemeyen kurallar, vazgeçilemez ilkeler bahane edilerek uzlaşmaz tavır sergileyenleri bu halk affetmeyecektir.

Ülkenin geleceği, barış ve demokrasinin yerleşmesi, özgürlük alanlarının genişletilmesi, yeni bir anayasa yapımı konusunda toplumsal uzlaşı aramayan siyasiler tarih önünde bunun hesabını veremezler.

Üstelik de iktidar partisinin” bunların iktidar olma niyetleri yok, tek amaçları iktidara karşı olmaktır” tezini haklı çıkarmış olmanın vebalini ve sorumluluğunu yüklenmiş olurlar.

Bu seçimler bir kez daha göstermiştir ki, bu güzel ülkenin güzel insanları her şeyin en iyisine, en güzeline layıktır.

Neyin iyi, güzel, doğru olduğuna karar verebilecek basirete ve derinliğe sahiptir.

Sakın ola, bir daha halkın bu gücünü, kararlılığını ve iradesini sorgulamaya, küçümsemeye kalkmayın.

Şimdi olduğu gibi, her dönemde halk; kendi iradesine rağmen kendisini yönetmeye kalkanlara fırsat vermediği gibi, gerekli dersi vermeyi de bilir.

Sonuç olarak, bu seçimlerden demokrasi galip çıkmıştır.

Alınması gereken en önemli ders, Halk ne yaparsa, doğru yapar!


Ayhan ONGUN

Gazeteci-yazar

09.06.2015/BODRUM

 

Son Güncelleme Tarihi: 13 Haziran 2015 17:36

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.