GALÝP, MAÐLUP OLUR MU?

28 Haziran 2018 01:24 / 1244 kez okundu!

 

 

Ýktidar partisine de, muhalefet partilerine de çok ince ayar veren halkýn saðduyusunu, iradesini görmezden gelerek, yine halký küçümseyen, suçu onun üzerine atan, sanki kendi üzerine düþen görevi yapmýþ gibi, parti örgütlerini, siyasileri ve hatta kendisi gibi olmayan, düþünmeyen herkesi suçlayan, aþaðýlayan; üstenci, kibirli modernistleredir sözüm.

 

****

 

GALÝP, MAÐLUP OLUR MU?

 

Öðretmen okulu 2.sýnýf öðrencisiyiz. Sýnýflar arasý Basketbol þampiyonasý var ve bizim sýnýf 3.sýnýflarla final maçýna çýkacak. O günlerde yaptýðýmýz bir eylemden dolayý benimle birlikte 2 arkadaþým daha beþer gün okuldan uzaklaþtýrma cezasý almýþýz.

Beden eðitimi öðretmeni ve maçý yönetecek hakem olan hocamýz daha maça çýkmadan takým kaptaný olarak beni çaðýrdý ve “siz boþuna oynuyorsunuz, sizin þu an cezanýz nedeniyle okulda bulunmamanýz gerekir, galip gelseniz bile maðlup sayýlýrsýnýz”, dedi. Biz “siz kabul etmeseniz de bu maça çýkacaðýz ve rakibimizi yeneceðiz” dedik. Gerçekten de o hýrsla müsabakadan galip ayrýldýk. Ancak kulaklarý çýnlasýn, Mesut Hoca daha önce söylediði gibi kupayý maçýn sonunda yenilen takýma verdi

Topraðý bol olsun, herkesin baba dediði bir okul müdürümüz var. Adaletli, müþfik, barýþçýl bir insandý. Her baþýmýzýn sýkýþtýðýnda olduðu gibi yine ona gittik, derdimizi anlattýk. O da Mesut Hoca’yý çaðýrttý ve aynen þunlarý söyledi. “ Hoca bu nasýl iþ; galip maðlup olur mu? Üzmeyin gençleri!”

Okul müdürümüz o herkesin takdir ettiði bilge kiþiliðiyle öyle sanýyorum, kimseyi üzmeyecek formülü bulmuþtu. Bir bakýmýyla;” galip geleni nasýl maðlup sayarsýn “ anlamýna gelen, diðer yanýyla “ galip olmuþ, maðlup olmuþ ne önemi var. Böyle bir konu için gençlerin arasýna nifak sokmayýn, bir kupa için okulun huzurunu bozmayýn” demek istemiþti.

Iþýklar içinde yatsýn, saygýyla anýyorum. Okul Müdürümüz Osman Bektaþoðlu iyi bir eðitimci olduðu kadar, çözüm odaklý çok iyi bir yönetici, bizler için çok deðerli bir rehber, yol göstericiydi.

Bir yýl da okul baþkanlýðý yaptýðým onun müdürlük döneminde edindiðim en temel öðreti bu olmuþtur.” Sorun deðil, çözüm odaklý olmak.”

Hiç unutamadýðým bu anýmdan yola çýkarak 24 Haziran seçim sonuçlarýna iliþkin bazý saptamalarýmý sizlerle paylaþmak istedim.

Öncelikle þu gerçeðin altýný çizmek gerek

Bu seçim adil, eþit koþullarda yapýlmadý.

Rakip takýmýn istediði zaman, onun istediði sahada ve onun belirlediði kurallarla oynandý. Üstelik hakemi de o belirledi.

Bu durumda ya tüm bu koþullarý kabul etmeyip maça çýkmayacaksýnýz, ya da her þeye raðmen çýkýp bütün yeteneklerinizi, çabanýzý ortaya koyarak kazanmaya çalýþacak ve müsabakanýn sonunda da sonuca razý olacaksýnýz.

Kuþkusuz her zaman bizim okul müdürü gibi adil bir yönetici bulamazsýnýz.

Ama en azýndan tüm seyircilere bütün bu adaletsizlikleri, eþitsizlikleri ve hakem hatalarýný gösterme, normal koþullarda yapýlacak bir yarýþta rakibinizi yenebileceðinizi göstermiþ olursunuz.

Cumhur ittifakýnýn ve özellikle de Erdoðan’ýn tüm devlet olanaklarýný, yetkilerini kullanarak seçim kampanyasý yapmýþ olmasý bile tek baþýna bu seçimin adil yapýlmadýðýnýn bir göstergesidir. Ancak madem bütün bunlarý bilerek ve kabullenerek yarýþa girmiþsin, sonucuna katlanmak zorundasýn.

Son yaptýðý açýklama için Muharrem Ýnce’yi takdir etmek gerekir. “Yenilgiyi kabulleniyorum. Seçimde oylar çalýnmýþ bile olsa bu durum aradaki on milyonluk farkýn izahý olamaz.” dedi.

Buna karþýlýk yeni dönemin yeni Cumhurbaþkaný Erdoðan da yaptýðý balkon konuþmasýnda, rakiplerini kýrmamaya özen göstererek” bu seçimin galibi 81 milyondur, seçmenin bize verdiði mesajý aldýk ve eksiklerimizi gidereceðiz” dedi.

Burada  tek tek siyasi partilerin durumunu, oylarýný deðerlendirmek yerine toplumdaki bir yanlýþ algýya dikkat çekmek istiyorum. Daha doðrusu liderlerin ve parti yöneticilerinin ne diyeceklerine bakmadan, saðlýklý bir deðerlendirme yapýlmasýnýn mümkün olmadýðý hemen seçim akþamýndan baþlayarak sosyal medyadan akýl vermeye, ferman çýkarmaya kalkýþanlaradýr sözüm.

Partilerin yetkili kurullarý toplanýp, gerekli deðerlendirmeleri yapmadan, akademisyenler; sonuçlar üzerinden sosyolojik ve sayýsal tespitler açýklamadan, duygusal tepkilerle ahkam kesen klavye kahramanlarýnadýr sözüm.

Ýktidar partisine de, muhalefet partilerine de çok ince ayar veren halkýn saðduyusunu, iradesini görmezden gelerek, yine halký küçümseyen, suçu onun üzerine atan, sanki kendi üzerine düþen görevi yapmýþ gibi, parti örgütlerini, siyasileri ve hatta kendisi gibi olmayan, düþünmeyen herkesi suçlayan, aþaðýlayan; üstenci, kibirli modernistleredir sözüm.

Desteklediði siyasi parti istediði sonucu alamayýnca üzülmek, ülkede demokrasi, barýþ ve huzur adýna kaygýlanmak, anlýk da olsa sorumlulara kýzmak, tüm bunlar insani tepkilerdir, anlaþýlýr. Ancak daha ilk günden, suçlu arayýþýna girerek, kimilerini istifaya, kimilerini göreve çaðýrmak ne kadar doðru olur?

Kuþkusuz her yenilginin ardýndan yönetim kadrolarýnýn kendi kitlesini tatmin edecek açýklamalar yapmasý, özeleþtiride bulunmasý ve dahi hesap vermesi beklenen tavýrlardýr.

Ama bir çýrpýda yargýsýz infazlara baþvurmak, kamuoyunu galeyana getirecek paylaþýmlarda bulunmak yalnýzca sorunun parçasý olmaktýr.

Oysa Türkiye’de siyasetin çözüm odaklý politikalara ve zihinsel deðiþimlere ihtiyacý var.

 

Ayhan ONGUN

(Gazeteci-Yazar)

26.06.2018/ BODRUM

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.