Bank-ý Osmanî-i Þahane'den Merkez Bankasý'na

27 Ocak 2014 20:15 / 4625 kez okundu!

 

 

Dolarýn baþ döndürücü yükseliþ seyri (yani tersten okununca Türk lirasýnýn hýzla deðersizleþmesi), Merkez Bankasý'nýn baðýmsýzlýðý, etkinliði ve itibarý konulu tartýþmalarý þiddetlendirince, ben de fýrsatý yakalamýþken ekonomi tarihinden ilgili sayfalarý çevirmeye karar verdim.

Dolarýn baþ döndürücü yükseliþ seyri (yani tersten okununca Türk lirasýnýn hýzla deðersizleþmesi), Merkez Bankasý'nýn baðýmsýzlýðý, etkinliði ve itibarý konulu tartýþmalarý þiddetlendirince, ben de fýrsatý yakalamýþken ekonomi tarihinden ilgili sayfalarý çevirmeye karar verdim.

Kuruluþundan itibaren bütçe açýk verdiðinde Avrupalý ya da Osmanlý tebaasý Levanten, Ermeni, Rum ve Yahudi bankerlere (bunlara Galata Bankerleri veya Galata Sarraflarý denirdi) baþvuran Osmanlý Ýmparatorluðu’nun bir ‘merkez bankasý’ yoktu. Bu görevi ‘Bank-ý Osmanî-i Þahane’ (kýsaca Osmanlý Bankasý) yürütüyordu. Banka, 1853-1856 Kýrým Savaþý dolayýsýyla alýnan kredileri izlemek üzere 24 Mayýs 1854’te, Alman Rothschild Ailesi, Ýngiliz Parlamentosu üyesi ve demiryollarý yapýmýnda öncü sermayedar Sir Joseph Paxton’un temsilcisi Atkinson Wilkin, Fransýz Crédit Mobilier þirketinin sahipleri Péreire Kardeþler ve Galata Bankerleri’ni temsilen Théodore Baltazzi tarafýndan kurulan Londra merkezli Ottoman Bank’ýn 27 Ocak 1863’te kendini feshederek Ýngiliz-Fransýz ortaklýðýnda ‘devlet’ bankasýna çevrilmesiyle oluþmuþtu. Osmanlý Ýmparatorluðu, kendisinin hiç bir biçimde kaðýt para basmayacaðý ve baþka bir kuruma da bastýrmayacaðý taahhüdünde bulunarak Osmanlý Bankasý’na 30 yýl süre ile kaðýt para ihracý imtiyazý vermiþti. 29. yýlda devlet, bankanýn feshini talep etme hakkýna sahip olacaktý. Eðer bu olursa, banka tedavüle soktuðu banknotlarýn karþýlýðýný altýnla ödeyerek piyasadan çekecekti. Osmanlý Bankasý’nýn merkezi Galata’da idi. Ardýndan, Ýzmir, Selanik, Beyrut, Kalas ve Bükreþ þubeleri açýldý. 

Osmanlý Bankasý, 1863-1914 yýllarý arasýnda çeþitli þekil ve miktarlarda banknot ihraç etti. Bu imtiyazýn iki istisnasý halk arasýnda ‘93 Harbi’ olarak bilinen 1877-1878 Osmanlý-Rus Savaþý sýrasýnda, savaþ masraflarýný karþýlayabilmek amacýyla devletin ‘kaime’ (ilk kez 1840’ta basýlan bir çeþit hazine bonosu) ihraç etmesiydi. Birinci Dünya Savaþý sýrasýnda da benzer bir durum yaþandý ve Osmanlý Devleti, 1915 yýlýndan itibaren dört yýl boyunca, altýn ve Alman hazine bonolarýný karþýlýk göstererek toplam 160 milyon liranýn üzerinde banknot çýkardý. Bu durum, açýkça bankanýn kuruluþu sýrasýnda devletçe bankaya yapýlan taahhüdü çiðnemek anlamýna geliyordu. Ayrýca Almanya’dan 1914’te 95 milyon, 1915’te 80 milyon mark borç alýnmýþtý. 


ÝTÝBAR-I MÝLLÝ BANKASI 

Osmanlý Bankasý’nýn gücünü kýrmak için Ýttihatçýlar tarafýndan 1916’da baþlatýlan ‘iktisadi cihat’ kampanyasýnda toplanan fonlarla 1917’de Osmanlý Ýtibar-ý Milli Bankasý (Crédit National Ottoman) kuruldu. Bankanýn kuruluþunda Ýttihatçýlarýn Maliye Nazýrý Cavid Bey’in, gazeteci ve mebus Hüseyin Cahid (Yalçýn) Bey’in, Baðdat Musevi tüccar Sason Efendi’nin Ýstanbul tüccarlarýndan Halepli Abud Efendi’nin ve Selanikli tüccar Tevfik Bey’in büyük katkýlarý olmuþtu. Bankanýn kuruluþ sermayesi 4 milyon Osmanlý Lirasý’ydý ve 400 bin hisseye bölünmüþtü. Bu hisselerin sadece Osmanlý tebaasý kiþiler tarafýndan alýnmasý þart koþulmuþtu. Ýlk hissedar 200 hisse alan Padiþah V. Mehmet Reþat olmuþtu. Ýttihatçýlarýn Tanin gazetesi de bu olayý övgüyle okurlarýna anlatmýþtý. Ancak hisse senedi satýþý beklendiði gibi gitmedi. Elde kalan 100 bin hissenin devlet tarafýndan alýnmasý için kanun çýkarýlmak zorunda kalýndý. Ayrýca bankaya gelir getirsin diye verilen Ergani madenlerinin imtiyazýnýn iþletme masraflarý için Alman bankalarýndan kredi alýnmasý gibi bir garabet yaþandý. Bunlara, bankanýn ilk müdürünün Avusturya-Macaristan uyruklu Victor Veill olmasý da eklenince ‘iktisadi cihat’ýn pek de baþarýlý olmadýðý sonucu çýkarýlabilirdi. 

Nitekim savaþýn da etkisiyle Ýtibar-ý Milli Bankasý bir türlü ‘merkez bankasý’ haline getirilemeyince, hem ‘evrak-ý nakdiye’ denilen son banknotlar, hem de Osmanlý Bankasý’nýn ‘devlet bankasý’ niteliði, Türkiye Cumhuriyeti’ne aynen miras kaldý. 


CUMHURÝYET’ÝN ÝLK BANKNOTLARI 

1924’te Osmanlý Bankasý’nýn banknot basma imtiyazý 1935 yýlýna kadar uzatýlmýþtý ama 30 Aralýk 1925’te 701 Sayýlý ‘Mevcut Evrak-ý Nakdiyenin Yenileriyle Ýstibdaline Dair Kanun’la Osmanlý Bankasý’nýn imtiyazý kaldýrýlarak geçmiþin mirasýndan kurtulma yolunda ilk adým atýldý. Dönemin Maliye Bakaný Abdülhalik Renda baþkanlýðýnda, Ziraat, Osmanlý, Ýtibar-ý Milli, Ýþ, Akhisar, Tütüncüler ve Akþehir bankalarýnýn birer temsilcisinden oluþan bir komisyon dokuz aylýk bir çalýþmadan sonra, 1, 5, 10, 50, 100, 500 ve 1.000 liralýk kupürlerden oluþan Birinci Emisyon Grubu banknotlarýn basýlmasýna karar verdi. Ülkede henüz banknot matbaasý olmadýðý için, Ýngiltere’de, Thomas de la Rue matbaasýnda 88 bin Ýngiliz altýnýna bastýrýlan bu banknotlarýn üzerindeki metinler Arap harfleriyle Osmanlýca, kupür deðerleri ise Latin harfleriyle Fransýzca yazýlmýþtý. 

Osmanlý döneminden farklý olarak banknotlarýn üzerinde çeþitli resimler vardý. Birinci Emisyon paralarýn görsel kalitesi gayet yüksekti çünkü Ali Sami (Boyar) gibi ünlü bir ressam tarafýndan yapýlmýþtý. 1, 5 ve 10 liralýk banknotlarýnda Mustafa Kemal’in resmi filigrana gizlenmiþti. Ali Sami Bey’e göre 1 liranýn ön yüzünde, ‘eski Ankara’yý temsil eden bir dað motifi’, onun önünde ‘yeni Ankara’yý temsil eden Meclis Binasý’ ile ‘milletin efendisi’ köylüyü temsil eden çift süren köylü resmi vardý. Arka yüzde ise eski Maliye Bakanlýðý binasý bulunuyordu. 

5 ve 10 liralýklarýn ön yüzündeki, Kuva-yý Milliye ordusunun þapkasýnda kullanýlana benzer bir ay-yýldýz motifinin içinden atlayan ‘bozkurt’, ‘genç Cumhuriyet’i temsil ediyordu. 5 liranýn arka yüzündeki Ankara Bent Deresi Köprüsü’nün resminin niye seçildiði anlaþýlmamakla birlikte, 10 liralarýn arka yüzündeki Ankara Kalesi ve pýrýldayan güneþ, ‘yeniden doðuþu’ simgeliyordu. 

Mustafa Kemal’in portresi 50, 100, 500 ve 1.000 liralýk banknotlarýn ön yüzünde karþýmýza çýkacaktý. 50 liralýðýn arka yüzünde Büyük Taarruz’un þerefine Afyon Kalesi, 100 liralýðýn arkasýnda, Debbaðhane Köprüsü (Taþ Köprü) tarafýndan bir Ankara manzarasý bulunurken, 500 liralýk banknotun ön yüzünde Mustafa Kemal’le birlikte Sivas’ýn Çifte Minareli Medresesi ile arka yüzdeki Sivas görüntüsü, Sivas Kongresi’nin resmi tarih yazýmýndaki önemine iþaret ediyordu. Ama daha manalýsý, 1.000 liralýk banknotun arka yüzündeki yalçýn kayalarý yararak geçen Sakarya demiryolu hattý resmi idi. Bilindiði gibi o yýllardaki en önemli modernleþme projesi ‘ülkeyi demiraðlarla örmek’ti. 

Madeni para basmakta kýsýt olmadýðý için bu konuda daha önce adým atýlabilmiþti. Cumhuriyet döneminin ilk madeni paralarýnýn üzerinde Darphane Müdürü Niyazi Asým Bey’in çizdiði sade ama güzel motifler vardý. Ýlk altýn para (226 adet 5 liralýk Cumhuriyet altýnlarý) 5 Ekim 1925’de darbedildi. 


MERKEZ BANKASI KURULUYOR 

1927’de Ýtibar-ý Milli Bankasý’ný bünyesine katan Ýþ Bankasý’nýn ‘merkez bankasý’ rolünü oynamasý konusunda, Celal Bayar’la Ýsmet Ýnönü arasýndaki savaþý, Ýnönü kazandý ve dünyayý sarsan 1929 Büyük Buhraný’nýn etkisiyle, ayrý bir ‘merkez bankasý’ kurma çabalarýna hýz verildi. Alman, Ýtalyan ve Fransýz uzmanlara hazýrlatýlan raporlarýn ýþýðýnda, 11 Haziran 1930'da ‘Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasý kuruldu. (Merkez Bankasý’nýn özel hissedarlarý olmasý yüzünden ‘Cumhuriyet’ terimi sonuna ‘i’ takýsýný alamamýþtý.) 

1930’da kurulan Merkez Bankasý’nýn ilk banknotlarý 1937’de tedavüle çýkarýlan Ýkinci Emisyon banknotlardý. 50 Kuruþ ila 1.000 lira arasýnda deðiþen dokuz farklý deðerdeki paralarda, 1 Kasým 1928’de yapýlan ‘Harf Devrimi’nden dokuz yýl sonra ilk defa Latin alfabesi kullanýlmýþtý. Ön yüzlerinde Atatürk resmi bulunan banknotlardan sadece 50 kuruþluk Almanya’da, diðerleri ise Ýngiltere’de bastýrýlmýþtý. 
Böylece, 74 yýllýk zahmetli sürecin sonunda iktidara sýký sýkýya baðlý da olsa, bir Merkez Bankasý’na kavuþulmuþtu ama ‘milli’ banknot matbaasýnýn kuruluþu için 1958 yýlýna kadar beklemek gerekecekti.... 


ABDÜLHAMÝT’ÝN HASSA NAZIRI AGOP PAÞA 

Konu açýlmýþken, bir kaç da ilginç Osmanlý iktisatçýsýndan bahsedeyim. Bilindiði gibi, Osmanlý padiþahlarý II. Abdülhamid'e gelene kadar þahsi mülk edinmiyorlar ancak geliri saltanat makamýnýn harcamalarýna tahsis edilen arazilerin yaný sýra, hanedan mensuplarýnýn ikametlerine tahsis edilen binalarý hayatta olduklarý sürece kullanabiliyorlardý. 1839’da Tanzimat'ýn ilanýyla sultanlara bu haklarýnýn dýþýnda yýllýk 12 bin 500 lira maaþ baðlandý. Bu o günün parasý ile 12 milyon frank’a denk geliyordu. (Ayný dönemde Rus Çarý yýlda 34 milyon, Avusturya-Macaristan Ýmparatoru ve Alman Ýmparatoru 19,5 milyon, Ýtalya Kralý 16 milyon, Britanya Kralý 13,5 milyon frank’a denk ödenek alýyordu.) 

Daha þehzadeliði sýrasýnda borsada oynayarak gelirini katlamayý baþaran Abdülhamid baþa geçtiðinde ilk olarak güvenebileceði bir Hazine-i Hassa Nazýrý aramýþ ve þehzadeliði sýrasýnda Osmanlý Bankasý’ndan tanýdýðý Agop (veya Hagop) Kazazyan’ý (1833–1891) seçmiþti. 

1879’da ‘Paþa’ unvaný ile Dolmabahçe Sarayý’nda bir daireye yerleþtirilen Agop Kazazyan, kendisine güvenenleri mahcup etmedi ve iki defa da Maliye Nazýrý oldu. Üstelik bu dönemlerde Hazine-i Hassa Nazýrlýðýný da býrakmadý. Türkçe, Ermenice, Fransýzca, Ýtalyanca ve Slavca konuþabilen Agop Paþa’nýn hýzlý yükseliþinin ‘hoþgörülü’ (!) Müslüman-Türk kesimde ne gibi hisler uyandýrdýðý Þair Eþref’in þu dörtlüðünden anlaþýlýyor: “Sadrazam yap/Denînin üstüne varsýn gelen de bir denî olsun/Sadaret mührü memnu’ ise vermek müsülmana/Yahudi’den usandýk, bir zaman da Ermeni olsun”. 


AGOP PAÞA’NIN SUÇU 

Denî bilindiði gibi ‘alçak’ demek. Peki Agop Paþa, Þair Eþref’in hakaretini hak edecek bir kariyer mi yaptý? Gelin siz karar verin: Osmanlý Ýmparatorluðu’nun son dönemlerinde sýk sýk memur maaþlarý ödenemezdi. 1888'de de benzer bir kriz yaþanmýþtý. Memurlarýn maaþlarýný ödeyebilmek için Avrupa ülkelerine baþvurulmuþ, Galata sarraflarýna bile borçlanýlmýþtý ama durum hala düzelmemiþti. Þeker Bayramý’na birkaç hafta kala, gazetelerde, Maliye Nazýrý Mahmud Celaleddin Paþa’nýn merhum Ali Paþa’nýn yalýsýný 30 bin liraya satýn alma pazarlýðý içinde bulunduðuna dair haberler çýkmýþtý. Bir yýl önce Girit ihtilafýný halletti diye Abdülhamid tarafýndan mükâfat olarak Maliye Nazýrý yapýlan Paþa haberi tekzip etti, fakat birkaç hafta sonra Levant Herald gazetesinde, Celaleddin Paþa’nýn bayramdan önce Galata sarraflarýndan memur maaþlarýný ödemek için kýsa vade ile otuz bin lira borç aldýðý, vade geldiði halde borç ödenmediði için sarraflarý temsilen Unciyan, Þiþmanoðlu, Eseyan, Yeni Dünya adlý kiþilerin Babýali'ye baþvurarak paralarýný istedikleri yolunda bir haber çýktý. 

Celaleddin Paþa’nýn sarraflardan ‘memur maaþlarýný ödemek için’ aldýðýný iddia ettiði borç ile almaya çalýþtýðý iddia edilen yalýnýn fiyatýnýn 30 bin lira olmasý çok þüphe çekiciydi. Sonuçta, padiþahýn konuyu araþtýrmak için bir komisyon kurdurdu. Komisyon Celaleddin Paþa’yý azletti, yerine Agop Paþa tayin edildi. Birkaç ay sonra gazeteler Eylül maaþlarýnýn verileceðini bildiriyor, iþleri düzelten Agop Paþa’nýn çalýþmalarýný övüyorlardý. Yani Þair Eþref’in ettiði hakaret büyük bir haksýzlýktý. 


KIR ATIN PAÞA’YA ETTÝÐÝ 

Agop Paþa, devletin kredi iliþkilerinde o zamana kadar tek kaynak olan Osmanlý Bankasý'na alternatif olarak Kredi Liyone Bankasý'ný (Banque Crédit Lyonnais) devreye sokan kiþiydi. Ancak bu nedenle de Osmanlý Bankasý'nýn hýþmýna uðrayýp Maliye Nazýrlýðýndan uzaklaþtýrýlacaktý. 

Agop Paþa’nýn ölümü ise Abdülhamid'in 1891’de kendisine hediye ettiði kýr at yüzünden oldu. Yeniköy’de yaþlý annesiyle yaþayan Agop Paþa atýyla gezerken, çalýlarýn arasýndan fýrlayan bir kediden ürken at gemi azýya almýþ, Paþa’yý Kalender Kasrý'nýn duvarýna çarparak yere yuvarlamýþtý. Ölümünden sonra Abdülhamit þöyle demiþti: "Büyük bir servet yapabildiysem bu Agop Paþa'nýn dirayeti sayesinde olmuþtur. Mülkümü gayet iyi idare etmiþ, yýlda 500 bin altýn gelir getirecek hale koymuþtur. Özel kiþilere ve vakýflara ait olmayan araziyi Sultan malý ilan etmek fevkalade bir fikirdi…” 


ÝLK OSMANLI LÝBERALLERÝ 

Bu coðrafyada modern anlamda iktisat ile ilgilenmiþ ilk Osmanlýlar da Ermeni asýllý aydýnlardýr. Örneðin Nigoghayos Zorayan’ýn 1849 yýlýnda Ýstanbul'da, Mühendisyan Matbaasý’nda basýlan "Kaghakagan Dindesutyan Vra Deghegutyunner" [Ekonomi politik hakkýnda malumatlar] kitabý, bu alanda bir ilk olarak kabul edilir. Zorayan, devrin Sadrazamý Mustafa Reþit Paþa'nýn þahsi sarrafý ve Gümrük Emini Mýgýrdýç Cezayirliyan'ýn muhasebeciliðini yapýyordu. Bu iliþkileri sayesinde Cezarlýyan’ýn Hasköy’de kurduðu okulun baþýna geçirilmiþ, kitaplarýný eðitim dünyasýna tanýtma fýrsatý bulmuþtu. 

Bu konudaki bir baþka öncü eser, Bab-i Ali Tercüme Odasý Reisi Sahak Abro[yan]'ýn (Osmanlý kaynaklarýnda Sehak Ebru olarak geçer) 1852’de Ýstanbul’da yayýmlanan, yarý tercüme yarý telif eseri Ýlm-i Tedbir-i Menzil adlý kitabýydý. 


MÝKAEL PORTUKAL PAÞA 

Ama ilk Osmanlý liberalleri denince akla, Mikael Portukal Paþa (1842-1897) ile Sakýzlý Ohannes Paþa (1836-1912) gelir. (Liberalizmin ve Ermeniliðin bugün adeta küfür sayýldýðýný düþününce, acaba bu hikayeyi hiç anlatmasaydým diye düþünmüyor deðilim.) 

1860’lardan itibaren Mülkiye Mektebi’nde maliye dersleri veren Mikael Portukal Paþa, 1888’de Celaleddin Paþa’nýn baþýný yiyen mali skandal sýrasýnda Nazýrlýkta Nezaret Müsteþarý idi. Celadettin Paþa’nýn yerini Agop Paþa alýrken, Portukal Paþa da görevinden olmuþtu. Ancak iþsiz kalmadý, II. Abdülhamid þahsi servetinin idaresini Paþa’ya teslim etti. Maden ve petrol iþletme imtiyazlarýný Abdülhamid'in þahsi mal varlýðý haline getiren Mikail Portukal Paþa’ydý. 


SAKIZLI OHANNES PAÞA 

Mikail Portakal Paþa1897’de öldüðünde, Abdülhamid’in Hazine-i Hassa Nazýrlýðý görevini Sakýzlý Ohannes Paþa devraldý. Ohannes Paþa, 1860’lardan beri Maliye Mektebi'nde kýsaca ‘Ýlm-i Servet’ diye anýlan iktisat derslerini veren çok yönlü bir fikir adamýydý. O yýllarda Mekteb-i Mülkiye’de öðrenci olan Ahmet Ýhsan bu iki paþanýn önemini þöyle anlatýr: "Dünyada hayatýn ancak iktisat üzerine kurul¬muþ olduðunu, milletlerle memleketler kuvvetinin her þeyden ziyade mâlî teþkilat ve sa'yden (emek) çýkaca¬ðýný Mülkiye mezunlarýna hep bu hocalar telkin etmiþti. Sarýklý hocalardan ve evlerimizdeki atala¬rýmýzdan dinlediðimiz batýl itikatlarý, yani fena surette tefsir edilmiþ olan ‘kýsmet’, ‘kanaat’ ve ‘fânî dünya’ akidelerinin boþluðunu, garpte i'tilâ etmiþ (Batý’da ortaya çýkmýþ) olan ilmî ve fennî görüþler sayesinde tetkik ve hallolunmasý lazým gelen meseleleri; kurûn-ý vustâ (Ortaçað) kafasýyla düþünmekteki tehlikeleri bu iki ho¬cadan öðrenmiþtim. Hülasa bütün Mekteb-i Mülkiye'de okuyanlar baþka türlü yetiþiyordu. Babala¬rýmýzýn görüþ ve kanaatlerinin zýddýna mefkûreler alýyorduk.” 

Liberal düþünceleri ile Jön Türk hareketini derinden etkilemiþ olan Sakýzlý Ohannes Paþa’nýn 1881 tarihli Mebad-i Ýlmi Serveti Milel adlý ders kitabý, Osmanlý Devleti’nde yayýnlanan ilk klasik iktisat kitabý sayýlýr. Kitabýn adý, Ýskoç iktisatçý Adam Smith’in ‘Milletlerin Zenginliði’ adlý kitabýnýn hemen hemen aynýdýr. Ohannes Paþa’nýn imparatorluðun kalkýnmasý için serbest rekabeti gerekli gördüðü, himayecilik, devletçilik ve tekelciliðe, narha (devletin fiyatlarý belirlemesine) karþý olduðu görülür. 

Devletin ulaþým hizmetlerini, özellikle demiryolu ve demiryolu alanýndaki yapým ve iþletme faaliyetlerini bütünüyle özel þirketlere býrakýlmasý gerektiðini belirten Ohannes Paþa, serbest ticaretin temeli olan mülkiyet hakký üzerinde durmuþ, bireysel çýkarlarla, toplumun genel çýkarlarý arasýndaki uyumun serbest ticaret ve rekabet sayesinde adeta kendiliðinden saðlanacaðýný vurgulamýþtýr. Paþa’nýn, o dönemde Avrupa’da tartýþýlmakta olan sosyalizmi eleþtirdiði ve insan doðasýna aykýrý bulduðu görülür. Ohannes Paþa’yla baþlayan liberalizm düþüncesinin izleyicileri Münif Paþa, Cavit Bey, Prens Sabahattin, Ahmet Aðaoðlu gibi isimler olacaktýr. (Doðan Avcýoðlu’na göre Cumhuriyet döneminin baþbakanlarýndan ve 1930’da kurulan Serbest Fýrka’nýn genel baþkaný Fethi Okyar da bu ekoldendir.) 

Bu arada, Sakýzlý Ohannes Paþa’nýn Mekteb-i Fünun-ý Nefise-i Þahane’de estetik üzerine verdiði ders notlarýný bir araya getirerek yayýnladýðý Fünun-u Nefise Tarih-i Medhali (Güzel Sanatlar Tarihine Giriþ) adlý eserin Osmanlý’da ‘estetik düþünce’ tarihinin ilk kitabý sayýldýðýný, idare usulü derslerine iliþkin ulaþýlabilen ilk kaynaðýn da yine 1884 yýlýnda Mektebi Mülkiye dördüncü sýnýf öðrencileri için hazýrladýðý ders notlarý olduðunu belirtelim. Ekim 1908’e kadar Hazine-i Hassa Nazýrlýðý’ný yürüten Ohannes Paþa, bu tarihte kendi rýzasý ile emekliliðe ayrýlmýþ, bütün zamanýný filoloji ve sözlük çalýþmalarýna hasretmiþtir. 

Ohannes Paþa ve Portukal Paþa, Ýstanbul-Þiþli’deki Ermeni Katolik Mezarlýðý’nda yatmaktadýr. Liberalizm ise, baþýna ‘neo’ eki almýþ haliyle Türkiye’de pek çok kiþinin nefretini toplamaya devam ediyor... 


Özet Kaynakça 
Zafer Toprak, Ýttihad-Terakki ve Cihan Harbi Savaþ Ekonomisi ve Türkiye’de Devletçilik, 1914-1918, Homer Kitabevi, 2003; Kaya Bayraktar, “Osmanlý Bankasýnýn Kuruluþu”, Cumhuriyet Üniversitesi,. Ýktisadi ve Ýdari Bilimler Dergisi, Cilt 3, Sayý 2, 2002; Ýlhan Tekeli, Selim Ýlkin, Para ve Kredi Sisteminin Oluþumunda Bir Aþama: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasý, T.C. Merkez Bankasý Yayýnlarý, 1997; Tanju Demir, “Cumhuriyet Dönemi Paralarýnda Siyaset ve Ýdeoloji”, 75 yýlda Para’nýn Serüveni, Tarih Vakfý Yurt Yayýnlarý, 1998, s 11-28; Arzu Tozduman Terzi, “Osmanlý Maliyesinde Söz Sahibi Üç Ermeni Nazýr: Agop, Mikail ve Ohannes Paþalar”, 23-24 Nisan 2002 Uluslararasý Türk-Ermeni Ýliþkileri Sempozyumu’na sunulan bildiri; Tevfik Çavdar, Türkiye’de Liberalizm (1860-1990), Ýmge 

 

Ayþe HÜR

Radikal, 26.01.2014

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.