Sivil Toplum ve Hayat

05 Temmuz 2018 22:02 / 1096 kez okundu!

 

 

Bir devlette, bir millette sivil toplumun çalışmaları ne kadar fazla, sesi ne kadar gür çıkarsa orada hayat daha kolay olur, adalet tezahür eder, işler rayında yürür, insanlar kendini güvende hisseder… Benim sivil toplumla ilgili bir tespitim var; Diyorum ki eğer güçlü bir sivil toplumunuz yoksa; siyaset sizi talan eder, bürokrasi size üstten bakar, militarist güçler size tokat atar, çık çıkabilirsen bu çetrefilli hayatın çarkından.

 

****

 

Sivil Toplum ve Hayat

 

Bir devlette, bir millette sivil toplumun çalışmaları ne kadar fazla, sesi ne kadar gür çıkarsa orada hayat daha kolay olur, adalet tezahür eder, işler rayında yürür, insanlar kendini güvende hisseder…

Benim sivil toplumla ilgili bir tespitim var; Diyorum ki eğer güçlü bir sivil toplumunuz yoksa; siyaset sizi talan eder, bürokrasi size üstten bakar, militarist güçler size tokat atar, çık çıkabilirsen bu çetrefilli hayatın çarkından.

Eğer bilinçli ve güçlü bir sivil toplumunuz varsa sesini yükseltir “ bir dakika arkadaş neler oluyor?” der, ve haksızlığa karşı bir tepki gösterir. Bu, dünyanın her alanında böyledir. Mavi Marmara hadisesi kadar İsrail’i zor durumda bırakan başka  bir hadise söyleyebilir misiniz? Sanırım yok çünkü faaliyet sivil toplum faaliyetiydi de ondan.

Gönüllü kuruluşlar olan sivil toplum oluşumları yaptıkları işi seve seve yaparlar, yetmiyor cebinden para vererek faaliyetlerine destek verirler. Bazen proje adı altında bütçeden bir pay alsalar da bir liraya beş iş yapıp tasarrufa dikkat ederler.

Dernekler dairesi başkanlığının sitesinde yayınlanması uygun görülen 9 makaleden biri bana aittir elhamdülillah. “Yoksa hala bir derneğe üye değil misiniz?” başlıklı yazımda dernekleşmenin öneminden bahsetmiş, kayda değer bir sivil çalışma ile hayatı kolaylaştırıcı birçok çalışmanın yapılabileceğinin altını çizmiş, sivil toplumun önemini anlatmışım.

Sivil toplumda üye, onursal üye, gönüllü üye ve destekçi tarzında dört çeşit mensubiyet bulunur.

Üyeler hem derneğe aidat öderler hem de derneğin faaliyetlerine katılırlar, onursal üye de derneğe özel bir katkısı olan kimsedir ki; yönetim kurulu kararı ile kendilerine bu unvan verilir. Gönüllü üyeler bir yanda derneğin hayatın içindeki sesi olurlar, bazen gerekirse bağış yaparlar. Destekçiler de hem dernek için bir güven verirler hem de bazen derneğin ihtiyacı olursa görevlendirme ile faaliyetlerine katkıda bulunurlar.

Örneğin ben;

İnsan Hakları Cemiyeti(İHC) üyesiyim,

Yeniden Yaşam Kanserle Mücadele derneğinin onursal üyesiyim,

Türkiye Avrasya Stratejik Araştırma merkezi(TASAM)’ın gönüllü üyesiyim,

Türkiye küçük Millet Meclisleri(TkMM)’nin destekçisiyim.

Kardeşim bu sivil toplumun derdi şehrimizde benden fazla bilen, yaşayan yok desem inanın.

Şimdi soruyorum bir şehirde nasıl olur da bin bir dernek olur? Bunun kime ne faydası olur? Tek bir faydası var o da derneğin başkanı “ben başkanım” deyip egosunu tatmin ediyor.

Maalesef sivil toplum konusunda ülkemizde daha acemiliği gideremedik, ya siyasetin arka bahçesi olunuyor ya da devletin arka bahçesi. Halbuki sivil toplum devlete akıl veren siyasete yön veren bir niteliğe sahip olmalıdır.

Bir defasında uluslararası sivil toplum kongresinde dernekler dairesi başkanına dedim ki; “dernekler konusunda yeterli bir seminer alıp sertifika almayı hak etmeyen kimselerin dernek yönetiminde yer almaması lazımdır.” Kendisi bu tespitimin önemli bir mevzu olduğunu söyledi, ama şimdiye kadar öyle bir şart gelmedi. Çünkü birileri sivil toplum oluşumlarının güçlenmesini istemiyor.

Düşünebiliyor musunuz il dernekler müdürlüğüne dernekler, sendikalar ve siyasi partiler bağlı ve bu müdürlük de Ankara’da bir daire başkanlığına bağlıdırlar, bu kendi başına bir sorun değil mi?

Bir ara bize “Siyasi ve Sosyal İşler Bakanlığı” lazım diye, bir yazı yazmıştım ve bu bakanlığın hayata katkısını anlatmıştım. Ne yapayım, medya mensupları, sözüm ona aydınım diyen kimseler böyle dertli meselelerle uğraşmıyorlar, gündemin basit meseleleriyle vakit öldürüyorlar.

Özetle sivil tolum kurumları mensubu kimseler,

*Fedakârdırlar, karşılıksız çalışırlar,

*Cesurdurlar, doğru olanı dillendirirler,

*Neticede talepleri gerçekleşir mi gerçekleşmez mi, umursamadan çalışırlar,

*Maddi menfaat onların hedefleri arasında yoktur,

*Siyasi eğilimlerini düşünmeden; doğruya doğru, yanlışa yanlış derler.

Gelin bu konuya eğilelim, hem bir yandan huzur bulalım, hem dua alalım hem de her geçen gün sevabımız artsın.

Sivil toplum oluşumları çalıştıkça hayata kalite gelir. Bir uyarıda da bulunmadan geçmeyeceğim, başkanlık unvanını bırakmakta direnen sivil toplum kuruluşları, gelişemediği gibi ondan da uzak durun derim.

Selam ve dua ile.

 

Eyüphan KAYA

05.07.2018, Diyarbekir

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.