İZMİR'İN ZAMLARI

29 Aralık 2009 16:41 / 2273 kez okundu!

 


Ülkenin can yakıcı gündemleri arasında, yoksullaşan kitlelerin canını yakan paylaşımda adaletsizlik, işsizlik, pahalılık gibi sorunları da atlamamalıyız. Bu sorunlar kapitalist sistemin derdi değildir, ancak yoksul ve orta geliri olan halk yığınlarının derdidir. Bu derdi kendine dert etmeyen siyasi hareketlerin, siyasi partilerin, eşitlik, hakkaniyet ve toplumsal adaleti sağlama konusundaki sözlerinin hiçbir anlamı yoktur.

Bu düşüncelerle, İzmir’in Yerel Yönetimi’nin yönetim anlayışının ürünü olan su ve toplu ulaşımı zamlandırma konusundaki ısrarcı politikasını dikkatinize sunmak istiyorum.

Yerel seçimlerde yüzde ellinin üzerinde aldığı oy ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı CHP’nin adayı Aziz Kocaoğlu kazanmıştı. “İşimiz İzmir gücümüz İzmir” sloganı ile seçimi kazanan CHP’li yerel yönetimin yeni dönemde yaptığı icraatların başında suya yaklaşık yüzde 20, toplu ulaşıma da yüzde 11 ila 50 oranında zam yapmak oldu. 1 Haziran 2009 tarihinden geçerli olan zam uygulaması büyük tepki yarattı. Bu arada; “Kentimizi sermayenin güdümünden geri almak, yaşam alanlarıyla uyumlu planlama, İzmir’i barış ve kardeşliğin başkenti, Ege Denizi’ni barış gölü yapmak” iddiası ile yola çıkan ve “sosyal ve katılımcı yerel yönetim” öneren ve Büyükşehir ve ilçe belediye başkan adayları ile belediye meclis üyesi adayları ile seçime giren İzmir Birlikte Başaracağız Platformu zam kararlarını yargıya taşıdı. Önce su zammı yetki yönünden hukuka aykırı bulundu ve mahkemece durduruldu. Bu kez, aynı zam kararını Genel Kurul sıfatıyla Büyükşehir Belediye Meclisi’nden çıkarttılar. İkinci durdurma kararı, toplu ulaşım zamları için çıktı.

Yerel yönetim nasıl bir anlayışla yönetilmeli konusunda ders verici nitelikte olan İzmir 2. İdare Mahkemesi’nin 10.11.2009 tarihli kararında özetle; "…idareye verilen toplu ulaşım bedelini belirleme yetisinin kamu yararı, hizmet gerekleri, devletin sosyal niteliği, hakkaniyet, objektif ölçüler gibi temel hukuk ilkeleri dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği, toplumdaki kamu hizmetlerinden ve kamu hizmetleri içinde yer alan toplu ulaşım olanaklarından, herkesin eşit, güvenli, konforlu ve en ucuz şekilde yararlanmasının asıl olduğu, kamu hizmetinden yararlanıldığı ölçüde külfete katlanmak konusunda davalı idarece adil ve dengeli bir dağılımın amaçlanması ve buna göre hedef ve ölçülerin belirlenmesi gerektiği, toplu ulaşıma yapılan zammın yeniden değerlendirme oranlarını ve enflasyon oranlarını aşar şekilde olduğu, toplu taşıma hizmetinin kamu hizmeti özelliği de göz önünde bulundurulmaksızın işlem tesis edildiği, bu nedenle zam kararının hukuka, hakkaniyete, külfetlerin adil dağıtılması ilkesine ve kamu yararına aykırı olduğundan, hukuka aykırılığı açık olan işlemin, uygulanması halinde telafisi güç zararlar da doğurabileceğinden teminat alınmaksızın yürütmesinin durdurulmasına…" denmektedir.

Hukuk herkese lazım

Mahkeme kararı üzerine ne yapılmalıydı? Anayasa’nın 138. maddesi ve İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 28. maddesi gereğince mahkeme kararının gecikmeksizin, en geç 30 gün içinde uygulanması gerekmekteydi. Yani; toplu ulaşımda 1 Haziran 2009 tarihinden önceki tarifeye dönülmeli ve 1 Hazirandan bu yana hukuka aykırı zamlı tarife üzerinden tahsil edilen fazla ücretlerin geri verilmesi gerekmekteydi.

Öyle mi oldu? Bakın nasıl bir karar almışlar; bugün (27 Aralık 2009 Pazar) eski tarife uygulanacak, yarın mahkemenin durdurduğu tarifenin de üzerinde yeni bir tarife yürürlüğe girecek. (http://www.yeniasir.com.tr/KentHaberleri/2009/12/27/izmirliye_otobus_ve_metro_artik_daha_ucuz)

Bunun anlamı nedir? Yerel Yönetimin ne hukuk kuralları ne de İzmirlilerin yararı umurunda. Yapılan açıkça mahkeme kararına direnmektir, İzmirlilerle alay etmektir. Hukuk Devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesini yok saymaktır. Hukuksal güvenliğin ortadan kaldırılmasıdır.

Sorarım size; eleştirdiğiniz AKP yönetiminden ne farkınız var? Örneğin metro ihalesinin iptali ile ilgili davada mahkemeden alacağınız karar Kamu İhale Kurumu tarafından uygulanmazsa, buna karşı söz söylemeye yüzünüz olacak mı?


Zararın hesabını vermelisiniz

Aman zarar ediyoruz demeyin, bunun yerine yapılan harcamaların gerçekten İzmirlilerin yararına olup olmadığının hesabını verin. Örnek mi; yerel seçimler döneminde İstanbul Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası, belediyelerin yapmış olduğu seçim harcamalarını açıkladı. (http://archive.ismmmo.org.tr/docs/basin/2009/bulten/22032009_belediyebutceleri.pdf)
Buna göre; “…İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından seçim çalışmaları için 300 milyon lira harcanmıştır…” Bu harcamanın ne kadarı, belediye hizmetleri için zorunlu ve gerekli harcamaydı? Bu sorunun yanıtı için şunları anımsatmakta yarar var; seçim kampanyasının başlarında Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerini tanıtmak görüntüsü altında, kentin her yanı, belediye otobüsleri Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun fotoğraflarının bulunduğu ve “işimiz İzmir gücümüz İzmir” sloganlı afişlerle donatıldı. Artık “işimiz İzmir, gücümüz İzmir” sloganı Aziz Kocaoğlu’nun simgesi halini almıştı. Seçim yasaklarının başlaması üzerine, aynı sloganlı afişler, bu kez yalnızca “İzmir Büyükşehir Belediyesi” imzalı olarak yine panolara, belediye otobüslerine asıldı, gazetelere ilanlar verildi. Diğer yandan aynı sloganla CHP Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Aziz Kocaoğlu’nun devasa afişleriyle kentin boş binaları donatıldı. Kocaoğlu’nun fotoğrafları, yazıları, açıklamalarından başka bir şey içermeyen ve aynı sloganı kapak yapmış olan Büyükşehir Belediyesi’nin yayın organı olan “İzmir Büyükşehir” gazetesinin içinde, Büyükşehir Belediyesi’ne ait Eşrefpaşa Hastanesi tarafından dağıtılan diş fırçası ve diş macununun yanında Kocaoğlu’nun bildirgeleri dağıtıldı.

Bir yanda kent halkının önemli bir bölümü, yoksulluk ve açlık içinde kıvranırken, seçim çalışmaları için kamu kaynaklarının harcanması, hangi sosyal politika ve anlayışla açıklanabilir. Bu yaşananlar karşısında zarar savunmasının hiçbir hukuki ve ahlaki yanı yoktur. Kaldı ki, kamu hizmetinde kar-zarar hesabı yapılmaz, verilen hizmetin bedeli, hizmetten yararlanacakların karşılayabileceğinden fazla olmamalıdır. Kamu kurumu olmanın gereği budur.

Şimdi yapılması gereken; elde edilmiş mahkeme kararının uygulanmasını sağlamak, toplu ulaşıma yapılan zamları durdurmak. Gerçekten hukukun üstünlüğünden yanaysak, gerçekten yoksuldan, toplumsal adaletten yanaysak, bunu yapmak zorundayız.


Arif Ali Cangı
27.12.2009
cangi@cangi.av.tr

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
31 Aralık 2009 13:26

hurkus

Ulaşımda önce indirim, sonra bindirim

İzmir Büyükşehir Belediyesi, mahkeme kanalıyla durdurulan yüzde 11-50 oranındaki ulaşım zammını, 1 günlük indirimli tarife uygulayarak değiştirdi. Bugün yeniden 5 kuruşluk artışla zammı yürürlüğe koydu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, mahkeme kanalıyla durdurulan yüzde 11-50 oranındaki ulaşım zammını, 1 günlük indirimli tarife uygulayarak değiştirdi. Bugün yeniden 5 kuruşluk artışla zammı yürürlüğe koydu. Bugünden itibaren geçerli olacak zam ile İzmir ulaşımda Türkiye’nin en pahalı şehri haline geldi. İzmir’de otobüslerebiniş 1.55 TLolurken, İstanbul ve Ankara’da 1.50 TL İzmir 2. İdare Mahkemesi’nin, 1 Haziran 2009’dan beri uygulanan toplu ulaşım tarifesini iptal etmesinden sonra Büyükşehir Belediyesi ilginç bir karar aldı. Mahkeme kararına bir günlüğüne uyan belediye dün otobüslere tam binişleri 1,35 TL yaptı. Fakat bu indirim sadece 24 saat sürdü. Bugünden itibaren ise tam binişler 20 kuruş zamlandı ve 1.55 TL oldu. Öğrenci ve öğretmenlerin indirimli tarifesi ise 90 kuruştan 85 kuruşa çekildi. Şoför kartı ile otobüslere binişler ile jetonla vapurlara binişler 2 TL’den 3 TL’ye yükseltildi. Bu arada 90 dakika içinde yapılan ikinci ve üçünücü binişlerden para alınmaması uygulaması da bundan sonra da devam edecek.

İZMİR ULAŞIMDA EN PAHALI ŞEHİR
Bu kararlarla İzmir ulaşımda Türkiye’nin ne pahalı şehri haline geldi. İzmirliler tam binişlerde İstanbullulardan bile daha fazla ödeyecek. İstanbul’da “Akbil” kullanarak otobüsülere binenler 1.5 TL ödüyor. İndirimli bilet ise 85 kuruş. Fakat ikinci binişlerde yarı fiyat uygulaması var. Bu şehirde ayrıca aylık 110 TL’lik “Akbil” karşılığında sınırsız ulaşım olanağı da mevcut. Öğrenciler için de 55 TL’lik “Akbil” karşılığında sınırsız ulaşım imkanı var. Ankara’da toplu ulaşımı kullananlar otobüse 1.39 TL’den biniyor. Yılbaşından itibaren geçerli olacak zam ile bu şehirde ulaşım 1.50 TL olacak. Yani yine İzmir’den ucuz olacak. Bu arada Ankara’da otobüslere 45 dakika içinde ikinci binişlerden herhangi bir ücret de alınmıyor. Büyükşehir’in ulaşım zammaında bir günlük indirim yaparak ardından 5 kuruşluk artış yapması da tepkilere neden odu. AK Parti İl Başkanı Ömür Kabak, Büyükşehir Belediyesi'nin hile yaptığını belirterek uygulamayı "hile-i şeriye" olarak nitelendirdi. Kabak, uygulamaya hukukta “hile-i şeriye” denildiğini belirterek, “Mahkeme kararını uyguluyormuş gibi yapıp, aslında farklı işleri hayata geçiriyorlar. Bu hukuka, İzmirliye ve mahkeme kararına büyük bir saygısızlıktır. Mahkeme kararına uyulması ve fiyatların indirilmesi gerekirdi. Bu kararla İzmir halkı mağdur edilmiştir. Yapılan uygulamayı kınıyoruz. Bu arada ulaşım zammına karşı dava açan avukat meslektaşım ve arkadaşlarını tebrik ediyorum. İzmir hakkını koruma açısından güzel bir uğraş veriyorlar. Belediyeye de hukuka uymasını tavsiye ediyoruz." dedi.

“HUKUK HERKESE LAZIM”
Ulaşım zammını 27 arkadaşıyla birlikte dava açarak durduran Birlikte Başaracağız Platformu Başkanı avukat Arif Ali Cangı ise, "Bu yapılan İzmir'de toplu ulaşımı kullanan İzmirlilerle alay etmekten başka bir şey değil" diye konuştu. Cangı ayrıca Büyükşehir Belediyesi'nin metro ihalesinin iptali nedeniyle Kamu İhale Kurumu'na (KİK) açtığı davayı kazanması ve KİK'in bu kararı uygulamaması durumunda nasıl bir tepki göstereceğini de merak ettiğini belirterek, "Benzer durum Büyükşehir Belediyesi'nin başına gelirse acaba tepkisiz mi kalacak" diye sordu. Herkesin eşit, güvenli, konforlu ve en ucuz ulaşımdan yararlanma hakkı olduğunu belirten Cangı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ulaşımla ilgili zam kararı alanların dar ve orta gelirli İzmirlileri düşünmesi gerekiyor. Fiyatlar bu insanların gelirleri ile orantılı olmalı. Eğer külfet ve yük haline gelirse o zaman hakkaniyet olmaz. Bu kararda imzası olanlar nasıl bir hakkaniyet anlayışı içindeler ki böyle bir uygulamayı hayata geçiriyorlar. Bunu anlamak mümkün değil. Bu kentimizdeki yerel yönetim anlayışının nasıl olduğunu gösteriyor. Bu Büyükşehir Belediyesi'nin ticari bir çeteymiş gibi yönetildiğinin göstergesidir." Metro ihalesini iptal eden Kamu İhale Kurumu'nun kararına karşı dava açan Büyükşehir Belediyesi'nin bu davayı kazanması ve KİK'in uygulamaması durumunda tepkisinin ne olacağını merak ettiğini belirten Cangı, hukukun herkese lazım olduğunu dile getirdi. Cangı, "Büyükşehir Belediyesi KİK'e karşı açtığı davayı kazanırsa ve KİK bu kararından 1 günlüğüne vazgeçip ihaleyi tekrar iptal ederse tepkileri ne olur? Büyükşehir 'Bu hukukun ihlalidir' diye feryat eder ve bu da doğaldır. Şimdi de bizim feryat etme hakkımız var. Bu sadece beni ve 27 arkadaşımı değil, tüm İzmirlileri ilgilendiren bir dava. Şimdi tüm İzmirlilerin bu tavıra karşı durması gerekiyor" diye konuştu.

“YENİDEN DAVA AÇACAĞIZ”
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin uygulaması karşısında tekrar dava açacaklarını belirten Birlikte Başaracağız Platformu Başkanı avukat Arif Ali Cangı, "İzmirlilerin hakkını sonuna kadar savunacağız ve demokratik hakkımızı kullanacağız. Bu eşik açılırsa bundan sonra bu kentte hiçbir hak elde edilemez. Aksi halde hukuk güvenliğinin olmadığı bir kente dönüşürüz" diye konuştu.

ege.sendeyolla.com
27 Aralık 2009 22:49

msakaryalı

Arif bey merhaba,

Bugün otobüse bindim. Kentkartımı kontrol eden elektronik alet "bakiyeniz yetersiz" uyarısı yaptı. Aşağıya inmek istedim. Şoför "inme abi" dedi. Kontür yetersizliğinin bir çaresini bulduk ve başladık şoförle sohbete.

Kentkartlardan eski ücret alınıyordu. Fakat yarından -28.12.2009- itibaren 90 dk uygulaması kaldırılmış.
Yani "mahkeme kararı"na böylece uyulmuş olacak.

Otobüs zamlarından sonra şoförlere de 50 TL zam yapılmışmış, onlar geri alınmayacakmış. Dava açıp
zamları geri aldıranlara okkalı bir hakaret geliordu ki, "dur" dedim. Yani "kızgınlık" var belediyemizde, ve en alt elemanlara dek sirayet etmiş "kızgınlık".

Alınan mahkeme kararlarının halkın yararına olduğunu halka anlatmak gerekiyor.

Kolaylıklar dilerim.

M.Sakaryalı
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.