|
habibtaskin
|
DAHA NEYİ BEKLİYORUZ SIRANIN BİZE GELMESİNİ Mİ?
Sizle biraz geçmişe gidelim! 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesini yaşayanlarımız o güne tanıktır. Darbeciler gelmeden önce AP, CHP, MSP ve MHP'nin tabanı vardı. AP ve CHP kitle olarak en büyüğüne sahipti. Her iki parti lideri alanlarda konuşmalarında kitlesini etkiliyordu.
12 Eylül 1980 askeri faşist darbesi geldiğinde darbeyi yiyen ilk önce devrimciler olmuştu. Sonra Kitleleri çoğunlukta olan Süleyman Demirel, Bülent Ecevit tutuklandılar. Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş 'de tutuklananların arasındaydılar. Yığınlara sahip olanların kitlesi pasifize edilmişti.
Devrimciler bu dönemde en ağır bedeli ödediler. Unutulmaması gerekenlerden bir tanesi de, Diyarbakır cezaevidir. Kürt devrimcilerinin, anne babalarının, ailelerinin gördüğü eziyet, işkence kampıdır.
12 Eylül 1980 askeri faşist darbesi anayasası oylandı. Hileyle, baskıyla, korkuyla onaylandı. Yasal partiler kuruldu. Ama 12 Eylül 1980 askeri faşist darbe anayasası bugüne kadar hep iktidarda kaldı. Devrimciler ve Kürt halkı payına düşeni fazlasıyla alıyor.
2016 yılında AKP iktidarı var. Sistemi değiştirerek, şeriata dayalı din eksenli bir sistemi oluşturmayı hedefliyor. ABD, AB, İsrail'in desteğiyle B.O.P süreci işlerken, AKP'ye tam destek de devam ediyor.
AKP, CHP, HDP ve MHP kitleleri olan partilerdir. Barış sürecini rafa kaldıran AKP savaş dilini pratiğe geçirirken, MHP'de ağabey rollerinde destek veriyor. CHP dalgaların üzerinde sallanmaya devam ediyor.
HDP'ye ve Kürtlere, devrimcilere saldırının nedenlerinden birisi kitle partisi olmalarındandır. AKP'ye engel olduğundan hedef tahtasına konuldu. CHP Kemalist ağırlıklı olduğundan, saldırılarla karşı karşıya kalıyor.
Son günlerde Kemal Kılıçdaroğlu'na ve bireylerine yapılan saldırılar bilinçlice ve organizedir. En son asker cenazesinde Kemal Kılıçdaroğlu'na atılan boş kovan olayı bana Turgut Özal'a yapılan silahlı bir saldırıyı hatırlattı. Türkiye derin devletini!
Kartal Demirağ Turgut Özal kürsüde konuşma yaparken silahını ateşliyor. Sağ el işaret parmağından yaralanıyor. 18 Haziran 1988'tarihinde bu olay oluyor. Bu saldırının başta o günkü amacı gündemde Kürt sorununun çözümü vardı. Tabii ki Özal'ın ölümü de bana göre eceliyle değildir.
“Komisyon, sorgulamayı derinleştirdikçe Dazkırı'daki hücrenin üzerine gidilmesine karar verdi. Bu arada, Kartal Demirağ'a silahın salonda polislerce verildiğine dair birtakım bilgilere ulaşıldı. Komisyon üyesi Uğur Tönük bu sıralarda Ortaköy'de bir villaya davet edildi. MİT görevlisi olduklarını düşündüğü üç görevli kendisine "Bu tahkikatı kesin" dedi ve Sabri Yirmibeşoğlu'nun adını vererek "Paşa kararınızı bekliyor" dediler. Bir süre sonra Tönük soruşturmadan çekildi.
Turgut Özal'ın kardeşi Korkut Özal, ağabeyinin kendisine yönelik bu suikast girişimini soruşturduğunu ve arkasındaki gücün ne olduğu konusunda bir noktaya kadar geldiğini söyledi. Ancak Korkut Özal'a göre ağabeyi gerçek durumu anlayınca "Madem öyleyse, kalsın..." diyerek suikastın üzerine daha fazla gidemedi. Korkut Özal kardeşinin kendisine olayın arkasındaki örgütün ne olduğunu söylediğini, ancak söz verdiği için bu ismi açıklayamayacağını söyledi.”
Turgut Özal'ın üstünde kim var? MGK var.
Tek adam Erdoğan'ın üstünde kim var? MGK var.
Türkiye derin devletini sorgulamadığımız sürece bu ülke dibe doğru, karanlık dipsiz kuyularda birçok canın ve halkların kanı akıtılacaktır.
CHP'ye bir önerim var! HDP'ye, sosyalist partilere, liberallere, sistemden hoşnut olmayan herkese çağrıyı siz yapın. Barış için, birlikte bir arada eşit koşullarda yaşamak için. İnanın zor değil! Biraz cesaret.
Şeriat sisteminin örgütlenmesi her yerde hissediliyor. Hiçbirimizin ayağı yere düzgün basmıyor. Hitler Almanya'da iktidara gelmeden aynı sol söylemleri söylemişti. Bizler birleşemezsek bu suç hepimize aittir. Bu birleşmenin adı ister cephe olsun! İsterse başka isimde olsun ama kurulsun.
Kellelerimiz gidecek hem de çok kişinin. Yerli İŞİD'çiler tetikte bekliyor.
Turgut Özal örneği sadece derin devletin işbaşında olmasıdır. Bugünde işbaşında olmakla birlikte, geçmişte HDP mitingleri, Roboski, Suruç, Ankara Gar önü nasıl kana bulandıysa, bugünde aynı oyun CHP için oynanıyor.
CHP Nereye Koşuyor diye bir yazı yazmıştım. Alınmayalım! Geçmişe bakmak lazım. Parti kararı her zaman bağlayıcı karardır.
Faşizme karşı omuz omuza tüm renklerle birlikte durmamız gerekiyor. Birimizi öteye itme zamanı değildir.
Hüseyin Habip Taşkın
12.06.2016
|
Sitemizde yayınlanan yazılar, yazarlarını bağlar.
