Þiirler - 2

15 Nisan 2010 15:22 / 1931 kez okundu!

 


avlumda aðlayýþ büyüyor ne yapsam
anne desem deðil aný hiç deðil
hep alnýma dikaçýyla düþen aþk

----------------------------------------------------------

./aðyar


atýmdan düþtüm

az olsam bu kadar yorulmazdým
aynalar mý uzun akþamlar mý
aðaçlar gibi adresime tutundum

avlumda aðlayýþ büyüyor ne yapsam
anne desem deðil aný hiç deðil
hep alnýma dikaçýyla düþen aþk

arzuhal olsam yazýlmazdým
ada mýydý aradýðým adanmak mý
usulca aðýlýna dönüyordu sarhoþluðum

avdým huzurunda acýnýn sunaðýnda adak
aðzýmdaki ince alay avucumda ateþ
ve ahenkten iplik iplik söktüðüm ay

adýmdan düþtüm



./berhayat

boynuma eðiliyordu bað

tarihin belkisinde gövermiþ bu beylik
babasýz büyüyen çocukluktu armaðandý
usulca uðuldayan annemizin buhurlu nefesiyle

her bahar badem çiçekleriydik gövdede
vurdukça kýran ümüðümüze takýlý bergüzar
dünya bent olurdu sýzardýk düþümüze

ah benden bize bu kýsacýk bahtiyarlýk
battal bir boþluða bedel olarak ödediðimiz
bedestende beyhude gönülde bozlak

berhane bir kavmin göðsüne kurduðumuz baðdaþ
benliðimiz yurtsuzdu bedenimiz bimekan
ve bileklerimizi ödünç alan bembeyaz býçak

doðuyordum baðanýmýn içine


Ali Ýhsan Özeren

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
19 Nisan 2010 12:13

hurkus

Necmiye Alpay 17 Nisan'da Milliyet'teki köþesinde Ali Ýhsan Özeren'e yer verdi:

Hem çoksesli hem çokbakýþlý þiirler - Necmiye Alpay

Ali Ýhsan Özeren’in üçüncü kitabý olan “Eviçi Aþk Söylencesi”nde söylem, önceki kitaplarýnda karþýlaþmadýðýmýz bir biçimde, yer yer bir kadýnýn konuþtuðu izlenimini veriyor, yer yer de konuþanýn kadýn olduðunu açýkça gösteriyor.

Ali Ýhsan Özeren’in üçüncü þiir kitabý “Eviçi Aþk Söylencesi”, bir keþif duygusu uyandýrdý bende: Þairin önceki iki kitabýný da yeni gördüm.

Ýlk kitabý “Koltuk Altýmýzda Uzayan Kent”, 1984-1994 arasýnda yazýlmýþ, aþk, ayrýlýk, öðrencilik ve korku dönemi þiirlerinden oluþuyor. 1994’te, Ege Yayýnlarý’ndan çýkmýþ. Bu kitapta hazla okunan, çok güzel lirikler var: “Beyaz Bir Gün”, “Eylül mü”, “En Son Susuþ”, “Orta Atlaslardaki Serüven” ve “Solgun Bir Akþam”.

Özeren’in þiirleri kitaptan kitaba, mutlak kopuþlar olmaksýzýn, esaslý farklýlýklar gösteriyor. Çocuk(luk), ilk kitabýn motiflerinden biriydi. Ýkinci kitabýn adý “Çocukça” (Etki Yay., 1997).

Burada, biçimiyle de çocuðu çaðrýþtýran, ‘küçük’ þiirler var, haikumsu. Þairin, kendi çocukluðuyla ve çocuk(luk)la eþduyum anlarý. Sonuçta bir tür hesaplaþma.

Bu kitapta, “Sokak Lambalarý”, “Çocuðun Aðaçlarý”, “Balo”, “Anneler Günü”, “Çocuðun Arkadaþlarý”, “()”, “Ayrýlýk” ve “Çocuk ve Çocukluðu”, özellikle iyi þiirler.

“Ayrýlýk” adlý þiirden bitiþ dizeleri:

gitmek ve gitmek
aðacýnýn
gölgesinde

Ev izleði2009’da çýkan “Eviçi Aþk Söylencesi” ise özellikle þiirde konuþan kiþi(ler) açýsýndan bir sýçrama oluþturuyor.

Ev: Yurt, yuva, anne kucaðý, hayatýn baþladýðý yer, baþlangýç noktasý, mahrem, iç yaþantýlarýn yeri, dýþa karþý ayýrýcý/ koruyucu...

Ev izleðinin/ motifinin, kendini Divan þiiri dahil her yerde göstermesi herhalde þaþýrtýcý deðildir: Nâzým baþta olmak üzere bazý þairlerin reddetmek üzerine bir imge olarak kurduðu, Behçet Necatigil þiirinin yuvasý, Ýsmet Özel’in “eve dön” diye yineleyerek özneyi zorladýðý yer, Abdülkadir Budak’ýn onuncu þiir kitabý “Ev Zamaný”nýn ruhu (2002) vb.

Rüyada ev, çözümlemeci ruhbilimin kurucusu sýfatýný taþýyan C. G. Jung’a göre, ruhsal yaþamý gösterdiði düþünülebilecek bir imgedir (bkz. “Anýlar, Düþler, Düþünceler” adlý kitabý, Can Yay., s. 133 vd).

Þiirlerin eve iliþkin bölümlerine buradan ve elbette Gaston Bachelard’ýn “Mekânýn Poetikasý” adlý yapýtýndan esinlenerek bakmak, o þiirin görünümünü bir anda deðiþtiriyor. Erkek, kamusal alanýn kralý, evi kadýnlara býrakan varlýk olduðu halde, bu erkek þairlerin neden ev þiirleri yazdýklarýný ya da Nâzým’ýn neden ebruli hanýmelleriyle bezeli bir evi küçümseyip uzaklaþmak istediðini düþünmek için bir ipucu daha oluyor elimizde.

Jung’u düþündürüyor
Ali Ýhsan Özeren’in þiirlerinde Jung’u düþündüren tek nokta eviçi ile ruh arasýnda kurulabilecek baðlantý deðil. Þiirlerde konuþan kiþi(ler) açýsýndan da yardýmcý olabiliyor bize Jung:

Özeren’in üçüncü kitabý olan “Eviçi Aþk Söylencesi”nde söylem, önceki kitaplarýnda karþýlaþmadýðýmýz bir biçimde, yer yer bir kadýnýn konuþtuðu izlenimini veriyor, yer yer de konuþanýn kadýn olduðunu açýkça gösteriyor. Bu iki durumla ilgili olarak, bir yandan Jung’a bir yandan da Bahtin’e baþvurmak gereðini duyabiliyoruz.

Ýlk durumun ilk örneði, kitaptaki ilk þiirde karþýmýza çýkýyor:

memelerimi ilk gördüðüm gün nasýl korkmuþtum
(...)
karþýmda erkek olsa gözlerinin içine bakardým
ama bakireydim ama bahtiyardým
Erkeðin diþi doðasý

Burada konuþan kiþiyi ilk anda bir kadýn olarak tanýlayacak gibi oluyoruz. Ancak, düþünürsek, bu kiþinin ille de kadýn olmasý gerekmediði çýkýyor ortaya. Benzer deneyimler, kitaptaki daha baþka þiirleri okurken de yaþanabiliyor. Þu dizeler, kitaptaki en güzel þiirlerden biri olan, hatta kitabýn þampiyonu diyebileceðim “godot beklerken” adlý þiirden:

durdukça
anneme benziyorum
yürüdükçe anneme
büyüdükçe anneme benziyorum
oldukça anneme

Bu tür bölümler, Jung’un ‘anima’ kavramýný çaðrýþtýrýyor. Anima: Erkeðin bilinçdýþý diþi doðasý (agy, s. 289).

Ancak, kitaba adýný veren uzun þiirin son bölümü gibi bazý bölümlerde, kadýn olduðu fazlasýyla açýk bir þiir kiþisi konuþmaktadýr: “bu kanatlar bu yürek/ bana kadýnlýðýmý kanýtlarken/ kocamýn karýsý olmak/ ölmek demek“. Bu bölümler bizi ‘anima’ kavramýndan çok, Bahtin’in ‘çokseslilik’ kavramýyla düþünmeye yöneltiyor.

Ayný kiþide ya da baþkalarýnda barýnan farklý kiþiler. Þiir kiþisi, “ruhum”dan da ikinci bir kiþi gibi söz edebiliyor: “sen evde yokken/ ruhumun unuttuðu/ dokunuþlarýna”...

Çokbakýþlý þiirler gerçekten de bunlar.


Milliyet.com.tr
17.04.2010
16 Nisan 2010 10:16

padlock

Ýhsan Bey

Þiirlerinizi bekler oldum. Paylaþýmýnýz için teþekkürler.

Yonca Buðdaycý

Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.