Ýzmir'i arþýnlamak - Ark. Þükrü Tül
14 Mart 2015 18:22 / 6703 kez okundu!
Bugün (14 Mart 2015) son yolculuðuna uðurladýðýmýz arkeolog sevgili Þükrü Tül'ün anýsýna sitemizdeki ilk yazýsýný okuyucularýmýzla tekrar paylaþmak istedik.
Ýzmirizmir.Net Ailesi
***
"Bunca tufanýn içinde, kalabalýðýn uðultusunda, sýcak altýnda, poyraz üstünde çabanýzý bekler kent. Elinizden geleni yapýn. Ýzmir’i çoðaltýn. Ýzmir’i artýrýn. Hala elinizde bir tutam keyif bulamýyorsanýz baþka diyecek yok…." Þükrü Bey
***
Ýzmir’i arþýnlamak
BÝR PARÇA KEYÝF TUTUN
Bir parça keyif tutun avuçlarýnýzda. Körfezin duru suyunun deðilse de Þaþal’ýn tadýný çýkarýn. Eriþilebilecek daha birkaç þey deðil, çok þey bulacaksýnýz Ýzmir’de. Ýsterseniz lezzetler kovalayýn. Sabahlarý oburca “boyos” yiyin. Bir tane, iki tane, üç tane, on tane. Yanýnda mutlaka odun talaþýnda, tavada ve fýrýnda piþmiþ yumurta olsun. Yanýnda mutlaka karadut þerbeti bulunsun. Ya da derin Demir han içinde koruk þerbeti. Hiçbir þey olmadý limonata. Þeytan Çarþýsý’ndan geçiyorsanýz kaldýrýmda þeftali-viþne karýþýmý için. Yiyecek gücünüz varsa Tepecik’e uzanýn orada “hamal böreði” var; ya da yokuþ yukarý Eþrefpaþa’da “çiðbörek”.
Öðleyi bulduysanýz, içinde koruk çekirdekleri yüzen bir bamya söyleyin kendinize. Cumaysa günlerden, iç pilav üstü kuzu fýrýnda söyleyin. Beklenmedik sürprizlere hazýr olun dünyanýn en iyi lokantalarýnýn dizili olduðu Kemeraltý’nda. Kefal pilakisi, akya çorbasý, ya temiz Karaburun midyesinden yapýlma bir buðulama. Enginar, iç baklanýn içi bir baþka burada. Roka, maydonoz, dereotu hep taze. Kentin yitik bahçelerinden, Roka cumhuriyetinden, Roka bürokrasisinden gelip daðýlýyor.
Tatlý aramaya çýktýysanýz, içi sarý yumurtalý, kalýn manda kaymaklý “Sütlü börek” var. Hala “dilber dudaðý”, hala “Bülbül yuvasý” var. Hiç olmadý, ayaküstü “Þambali”.
Bütün bunlarýn ardýndan damak cilasý meyve ararsanýz, kuytularda, merdiven aralýklarýnda iyi meyveciler vardýr. Biri Hisarönü’nde, biri Kardiçalý’da, biri Gaffarzade oteli yanýnda (Kemeraltý camisi karþýsý), bir baþkasý Turgutlu geçidinde Çankaya’da. Bunlar hep iyisini, en süzmesini nasýl bulup getirirler Ýzmir’e?
Akþam çöktüyse bir masa gerek; artýk Þükran yok! Bir Veysel Çýkmazý sizi bekler, bir de Yalova’nýn ekabir kibarlýðý. Yokuþun baþýnda plaklarýn çokluðunun þaþýrtýcýlýðý; epeydir aþýnmýþ bir meyhane de bulunur. Gazino istemek, ne fuarda ne de kýyýda kalmamýþtýr. Ne Varyanta asýlý bir Ýkinci Ulusal Mimarlýk dönemi yapýsý, ne de Asansör’de körfez serinliðine bakýþ, çok vermese de hiç yoktandýr.
Keyifleri göze, gönüle göre düzenlemek varsa, Fevzipaþa ile Gazi bulvarý arasýnda gezinmek gerek. Cumhuriyet’in en güzelleri, Kütahya çinileri orada. Birinci Ulusal Mimarlýk Akýmý’nýn güzelleri bunlar. Borsa, Kardiçalý, Vakýflar, irili ufaklý maðazalar. Çinilerin geldiði yer Kütahya. Ne çok sevmiþiz þu turkuazý. Mavi deyince içimiz ferahlamýþ. Karanlýk Çukur haný geçince yarým porsiyon Karaosmanoðlu hana kalmýþýz. Mirkelam Haný kendini gizlemiþ. Orada hala “kontrmanto” iþleri yapýlýyor, biliyor musunuz? Bir baþka handa sucuklar asýlý. Ama kantarcýlar, taþçýlar duruyor gibi. Adý büyük, kendi güzel Ali Paþa meydaný orada kentin ortasýnda. Uzun Yemiþ Çarþýsý Sokak’ta eski bir iki pencere, oradan dönünce Cezayir hanýna doðru, Halim Aða çarþýsýna doðru, tam köþede “Ýþte buraya gemiler baðlanýrmýþ!” denen bir taþ, kaldýrýma gömülü. Ýlla ki bir malta taþý döþeme görmek isterim derseniz, beyler sokaklarýn içine! Eski Adliye deposunun içinde bu taþlardan var. Birinci Beylerde zarif bir eczane duruyor. Hala orada S. Ferid marka “Art Deco” þiþelerde “altýn damlasý” ve “lavanta” bulunuyor. Foto Balým’ýn üstünde, yýkýldý yýkýlacak Güzel Ýzmir haný’nda, saçaklarda Atina fýrýnlarýnda piþme parapet vazolarý bakýyorlar iþte size.
Memleket hastanesi ardýnda Ali aða semtinin sularý, Balaban yokuþu, caminin derin dehlizli ve huzurlu haziresi. Arap Fýrýný sokakta gevrek. Esnaf Þeyhi camisinden yokuþ yukarý bakýþta, Ýzmir’in en güzel merdivenleri, Milli Þef’in doðduðu ev..
Ya da yoksulluðun içtenliðini sormaya gidelim. “Masumiyet” filminin çekildiði veremliler koðuþu Güzel Konya Oteli’ni bilir misiniz? Otelin altýndaki lokantalarda tutunan, filmde oynamýþ karakterleri.. Artýk “Yeni” olmayan Sadýk bey Oteli’ni ve öteki otelleri. Hemþehrilerin tümünü çekmek için yazýlmýþ tabelalarýný: Antalya-Akseki-Burdur Hemþehriler Oteli gibi. Dönertaþýn dönüþünü anlatacak bir çakmakçýyý aramaya gider misiniz? Ya da Mezarlýkbaþý zulalarýnda çift sarmalarýný saklayan bitirimleri tanýr mýsýnýz? Eminim Yeþil Pasaj’dan geçmediniz. Yeþil Pasaj’dan geçiþte, duvar tuvalethanesini, Bizans sarayýnýn kapýsýný, duvara gömülü çeþmeyi, Alliance Ýsraelite Yurdu’nun yýkýk duvarlarýný, kararmýþ bir sinema beyazperdesini, yüzlerce kýrpýk pabuç tabaný arasýnda hiç görmemiþ olabilirsiniz. Asým Gündüz’ün aile evi de zaten çoktan kapalý. Gül Baruh da terketti aile evini. Püsküvütçü kýraathanesinde yüzler yine soluk. Tevfik Paþa Hamamý’nýn kapýlarý hala açýk. Zarif þapkacýlar bu sokakta, Anafartalar caddesinde. Çorbacý Ýsmet, iþkembeye tahin koyuyor. Pandispanya yapan birkaç pastahane var ötesinde.
Garlar eski garlar. Trenler Aydýn’a, Denizli’ye. Otoray yok ama hýzlý trenler var. Billur Otel, trabzan baþýndaki billurlarýný konuþturamýyor artýk. Anýlarý yutmuþ kristaller Kulalý Kel Ahmet’i anýmsamýyor. Olsun yine bir parça Ýzmir peþinde deðil miyiz? Bitpazarý yeni kentlilerle dolup taþýyor. Þöyle beþ milyona giyinmek mümkün. Eski sözler uçuyor havada, Ýzmir argosu bunlar: cillop, bir direk, yarým asker, eskidir vs. Müstamel elbiseler yine alýnýp satýlýyor. Ütüler, eski kömürlü ütüler. En sarsak yaya geçitleri, ýþýklý kavþaklar çaný ve kayasý olmayan burada. Ýsterseniz gülün.
Kalearkasý’nda çýnarlar her yýl birer birer gidiyorlar. Ama yol yeþil ve keyifli hala. Ciðerci ince dilimlerdeki yeteneðini göstermeyi sürdürüyor. Denize attýðýnýzda kendinizi, rüzgar orada. Hiçbir ulusun rüzgarý yok deðil mi? Örneðin “Türk rüzgarlarý” var mý? Ama Ýzmir rüzgarý var: Ýmbat. Keyif olsun diye artýk bir bir sayabilirsiniz eski Ýzmir’den kalan yapýlarý. Ýþgali görmüþ balkonlarý, bir balkonun altýnda kendisine “denize atla!” dendiði için ve atlayamadýðý için sýrýtmasý donup kalmýþ konsol kýzý. Duvarlarý eski eðlenceleri saklayýp yenileriyle karýþtýrmýþ, bunamýþ bir kýyý yosmasý pavyonu, Naim Palas’ýn demir kepenk týrkýlarýný, yere gömülen evi, “Proksenia tis Ellados”u ve yanýndaki “Deutsch” olamamýþ yeþil evi..
Ýmbatýn elinde esirseniz, binin karaçolara. Doðru Alsancak garýna. “Burada saat kulesi varmýþ” diye sorun. 1314 tarihinde yapýlan eklemenin yazýtýný bulun. Ýncir baþlýklý sütunlarý görün. Bir bilet alýp Buca’ya kaçýn. Bornova sokaðýndan geçip Alsancak garýna geldiyseniz Bornova’ya Yamanlar daðýndan indirilme üzüm almaya gidin.
Kitap ve gizemler arýyorsanýz kýzlara aðalýk etmiþ hanýn çevresinde dört dönmelisiniz. Bir kitap yazýldýðý ve basýldýðý günden, bir fotoðraf çekildiði günden, bir kartpostal postaya verildiði günden beri size ulaþmak için çýrpýnmaktadýr. Bilinmeyen sevgiliye kavuþma özleminizi burada karþýlayacaksýnýz. Ýnce uzun bir Arnavut’un elinden, çevirilerinin köþesinde bekleyen bir bayan sahhaftan ya da hattan-minyatürden kent davetiyelerine çaðýrdýðýmýz bir güngörmüþ elinden kitabýnýz, fotoðrafýnýz, kartpostalýnýz -tümü de Ýzmir üstüne- sizin için hazýr edilmiþtir. Avare arayýþlarda kentin sokak aralarýna serpilmiþ yýðýnlarda ruhunuza göre kaðýtlar, tabaklar, tenekeler vardýr elbette. Kiraz Haný’nýn serin geçidinde “Smyrne” yazýlý bir kavanoz hazýr edilmiþtir, oradan geçerseniz diye.
Bunca tufanýn içinde, kalabalýðýn uðultusunda, sýcak altýnda, poyraz üstünde çabanýzý bekler kent. Elinizden geleni yapýn. Ýzmir’i çoðaltýn. Ýzmir’i artýrýn. Hala elinizde bir tutam keyif bulamýyorsanýz baþka diyecek yok….
Þükrü TÜL