ForumDuygu Müzesi  Yeni Konu 

‘Parlak Yıldız’ ve tek yönlü insanlar - Rengin Soysal

08 Mayıs 2010

hurkus

‘Parlak Yıldız’ ve tek yönlü insanlar - Rengin Soysal

Liseyi bitirdiğim sene okul yıllığında yayımlanan bir şiirim, “Öyle bir dünya ki özlediğim/ Mademki/ Hepimiz insanız kardeşlerim” diye başlıyor ve “Değil mi ki/ Aynı gökyüzü üzerimizi kaplayan/ Ve aynı güneş/ Hepimizi ısıtan” dizeleriyle sona eriyordu. Geçenlerde Stephen Hawking, “uzaylılar dünyamıza gelirse bu insanlık için tehlikeli sonuçlar doğurabilir” anlamında sözler söyleyince aklıma geldi.

Yok, öyle “insanlar elele tutuşsa” tadında bir sohbete kalkışacak değilim. Yine de Hawking’in söylediklerini okuyunca, toplumlarda beraberlik ve dayanışma duygusu uyandırmak için ille de bir ‘ortak düşman’ algısı yaratmak gerekliliği mi var diye düşünmedim desem yalan olur.

Elbette Hawking bir siyasetçi değil, bir fizik âlimi. Onun haklı kaygıları olabilir dünyanın geleceği konusunda. Bu yüzden de insanlığı ‘uzaylılara’ karşı uyarma ihtiyacı hissetmesi doğrudur belki. Ne var ki insanoğlunun tahayyülü, başka galaksilerdeki ‘canlıları’ insan anatomisinin bozulmuş veya değişikliğe uğramış bir formu, bilemedin insanla hayvan karışımı bir yaratık olarak düşlemekten öteye gidemiyor. Bir de nedense, eğer varlarsa, onların bizden çok daha zeki mahlûklar olduğuna inanıyoruz.

Bilimciler, kendi galaksimiz içinde, dünya haricindeki gezegenlerde hayat olmadığından eminler. Öyleyse neden bu kadar endişeliyiz? Ve niçin onların bizden daha az gelişmiş, daha akılsız olabilecekleri ihtimalini hatırımıza getirmiyoruz.

Dünyayı tehlikelerden korumak için ortak bir düşmanın varlığı gerekmiyor. İnsanlar da birer ‘uzaylı’ olduklarına göre, tabiatı mahvedecek işler yapmaktan kaçınmaları, doğanın ‘gazabından’ korunacak ve onu kontrol altında tutacak fakat aynı zamanda koruyacak önlemleri almaları yeter bence, gerisini bilginlere bırakmalı.

Ama yeni kitaplar okumalı...

Yeni müzikler dinlemeli...

Yeni diyarlar gezmeli...

Yeni insanlar tanımalı...

Yeni şeyler öğrenmeli

Bütün lezzetleri tatmalı ulaşabildiğince...

Bütün dansları etmeli...

İnsan dediğin tek yönlü olmamalı.

Çok yönlü olmak birçok alanda yetenekli olmayı ima etmiyor her zaman. Birbirinden farklı şeylere ilgi duymayı, onlardan zevk almayı kastediyor.

Yaşam o zaman güzelleşiyor, anlam kazanıyor.

Size de sıkıcı gelmiyor mu bütün merakı, alakası, bilgisi tek bir konuyla sınırlı olanlar. Hayatı sanki her biri diğerinden bağımsız adacıklardan ibaretmiş gibi yaşayanlar.

O bütünlük evrenin kendisinde var zaten ve ‘çağrışımlar’ bunun için manalı.

K dergisinde Virgina Woolf’un yaşamına yer verdiğimiz sayıda, Michael Cunningham’ın Saatler romanından uyarlanan filmde ünlü yazarı canlandıran Nicole Kidman’ın resmini kapak yapmıştık.

Bizim Kidman’ı Woolf zannettiğimizi sanıp eleştirenler oldu. Şimdi sinemalarda Jane Campion tarafından yönetilen ve John Keats ile Fanny Brawne arasındaki aşkı anlatan Bright Stars (Parlak Yıldız) filmi gösteriliyor. Eğer John Keats’i daha önce konu edinmemiş olsaydık, doğrusu kapakta o filmden bir sahneyi kullanmak isterdim.

‘Tek yönlü insanlar’ bunu da eleştirirdi, eminim. Onlar etraflarına bakar ve sadece kritik eder dururlar çünkü.

Bilgi, malumat, deneyim veya yetenek sahibi oldukları tek bir işin, uğraşın dışında hiçbir şeyden tat almazlar.

İleri bir adım atmalarını bekleyemezsiniz. Değişimden ve yenilikten sıkılırlar. Sıkıldıkları için de sıkıcı olurlar. Kıvrak, nüanslı, espritüel, kendilerini öyle sansalar da, sayılmazlar.

Birdenbire bir yaz gelmiş, mayıs gülleri açmış, bırakın kendi hallerine öyle insanları, ufkunuzu açacak ‘yollara’ çıkın.


rengin.soysal@gmail.com

Taraf


Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0