|
habibtaskin
|
KATLİAMLARA SESSİZ KALMAK İNSANLIK SUÇUDUR
Her yılı olaylarla dolu TC devletinde yaşıyoruz. Geçmiş yıllara döndüğümüzde birkaçı olan: Maraş, Çorum, Malatya, 1 Mayıs 1977 olayları var. Kısacası katliamları var. Devlet katliamları yapanları, planlayıcılarını bulamadı. Formalite mahkemeler, göz boyamalar…
Sivas'ta Madımak'ta bir katliam yaşandı. İnsanları diri diri tekbir getirerek yakmak, insanlığın neresine sığar?
1990'lar ve ilerlyen yıllarda Kürt halkına karşı imha ve yok etme, sindirme harekatı başlatıldı. İnfazlar, insanları alıp kaybedip yok etmeler, dışkı yedirmeler, işkenceler… Peki, Kürtleri sindirebildiniz mi?
Gazi Mahallesinde kahvehanelerin silahlarla taranması, insanların ölmesi…
Musa Anter ve Hırant Dink'in ayrı tarihlerde katledilmeleri…
Gezi Direnişinde genç yaşta çocuklarımızın katledilmesi…
Uludere/ Roboski katliamı…
Devlet yücedir. Merhametlidir sözlerinide her iktidar döneminde ninni söylercesine bizlere söylendi durdu. Korkuyu yaşayan halklar çoktan yendi. Şimdi sorgulama sırası: TC devleti ilk önce kendi derin devletiyle, katliamlarıyla yüzleşmelidir.
Yıllardır iktidarda olan AKP var. Tek adam olan Erdoğan'ı var. Her seçimde başarı kazandığında düşüncesini daha açığa vurdu. Türk-İslam sentezi ile yoğrulmuş Sünniciliği TC devletinde yaşayan her insana empoze etmeye çalıştı.
Tek adam, yolsuzlukta kendisi dahil olmak üzere oğlunu, bakanlarını ve çocuklarını, Reza Zarrab'ı yargılatmayarak koruma altına alarak, ‘ben padişahım dediğim dedik' demeye getirdi.
HDP'in barış sürecinde rol oynadığını bilmeyenimiz yoktur. 07. Haziran 2015 seçimlerinde bu parti umulmadık bir başarı kazandı. Erdoğan 400 milletvekili bana yeter demişti. Onada ulaşamamış ve şaşkına AKP ile dönmüştü.
AKP seçim öncesi HDP binalarına yapılan saldırılara, miting yapacağı alana, binasına konulan bombanın patlamasına sessiz kalmıştır. Ölenler bile olmuştu. Failleri bugüne kadar bulunamamıştı.
AKP barış sürecini buzdolabına kaldırdığını söyleyerek. HDP'ye Kürt halkına, devrimcilere, kendisinden olmayan herkese devletin olanaklarıyla saldırdı. Savcı, hakim, vali, asker, polis oldu.
HDP binalarına ve Ankara'daki genel merkezlerine saldırı olmuş ve kundaklanmıştı.
Diyarbakır, Suruç katliamı failleri ortada yok…
Ankara'da barış mitingine giden insanlar miting alanının gidiş güzergahında son söylenenler üzerine iki canlı bombanın intiharıyla HDP'nin açıklamasıyla ölü sayısının 128 olduğu ve yaralı, ağır yaralıların olduğu bilgisi bizlere birçok soruyu aklımıza getirirken, tavrımızıda belirlememizi getiriyor.
Erdoğan ve AKP'si sömürü ve talan düzeninin sürmesi için kendi Gladyosunu, Kontrgerillasını kurmuştur. Osmanlı Ocakları'da Sedat Peker aracılığıyla desteklenmektedir. Sedat Peker eski MHP'li ve Ülkü Ocaklarındandı. Mafiya işleriyle uğraşırdı. Ülkü Ocaklarında olan eski mafiyaların Osmanlı Ocaklarında oldukları iddia edilmektedir. Ahmet Hakan'a saldırıda bulunanların verdiği ifade ve kişilere dikkatinizi çekmek isterim.
“Rize'de düzenlenen mitingte konuşma yapan Sedat Peker, "Büyük hata yapıyorlar. Hatalarını fark ettikleri zaman her şey için çok geç olacak. Adeta dünyanın şah damarları kesilmişçesine oluk oluk kanları akacak. Nehirler dolusu kanları aktıkları zaman anlayacaklar" demişti.
AKP savaş çığlıkları atarken ölen asker ve polis yoksul ailenin çocuklarıdır. Nede olsa kendi canları yanmıyor.
Hiçbir katliam karanlıkta kalmamalıdır. Bu ülkede devrimciler,Kürtler, adli durumdan yargılananlar mahkeme önüne çıkartılıyorsalar, Erdoğan ve AKP'de yaptıklarının hesabını vermelidir.
Ankara'da barış mitinginde katledilenlerin silahı yoktu. Barış için oradaydılar. Katilleri ortaya çıkmayacak çünkü bu sistem tükenmiş ve yozlaşmıştır.
Ankara barış mitingi, diğer katliamların, infazların, işkencelerin, kokuşmuşluğun hesabını barışı isteyen ezilen, sömrülen halklar soracaktır.
Faşizmi döktüğü kanda boğacağız. Hepimiz birer canız ve kardeşiz.
Hüseyin Habip Taşkın
12.10.2015
|
Sitemizde yayınlanan yazılar, yazarlarını bağlar.
